hutbeler Aziz Mü'minler! Dinimizdeki temel ibadetlerden birisi de Ramazan ayında oruç tutmaktır Oruç, Bakara sûresinin 183 ayetinde belirtildiği üzere, İslâmiyetten önceki ilâhî dinlerde de var olan ve tarihin derinliklerine dek uzanan bir ibadettir Oruç, gaye ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından, güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten ve cinsî ilişkiden uzakta durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir Oruç, müslüman, zeki ve ergenlik çağına gelmiş olan herkese farzdır Kendisine oruç farz olduğu halde, oruç tutamayacak dek hasta olanlar ile yolcular, oruç tutmayabilirler Yolcular memleketlerine dönünce, hastalar da iyileşince tutamadıkları oruçlarını kaza ederler İyileşmeleri olası olmayan hastalar ise, tutamadıkları ramazan oruçlarının her günü için bir fidye, yani, bir kişinin bir jurnal yiyeceğini ya da o yiyeceğin karşılığı olan parayı yoksula verir Oruca kalb ile niyeti olmak yeterli ise de, dil ile de amaç ettim Allah rızası için oruç tutmayaçağrıda bulunmak suretiyle, niyetin keza kalb ile hem de dil ile yapılması daha güzeldir Oruç yakalamak gayesi ile sahura kalkmak da hedef sayılır Her günün orucuna ayrı olarak niyet etmek şarttır Oruç, insanları dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette de cehennem azabından koruyan ve günahların bağışlanmasına vesile olan bir ibadettir Orucun farziyeti ile ilgili ayette Cenabı Adalet: Ey iman edenler! Kötülüklerden sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı(1) buyurmak suretiyle, orucun farz kılınmasındaki hikmetlerden bazılarını açıklamıştır Bunlar; kötülüklerden uzak durmak, nefsi edep etmek, ahlâkı güzelleştirmek, acınacak şey duygularını , sıkıntılara katlanmayı ve sabretmeyi belletmek, nimetlere şükretmeyi bilgi vermek, özetle maddî ve manevî bakımlardan huzura kavuşturmaktır Sevgili Peygamberimiz de bir hadislerinde: Kim Ramazan orucunun farz olduğuna inanarak ve karşılığını da yalnız Allah'tan umarak oruç tutarsa, onun tüm geçmiş günahları bağışlanır(2) buyurarak orucun günahlardan bağışlanma vesilesi olan manâlı bir ibadet olduğuna dikkat çekici etmişlerdir Değerli Mü'minler ! İnsanın, orucundan beklediği manevî hazzı alabilmesi ve günahlarının bağışlanması için, yalnızca midesine değil, tüm organlarına oruç tutturması gerekir Yani insan, nefsinin aşırı isteklerine karşısında koyabilmeli, öfkesini yenebilmeli ve eline, ayağına, diline, gözüne, kulağına, kalbine, düşüncesine oruç tutturabilmelidir Başkalarına hasar vermekten, etrafındaki insanları sıkıntılı etmekten kaçınmalı, herkesle iyi geçinmeli ve kendisi ile iyi geçinilmelidir Bu Nedenle, bütün ibadetlerde olduğu gibi, özellikle oruç ibadetinin gayesi olan insanın olgunlaşması, ahlâkının güzelleşmesi gerçekleşecek, dolayısıyla ferdin ve toplumun hayatı huzurlu ve mutlu olacaktır 1 Bakara, 2183 2 Riyazü'sSalihin Terc c 2 sh 489 ttp:wwwdiyanetgovtr 'den alınmıştır RAMAZAN AYININ FAZİLETİ Muhterem Müslümanlar! Sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın pekiştiği, sevgi, saygı ve kardeşlik duygularının daha da güçlendiği Ramazan ayını idrak etmek üzereyiz Ramazan ayının diğer aylara oranla dini ve sosyal hayatımızda büyük önemi vardır Zira insanları dürüst yola ileten ilâhî kelâm Kur'anı Kerim'in indirildiği bir ay olması ve içinde bin aydan daha bahtı açık olan Kadir Gecesinin bulunması, bu ayın manevi değerini daha da artırmaktadır Ulu Allah şöyle buyurmaktadır: Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır(1) Sevgili Peygamberimiz (sas) de bu ışık halkası ilgili olarak: Bir kimse, inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan bekleyerek, Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır(2) buyurmuştur Kıymetli Mü'minler! Oruç ayı olan Ramazan ayı, bir çok hikmeti ihtiva eder Algı etmekle manevi açıdan huzur bulduğumuz ve mutluluk duyduğumuz bu ayda sayısız nimetlerin kıymetini hatırlıyor, geçici tat ve duygulardan vazgeçip Ulu Allah'ın dikte buyurduğu oruç ibadeti ile sonsuza dek sürecek manevî hazlara ulaşmanın sırrına eriyoruz Oruç; insanın azim, sebât, kanâat, metânet ve dayanma gibi ahlâkî güzelliklere sahip olmasına, aç kalarak nimetlerin kıymetini bilmesine ve bu vesîle ile yoksulların halini düşünüp onlara acıma ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur İşte bu özelliği ile Ramazan, nefislerin terbiye edildiği, yoksulların doyurulup gözetildiği, sevap ve mükafatın arttığı; affetme ve mağfiretin çokça ihsan edildiği bir aydır Tutulan oruçları, kılınan teravih namazları, okunan hatim ve mukabeleleri, iftar ve sahurları, dua, tövbe, zikir ve niyazları ile baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket ayıdır Muhterem Müslümanlar! Ramazan, Allâh'a olan kulluk şuurunu derinden hissettiğimiz; ulusal birlik ve beraberliğimizin pekiştiği kutsal bir süre dilimidir Dolayısıyla Ramazan Ayının kıymetini bilelim Ondan en iyi şekilde yararlanalım Gönüllerimizi ferahlatan manevî havasını yaşayalım bu vesileyle, geçmişimizi muhasebe ederek, gafletten, kötülüklerden ve haramlardan kendimizi uzak tutalım Yapacağımız iyilikler ve ibadetlerle Allah'ın rızasını kazanmaya çalışalım Kur'an ayında Kur'an'a sarılalım, onu hayatımıza rehber edinelim Yüce Mevlâ'dan Ramazan Ayı'nın, milletimize, bütün İslâm alemine hayırlar getirmesini, insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını dilerim 1 Bakara, 2185 2 Buharî, Savm,7