Hz Abdulkadir Geylani dini hikaye
Hz Abdulkadir Geylani ile ilgili kıssa
Bir gun Abdulkadir Geylani’ye, Bu işe başladığınızda, bu yola adım attığınızda, temeli ne uzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da boyle yuksek dereceye ulaştınız?diye sordular
Buyurdu ki: Temeli sıdk ve doğruluk uzerine attım Asla yalan soylemedim Yalanı kağıda bile yazmadım ve hic yalan duşunmedim İcim ile dışımı bir yaptım Bunun icin işlerim hep rast gitti Cocuk iken maksadım, niyetim, ilim oğrenmek, onunla amel etmek, oğrendiklerime gore yaşamaktı Kucukluğumde Arefe gunu cift surmek icin tarlaya gittim bir okuzun kuyruğundan tutunup, arkasından gidiyordum Hayvan dile geldi ve donup bana; Sen bunun icin yaratılmadın ve bununla emrolunmadındedi Korktum, geri dondum Evimizin damına cıktım Gozume, hacılar gozuktu Arafat'ta vakfeye durmuşlardı
Anneme gidip; Beni Allahu tealanın yolunda bulundur İzin ver, Bağdat'a gidip ilim oğreneyim Salih zatları ve evliyayı bulup ziyaret edeyimdedim Annem sebebini sordu, gorduklerimi anlattım Ağladı, kalkıp babamdan miras kalan seksen altının yarısını kardeşime ayırdı Kalanını bana verip, altınları elbisemin koltuğunun altına dikti Gitmeme izin verip, her ne olursa olsun doğruluk uzere olmamı soyleyip, benden soz aldı Haydi Allah selamet versin oğlum Allahu teala icin ayrıldım Artık kıyamete kadar bir daha yuzunu gorememdedi
Kucuk bir kafile ile Bağdat'a gitmek uzere yola cıktım Hemedan'ı gecince, altmış atlı eşkıya cıka geldi Kafilemizi bastılar Kervanı soydular İclerinden biri benim yanıma geldi Ey derviş! Senin de bir şeyin var mı?diye sordu Kırk altınım vardedim Nerededir?dedi Koltuğumun altında dikilidedim Alay ediyorum zannetti Beni bırakıp gitti Bir başkası geldi, o da sordu Fakat, o da bırakıp gitti İkisi birden reislerine gidip, bu durumu soylediler Reisleri beni cağırttı Bir yerde, kafileden aldıkları malları taksim ediyorlardı Yanına gittim Altının var mı?dedi Kırk altınım vardedim Elbisemin koltuk altını sokmelerini soyledi Sokup, altınları cıkardılar Neden bunu soyledin?dediler Annem, ne olursa olsun yalan soylemememi tembih etti Doğruluktan ayrılmayacağıma soz verdim Verdiğim sozde durmam lazımdedim
Eşkıya reisi, ağlamaya başladı ve; Bu kadar senedir ben, beni yaratıp, yetiştiren Rabbime verdiğim sozu bozuyorumdedi Bu pişmanlığından sonra tovbe edip, haydutluğu bıraktığını soyledi Yanındakiler de, İnsanları soymakta, yol kesmede sen bizim reisimiz idin, şimdi tovbe etmekte de reisimiz oldediler Sonra, hepsi tovbe ettiler Kafileden aldıkları malları sahiplerine geri verdiler İlk defa benim vesilemle tovbe edenler, bu altmış kişidir
Hz Abdulkadir Geylani ile ilgili kıssa
Bir gun Abdulkadir Geylani’ye, Bu işe başladığınızda, bu yola adım attığınızda, temeli ne uzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da boyle yuksek dereceye ulaştınız?diye sordular
Buyurdu ki: Temeli sıdk ve doğruluk uzerine attım Asla yalan soylemedim Yalanı kağıda bile yazmadım ve hic yalan duşunmedim İcim ile dışımı bir yaptım Bunun icin işlerim hep rast gitti Cocuk iken maksadım, niyetim, ilim oğrenmek, onunla amel etmek, oğrendiklerime gore yaşamaktı Kucukluğumde Arefe gunu cift surmek icin tarlaya gittim bir okuzun kuyruğundan tutunup, arkasından gidiyordum Hayvan dile geldi ve donup bana; Sen bunun icin yaratılmadın ve bununla emrolunmadındedi Korktum, geri dondum Evimizin damına cıktım Gozume, hacılar gozuktu Arafat'ta vakfeye durmuşlardı
Anneme gidip; Beni Allahu tealanın yolunda bulundur İzin ver, Bağdat'a gidip ilim oğreneyim Salih zatları ve evliyayı bulup ziyaret edeyimdedim Annem sebebini sordu, gorduklerimi anlattım Ağladı, kalkıp babamdan miras kalan seksen altının yarısını kardeşime ayırdı Kalanını bana verip, altınları elbisemin koltuğunun altına dikti Gitmeme izin verip, her ne olursa olsun doğruluk uzere olmamı soyleyip, benden soz aldı Haydi Allah selamet versin oğlum Allahu teala icin ayrıldım Artık kıyamete kadar bir daha yuzunu gorememdedi
Kucuk bir kafile ile Bağdat'a gitmek uzere yola cıktım Hemedan'ı gecince, altmış atlı eşkıya cıka geldi Kafilemizi bastılar Kervanı soydular İclerinden biri benim yanıma geldi Ey derviş! Senin de bir şeyin var mı?diye sordu Kırk altınım vardedim Nerededir?dedi Koltuğumun altında dikilidedim Alay ediyorum zannetti Beni bırakıp gitti Bir başkası geldi, o da sordu Fakat, o da bırakıp gitti İkisi birden reislerine gidip, bu durumu soylediler Reisleri beni cağırttı Bir yerde, kafileden aldıkları malları taksim ediyorlardı Yanına gittim Altının var mı?dedi Kırk altınım vardedim Elbisemin koltuk altını sokmelerini soyledi Sokup, altınları cıkardılar Neden bunu soyledin?dediler Annem, ne olursa olsun yalan soylemememi tembih etti Doğruluktan ayrılmayacağıma soz verdim Verdiğim sozde durmam lazımdedim
Eşkıya reisi, ağlamaya başladı ve; Bu kadar senedir ben, beni yaratıp, yetiştiren Rabbime verdiğim sozu bozuyorumdedi Bu pişmanlığından sonra tovbe edip, haydutluğu bıraktığını soyledi Yanındakiler de, İnsanları soymakta, yol kesmede sen bizim reisimiz idin, şimdi tovbe etmekte de reisimiz oldediler Sonra, hepsi tovbe ettiler Kafileden aldıkları malları sahiplerine geri verdiler İlk defa benim vesilemle tovbe edenler, bu altmış kişidir