iltasyazilim
FD Üye
Gizli davet devresinde İslâm ile şereflenen ve bundan dolayı müşriklerin şiddetli işkencelerine maruz kalan ilklerden biri de Bilâli Habeşî diye bilinen, Bilâl bin Rebah Hazretleridir
Hazreti Bilâl, Müslümanların amansız düşmanı Ümeyye b Halef in kölesi iken, Hazreti Ebû Bekir vasıtasıyla İslâmla şereflenmiştir174
Bir anda gönlünü çepeçevre saran imân nûru, Hazreti Bilâl için hadsiz bir cesaret kaynağı oluvermişti Öyle ki, bir köle iken, efendisini ve müşriklerin her türlü baskı, işkence ve eziyetlerini hiçe sayarak Müslümanlığını açıkça ilân etmekten çekinmedi
İmanın girmediği kalb taştan daha katı, Allah korkusunun bulunmadığı vicdan, kayalardan daha hissizdir Böyle bir kalb ve vicdana sahip bir insanda acıma, şefkat ve merhamet aramak abestir O insan, artık bu hâliyle mânen canavarlaşmıştır Hatta tahribatı cihetiyle canavarları bile geride bırakmıştır
İşte İslâmın diğer bütün amansız düşmanları gibi Ümeyye bin Halef de böyle bir kalb ve vicdanın sahibiydi Ve Hazreti Bilâl, merhamet ve şefkat yoksunu bu kalb sahibinin kölesi idi
Bu merhamet yoksunu adamın nazarında, Hz Bilâl`in kendisini yaratan tek Allah`a îmân etmesi ve Onun gönderdiği Peygamberi Hazreti Muhammed`e sadâkat elini uzatması büyük suçtu!
Bunun için de o, en amansız işkencelere tâbi tutuluyordu Bazen yirmi dört saat aç, susuz bırakılıyor, bazen boynuna ip takılarak, Mekke`nin ücretle tutulan çocukları tarafından sokak sokak dolaştırılıyordu
Ümeyye bin Halef`in bütün bu gayretleri boşunaydı Hazreti Bilâl bir kere îmân etmişti ve Allah`a teslim olmuştu Gönlü Resûlullahın muhabbetiyle gülşen olmuştu Onun için, bu eziyet ve işkenceler altında inim inim inlerken bile davasını müşriklerin yüzlerine yüzlerine haykırmaktan geri durmuyordu:
Ehad Ehad! Allah birdir! Allah birdir!
İnandığı İslâm davasından her türlü eziyete rağmen zerre kadar taviz vermeyen Hazreti Bilâl`i, bu sefer efendisi Ümeyye bin Halef, kavurucu sıcaklar altında, sırtını, güneşin sıcaklığından ateş parçası haline gelmiş kızgın taş ve kumlara sürttürüp yaktırır, ağzına güneşte kurumuş bir lokma et verdikten sonra, göğsüne kocaman bir kaya parçası koydurur ve şöyle derdi:
Andolsun ki; sen ölmedikçe, yahud Muhammed`i ve Onun dinini inkâr ve reddederek Lât`a Uzzâ`ya tapmadıkça bu azabı üzerinden eksik etmeyeceğim!
Fakat, vücudunun bütün zerreleriyle âdeta bir îmân abidesi kesilmiş olan Hazreti Bilâl, ölümü göze alarak şöyle haykırırdı:
Ben, Lât ve Uzzâ`yı kabul etmem
Allah birdir! Allah birdir!175
Bu sözleri duyan Ümeyye bin Hâlef bütün bütün çileden çıkar, Hazreti Bilâl`in işkencesini bayılıp kendinden geçinceye kadar arttırırdı Sonra da çekip giderdi Hazreti Bilâl nice sonra kendine gelirdi
Hazreti Bilâl`in, bütün bu dayanılmaz eziyetlere, bu çekilmez işkenceye karşı tek dayanak noktası, o haşmetli ve azametli îmânıydı İman, evet, kâinatı kabzai tasarufunda tutan Cenâbı Hakka îmân, Onun sonsuz kudretine i`timad, insan için sarsılmaz, yıkılmaz bir istinad noktasıdır O, bu kahramanca tavrıyla âdeta,
Îmân hem nurdur, hem kuvvettir Hakiki îmânı elde eden adam kâinata meydan okuyabilirhakikatını bütün dünyaya ilân ediyordu
Yine bir gün, Ümeyye bin Halef in onu işkenceden işkenceye uğrattığı bir sırada, oradan geçen Hz Ebû Bekir bu durumu gördü Ümeyye`ye,
Sen hiç Allah`tan korkmaz mısın? Bu zavallıya daha ne zamana kadar işkence edeceksindediOnun itikadını sen bozdun,diye cevap verdi Ümeyye
Kurtulmasını istiyorsan, onu satın al da kurtar
Hz Ebû Bekir,
Ey Ümeyye,dedi, benim, senin dininden siyah bir kölem var Bundan daha güçlü, daha kuvvedidir Onu Bilâl`e karşılık sana vereyim, kabul eder misin?dedi
Ümeyye,
Kabul ettim,dedi Sonra da gülerek,
Vallahi, kölenin karısını da vermedikçe olmazdiye konuştu
Hz Ebû Bekir,
Olur,dedi
Ümeyye yine sinsi sinsi güldü ve
Vallahi, bana kölenin karısı ile birlikte kızını da vermedikçe olmazdedi
Hz Ebû Bekir, bu teklife de,
Olurdiye cevap verdi Fakat, azılı müşrik Ümeyye, âdeta işi yokuşa sürmek istiyormuşçasına davranıyordu Bu sefer hâince gülüşler arasında şu istekte bulundu:
Vallahi, bana onlarla birlikte 200 dinar da üste vermedikçe olmaz!
Onun bu durumuna sinirlenen Hz Ebû Bekir hiddetle,
Sen,dedi, ne utanmaz adamsın Boyuna yalan söyleyip duruyorsun
Ümeyye bu sefer,
Hayır,dedi,
Lât`a, Uzzâ`ya and olsun ki, artık bunları bana verirsen, dediğimi yapacağım
Bunun üzerine Hz Ebû Bekir,
Onların hepsi senin olsundedi ve Hazreti Bilâl`i bu zâlim adamın elinden kurtardı
Hazreti Bilâl`i alan Ebû Bekir`e (ra) Peygamber Efendimiz,
Yâ Ebâ Bekir,dedi, onun üzerinde bir hakkın olacak mı?
Hz Ebû Bekir,
Hayır, yâ Resûlallah,dedi Onu azâd ettim176
Hazreti Bilâl`i Ümeyye bin Hâlef gibi azılı bir müşrikin elinden kurtarıp hürriyetine kavuşturan Hz Ebû Bekir, bir müddet sonra onun gibi köle olan annesi Hamâme`yi de satın alıp âzad etti177
Hazreti Bilâli Habeşî, Resûlullah Efendimizin has müezzini idi Bir an olsun Onun yanından ayrılmak istemezdi Fahri Kâinat`ın dârı bekâya irtihâlleri üzerine, Zatına ve yüksek ahlâkına olan muhabbetinden dolayı Medinei Münevvere`de kalmaya tahammül edemedi ve oradan ayrılmaya mecbur kaldı Bu esnada Halife olan Hz Ebû Bekir, yanında kalması için ısrar edince,
Yâ Ebâ Bekir,dedi Beni, kendin için satın aldınsa yanında tut! Yok eğer Allah rızası için satın aldınsa, serbest bırak da, Allah yolunda cihada katılayım
Bunun üzerine Hz Ebû Bekir, kendisine müsâade etti O da Şâm`a gitti Hz Ebû Bekir`in hilâfeti sırasında orada vukû bulan gazâlara iştirâk etti178
174 İbni Sa`d, Tabakât 3332
175 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât 3232
176 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât, 3328; İnsanü`lUyun, 1299
177 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât, 3328; İnsanü`lUyun, 1299
178 İbni Sa`d, Tabakât, 3238; İbn Hacer, İsâbe, 1169
Hazreti Bilâl, Müslümanların amansız düşmanı Ümeyye b Halef in kölesi iken, Hazreti Ebû Bekir vasıtasıyla İslâmla şereflenmiştir174
Bir anda gönlünü çepeçevre saran imân nûru, Hazreti Bilâl için hadsiz bir cesaret kaynağı oluvermişti Öyle ki, bir köle iken, efendisini ve müşriklerin her türlü baskı, işkence ve eziyetlerini hiçe sayarak Müslümanlığını açıkça ilân etmekten çekinmedi
İmanın girmediği kalb taştan daha katı, Allah korkusunun bulunmadığı vicdan, kayalardan daha hissizdir Böyle bir kalb ve vicdana sahip bir insanda acıma, şefkat ve merhamet aramak abestir O insan, artık bu hâliyle mânen canavarlaşmıştır Hatta tahribatı cihetiyle canavarları bile geride bırakmıştır
İşte İslâmın diğer bütün amansız düşmanları gibi Ümeyye bin Halef de böyle bir kalb ve vicdanın sahibiydi Ve Hazreti Bilâl, merhamet ve şefkat yoksunu bu kalb sahibinin kölesi idi
Bu merhamet yoksunu adamın nazarında, Hz Bilâl`in kendisini yaratan tek Allah`a îmân etmesi ve Onun gönderdiği Peygamberi Hazreti Muhammed`e sadâkat elini uzatması büyük suçtu!
Bunun için de o, en amansız işkencelere tâbi tutuluyordu Bazen yirmi dört saat aç, susuz bırakılıyor, bazen boynuna ip takılarak, Mekke`nin ücretle tutulan çocukları tarafından sokak sokak dolaştırılıyordu
Ümeyye bin Halef`in bütün bu gayretleri boşunaydı Hazreti Bilâl bir kere îmân etmişti ve Allah`a teslim olmuştu Gönlü Resûlullahın muhabbetiyle gülşen olmuştu Onun için, bu eziyet ve işkenceler altında inim inim inlerken bile davasını müşriklerin yüzlerine yüzlerine haykırmaktan geri durmuyordu:
Ehad Ehad! Allah birdir! Allah birdir!
İnandığı İslâm davasından her türlü eziyete rağmen zerre kadar taviz vermeyen Hazreti Bilâl`i, bu sefer efendisi Ümeyye bin Halef, kavurucu sıcaklar altında, sırtını, güneşin sıcaklığından ateş parçası haline gelmiş kızgın taş ve kumlara sürttürüp yaktırır, ağzına güneşte kurumuş bir lokma et verdikten sonra, göğsüne kocaman bir kaya parçası koydurur ve şöyle derdi:
Andolsun ki; sen ölmedikçe, yahud Muhammed`i ve Onun dinini inkâr ve reddederek Lât`a Uzzâ`ya tapmadıkça bu azabı üzerinden eksik etmeyeceğim!
Fakat, vücudunun bütün zerreleriyle âdeta bir îmân abidesi kesilmiş olan Hazreti Bilâl, ölümü göze alarak şöyle haykırırdı:
Ben, Lât ve Uzzâ`yı kabul etmem
Allah birdir! Allah birdir!175
Bu sözleri duyan Ümeyye bin Hâlef bütün bütün çileden çıkar, Hazreti Bilâl`in işkencesini bayılıp kendinden geçinceye kadar arttırırdı Sonra da çekip giderdi Hazreti Bilâl nice sonra kendine gelirdi
Hazreti Bilâl`in, bütün bu dayanılmaz eziyetlere, bu çekilmez işkenceye karşı tek dayanak noktası, o haşmetli ve azametli îmânıydı İman, evet, kâinatı kabzai tasarufunda tutan Cenâbı Hakka îmân, Onun sonsuz kudretine i`timad, insan için sarsılmaz, yıkılmaz bir istinad noktasıdır O, bu kahramanca tavrıyla âdeta,
Îmân hem nurdur, hem kuvvettir Hakiki îmânı elde eden adam kâinata meydan okuyabilirhakikatını bütün dünyaya ilân ediyordu
Yine bir gün, Ümeyye bin Halef in onu işkenceden işkenceye uğrattığı bir sırada, oradan geçen Hz Ebû Bekir bu durumu gördü Ümeyye`ye,
Sen hiç Allah`tan korkmaz mısın? Bu zavallıya daha ne zamana kadar işkence edeceksindediOnun itikadını sen bozdun,diye cevap verdi Ümeyye
Kurtulmasını istiyorsan, onu satın al da kurtar
Hz Ebû Bekir,
Ey Ümeyye,dedi, benim, senin dininden siyah bir kölem var Bundan daha güçlü, daha kuvvedidir Onu Bilâl`e karşılık sana vereyim, kabul eder misin?dedi
Ümeyye,
Kabul ettim,dedi Sonra da gülerek,
Vallahi, kölenin karısını da vermedikçe olmazdiye konuştu
Hz Ebû Bekir,
Olur,dedi
Ümeyye yine sinsi sinsi güldü ve
Vallahi, bana kölenin karısı ile birlikte kızını da vermedikçe olmazdedi
Hz Ebû Bekir, bu teklife de,
Olurdiye cevap verdi Fakat, azılı müşrik Ümeyye, âdeta işi yokuşa sürmek istiyormuşçasına davranıyordu Bu sefer hâince gülüşler arasında şu istekte bulundu:
Vallahi, bana onlarla birlikte 200 dinar da üste vermedikçe olmaz!
Onun bu durumuna sinirlenen Hz Ebû Bekir hiddetle,
Sen,dedi, ne utanmaz adamsın Boyuna yalan söyleyip duruyorsun
Ümeyye bu sefer,
Hayır,dedi,
Lât`a, Uzzâ`ya and olsun ki, artık bunları bana verirsen, dediğimi yapacağım
Bunun üzerine Hz Ebû Bekir,
Onların hepsi senin olsundedi ve Hazreti Bilâl`i bu zâlim adamın elinden kurtardı
Hazreti Bilâl`i alan Ebû Bekir`e (ra) Peygamber Efendimiz,
Yâ Ebâ Bekir,dedi, onun üzerinde bir hakkın olacak mı?
Hz Ebû Bekir,
Hayır, yâ Resûlallah,dedi Onu azâd ettim176
Hazreti Bilâl`i Ümeyye bin Hâlef gibi azılı bir müşrikin elinden kurtarıp hürriyetine kavuşturan Hz Ebû Bekir, bir müddet sonra onun gibi köle olan annesi Hamâme`yi de satın alıp âzad etti177
Hazreti Bilâli Habeşî, Resûlullah Efendimizin has müezzini idi Bir an olsun Onun yanından ayrılmak istemezdi Fahri Kâinat`ın dârı bekâya irtihâlleri üzerine, Zatına ve yüksek ahlâkına olan muhabbetinden dolayı Medinei Münevvere`de kalmaya tahammül edemedi ve oradan ayrılmaya mecbur kaldı Bu esnada Halife olan Hz Ebû Bekir, yanında kalması için ısrar edince,
Yâ Ebâ Bekir,dedi Beni, kendin için satın aldınsa yanında tut! Yok eğer Allah rızası için satın aldınsa, serbest bırak da, Allah yolunda cihada katılayım
Bunun üzerine Hz Ebû Bekir, kendisine müsâade etti O da Şâm`a gitti Hz Ebû Bekir`in hilâfeti sırasında orada vukû bulan gazâlara iştirâk etti178
174 İbni Sa`d, Tabakât 3332
175 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât 3232
176 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât, 3328; İnsanü`lUyun, 1299
177 İbni Hişâm, Sîre, 1340; İbni Sa`d, Tabakât, 3328; İnsanü`lUyun, 1299
178 İbni Sa`d, Tabakât, 3238; İbn Hacer, İsâbe, 1169