nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Hz Ebu Bekir Sıddık (ra) hayatı
Hz Ebubekirin nesebi:
Hz Ebubekirin adı Abdullah, künyesi Ebu Bekirdir Babasının adı Osman künyesi Ebu Kuhafedir Anasının adı Selma Ümmül Hayrdır Babası ve Anası kadar nesebi efendimizle Mürrede birleşir Babası Ebu Kuhafe Mekke ’nin fethinden daha sonra Hz Ebubekirin delaletiyle Müslüman olmuştur ve 92 yaşında Hz Abdullah ’tan daha sonra ölüm etmiştir
Hz Ebubekir Kureyştendir Teymidir Cahiliye dönemindeki ismi Abdülkabe idi Müslüman olunca peygamberimiz ona Abdullah ismini vermiştir Efendimizi birincil kabullenenlerden olduğu gibi miracı nebeviyeyide hemen tasdikinden nedeniyle sıddık namına adalet kazanmıştır
Efendimiz onun hakkında şöyle buyurmuştur Kimi islama davet etti isem birincil lahzada her zaman tereddüt etmişlerdir Yalnız Ebu Bekir müstesnadır o anında onay etmiştir
Müslümanlığı Kabulü
Hz Ebubekir zaten islamdan öncede nezih bir hayat yaşıyordu İyilik yapmayı sever faziletten ayrılmaz Cahiliyet devrinin kötülüklerinden uzakta kalmış cahiliye devrinde bile alkol içmemiştir Kendisine cahiliye devrinde alkol içmedin mi diye sorulduğunda haşa ben namusumu korur, insanlık şerefini tanır bir adamım Alkol içen bunları zarar eder buyurmuştur Efendimizde bu sözü duyunca Ebubekir ’in söylediği doğrudur demiştir Bahrul hakayık tefsirinde Rebia bin Kab ’dan nakille Hz Ebubekir ’in Müslüman oluşu şöyle anlatılır Hz Ebubekir ticaret için gittiği Şamda bir rüya görür Rüyasını Rahip Buhayraya anlatır Buhayra ona:
Sen nereden geldin diye sorar Ebubekir Mekke ’den der
Mekke ’nin hangi kabilesindensin?
Kureyş kabilesinden
Eğer rüya içten ise senin kabilenden bir nebi gelecek ve sen o nebinin hayatında veziri olacaksın dedi Hz Ebubekir bu rüyanın tabirini efendimiz nebi olarak gönderilinceye kadar içinde gizledi Efendimize peygamberlik gelince efendimizin yanına vardı ve delilin nedir diye sordu Efendimizde bu soruya karşılık Şamda gördüğün rüyadır buyurdu Bunun üzerine Ebubekir efendimizin boynuna sarılıp İslamiyeti kabul etti
Hz Ebubekirin Davetiyle Müslüman Olanlar:
Hz Ebubekir kureyş aralarında sayılır sevilir birisiydi Dostlarına İslamı anlatmış onlarda onun himmetiyle Müslüman olmuşlardır
Hz Ebubekir Müslüman olduktan daha sonra efendimizin yanından hiç ayrılmamış, seferde ve hazarda onun sohbetinde bulunmuş ve onun her zaman mahremei esrarı olmuştur Keza bütün malını İslam yolunda harcamıştır Efendimiz bu durumu şöyle anlatır
Cenabı adalet beni size gönderdi, bana yalan söylüyorsunuz dediniz ; yalnız Ebubekir bana dürüst söylüyorsun dedi, bana canıyla ve malıyla destek etti
Rasulüllah (tez) her gün akşam ve sabahleyin unun evine gider onunla ve arkadaşlarıyla sohbet ederdi
Mekke ’de zayıf kabilelerden de Müslüman olanlar vardı Bunlar içinde Bilal kavgalı kumlar üstüne yatırılır, göğsünün üzerine taşlar konur ve o halde bırakılırdı Habbab bin Eret yanmış kömürler üzerine yatırılırdı Ammar bayılıncaya dek dövülürdü Ebu Fukeyheni ’nin ayağına bir ip takılır kumlar ve çakıllar üzerinde sürüklenirdi Lübeyne mükemmel dayaklar altında kıvranırdı Züneyre ise türlü türlü işkencelere maruz kalırdı Nehdiye ’nin Müslüman edinmek yüzünden çekmediği kalmazdı Ümmü Abisi de onlardan biri idi Hz Ebubekir saygın bir tüccar ve büyük bir servet sahibiydi Onun unutulmaz hizmetlerinden birisi de zulüm altındaki tutsak Müslümanları satın alıp azat etmesidir
Hz Ebubekir ’in azad ettikleri:
Müşriklerin öksüz, zaif acınacak halde Müslümanlara akıl almadık işkenceler yaptıkları malumdur Bir gün Bilali Habeşiyi efendisi brülör güneşin aşağı kızgın kumların üstüne yatırmış göğsüne de iri bir taş koymuş vaziyette Hz Ebubekir onu görür görmez bu duruma fazla üzülmüş ve derhal Hz Bilal ’i satın almıştır Daha sonrada onu azad etmiştir
Hz Ebubekir kendi bedenini efendimize siper ederek onu korumaya çalışmıştır Bir gün müşrikler Kabe ’de efendimizi dövmeye başlamışlardır Derhal Ebu Bekir yetişerek onlara rabbim Allah dediği için bu yapılır mı diye çıkışmıştır
Yine bir gün efendimiz Haremi şerifeynde namaz kılarken müşriklerden Ukbe bin Mukayt efendimiz üzerine mülevvesat attığı ve bir keresinde de abasıyla boğmak istediği sırada Hz Ebubekir yetişip kurtarmıştır
Hz Ebubekirin Habeşistan ’a Hicret Teşebbüsü:
Kureyş ’in mezalimi yalnızca yoksul Müslümanlara münhasır değildi Hz Ebubekir de taarruza uğradığından o da Habeşistan ’a hicret etmek istemişti O nüfuz ve mevki sahibi bir insandı Onu sadece bu işe zorlayan müşriklerin onu yüksek sesle KURAN okumaktan men etmeleri idi Hz Ebubekir ’in sesi KURAN okurken müşrikleri etkiliyordu Kureyş ise İslamın intişarına mani almak için her çareye başvurarak onu da sesli KURAN okumaktan men ettiler
Hz Ebubekir karar verip yola çıktı Berkül Gımad mevkiine geldiğinde İbnüddağneye rast geldi İbnüddağne Hz Ebubekir ’in fikrini öğrenince ona sen Mekke ’de saygın bir insansın diyerek onu bu fikrinden vazgeçirmiştir
Hicrette Hz Ebubekir:
İslam tarihinde en önemli bir hadise olan hicrette Hz Ebubekir ailesinin büyük rolü olmuştur Müslümanlar birer ikişer Medine ’ye hicret edince Hz Ebubekir de hicret için müsade istemişti Rasulüllahta ona dur bakalım şayet Allah sana bir dost nasip eder buyurmuştur Müşrikler efendimizi öldürmek için karar alınca Cebrail efendimize gelip hicreti tebliğ edince efendimizde yatağına Hz Aliyi bırakarak Hz Ebubekir ’in evine gitti ve günü orda geçirip beraber yola çıktılar
Efendimiz ve arkadaşı sevr dağına vardıklarında ıssız bir mağara olan Hira ’ya sığındılar Mağarada delikten bir yılan başını çıkanca sıddık efendimize bir zararı olmasın diye deliğe ayağını tıkadı ve yılan da sıdıkkı ısırdı Acıdan gözünden akan yaş efendimizin yüzüne damladı efendimiz de tükürüğünü yaraya sürerek onun acısını dindirdi Nitekim kasidei bürdede durum şöyle anlatılır
Gar içine aldığı hayır kerem kanların
Kafirlerin gözleri görmedi oldu ami
Sıdk ile sıddık girip gara, gelen kafirler
Mağarada kimse yok diye vururlar demi
Mağaranın önüne güvercin ve örümcek
Evler yapıp sakladı rasulü muhteremi
Şol kulu ama Haliki hıfzeyleye istemez
Kat kat olan zırhı ve hem mürtefi kalayı
Hz Ebubekir ’in oğlu Abdullah da geceleri efendimizin yanına bulunur gündüz Mekke ’ye gelip haber toplar, çobanları ise koyunları efendimiz ve arkadaşının izlerinde koyunlarını gezdirip izlerini değil ederdi Efendimiz ve Hz Ebubekir Medine ’ye ulaştıklarında tekrar arkadaşı hep yanına idi ve efendimizin vefatına dek bu böyle devam etmiştir
Ebu Derda (ra) anlatıyor: “Bir gün Rasulullahın huzurunda idim Efendimiz Hz Ebubekir ’in sinirli bir şekilde geldiğini görünce galiba kardeşiniz birisiyle tartışma etmiş buyurdu Sonra Ebubekir gelip Ya Rasulüllah dedi biz Ömer ile münakaşa ettik Ben pişman oldum ve kusurumun affı için Ömer ’e rica eyledim ama o beni affetme etmedi Bende Rasulüllaha geldim dedi Efendimiz de üç defa Allah seni mağfiret etsin buyurdu daha sonra Hz Ömer de pişman olarak sıddıkın evine gitti ama onu evde bulamadı O da Rasulullahın yanına gitti Efendimizin mübarek vechi saadetinin levni mütagayyir oldu ve hiddetinden levni donuk bir hal aldı Hatta Hz Ebubekir Efendimizin Hz Ömer hakkında fena bir muamelede bulunmasından korktu Hemencecik Rasulullahın önünde diz çökerek bu olaya ibtida ben sebep oldum çağırmak istedi Bunun üzerine Rasulüllah Hakkaki Hakk Teala beni yargı peygamber olarak yolladı Siz bana kaziptir dediniz, o ise sadıktır dedi Ve Ebubekir beni nefsiyle ve malıyla muvasat eyledi Yani nefsini ve malını Allah yolunda feda etti buyurdu Sonra siz benim sahibimi, arkadaşımı bana terk ediciler misiniz diye efendimiz bu sözü iki kez tekrarladı Yani Ebubekir ’e ilişmeyiniz, Ebubekir ’i bana bırakın buyurdu Bundan Böyle bu olaydan sonra Ebubekir ’e kimse dokunmadı ve ilişmedi
Rasulü Ekremin hilafet için işaretleri:
Rasulüllah şöyle buyurdu:
Bir gün uyuyordum, kendimi bir kuyu üstünde gördüm Kuyunun bir kovası var idi Kuyudan Allahın dilediği kadar su çektim Daha Sonra Kuhafe ’nin oğlu geldi ve kovayı elimden aldı, o da bir iki kova su çekti Ama zaif olduğundan Allah Teala onu kurtardı: ama bu sırada kova büyüdü ve onu Hattab ’ın oğlu Ömer eline aldı, daha kaslı bir şekilde kovayı çekti Onun çektiği su ile havuz dolmuş idi Su içmek isteyenler her taraftan onun civarda toplanmışlardı
Bu hadise efendimizden sonra halifeliğe Ebubekir, sonra ise Hz Ömer ’in geçeceğini ve Hz Ömer zamanında ise fetihlerin çok olacağını göstermiştir
Bedir savaşı da Müslümanlar için çok önemli idi Çünkü bu savaşta baba ile oğul amca ile yeğen karşı karşıya gelmekte idi
Hz Ebubekir de aleyhinde hemen şimdi Müslüman olmamış Abdurrahman ’ı fark etti Abdurrahman da babasını görmüştü ve ona aleyhinde kılıcını sıyırmıştı Hz Ebubekir evlat sevgisi ve babalık şefkatini bir kenara bırakıp ona karşısında yürümek istedi Efendimiz (iddia) dur Ya Ebu Bekir sen benim görür gözüm işitir kulağımsın buyurarak onu men etmiştir
Rasulü Ekrem aleyhisselam hicretin on birinci yılı Safer ayının 1819 günü gece yarısı cennetül bakiye gidip orada medfun yer alan sahabileri ziyaretten döndükten sonra hafif bir kırgınlık hissetmişti, beş gün sonrada hastalığı arttı Efendimiz hastalığı esnasında Hz Aişe ’nin yanına kalırdı Rasulüllah o gün akşam namazını kıldırdıktan daha sonra; yatsı namazına çıkamayacağını anlayarak Hz Ebubekir ’e namaz kıldırma vazifesini vermişti
Hz Aişe; efendimize babasının rakikul kalp olduğunu namaz kılarken ağlayacağını belirtmiş ve bu fikrini üç defa tekrarlamış efendimizde üçünde de kararını bozmamış ve şöyle buyurmuştur Böyle itirazdan vazgeç! Hakka ama siz nisa taifesi değil mi Hz Yusuf ’un sahibelerisiniz Muzmarını hakikatin hilafına izhar etmekte bir nevi Züleyhaya benzersiniz Haydi emrediniz, Ebubekir ’e namaz kıldırsın Buyurdu Efendimiz vefatında ashab aralarında bir buhran yaşandı Hz Ömer bile kılıcını sıyırıp kim Hz Peygamber öldü derse onun başını alırım buyurdu
Bunu görebilen Hz Ebubekir onu susturdu, ardından efendimize salat ve selam getirerek şu kıymetli sözleri söyledi:
Ey nas! Rasulüllaha tapan bilsin ancak o ölmüştür Allaha tapanlar ise Allah ’ın Hayya layemut olduğunu bilirler Allah buyurmuştur fakat: Muhammed (iddia) fakat bir peygamberdir Ondan evvel nice evvel peygamber gelip geçmiştir O ölür veya öldürülürse siz geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah ’a hasar vermez Allah nail oldukları İslamiyet nimetine şükredenlere mükafatını verir Bu sözler insanları teskin etti Bundan sonra efendimizin defni ile meşgul oldular
Hz Ebabekir ’in halife seçilmesi:
Rasulü Ekrem ’in vefatından sonra ensar Saad bin Ubadeyi tayin etmek için toplanmışlardı Hz Ebubekir, Ömer ve Ubade Sakıfıye ’de toplanan halkın yanına vardılar Topluluk biz ensarız ilahi davanın yardımcılarıyız siz muhacirler bizim içimizde bir taifesiniz bizi kökümüzden büsbütün uzaklaştırmak mı istiyorsunuz dediler
Hz Ömer cevap atamak istedi ise de sıddık buna mani oldu ve şöyle konuştu
Ey Ensar siz kendi namınıza saydığınız bütün faziletlere sahipsiniz, ama realite şudur ama Araplar kureyşin başkanlığında toplanırlar, başkanlık işini başkasına vermezler, size iki zattan birini seçmenizi öğüt ediyorum bunlardan biri Hz Ömer diğeri ise Hz Ebu Ubeydedir Bunu duyarı Hz Ömer içersinde sıddık gibi bir insanın bulunduğu cemaatin riyasetine geçmeyi katiyyen kabul etmeyeceğini söylemiş ve Hz Ebubekiri ’n eline sarılarak ona biat etmiştir Arkasında tüm Müslümanlar ona biat etmişlerdir
Seçimin ardındaki Hz Ebubekir minbere çıkıp birincil nutkunu söyledi
Ey Nas!
Sizin en iyiniz olmadığım halde sizin başınıza geçmiş bulunuyorum Vazifemi yollu yolunda ifa edersem bana destek ediniz Yanılır isem bana doğru yolu gösteriniz Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir İçinizdeki zaif hakkını alıncaya dek nazarımda kuvvetlidir İçinizdeki adaleli de, ondan başkasının hakkı alıncaya kadar zaiftir Bir insanlar Allah yolundaki cihattan ayrılırsa zillete düçar olur Bir millette fenalık revaç bulursa tüm halk fenaya uğrar Ben Allah ve peygamberine itaat ettikçe sizde bana itaat ediniz Eğer itaat etmezsem sizin de bana itaatiniz gerekli gelmez Haydi namazınıza Allahu teala cümlenizi rahmetine değerinde kılsın
Hz Ebubekir halife olarak birincil işi Üsame ordusunun sefere gönderilmesi idi Sıddık köpekler, kurtlar üzerime saldıracak olsa onu yeniden gönderirim buyurmuştur
İrtidat ve İsyanların bastırılması
Efendimiz daha ölüm etmeden önce sahte peygamberler çıkmaya başlamış ve ondan sonrada artrnıştır Sıddık onların hepsini bertaraf etmiştir
Kuranı kerimin cem edilmesi
Kuran hafızlarının savaşlarda şehit düşmeleri ve sayılarının azalması onu endişeye itmiştir Daha önceleri cilt, kemik, taş, dal parçaları üstüne yazılan Kuranı Kerim Hz Ömer ve Ebubekir ’in gayretleri ile Zeyd bin sabitin gözetimi altında altı ay zarfında bir araya getirildi
Hz Ebubekir ’in irtihali
Hz Ebubekir Müslümanların riyasetinde kısa bir vakit kalmış olmasına rağmen koskocoman işler görmeğe muvaffak olmuştur Efendimizin vefatıyla zuhur eden sahte peygamberlerle büyük bir metanetle uğraş edip onları bertaraf etmiş ve sonra İslamın düşmanı olan Bizans ve Sasani ile karşılaşmıştır
Hicretin on dördüncü yılının cemaziyelahir ayında hastalandı Hz Ebubekir ’in sıhhatini en çok sarsan efendimizin vefatı olmuştur Bundan sonradan gün be gün erimeye başlamıştır Vazifesini Hz Ömer ’e bırakarak bu dünyadan ayrılmıştır
Ebubekir ra şemaili
Uzuna yakın orta boylu kuruca yüzlü, çukurca gözlü, yumru alınlı, aralıklı sakallı idi Aşkullah haşyetullah, muhabbeti Rasulullahtan defalarca mahzun idi Bedenen zaifliğine mukabil kuvvet ve savlet sahibi, şeci, cildi ince, göz pınarları derin, yüzü nurlu, alnı ve yüzü beyaz ve açık idi sakalının üstteki kısmı hafif olup sakalını kına ve güya şeylerle tezyin eylediği şemili şerifte tasvir olunmuştur Belindeki kemeri baskı üzere bendeylemeğe mail olduğu halde heyet ve suretini suni güzelliklerle tahsin etmeğe heveskar değildi
Dünyada sevdirilen üç şey
Peygamber efendimiz buyurdular fakat:
Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: aroma, helal nisa, gözüm nuru olan namaz
Hz Ebubekir ise bana üç şey sevdirildi ya rasulullah:senin yüzüne bakmak
kızımın Rasulullahın zevcesi olması, senin yolunda mülk tüketmek
Hz Ömer ra bana üç şey sevdirildi:iyilikle emretmek, kötülükten nehyetmek eski kaftan giymek
Hz Osman ra Dünyada bana üç şey sevdirildi:aç beslemek, kuran okumak, çıplak giydirmek
Hz Ali ra bende dünyadan üç şeyi sevdim: misafire hizmet vermek, yaz gününde oruç yetişmek, düşmana kılıç vurmak
İbni Abbas ra:Bana da üş şey sevdirildi: mahlukattan uzlet, Allah ile ünsiyet, Allah ’a tövbekar almak
Hz Hasan ra:Bana da üç şey sevimli geldi: geceleri namaz kılmak, sözün doğrusunu bildirmek, hastaları gezmek
Hz Hüseyin ra:Ben üç şeyi sevdim: Allah ’a Muhabbet, Allah için fukaraya şefkat, Allah yolunda şehadet
Hz Hamza ra Bana da üç şey sevimli gelir: Ahde vefa, emaneti eda, cemaate devam
Hz Aişe bana şirin gelen üç şey: ana babaya ikram, helal gelir, haramdan sakınmak
Hz Fatıma ise: yetimlere şefkat, komşuya ihsan, yoksul ve zaiflere acınacak şey
Mikail (birli): gözü yaşlı göz, zikreden lisan, titrek kalb
İsrafil (as):ilmiyle amil bilgin, sabırlı zahid, acize yardım
Azrail (birli): Allah ’a tevekkül, Allah ’ın kaderine rıza, Allah ’ın emrine itaat
Cebrail (birli):delalette olanları hidayet etmeyi, Allah itaatkar olan gariblerle ünsiyet etmeyi, darlık içinde olan ailelere destek etmeyi
Cenabı Rabbul Alemin hazretleri buyurdu: sıkıntıları kaldırmak, günahları mağfiret etmek, ayıplan setretmek
*
Hz Ebubekirin nesebi:
Hz Ebubekirin adı Abdullah, künyesi Ebu Bekirdir Babasının adı Osman künyesi Ebu Kuhafedir Anasının adı Selma Ümmül Hayrdır Babası ve Anası kadar nesebi efendimizle Mürrede birleşir Babası Ebu Kuhafe Mekke ’nin fethinden daha sonra Hz Ebubekirin delaletiyle Müslüman olmuştur ve 92 yaşında Hz Abdullah ’tan daha sonra ölüm etmiştir
Hz Ebubekir Kureyştendir Teymidir Cahiliye dönemindeki ismi Abdülkabe idi Müslüman olunca peygamberimiz ona Abdullah ismini vermiştir Efendimizi birincil kabullenenlerden olduğu gibi miracı nebeviyeyide hemen tasdikinden nedeniyle sıddık namına adalet kazanmıştır
Efendimiz onun hakkında şöyle buyurmuştur Kimi islama davet etti isem birincil lahzada her zaman tereddüt etmişlerdir Yalnız Ebu Bekir müstesnadır o anında onay etmiştir
Müslümanlığı Kabulü
Hz Ebubekir zaten islamdan öncede nezih bir hayat yaşıyordu İyilik yapmayı sever faziletten ayrılmaz Cahiliyet devrinin kötülüklerinden uzakta kalmış cahiliye devrinde bile alkol içmemiştir Kendisine cahiliye devrinde alkol içmedin mi diye sorulduğunda haşa ben namusumu korur, insanlık şerefini tanır bir adamım Alkol içen bunları zarar eder buyurmuştur Efendimizde bu sözü duyunca Ebubekir ’in söylediği doğrudur demiştir Bahrul hakayık tefsirinde Rebia bin Kab ’dan nakille Hz Ebubekir ’in Müslüman oluşu şöyle anlatılır Hz Ebubekir ticaret için gittiği Şamda bir rüya görür Rüyasını Rahip Buhayraya anlatır Buhayra ona:
Sen nereden geldin diye sorar Ebubekir Mekke ’den der
Mekke ’nin hangi kabilesindensin?
Kureyş kabilesinden
Eğer rüya içten ise senin kabilenden bir nebi gelecek ve sen o nebinin hayatında veziri olacaksın dedi Hz Ebubekir bu rüyanın tabirini efendimiz nebi olarak gönderilinceye kadar içinde gizledi Efendimize peygamberlik gelince efendimizin yanına vardı ve delilin nedir diye sordu Efendimizde bu soruya karşılık Şamda gördüğün rüyadır buyurdu Bunun üzerine Ebubekir efendimizin boynuna sarılıp İslamiyeti kabul etti
Hz Ebubekirin Davetiyle Müslüman Olanlar:
Hz Ebubekir kureyş aralarında sayılır sevilir birisiydi Dostlarına İslamı anlatmış onlarda onun himmetiyle Müslüman olmuşlardır
Hz Ebubekir Müslüman olduktan daha sonra efendimizin yanından hiç ayrılmamış, seferde ve hazarda onun sohbetinde bulunmuş ve onun her zaman mahremei esrarı olmuştur Keza bütün malını İslam yolunda harcamıştır Efendimiz bu durumu şöyle anlatır
Cenabı adalet beni size gönderdi, bana yalan söylüyorsunuz dediniz ; yalnız Ebubekir bana dürüst söylüyorsun dedi, bana canıyla ve malıyla destek etti
Rasulüllah (tez) her gün akşam ve sabahleyin unun evine gider onunla ve arkadaşlarıyla sohbet ederdi
Mekke ’de zayıf kabilelerden de Müslüman olanlar vardı Bunlar içinde Bilal kavgalı kumlar üstüne yatırılır, göğsünün üzerine taşlar konur ve o halde bırakılırdı Habbab bin Eret yanmış kömürler üzerine yatırılırdı Ammar bayılıncaya dek dövülürdü Ebu Fukeyheni ’nin ayağına bir ip takılır kumlar ve çakıllar üzerinde sürüklenirdi Lübeyne mükemmel dayaklar altında kıvranırdı Züneyre ise türlü türlü işkencelere maruz kalırdı Nehdiye ’nin Müslüman edinmek yüzünden çekmediği kalmazdı Ümmü Abisi de onlardan biri idi Hz Ebubekir saygın bir tüccar ve büyük bir servet sahibiydi Onun unutulmaz hizmetlerinden birisi de zulüm altındaki tutsak Müslümanları satın alıp azat etmesidir
Hz Ebubekir ’in azad ettikleri:
Müşriklerin öksüz, zaif acınacak halde Müslümanlara akıl almadık işkenceler yaptıkları malumdur Bir gün Bilali Habeşiyi efendisi brülör güneşin aşağı kızgın kumların üstüne yatırmış göğsüne de iri bir taş koymuş vaziyette Hz Ebubekir onu görür görmez bu duruma fazla üzülmüş ve derhal Hz Bilal ’i satın almıştır Daha sonrada onu azad etmiştir
Hz Ebubekir kendi bedenini efendimize siper ederek onu korumaya çalışmıştır Bir gün müşrikler Kabe ’de efendimizi dövmeye başlamışlardır Derhal Ebu Bekir yetişerek onlara rabbim Allah dediği için bu yapılır mı diye çıkışmıştır
Yine bir gün efendimiz Haremi şerifeynde namaz kılarken müşriklerden Ukbe bin Mukayt efendimiz üzerine mülevvesat attığı ve bir keresinde de abasıyla boğmak istediği sırada Hz Ebubekir yetişip kurtarmıştır
Hz Ebubekirin Habeşistan ’a Hicret Teşebbüsü:
Kureyş ’in mezalimi yalnızca yoksul Müslümanlara münhasır değildi Hz Ebubekir de taarruza uğradığından o da Habeşistan ’a hicret etmek istemişti O nüfuz ve mevki sahibi bir insandı Onu sadece bu işe zorlayan müşriklerin onu yüksek sesle KURAN okumaktan men etmeleri idi Hz Ebubekir ’in sesi KURAN okurken müşrikleri etkiliyordu Kureyş ise İslamın intişarına mani almak için her çareye başvurarak onu da sesli KURAN okumaktan men ettiler
Hz Ebubekir karar verip yola çıktı Berkül Gımad mevkiine geldiğinde İbnüddağneye rast geldi İbnüddağne Hz Ebubekir ’in fikrini öğrenince ona sen Mekke ’de saygın bir insansın diyerek onu bu fikrinden vazgeçirmiştir
Hicrette Hz Ebubekir:
İslam tarihinde en önemli bir hadise olan hicrette Hz Ebubekir ailesinin büyük rolü olmuştur Müslümanlar birer ikişer Medine ’ye hicret edince Hz Ebubekir de hicret için müsade istemişti Rasulüllahta ona dur bakalım şayet Allah sana bir dost nasip eder buyurmuştur Müşrikler efendimizi öldürmek için karar alınca Cebrail efendimize gelip hicreti tebliğ edince efendimizde yatağına Hz Aliyi bırakarak Hz Ebubekir ’in evine gitti ve günü orda geçirip beraber yola çıktılar
Efendimiz ve arkadaşı sevr dağına vardıklarında ıssız bir mağara olan Hira ’ya sığındılar Mağarada delikten bir yılan başını çıkanca sıddık efendimize bir zararı olmasın diye deliğe ayağını tıkadı ve yılan da sıdıkkı ısırdı Acıdan gözünden akan yaş efendimizin yüzüne damladı efendimiz de tükürüğünü yaraya sürerek onun acısını dindirdi Nitekim kasidei bürdede durum şöyle anlatılır
Gar içine aldığı hayır kerem kanların
Kafirlerin gözleri görmedi oldu ami
Sıdk ile sıddık girip gara, gelen kafirler
Mağarada kimse yok diye vururlar demi
Mağaranın önüne güvercin ve örümcek
Evler yapıp sakladı rasulü muhteremi
Şol kulu ama Haliki hıfzeyleye istemez
Kat kat olan zırhı ve hem mürtefi kalayı
Hz Ebubekir ’in oğlu Abdullah da geceleri efendimizin yanına bulunur gündüz Mekke ’ye gelip haber toplar, çobanları ise koyunları efendimiz ve arkadaşının izlerinde koyunlarını gezdirip izlerini değil ederdi Efendimiz ve Hz Ebubekir Medine ’ye ulaştıklarında tekrar arkadaşı hep yanına idi ve efendimizin vefatına dek bu böyle devam etmiştir
Ebu Derda (ra) anlatıyor: “Bir gün Rasulullahın huzurunda idim Efendimiz Hz Ebubekir ’in sinirli bir şekilde geldiğini görünce galiba kardeşiniz birisiyle tartışma etmiş buyurdu Sonra Ebubekir gelip Ya Rasulüllah dedi biz Ömer ile münakaşa ettik Ben pişman oldum ve kusurumun affı için Ömer ’e rica eyledim ama o beni affetme etmedi Bende Rasulüllaha geldim dedi Efendimiz de üç defa Allah seni mağfiret etsin buyurdu daha sonra Hz Ömer de pişman olarak sıddıkın evine gitti ama onu evde bulamadı O da Rasulullahın yanına gitti Efendimizin mübarek vechi saadetinin levni mütagayyir oldu ve hiddetinden levni donuk bir hal aldı Hatta Hz Ebubekir Efendimizin Hz Ömer hakkında fena bir muamelede bulunmasından korktu Hemencecik Rasulullahın önünde diz çökerek bu olaya ibtida ben sebep oldum çağırmak istedi Bunun üzerine Rasulüllah Hakkaki Hakk Teala beni yargı peygamber olarak yolladı Siz bana kaziptir dediniz, o ise sadıktır dedi Ve Ebubekir beni nefsiyle ve malıyla muvasat eyledi Yani nefsini ve malını Allah yolunda feda etti buyurdu Sonra siz benim sahibimi, arkadaşımı bana terk ediciler misiniz diye efendimiz bu sözü iki kez tekrarladı Yani Ebubekir ’e ilişmeyiniz, Ebubekir ’i bana bırakın buyurdu Bundan Böyle bu olaydan sonra Ebubekir ’e kimse dokunmadı ve ilişmedi
Rasulü Ekremin hilafet için işaretleri:
Rasulüllah şöyle buyurdu:
Bir gün uyuyordum, kendimi bir kuyu üstünde gördüm Kuyunun bir kovası var idi Kuyudan Allahın dilediği kadar su çektim Daha Sonra Kuhafe ’nin oğlu geldi ve kovayı elimden aldı, o da bir iki kova su çekti Ama zaif olduğundan Allah Teala onu kurtardı: ama bu sırada kova büyüdü ve onu Hattab ’ın oğlu Ömer eline aldı, daha kaslı bir şekilde kovayı çekti Onun çektiği su ile havuz dolmuş idi Su içmek isteyenler her taraftan onun civarda toplanmışlardı
Bu hadise efendimizden sonra halifeliğe Ebubekir, sonra ise Hz Ömer ’in geçeceğini ve Hz Ömer zamanında ise fetihlerin çok olacağını göstermiştir
Bedir savaşı da Müslümanlar için çok önemli idi Çünkü bu savaşta baba ile oğul amca ile yeğen karşı karşıya gelmekte idi
Hz Ebubekir de aleyhinde hemen şimdi Müslüman olmamış Abdurrahman ’ı fark etti Abdurrahman da babasını görmüştü ve ona aleyhinde kılıcını sıyırmıştı Hz Ebubekir evlat sevgisi ve babalık şefkatini bir kenara bırakıp ona karşısında yürümek istedi Efendimiz (iddia) dur Ya Ebu Bekir sen benim görür gözüm işitir kulağımsın buyurarak onu men etmiştir
Rasulü Ekrem aleyhisselam hicretin on birinci yılı Safer ayının 1819 günü gece yarısı cennetül bakiye gidip orada medfun yer alan sahabileri ziyaretten döndükten sonra hafif bir kırgınlık hissetmişti, beş gün sonrada hastalığı arttı Efendimiz hastalığı esnasında Hz Aişe ’nin yanına kalırdı Rasulüllah o gün akşam namazını kıldırdıktan daha sonra; yatsı namazına çıkamayacağını anlayarak Hz Ebubekir ’e namaz kıldırma vazifesini vermişti
Hz Aişe; efendimize babasının rakikul kalp olduğunu namaz kılarken ağlayacağını belirtmiş ve bu fikrini üç defa tekrarlamış efendimizde üçünde de kararını bozmamış ve şöyle buyurmuştur Böyle itirazdan vazgeç! Hakka ama siz nisa taifesi değil mi Hz Yusuf ’un sahibelerisiniz Muzmarını hakikatin hilafına izhar etmekte bir nevi Züleyhaya benzersiniz Haydi emrediniz, Ebubekir ’e namaz kıldırsın Buyurdu Efendimiz vefatında ashab aralarında bir buhran yaşandı Hz Ömer bile kılıcını sıyırıp kim Hz Peygamber öldü derse onun başını alırım buyurdu
Bunu görebilen Hz Ebubekir onu susturdu, ardından efendimize salat ve selam getirerek şu kıymetli sözleri söyledi:
Ey nas! Rasulüllaha tapan bilsin ancak o ölmüştür Allaha tapanlar ise Allah ’ın Hayya layemut olduğunu bilirler Allah buyurmuştur fakat: Muhammed (iddia) fakat bir peygamberdir Ondan evvel nice evvel peygamber gelip geçmiştir O ölür veya öldürülürse siz geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah ’a hasar vermez Allah nail oldukları İslamiyet nimetine şükredenlere mükafatını verir Bu sözler insanları teskin etti Bundan sonra efendimizin defni ile meşgul oldular
Hz Ebabekir ’in halife seçilmesi:
Rasulü Ekrem ’in vefatından sonra ensar Saad bin Ubadeyi tayin etmek için toplanmışlardı Hz Ebubekir, Ömer ve Ubade Sakıfıye ’de toplanan halkın yanına vardılar Topluluk biz ensarız ilahi davanın yardımcılarıyız siz muhacirler bizim içimizde bir taifesiniz bizi kökümüzden büsbütün uzaklaştırmak mı istiyorsunuz dediler
Hz Ömer cevap atamak istedi ise de sıddık buna mani oldu ve şöyle konuştu
Ey Ensar siz kendi namınıza saydığınız bütün faziletlere sahipsiniz, ama realite şudur ama Araplar kureyşin başkanlığında toplanırlar, başkanlık işini başkasına vermezler, size iki zattan birini seçmenizi öğüt ediyorum bunlardan biri Hz Ömer diğeri ise Hz Ebu Ubeydedir Bunu duyarı Hz Ömer içersinde sıddık gibi bir insanın bulunduğu cemaatin riyasetine geçmeyi katiyyen kabul etmeyeceğini söylemiş ve Hz Ebubekiri ’n eline sarılarak ona biat etmiştir Arkasında tüm Müslümanlar ona biat etmişlerdir
Seçimin ardındaki Hz Ebubekir minbere çıkıp birincil nutkunu söyledi
Ey Nas!
Sizin en iyiniz olmadığım halde sizin başınıza geçmiş bulunuyorum Vazifemi yollu yolunda ifa edersem bana destek ediniz Yanılır isem bana doğru yolu gösteriniz Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir İçinizdeki zaif hakkını alıncaya dek nazarımda kuvvetlidir İçinizdeki adaleli de, ondan başkasının hakkı alıncaya kadar zaiftir Bir insanlar Allah yolundaki cihattan ayrılırsa zillete düçar olur Bir millette fenalık revaç bulursa tüm halk fenaya uğrar Ben Allah ve peygamberine itaat ettikçe sizde bana itaat ediniz Eğer itaat etmezsem sizin de bana itaatiniz gerekli gelmez Haydi namazınıza Allahu teala cümlenizi rahmetine değerinde kılsın
Hz Ebubekir halife olarak birincil işi Üsame ordusunun sefere gönderilmesi idi Sıddık köpekler, kurtlar üzerime saldıracak olsa onu yeniden gönderirim buyurmuştur
İrtidat ve İsyanların bastırılması
Efendimiz daha ölüm etmeden önce sahte peygamberler çıkmaya başlamış ve ondan sonrada artrnıştır Sıddık onların hepsini bertaraf etmiştir
Kuranı kerimin cem edilmesi
Kuran hafızlarının savaşlarda şehit düşmeleri ve sayılarının azalması onu endişeye itmiştir Daha önceleri cilt, kemik, taş, dal parçaları üstüne yazılan Kuranı Kerim Hz Ömer ve Ebubekir ’in gayretleri ile Zeyd bin sabitin gözetimi altında altı ay zarfında bir araya getirildi
Hz Ebubekir ’in irtihali
Hz Ebubekir Müslümanların riyasetinde kısa bir vakit kalmış olmasına rağmen koskocoman işler görmeğe muvaffak olmuştur Efendimizin vefatıyla zuhur eden sahte peygamberlerle büyük bir metanetle uğraş edip onları bertaraf etmiş ve sonra İslamın düşmanı olan Bizans ve Sasani ile karşılaşmıştır
Hicretin on dördüncü yılının cemaziyelahir ayında hastalandı Hz Ebubekir ’in sıhhatini en çok sarsan efendimizin vefatı olmuştur Bundan sonradan gün be gün erimeye başlamıştır Vazifesini Hz Ömer ’e bırakarak bu dünyadan ayrılmıştır
Ebubekir ra şemaili
Uzuna yakın orta boylu kuruca yüzlü, çukurca gözlü, yumru alınlı, aralıklı sakallı idi Aşkullah haşyetullah, muhabbeti Rasulullahtan defalarca mahzun idi Bedenen zaifliğine mukabil kuvvet ve savlet sahibi, şeci, cildi ince, göz pınarları derin, yüzü nurlu, alnı ve yüzü beyaz ve açık idi sakalının üstteki kısmı hafif olup sakalını kına ve güya şeylerle tezyin eylediği şemili şerifte tasvir olunmuştur Belindeki kemeri baskı üzere bendeylemeğe mail olduğu halde heyet ve suretini suni güzelliklerle tahsin etmeğe heveskar değildi
Dünyada sevdirilen üç şey
Peygamber efendimiz buyurdular fakat:
Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: aroma, helal nisa, gözüm nuru olan namaz
Hz Ebubekir ise bana üç şey sevdirildi ya rasulullah:senin yüzüne bakmak
kızımın Rasulullahın zevcesi olması, senin yolunda mülk tüketmek
Hz Ömer ra bana üç şey sevdirildi:iyilikle emretmek, kötülükten nehyetmek eski kaftan giymek
Hz Osman ra Dünyada bana üç şey sevdirildi:aç beslemek, kuran okumak, çıplak giydirmek
Hz Ali ra bende dünyadan üç şeyi sevdim: misafire hizmet vermek, yaz gününde oruç yetişmek, düşmana kılıç vurmak
İbni Abbas ra:Bana da üş şey sevdirildi: mahlukattan uzlet, Allah ile ünsiyet, Allah ’a tövbekar almak
Hz Hasan ra:Bana da üç şey sevimli geldi: geceleri namaz kılmak, sözün doğrusunu bildirmek, hastaları gezmek
Hz Hüseyin ra:Ben üç şeyi sevdim: Allah ’a Muhabbet, Allah için fukaraya şefkat, Allah yolunda şehadet
Hz Hamza ra Bana da üç şey sevimli gelir: Ahde vefa, emaneti eda, cemaate devam
Hz Aişe bana şirin gelen üç şey: ana babaya ikram, helal gelir, haramdan sakınmak
Hz Fatıma ise: yetimlere şefkat, komşuya ihsan, yoksul ve zaiflere acınacak şey
Mikail (birli): gözü yaşlı göz, zikreden lisan, titrek kalb
İsrafil (as):ilmiyle amil bilgin, sabırlı zahid, acize yardım
Azrail (birli): Allah ’a tevekkül, Allah ’ın kaderine rıza, Allah ’ın emrine itaat
Cebrail (birli):delalette olanları hidayet etmeyi, Allah itaatkar olan gariblerle ünsiyet etmeyi, darlık içinde olan ailelere destek etmeyi
Cenabı Rabbul Alemin hazretleri buyurdu: sıkıntıları kaldırmak, günahları mağfiret etmek, ayıplan setretmek
*