Hz Harun Hayatı Ozet
Hz Harun Hayatı Kısaca Ozeti
Hz HarUn (as), İsrailoğulları peygamberlerinden, Hz Musa (as)'ın kardeşi Hz Yusuf'un vefatından sonra Mısır'da yaşayan İsrailoğulları ve diğer insanlar, bir muddet onun gosterdiği yoldan yuruduler; ancak daha sonra hakikatı unuttular
Harun Peygamber, Hz Musa'nın buyuğudur İsrailoğullarının erkek cocuklarının oldurulmeye başlanıldığı donemden once dunyaya gelmiştir
Yuce Allah Hz Musa'ya emretti: Firavun'a git, cunku o azdı
Musa Peygamber: Rabbim, beni yalanlamalarından korkuyorum, kalbim sıkılır, dilim acılmaz olur Onun icin Harun'a da Peygamberlik ver, Bir de onların aleyhimde de bir kısas davaları var, bu sebeple beni oldurmelerinden korkarım Bana ailemden bir vezir ver Biraderim Harun'u Onunla arkamı kuvvellendir Onu icimde ortak kıl Ta ki seni cok cok tesbih edelim ve seni cok cok zikredelim Şuphesiz sen bizi hakkıyla gorensin dedi
Cenabı Allah, Musa'nın bu duasını kabul etti Ey Musa! İstediğin sana verildibuyuruldu Boylece Harun'a da peygamberlik verildi Firavun'a gidin, biz alemlerin Rabbinin Peygamberleriyiz, bizimle beraber İsrailoğullarını gonderdideyin buyuruldu
Allahu Teala, Musa (as)'ya Harun (as)'u vefat ettireceğini, onu dağa getirmesini bildirdi
Musa (as), Harun (as)'un elinden tutarak dağa cıktılar Harun (as)'un Şibr ve Şibbir adındaki oğulları da yanlarındaydılar Dağın uzerinde gorulmemiş guzellikte bir ağac, yapılmış bir ev, evin icinde bir sedir, ve sedirin ustundeki yataktan misk gibi bir koku geliyordu Hz Musa ile birlikte Harun yatağın ustune yattılar Allahu Teala Harun (as)'un ruhunu bu halde iken aldı, sonra ağac kayboldu, ev ve sedir semaya yukseldi Hz Musa, Harun (as)'un cenaze namazını orada kılarak onu dağa defnetti Yahudiler bu dağa TUru Harun adını vermişlerdir
Harun (as)'un Tih colundeki bu dağda vefat ettiğinde yuz on yedi, yuzyirmi veya yediyuzyirmiuc yaşında olduğu soylenir
Harun Peygamber uzun muddet yaşadı Musa Peygamberle birlikte kavmine oğutlerde bulundu, kavminin nankorluklerine goğus gerdi Zaman geldi, Rabbine kavuştu, o da olumu tattı
alıntı
Hz Harun Hayatı Kısaca Ozeti
Hz HarUn (as), İsrailoğulları peygamberlerinden, Hz Musa (as)'ın kardeşi Hz Yusuf'un vefatından sonra Mısır'da yaşayan İsrailoğulları ve diğer insanlar, bir muddet onun gosterdiği yoldan yuruduler; ancak daha sonra hakikatı unuttular
Harun Peygamber, Hz Musa'nın buyuğudur İsrailoğullarının erkek cocuklarının oldurulmeye başlanıldığı donemden once dunyaya gelmiştir
Yuce Allah Hz Musa'ya emretti: Firavun'a git, cunku o azdı
Musa Peygamber: Rabbim, beni yalanlamalarından korkuyorum, kalbim sıkılır, dilim acılmaz olur Onun icin Harun'a da Peygamberlik ver, Bir de onların aleyhimde de bir kısas davaları var, bu sebeple beni oldurmelerinden korkarım Bana ailemden bir vezir ver Biraderim Harun'u Onunla arkamı kuvvellendir Onu icimde ortak kıl Ta ki seni cok cok tesbih edelim ve seni cok cok zikredelim Şuphesiz sen bizi hakkıyla gorensin dedi
Cenabı Allah, Musa'nın bu duasını kabul etti Ey Musa! İstediğin sana verildibuyuruldu Boylece Harun'a da peygamberlik verildi Firavun'a gidin, biz alemlerin Rabbinin Peygamberleriyiz, bizimle beraber İsrailoğullarını gonderdideyin buyuruldu
Allahu Teala, Musa (as)'ya Harun (as)'u vefat ettireceğini, onu dağa getirmesini bildirdi
Musa (as), Harun (as)'un elinden tutarak dağa cıktılar Harun (as)'un Şibr ve Şibbir adındaki oğulları da yanlarındaydılar Dağın uzerinde gorulmemiş guzellikte bir ağac, yapılmış bir ev, evin icinde bir sedir, ve sedirin ustundeki yataktan misk gibi bir koku geliyordu Hz Musa ile birlikte Harun yatağın ustune yattılar Allahu Teala Harun (as)'un ruhunu bu halde iken aldı, sonra ağac kayboldu, ev ve sedir semaya yukseldi Hz Musa, Harun (as)'un cenaze namazını orada kılarak onu dağa defnetti Yahudiler bu dağa TUru Harun adını vermişlerdir
Harun (as)'un Tih colundeki bu dağda vefat ettiğinde yuz on yedi, yuzyirmi veya yediyuzyirmiuc yaşında olduğu soylenir
Harun Peygamber uzun muddet yaşadı Musa Peygamberle birlikte kavmine oğutlerde bulundu, kavminin nankorluklerine goğus gerdi Zaman geldi, Rabbine kavuştu, o da olumu tattı
alıntı