Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hz. Mevlana'nın Kabrindeki Sandukalar.

Hz. Mevlana'nın Kabrindeki Sandukalar.
0
73

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Hz Mevlana'nın Kabrindeki Sandukalar mevlananın babasının mezarı mevlananın babasının ayaktaki mezarı mevlana hz kabri Mevlana gömüldükten daha sonra yaptırılan ve hala öylece duran bilye sandukada hiç bir yazı yoktur Onun bitişiğinde, sağ tarafında bulunan Sultan Velet'in misket kabri de kitabesizdir Sultan Velet'in, babasının kabri yanında gömüldüğünü menakipler yazsa da, aynı lahit içine mi, yoksa farklı bir lahite mi defnedildiği açıklanmaz Türbenin hiç bir yerinde Sultan Velet'in mezar kitabesine rastlanmamıştır; acaba, yazılmamış mıdır? Araştırmaya layık Mevlana'ya özel olarak yaptırılan ağaç sandukadaki yazılar, bu büyükler büyüğünün öğreti ve ilkelerini, ve o zamanki devlet ve ilim adamlarının bakış ve kavrayışlarını yansıtan paha biçilmez, somut bir belgedir Sandukanın başında ve ayak ucundaki Arapça kitabelerde şunlar yazmaktadır: “Bu kabri ziyaret eden kutlu ve şanslı olur Bu kabir, doğu ve batı bilginlerinin sultanı, Tanrının karanlıklar içinde parlayan nuru, imam oğlu imam, İslam’ın direği, celal ve ikram sahibi Allah’ın huzuruna hidayet edici, nişaneleri harap din yollarının nişanelerini belirten, alametleri belirsizleşmiş hak ve hakiki yollarını aydınlatan, haliyle arş (gök) hazinelerinin anahtarı, sözleriyle ferş (yer) definelerinin sahibi, hakikat çiçekleriyle halkın gönül bahçelerini süsleyen, kemal göz bebeğinin nuru, cemal suretinin ruhu, aşıkların gözbebeği sevgilisi, tüm ariflerin boyunlarını ahlak sevgisi gerdanlıklarıyla donatan, Kuran’ın dar manalarını haberdar olan, Allah maarifinin temeli, bilginlerin kutbu, alemlerdeki nüfusu dirilten, Hakkın ve milletin ve dinin celali, nebilerin ve mürsellerin (peygamberlerin) varisi, kemale eren velilerin en sonuncusu, yüksek mertebeler ve makamlar, yüce faziletler ve menkıbeler sahibi Muhammet İbni Muhammet İbnil Hüseynil Belhi'nindir Tanrının tahiyyat ve selamı onun üzerine olsun O Allah nefsini takdis ve kabrinin toprağını misk gibi tatir etsin altı yüz yetmiş iki yılının Cemaziyelahiri¬ beşinci günü intikal etti Bu sanduka, mimar Abdülvahit Bin Selim'in sanat eseridir Tanrı onu yargılasın Bu yazıt, güzel mısra kabilinden, gerçekte kısa ve öz, düzgün anlatımlı nefis bir belgedir Mevlana'nın yüceliği ve kimliği hakkında yazılan ciltlerle kitapların açıklamakta güçlük çektiği Mevlana aşkını, ilkelerini açıkça belirtmektedir Mevlana'nın Yargı ve Irk ile olan ilişkilerini, dinde yaptığı reformu, insanlık ülküsünü, tahlil ve muayene bakımından bu yazıt değin etkili bir delil bulunamaz Sandukanın üstteki tarafında, Mevlana'nın: Beruzi merk çü tabuti men revan başed Güman meber oysa çayır derdi in âlem başed Türkçesi söyledir “Ölüm günümde tabutum bu vesileyle, sanma ama, dünyada arzum kaldı Benim için inleme ve yazık oldu deme Şeytanın ağına tutulmuşlara yazık olur Cenazemi görür görmez ayrılıktan laf etme; ben ama o vakit sevgiliye kavuşmuş olacağım Beni mezara koyunca elveda elveda diye haykırış etme! Kabir cennet cemiyetlerinin perdesidir İnmesini gördüğün şeyin çıkmasını da gözle! Ay ve güneşe batıştan ne zarar kazanç? Sen batış görüyorsun fakat o bir yükseliştir Lahit bir zindan görünür, fakat, ruhun kurtuluş yeridir Hangi tane yere ekilir de yetişmez? İnsan tanesi niçin buna tutarsız olsun? Hangi kova aşağıya indi de doymuş olarak yukarı çıkmadı? Can Yusuf’u için kuyudan figan ve feryat etmek yaraşır mı? Ağzını bu tarafa kapayınca değişik tarafa açacaksın, ve hayhuyun mekansız cevinde devam edecektir sözleriyle başlayan 9 dizelik bir gazeli ve sandukanın daha aşağı tarafında, Zi haki men eger kendüm berayed Ezan ger nan pezi mesti fezayed İkinci gazelin Türkçe’ye çevrilişi de şöyledir: “Eğer benim toprağımda buğday biter de ekmek pişirirsen, esrikliğin artar Onun hamuru ve ekmeği çılgın gi¬bidir, tandırından sarhoşluk evi gibi şarap ve nağmeler çıkar Benim kabrimi ziyarete gelirsen kabrimin üstündeki tümsek sana raks eder görünür Kardeş, kabrime tefsiz gelme; çünkü Tanrı meclisinde kasvetli durmak yakışmaz Çenesi ast olarak mezarda uyuyanın ağzı o dildarın afyonunu çiğner Eğer o kefende bir parçayı göğsüne bağlarsan ruhunda meyhanelere bir pencere açılır; bundan böyle her yandan ayyaş çenk ve çeganesinin sesi kazanç, her işten bela ve bedkar (musibet) doğar Yargı beni aşk şarabından yaratmıştır Ben yalnızca aşkım; her ne dek ölüm beni sürtmüş ve ezmişse de ben sarhoşum; benim aslım aşk şarabıdır Söyle, şarap sarhoşluktan başka ne yapar? Benim ruhum, bir kere, Tebrizli Şemsettin'in ruhunun bulunduğu burca uçarsa bir daha geri gelmez Sandukanın altındaki kafesli ve eğimli yüzlerin pervazları üstüne de Mesnevi’den seçme 22 mısra işlenmiştir Sandukaya nakşedilmiş Mesnevi’den darılma 22 dizeyi Ulusal Eğitim Bakanlığının yayınladığı çeviriden alıyoruz: “Padişahın doğanıyım, güzelim, izim kutlu Leşe tenezzül etmem, kerkes (akbaba) değilim ben Can doğanım, yeniden yüzlerce suret dokur, deveyi yaralar, Salih’i değil Salih, bir kudret gösterdi mi dağ onun gibi yüzlerce deve doğurur Devlet gözü mutlak sihirler göstermektedir Ruh Mansur olmuştur, Enel Adalet demededir Sevgilinin sureti gizlenince gitti, sevgilinin anlamıyla benzeşen oldu Zaten görünen karoser, sonunda gitmek için kurulmuştur Fakat, amaç, sonsuza dek neşeli bir halde yaşayacaktır O darılış, o sıkıntı, olduysa bile fakat bedene oldu Sevgili ise incinmeden, kolayca sevgiliye gitti, ona kavuştu Ben tenden soyundum, o hayalden soyundu Bundan Böyle vuslat ilinin en ileri makamlarında salınmadayım Tanrı sanatının iş yurdu, tezgahı yokluktadır Varlığa aldanmışsın, yok nedir, ne bilirsin, sen? Tüm ustalar hünerlerini uygulamak için yokluk arar, sınıklık yurdunu isterler Yine De ustaların ustası ihtiyaçsız Tanrının iş yurdu yokluktadır Bu yokluk nerede daha fazlaysa Tanrının işi orada, tezgahı ve iş yurdu da oradadır Yokluk, rütbelerin en üstünü olduğundan yoksullar herkesi geçmiş, ödülü almışlardır Çünkü Tanrı sırrının hazinesi, yokluktan diğer bir yerde belirmez Aslan değilsen kendine gel, ayağını ileriye atma Çünkü ecel kurt, canınsa koyundur Fakat abdaldan (eren) isen, koyunun aslan kesilmişse belirli olarak gel, ölümün daha aşağı olmuştur bundan böyle Abdal kimdir? nefsi ruha dönen, şarabı Tanrı tebdiliyle sirke kesilen Varlığı Tanrı kişinin varlığındadır Özü Tanrı özünde değil olmuştur Güneşin önündeki mum alevi gibi bir bakımdan yoktur, bir bakıma vardır Güneş gibi doğruluk geliniyle tan yerinde uçup durur, biçimi de gelin duvağına benzer Değişkenlik değil ancak onlar, benim kubbelerimin aşağı gizlidir O yüzden Tanrıdan başka kimse bilmez onları Su kuşundan başka biri denizde yüzemez Tanrı doğrusunu daha iyi bilir, anlayıver artık Gerek kitabe, gerek Divan’dan alınan iki gazel ile Mesnevi’den seçilen 22 mısra, Mevlana'nın felsefe ve ilkelerini özetleyen bir tümdür Bunları yazar ve seçenin, Mevlana'nın sırlarına vakıf bilge biri olduğu açıktır Onun için bunların Hüsamettin Çelebi ile Sultan Velet kadar seçilip yazdırıldığı, özellikle kitabenin Sultan Velet tarafından kaleme alındığı sanılmaktadır Sandukanın yapısı ile yapılışından kitabında uzun uzadıya söz eden Şahabettin Uzluk, bu sanat anıtının Mevlana'nın ölüm yılında yapılmış olduğunu tahmin ediyor Fakat bu kadar ince, bu dek yüksek ve baskı bir eserin bir yıl içerisinde yapılıverdiğini benimsemek güçtür  
 
858,506Konular
983,095Mesajlar
33,116Kullanıcılar
TrsweozZSon üye
Üst Alt