Hz Mevlana'nın Şükrü

Allaha karşı olan aşkının kudreti, ruhunun en derin noktalarında dahi olanca tazeliği ile hissedilen Mevlâna hazretleri bir akşam üzeri evine gelmişti

Sabah beri azıcık yemiş olduğu kahvaltı ile duruyordu, karnı çok açtı, azıcık yemek yemek getirmelerini istedi Kendisine evde hiç yemek olmadığını söylediler, bu söz üzerine Hazreti Mevlâ*na:

Mademki evde yemek değil, öyleyse azıcık peynir ekmek veyahutta zeytin ekmek getiriniz

Dedi Kendisine şöyle cevap verdiler:

Ya Hazret, evde peynir, zeytin olmadığı gibi bir dilim kuru ekmek dahi yok

Bu sözler meşrebi hak ve realite olan Mevlâna hazretlerinin kalbi hislerini ziyadesi ile heyecana getirdi Çünkü hatırına o anda Peygamber efendimiz (SAV) geldi Fazla defalar olmuştu, Resûlullah akşamleyin evine gelip yiyecek hiç bir şey bulamayınca anında ağzını çalkalayıp ertesi gün için oruca niyet ederdi Mevlâna hazretlerinin nurânî simasından hakikat ışıkları fışkırırken kutsal dudaklarından şu kelimeler döküldü :

Ey her şeye kadir olan ulu Rabbim, bir gün için deha olsa ben fakirin evini Resûlullahın evine, haneyi saadete benzettin, sana binlerce defa şükürler olsun

Şevke gelip açlığını ve yorgunluğunu iyice unutan Mevlâna hazretleri derhal ayağa kalkıp ilâhî vecd içinde hazan yaprağı gibi titreyip dönerek semaya başladı Cenabı Hakka şükretmenin şaşaası, âşık gönüllerde taht kurmuş olan büyük veli Mevlânanın bu hareketinde gizliydi

Allaha tam mânâsı ile gönül verip âşık olan kişinin saza ihtiyacı yoktu O bazan bir kuşun ötmesiyle inler, bazan da bir dolap sesiyle aşka gelip dolap gibi ağlar, dolap gibi döner Bazan da aç zeka kalsa, Hazreti Mevlâna gibi aç kalışından ilâhî hikmetler çıkartıp aşka gelerek, semaya başlar



Yunus Emre ne hoş söylemiş :

Hakka âşık olan kişi

Akar gözünün yaşı

Pür nur olur içi dışı

Söyler Allah deyu deyu *