Peygamber Efendimizin adaleti
Hz Muhammedin adaletli oluşu
Prygamberimizin adalete verdiği onem
Hakka yonelmek, hakkı layık olana vermek, haksızlıktan kacınmak, herkese eşit davranmak anlamlarına gelen adalet sıfatı Peygamberimizde en mukemmel şekilde mevcuttu
Peygamberimiz dunya işlerinden elini cekmiş, hayattan uzak duran bir insan değildi O, genclik yıllarında Mekke’de bulunan kabilelerle birlikte yaşıyor, peygamber olduktan sonra da ceşitli kabile ve milletlerle ic ice bulunuyordu Bu kabileler zaman olmuş, boğaz boğaza gelmişler, kan dokmuşler, carpışmışlar, savaşmışlardı Bunların birini memnun eden bir hareket, oburunu rahatsız ediyordu
İşte Peygamberimiz birbirine duşman kabileler arasında hak dini yayarken onların kalplerini kazanıyor, aralarında hak, adalet, insaf ve kardeşlik filizleri yeşertiyordu Bu uğurda pekcok zorluklarla karşılaşıyordu Fakat zerre kadar olsun, adalet ve insaftan ayrılmıyordu
Arapların nufuzlu ve zengin olanları, toplum icinde kendilerine ayrı bir yer ayırır, başkalarına, ozellikle kimsesiz ve fakir kimselere yaptıkları baskıların kendilerine yapılmasına dayanamazlardı
Mahzumilerden bir kadın hırsızlık etmişti Kureyşliler şerefli bir kabileden olan bu kadının cezalandırılmasını istemiyorlardı Usame bin Zeyd’i Peygamberimiz cok seviyordu Onu kırmayacağını biliyorlardı Usame’yi araya koyarak, Peygamberimizin bu kadına ceza vermemesini ricacı icin gonderdiler Peygamberimiz, Hz Usame’ye şoyle buyurdu:
“İsrailoğulları bu gibi taraf tutmaları yuzunden helak oldular Bunlar fakirlerine en şiddetli ceza verirken, nufuzlu ve zengin olanlarına ceza vermezlerdi
Peygamberimiz, adaleti uygularken din farkı gozetmezdi Hak sahibi bir Yahudi de olsa, Muslumandan hakkını alır, ona verirdi
Sahabilerden EbU Hadrad, bir Yahudiden bir miktar borc almıştı Vade dolmuş, Yahudi de ısrarla parasını istiyordu Fakat EbU Hadrad’ın sırtındaki elbisesinden başka bir malı yoktu O sırada Peygamberimiz Hayber Savaşı icin hazırlıkta bulunuyordu Bu sefer Yahudilerin uzerineydi
Mesele Peygamberimize iletildi EbU Hadrad, Yahudiden biraz sure istediyse de, Yahudi buna razı olmamıştı Sahabiyi kolundan tutup Peygamberimizin huzuruna getirdi Alacağını tahsil etmesini istedi
EbU Hadrad, verecek bir şeyinin olmadığını, Hayber’in fethinden sonra eline ganimet olarak bir şey gecerse vereceğini soyledi, ancak Yahudi diretiyordu Sonunda Peygamberimiz fakir Sahabisine sırtındaki elbisenin bir kısmını satarak borcunu odemesini soyledi EbU Hadrad da oyle yaptı
İşte Peygamberimiz Yahudilerin uzerine bir sefer hazırlığı yaptığı sırada, gozu gibi koruduğu, evlatlarından daha fazla uzerlerine duştuğu Sahabilerinden birine karşı, hak sahibi olduğu icin Yahu dinin hakkını arıyordu
Peygamberimiz hak, hukuk ve adalet konusunda kendisini ayrı tutmaz, kendisine farklı bir muamele yapılmasını da kabul etmezdi Bunun ornekleri Peygamberimizin hayatında cokca bulunmakta, bu alanda da en yuksek seviyede bulunduğunu gostermektedir
EbU Said elHudri’nin anlattığına gore, Peygamberimiz bir seferinde savaşta ele gecen malları Sahabileri arasında paylaştırıyordu Muthiş bir izdiham vardı Cok kalabalıktılar Oyle ki, Sahabilerden birisi Peygamberimizin sırtına cıkarcasına uzerine abanmıştı Peygamberimiz, elinde bulunan ince hurma cubuğuyla o kişiye işaret ederek bir tarafa cekilmesini istedi Cubuğun uc kısmı adamın yuzune gelerek birazcık cizdi Bunun farkında olan Peygamberimiz elindeki sopayı o kişiye verdi ve, “İşte yuzum, gel, sen de benden hakkını al dedi
Fakat Resulullahı canından fazla seven Sahabi, “Ya Resulallah, ben hakkımı helal ediyorum, sizi bağışlıyorum dedi ve vazgecti
Omrunun son gunlerini yaşıyordu Dunyaya veda etme vakti gelip catmıştı Sahabileri ile vedalaşmak, helalleşmek istedi Obur aleme uzerinde bir hak olarak gidemezdi Sahabileri topladı ve onlara şoyle konuştu:
“Şayet birinize karşı bir hatada bulunmuşsam, maddi veya manevi olarak kimi incittiysem, malınıza, canınıza veya şerefinize, herhangi bir bicimde zararım dokunmuşsa gelsin, benden hakkını alsın, tazminatını vereyim
Son anında, ağır hastalığında dahi adaletin yerini bulmasını istiyordu Uzerinde, kimsenin bir hakkının kalmasını istemiyordu
Hz Muhammedin adaletli oluşu
Prygamberimizin adalete verdiği onem
Hakka yonelmek, hakkı layık olana vermek, haksızlıktan kacınmak, herkese eşit davranmak anlamlarına gelen adalet sıfatı Peygamberimizde en mukemmel şekilde mevcuttu
Peygamberimiz dunya işlerinden elini cekmiş, hayattan uzak duran bir insan değildi O, genclik yıllarında Mekke’de bulunan kabilelerle birlikte yaşıyor, peygamber olduktan sonra da ceşitli kabile ve milletlerle ic ice bulunuyordu Bu kabileler zaman olmuş, boğaz boğaza gelmişler, kan dokmuşler, carpışmışlar, savaşmışlardı Bunların birini memnun eden bir hareket, oburunu rahatsız ediyordu
İşte Peygamberimiz birbirine duşman kabileler arasında hak dini yayarken onların kalplerini kazanıyor, aralarında hak, adalet, insaf ve kardeşlik filizleri yeşertiyordu Bu uğurda pekcok zorluklarla karşılaşıyordu Fakat zerre kadar olsun, adalet ve insaftan ayrılmıyordu
Arapların nufuzlu ve zengin olanları, toplum icinde kendilerine ayrı bir yer ayırır, başkalarına, ozellikle kimsesiz ve fakir kimselere yaptıkları baskıların kendilerine yapılmasına dayanamazlardı
Mahzumilerden bir kadın hırsızlık etmişti Kureyşliler şerefli bir kabileden olan bu kadının cezalandırılmasını istemiyorlardı Usame bin Zeyd’i Peygamberimiz cok seviyordu Onu kırmayacağını biliyorlardı Usame’yi araya koyarak, Peygamberimizin bu kadına ceza vermemesini ricacı icin gonderdiler Peygamberimiz, Hz Usame’ye şoyle buyurdu:
“İsrailoğulları bu gibi taraf tutmaları yuzunden helak oldular Bunlar fakirlerine en şiddetli ceza verirken, nufuzlu ve zengin olanlarına ceza vermezlerdi
Peygamberimiz, adaleti uygularken din farkı gozetmezdi Hak sahibi bir Yahudi de olsa, Muslumandan hakkını alır, ona verirdi
Sahabilerden EbU Hadrad, bir Yahudiden bir miktar borc almıştı Vade dolmuş, Yahudi de ısrarla parasını istiyordu Fakat EbU Hadrad’ın sırtındaki elbisesinden başka bir malı yoktu O sırada Peygamberimiz Hayber Savaşı icin hazırlıkta bulunuyordu Bu sefer Yahudilerin uzerineydi
Mesele Peygamberimize iletildi EbU Hadrad, Yahudiden biraz sure istediyse de, Yahudi buna razı olmamıştı Sahabiyi kolundan tutup Peygamberimizin huzuruna getirdi Alacağını tahsil etmesini istedi
EbU Hadrad, verecek bir şeyinin olmadığını, Hayber’in fethinden sonra eline ganimet olarak bir şey gecerse vereceğini soyledi, ancak Yahudi diretiyordu Sonunda Peygamberimiz fakir Sahabisine sırtındaki elbisenin bir kısmını satarak borcunu odemesini soyledi EbU Hadrad da oyle yaptı
İşte Peygamberimiz Yahudilerin uzerine bir sefer hazırlığı yaptığı sırada, gozu gibi koruduğu, evlatlarından daha fazla uzerlerine duştuğu Sahabilerinden birine karşı, hak sahibi olduğu icin Yahu dinin hakkını arıyordu
Peygamberimiz hak, hukuk ve adalet konusunda kendisini ayrı tutmaz, kendisine farklı bir muamele yapılmasını da kabul etmezdi Bunun ornekleri Peygamberimizin hayatında cokca bulunmakta, bu alanda da en yuksek seviyede bulunduğunu gostermektedir
EbU Said elHudri’nin anlattığına gore, Peygamberimiz bir seferinde savaşta ele gecen malları Sahabileri arasında paylaştırıyordu Muthiş bir izdiham vardı Cok kalabalıktılar Oyle ki, Sahabilerden birisi Peygamberimizin sırtına cıkarcasına uzerine abanmıştı Peygamberimiz, elinde bulunan ince hurma cubuğuyla o kişiye işaret ederek bir tarafa cekilmesini istedi Cubuğun uc kısmı adamın yuzune gelerek birazcık cizdi Bunun farkında olan Peygamberimiz elindeki sopayı o kişiye verdi ve, “İşte yuzum, gel, sen de benden hakkını al dedi
Fakat Resulullahı canından fazla seven Sahabi, “Ya Resulallah, ben hakkımı helal ediyorum, sizi bağışlıyorum dedi ve vazgecti
Omrunun son gunlerini yaşıyordu Dunyaya veda etme vakti gelip catmıştı Sahabileri ile vedalaşmak, helalleşmek istedi Obur aleme uzerinde bir hak olarak gidemezdi Sahabileri topladı ve onlara şoyle konuştu:
“Şayet birinize karşı bir hatada bulunmuşsam, maddi veya manevi olarak kimi incittiysem, malınıza, canınıza veya şerefinize, herhangi bir bicimde zararım dokunmuşsa gelsin, benden hakkını alsın, tazminatını vereyim
Son anında, ağır hastalığında dahi adaletin yerini bulmasını istiyordu Uzerinde, kimsenin bir hakkının kalmasını istemiyordu