Peygamber efendimizin Hoşgorulu olması
Peygamber Efendimizin hoşgoruluğu
Hz Muhammed'in Hoşgorusu
Hoşgoru, literaturumuzdeki deyimiyle musamaha, gormezliğe gelme, aldırmama, bir sucluya karşı şiddet gostermeyip geciverme, katlanma579 gibi anlamlara gelir
Hoşgoru, toplum hayatında son derece gerekli bir davranış bicimidir Cunku insanlar farklı inanc, duşunce ve davranışlara sahiptirler Bir konuda dayanakları, amacları, hedefleri ve yontemleri coğu zaman farklı olduğu icin her zaman ve her konuda uzlaşmaları mumkun olmayabilir O sebeple, birbirlerinin duşunce ve davranışlarına hoşgoru ile yaklaşmaları gerekmektedir
Hoşgoru, cağımızın olumlu anlamda yukselen değerlerinden birisidir Nitekim 1995 yılı, Turkiye'nin girişimi ile Hoşgoru Yılıilan edilmiştir Hz Peygamber'in hoşgorusunu anlamak, cağımızdaki hoşgoru anlayışı ve uygulamalarının onun uygulama alanına koyduğu hoşgorunun neresinde bulunduğunun anlaşılmasına da yardımcı olacaktır Hz Peygamber bizzat hoşgoru anlamındaki musamaha kelimesini pek cok sozunde kullanmış ve faaliyetlerinde hoşgoru prensiplerini uygulamıştır Halbuki hoşgoru, Batı'da, Asrı Saadet'ten bin yıla yakın bir zaman sonra, XV yuzyıldan itibaren bir felsefi kavram olarak kullanılmaya başlamıştır
Hoşgoru Hz Peygamber'in faaliyetlerinde onemli bir ilkedir Bu ilkenin temelini de Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız Mujdeleyiniz, korkutmayınızsozleriyle atmıştır Dinin kolaylık olduğunu580 acıklamıştır Hoşgoru ve kolaylık dini olan İslam'la gonderildiğini bildirmiştir581 Bazı kişilerin Allah katında hangi iş daha ustundur?şeklindeki sorularına cevap verirken, Allah'a imandan sonra saydığı hususların icine hoşgoruyu de dahil etmiştir582 Hoşgorunun cennete girmeye vesile olacağını bildirmiştir583
Hz Peygamber hoşgoruyu bireyler arasında tek taraflı değil, karşılıklı uyulması gereken bir davranış bicimi olarak gormuştur Haksızlığa yol acılmaması, bir kişinin surekli hoşgoru bekleyen, diğerinin ise hoşgoru gostermek zorunda kalan durumuna duşmemesi ve toplumun tum bireyleri arasında hoşgorunun hakim olması icin Hoşgorulu davran ki sana da hoşgoru ile davranılsın584 buyurmuştur Bu soz, aynı zamanda hoşgoruye aynıyla karşılık verilmesi ve hoşgorunun istismar edilmemesi gerektiğini de ortaya koymaktadır
Hz Peygamber kaba ve genel adaba aykırı davranışlar karşısında fevri hareket etmez, bunları olgunlukla karşılardı Bir gun uzerinde Necran mamulu yakası sert bir elbise bulunduğu halde yururken, yanına yaklaşan bir kişi Hz Peygamber'in elbisesini hızlıca ceker Bunun sonucu elbisesinin yakası boynunda iz bırakır Adam bununla yetinmez ve Ey Muhammed! Senin yanındaki Allah'ın malından bana vermeleri icin emret! der Hz Peygamber adama doner ve guler; onu cezalandırma yoluna gitmez Arkasından da ona istediğini vermeleri icin emir verir585
Yine bir gun bedevinin biri Mescidi Nebevi'ye kucuk abdestini yapar Orada bulunanlar bu adamı cezalandırmak isterler Hz Peygamber onlara mudahele ederek adamın abdest bozduğu yere su dokmelerini ister ve Siz zorlaştırıcı olarak değil, kolaylaştırıcı olarak gonderildiniz586 der Bu olayda Hz Peygamber'in, uygunsuz davranışta bulunan kişiye hoşgoruyle davranmasının yanında, sahabeyi de eğittiği ve konuyla ilgili genel prensipleri hatırlattığı gorulmektedir
Hz Peygamber'in, aile bireylerine ve yakın cevresine hoşgorusu takdire şayandır Eşlerine, cocuklarına, yanında buyuyenlere ve hizmetinde bulunanlara hoşgorulu davrandığını daha once gorduk Bunun yanısıra geniş toplum kesimlerine de hoşgoru gostermiştir Sozgelişi yakınlarına karşı işlenen cinayetlerin ve kendisine karşı tertiplenen suikastlerin faillerini affetmiştir
Hz Peygamber başka din mensuplarına hoşgoru gostermiş, onlara saygılı davranmıştır Orneğin hicretten sonra Medine'de muşrik Araplar ve Yahudilerin de katılımıyla Medine Sozleşmesini imzalamıştır Gayri Muslimlere inanc, fikir, mal ve can guvenliği tanınmıştır Onlara tanıdığı ibadet hurriyeti konusunda bir orneği burada hatırlatmak gerekir Hıristiyan Necran heyeti bir ikindi vakti Medine'ye gelerek Mescidi Nebevi?ye girmişlerdir Hz Peygamber ashabı ile henuz ikindi namazını kıldığı sırada ibadet vakitleri gelen Hristiyanlar doğuya yonelerek ibadet etmeye hazırlanmışlardır Bazı sahabiler onların ibadet etmesine engel olmak istemişler, fakat Hz Peygamber onların serbest bırakılmasını ve ibadetlerini yerine getirmelerine musade edilmesini emretmiştir Ehli kitaba dahil olan zumreler, yani Yahudiler, Hıristiyanlar, Mecusiler, şayet İslam'ı kabul etmeyip kendi dinlerinde kalmak isterlerse devlete cizye adlı yıllık bir vergi odedikleri takdirde canları, malları, ırz ve namusları ile din ve mabetleri himaye altına alınmıştır Gorulduğu uzere bu uygulamada sadece hoşgoru ile yetinilmemiş, bunun cok otesinde himaye, koruma, garanti altına alma, teminat verme gibi hususlar devreye girmiştir Bu alandaki uygulamalar daha sonraki donemlerde de devam etmiştir Hz Peygamber'in Ehli kitaba karşı hoşgorusunu Hristiyanlarla ilişkiler, Yahudilerle ilişkiler ve toplum yapısı ile ilgili bolumlerde anlattığımız icin aynı konu uzerinde burada uzun uzadıya durmak istemiyoruz
Katlanma olmaksızın hoşgorusuz hayat gecmeyeceği tabiidir Hoşgoru, tahammulun de otesinde hakim, egemen, guclu olduğu zamanda hak tanımak, affetmek şeklinde gercekleşirse daha da anlamlı olmakta ve onem kazanmaktadır Bu cercevede, Mekke'nin Fethi'nde Hz Peygamber'in yaptığı hoşgoru onemlidir
Şuphesiz her şeyin hoş goruleceği de soylenemez Bireye ve topluma karşı işlenen oyle ağır suclar gorulmektedir ki, bunların hoş gorulmesi mumkun değildir Bu bakımdan Hz Peygamber'in, yeni bir toplum duzeni kurmaya, toplumsal duzeni sağlamaya ve barışı korumaya yonelik bazı uygulamaları, hoşgorusuzluk olarak değil, yukarıda cizilen cercevede değerlendirilmelidir Peygamberimiz bu tutumuyla, hoşgoruyu safdilliğe varan bir davranış bicimi olarak gormediğini de ortaya koymuştur Ayrıca her şeyi hoş gormek, yanlış bir hoşgoru anlayışının doğmasına, hoşgorunun bir sığınma aracı olarak kabul edilmesine ve kotu alışkanlıkların yaygınlaşmasına sebep olabilir
Hoşgoru toplumsal barış ve uzlaşmaya katkıda bulunur Karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, kavgasız, cekişmesiz, birbirinin duşuncelerine, goruşlerine, inanclarına saygılı bireylerden oluşan huzurlu bir toplum oluşmasına vesile olur Ki, boyle bir toplum yapısı, Hz Peygamber'in en başta gelen hedefiydi Hz Peygamber sadece yanlışa goz yummakla yetinmemiş, doğru olanı da gostermiş, aynı yanlışın tekrarlanmaması icin gayret gostermiştir Cunku aksi takdirde goz yumma, giderek sabrı taşıran, bireyin ve toplumun huzurunu bozan noktalara ulaşabilir Başlangıctaki hoşgoru daha sonrası icin birikim oluşturabilir
Hz Peygamber'in hoşgorusu Batılı araştırmacıların da ilgisini cekmiştir Mesela onunla ilgili ozel bir eser kaleme alan İngiliz subayı Bodley, cok yonlu bir insan olan Hz Muhammed (sas)'in insanların zaaflarını hesaba kattığını ve bu zaaflara karşı musamaha gosterdiğini, insanların ihtiraslarını anladığını587 vurgular Hoşgoru, kolaylaştırma ve ılımlı politikanın onun başarısına damgasını vurduğunu dile getirerek bu konuda şunları soyler: EbU Cehil'in oğlu İkrime'nin İslam'ı kabul etmesi, itidal ve kolaylığı haklı gosteren bir zaferdi588 Bodley, Hz Peygamber'in hoşgoru cizgisini hemen her ortamda izlediğini, itidalden en sıkıntılı zamanlarında bile ayrılmama cabası icinde bulunduğunu589 ifade eder
diyanetgovtr
Peygamber Efendimizin hoşgoruluğu
Hz Muhammed'in Hoşgorusu
Hoşgoru, literaturumuzdeki deyimiyle musamaha, gormezliğe gelme, aldırmama, bir sucluya karşı şiddet gostermeyip geciverme, katlanma579 gibi anlamlara gelir
Hoşgoru, toplum hayatında son derece gerekli bir davranış bicimidir Cunku insanlar farklı inanc, duşunce ve davranışlara sahiptirler Bir konuda dayanakları, amacları, hedefleri ve yontemleri coğu zaman farklı olduğu icin her zaman ve her konuda uzlaşmaları mumkun olmayabilir O sebeple, birbirlerinin duşunce ve davranışlarına hoşgoru ile yaklaşmaları gerekmektedir
Hoşgoru, cağımızın olumlu anlamda yukselen değerlerinden birisidir Nitekim 1995 yılı, Turkiye'nin girişimi ile Hoşgoru Yılıilan edilmiştir Hz Peygamber'in hoşgorusunu anlamak, cağımızdaki hoşgoru anlayışı ve uygulamalarının onun uygulama alanına koyduğu hoşgorunun neresinde bulunduğunun anlaşılmasına da yardımcı olacaktır Hz Peygamber bizzat hoşgoru anlamındaki musamaha kelimesini pek cok sozunde kullanmış ve faaliyetlerinde hoşgoru prensiplerini uygulamıştır Halbuki hoşgoru, Batı'da, Asrı Saadet'ten bin yıla yakın bir zaman sonra, XV yuzyıldan itibaren bir felsefi kavram olarak kullanılmaya başlamıştır
Hoşgoru Hz Peygamber'in faaliyetlerinde onemli bir ilkedir Bu ilkenin temelini de Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız Mujdeleyiniz, korkutmayınızsozleriyle atmıştır Dinin kolaylık olduğunu580 acıklamıştır Hoşgoru ve kolaylık dini olan İslam'la gonderildiğini bildirmiştir581 Bazı kişilerin Allah katında hangi iş daha ustundur?şeklindeki sorularına cevap verirken, Allah'a imandan sonra saydığı hususların icine hoşgoruyu de dahil etmiştir582 Hoşgorunun cennete girmeye vesile olacağını bildirmiştir583
Hz Peygamber hoşgoruyu bireyler arasında tek taraflı değil, karşılıklı uyulması gereken bir davranış bicimi olarak gormuştur Haksızlığa yol acılmaması, bir kişinin surekli hoşgoru bekleyen, diğerinin ise hoşgoru gostermek zorunda kalan durumuna duşmemesi ve toplumun tum bireyleri arasında hoşgorunun hakim olması icin Hoşgorulu davran ki sana da hoşgoru ile davranılsın584 buyurmuştur Bu soz, aynı zamanda hoşgoruye aynıyla karşılık verilmesi ve hoşgorunun istismar edilmemesi gerektiğini de ortaya koymaktadır
Hz Peygamber kaba ve genel adaba aykırı davranışlar karşısında fevri hareket etmez, bunları olgunlukla karşılardı Bir gun uzerinde Necran mamulu yakası sert bir elbise bulunduğu halde yururken, yanına yaklaşan bir kişi Hz Peygamber'in elbisesini hızlıca ceker Bunun sonucu elbisesinin yakası boynunda iz bırakır Adam bununla yetinmez ve Ey Muhammed! Senin yanındaki Allah'ın malından bana vermeleri icin emret! der Hz Peygamber adama doner ve guler; onu cezalandırma yoluna gitmez Arkasından da ona istediğini vermeleri icin emir verir585
Yine bir gun bedevinin biri Mescidi Nebevi'ye kucuk abdestini yapar Orada bulunanlar bu adamı cezalandırmak isterler Hz Peygamber onlara mudahele ederek adamın abdest bozduğu yere su dokmelerini ister ve Siz zorlaştırıcı olarak değil, kolaylaştırıcı olarak gonderildiniz586 der Bu olayda Hz Peygamber'in, uygunsuz davranışta bulunan kişiye hoşgoruyle davranmasının yanında, sahabeyi de eğittiği ve konuyla ilgili genel prensipleri hatırlattığı gorulmektedir
Hz Peygamber'in, aile bireylerine ve yakın cevresine hoşgorusu takdire şayandır Eşlerine, cocuklarına, yanında buyuyenlere ve hizmetinde bulunanlara hoşgorulu davrandığını daha once gorduk Bunun yanısıra geniş toplum kesimlerine de hoşgoru gostermiştir Sozgelişi yakınlarına karşı işlenen cinayetlerin ve kendisine karşı tertiplenen suikastlerin faillerini affetmiştir
Hz Peygamber başka din mensuplarına hoşgoru gostermiş, onlara saygılı davranmıştır Orneğin hicretten sonra Medine'de muşrik Araplar ve Yahudilerin de katılımıyla Medine Sozleşmesini imzalamıştır Gayri Muslimlere inanc, fikir, mal ve can guvenliği tanınmıştır Onlara tanıdığı ibadet hurriyeti konusunda bir orneği burada hatırlatmak gerekir Hıristiyan Necran heyeti bir ikindi vakti Medine'ye gelerek Mescidi Nebevi?ye girmişlerdir Hz Peygamber ashabı ile henuz ikindi namazını kıldığı sırada ibadet vakitleri gelen Hristiyanlar doğuya yonelerek ibadet etmeye hazırlanmışlardır Bazı sahabiler onların ibadet etmesine engel olmak istemişler, fakat Hz Peygamber onların serbest bırakılmasını ve ibadetlerini yerine getirmelerine musade edilmesini emretmiştir Ehli kitaba dahil olan zumreler, yani Yahudiler, Hıristiyanlar, Mecusiler, şayet İslam'ı kabul etmeyip kendi dinlerinde kalmak isterlerse devlete cizye adlı yıllık bir vergi odedikleri takdirde canları, malları, ırz ve namusları ile din ve mabetleri himaye altına alınmıştır Gorulduğu uzere bu uygulamada sadece hoşgoru ile yetinilmemiş, bunun cok otesinde himaye, koruma, garanti altına alma, teminat verme gibi hususlar devreye girmiştir Bu alandaki uygulamalar daha sonraki donemlerde de devam etmiştir Hz Peygamber'in Ehli kitaba karşı hoşgorusunu Hristiyanlarla ilişkiler, Yahudilerle ilişkiler ve toplum yapısı ile ilgili bolumlerde anlattığımız icin aynı konu uzerinde burada uzun uzadıya durmak istemiyoruz
Katlanma olmaksızın hoşgorusuz hayat gecmeyeceği tabiidir Hoşgoru, tahammulun de otesinde hakim, egemen, guclu olduğu zamanda hak tanımak, affetmek şeklinde gercekleşirse daha da anlamlı olmakta ve onem kazanmaktadır Bu cercevede, Mekke'nin Fethi'nde Hz Peygamber'in yaptığı hoşgoru onemlidir
Şuphesiz her şeyin hoş goruleceği de soylenemez Bireye ve topluma karşı işlenen oyle ağır suclar gorulmektedir ki, bunların hoş gorulmesi mumkun değildir Bu bakımdan Hz Peygamber'in, yeni bir toplum duzeni kurmaya, toplumsal duzeni sağlamaya ve barışı korumaya yonelik bazı uygulamaları, hoşgorusuzluk olarak değil, yukarıda cizilen cercevede değerlendirilmelidir Peygamberimiz bu tutumuyla, hoşgoruyu safdilliğe varan bir davranış bicimi olarak gormediğini de ortaya koymuştur Ayrıca her şeyi hoş gormek, yanlış bir hoşgoru anlayışının doğmasına, hoşgorunun bir sığınma aracı olarak kabul edilmesine ve kotu alışkanlıkların yaygınlaşmasına sebep olabilir
Hoşgoru toplumsal barış ve uzlaşmaya katkıda bulunur Karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, kavgasız, cekişmesiz, birbirinin duşuncelerine, goruşlerine, inanclarına saygılı bireylerden oluşan huzurlu bir toplum oluşmasına vesile olur Ki, boyle bir toplum yapısı, Hz Peygamber'in en başta gelen hedefiydi Hz Peygamber sadece yanlışa goz yummakla yetinmemiş, doğru olanı da gostermiş, aynı yanlışın tekrarlanmaması icin gayret gostermiştir Cunku aksi takdirde goz yumma, giderek sabrı taşıran, bireyin ve toplumun huzurunu bozan noktalara ulaşabilir Başlangıctaki hoşgoru daha sonrası icin birikim oluşturabilir
Hz Peygamber'in hoşgorusu Batılı araştırmacıların da ilgisini cekmiştir Mesela onunla ilgili ozel bir eser kaleme alan İngiliz subayı Bodley, cok yonlu bir insan olan Hz Muhammed (sas)'in insanların zaaflarını hesaba kattığını ve bu zaaflara karşı musamaha gosterdiğini, insanların ihtiraslarını anladığını587 vurgular Hoşgoru, kolaylaştırma ve ılımlı politikanın onun başarısına damgasını vurduğunu dile getirerek bu konuda şunları soyler: EbU Cehil'in oğlu İkrime'nin İslam'ı kabul etmesi, itidal ve kolaylığı haklı gosteren bir zaferdi588 Bodley, Hz Peygamber'in hoşgoru cizgisini hemen her ortamda izlediğini, itidalden en sıkıntılı zamanlarında bile ayrılmama cabası icinde bulunduğunu589 ifade eder
diyanetgovtr