iltasyazilim
FD Üye
1) Kimseyi eli boş çevirmezdi
Allah Resulü, hoşlanmadığı şeyleri görmemezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz, istekte bulunan kişiyi eli boş çevirmez, tamamen mahrum bırakmazdı
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, Efendimiz (sav), Allah'ın emrine aykırı olması sebebiyle, üzüldüğü veya kızdığı bir şey olursa mutlaka o konudaki tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koyardı Böyle durumlarda mübarek yüzleri kızarır, alnının tam ortasındaki damar belirirdi Bunun dışında hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu görmezlikten gelirdi
Sevmediği yemeği yemez ancak kötülemezdi Buyurun siz yiyin derdi Kendisine keler yemesi teklif edildiğinde; Keler, benim hoşuma gitmiyor, siz yiyebilirsinizdemişti
Hiçbir kimseyi boş çevirmezdi Onun kendisinden talepte bulunan bir kimseye hayırdediği görülmemişti İhtiyaç sahibine vereceği bir şey yoksa sahabelerden birine gönderirdi
2) Gereksiz yere ve boş konuşmazdı
Allah Resulü şu üç şeyden; Gereksiz tartışmadan, çok konuşmaktan ve kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaktan titizlikle uzak dururdu
Efendimiz (sav)'ın, sükûtu hikmet, sözleri ise ibretti Lüzumsuz tartışmayı sevmez, haklı bile olsa tartışmayı terk eden kimsenin cennetin ortasına nail olacağı müjdesini verirdi Buyurmuştur ki; Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir
3) Kimseyi kötülemez, kınamaz ve kusur araştırmazdı
Allah Resulü, insanlarla ilgili şu üç husustan titizlikle sakınırdı: Hiç kimseyi kötülemez, kınamaz ve gizli kusurlarını araştırmazdı Sadece yararlı olacağını ümit ettiği konularda konuşurdu
Sevgili Peygamberimiz (sav), irşad ve ıslah için gönderilmişti Birisine yönelteceği tenkit de yıkıcı değil yapıcı olurdu Özel hayatı ilgilendiren kusurları deşifre etmek yerine, bu kusurların giderilmesi için gerekli manevi alt yapıyı hazırlamakla yükümlü idi Toplumda yaşanan eksikliklere genel ifadelerle temas ederdi
4) Birlikte olduğu kişilerle uyumlu idi
Allah Resulü, ashabının güldüğü şeylere güler, onların hayret ettikleri şeylerde kendisi de hayretlerini ifade ederlerdi
Efendimiz, Kur'an ifadesiyle 'içinizden, sizden bir elçi' idi Herkesin yediğini yer, herkesin içtiğini içerdi Herkes gibi giyinir, herkes gibi yaşardı Onun giyiminde sadelik ve temizlik hâkimdi O'nun insanlardan farklılığı sadece ruh, gönül ve vicdan farklılığı idi Herkesin konuştuğu konulara o da katılır onların güldükleri şeylere O da gülerdi
5) Aşırı övgüyü kabul etmezdi
Allah Resulü, ancak yapılan iyiliğe denk düşen ve dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul ederdi
Efendimiz, kendisini kuru ekmek yiyen Kureyşli bir kadının oğluolarak takdim eder, sürekli Allah'ın kulu olma şuurunu aşılardı Güzel Kur'an okuyan Ebu Musa el Eş'ari, Übeyy bi Ka'b ve Abdullah bin Mesud gibi sahabelerin güzel Kur'an tilavetini takdir ederdi Ancak hiçbir zaman aşırı övgüde bulunmaz, aşırı övgü yapanları kabul etmezdi
Aşırı övgü yapanların, övdükleri kişiyi kör testere ile kesmiş gibi olacaklarını söylemişti Sizi yüzünüze karşı aşırı derecede övenlerin yüzlerine toprak saçınbuyurmuştu
Aramızda yarın ne olacağını bilen Peygamber vardırdiye kaside okuyan kişiyi hemen uyarmış ve: Yarın ne olacağını Allah'tan başka kimse bilemezdemişti
6) Hiç kimsenin sözünü kesmezdi
Allah Resulü, haddini aşmadığı müddetçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi Eğer huzurunda haddi aşacak şekilde konuşan olursa, o zaman ya o konuşanı susturur ya da o meclisten ayrılmak suretiyle ona engel olurdu
7) Huzurunda herkesin sözü dikkatle dinlenirdi
İçlerinden birisi, Allah Resulü'nün huzurunda konuşurken, o sözünü bitirinceye kadar diğerleri can kulağıyla konuşanı dinlerlerdi Allah Resulü'nün nezdinde, onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgiyle karşılanırdı
Herkese ayrı bir değer, ayrı bir önem veren Efendimiz (sav) herkesin sözünü dikkatle dinlerdi Ashabı da birbirlerinin sözlerini kesmez, konuşmalarına müdahale etmezlerdi
Onlar, İslam medeniyetinin öncü kuşağı idiler Her konuda oldukları gibi, insani ilişkiler konusunda da model toplum oldular Tarih boyunca rahmetle anıldılar ve rahmetle anılacaklardır
Not: Bu metin, Dr Halil İbrahim Kutlay hocamızın, 'Peygamberimizin gençliğe yaklaşımı' adlı çalışmasından sadeleştirilmiştir
Milli Gazete
Allah Resulü, hoşlanmadığı şeyleri görmemezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz, istekte bulunan kişiyi eli boş çevirmez, tamamen mahrum bırakmazdı
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, Efendimiz (sav), Allah'ın emrine aykırı olması sebebiyle, üzüldüğü veya kızdığı bir şey olursa mutlaka o konudaki tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koyardı Böyle durumlarda mübarek yüzleri kızarır, alnının tam ortasındaki damar belirirdi Bunun dışında hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu görmezlikten gelirdi
Sevmediği yemeği yemez ancak kötülemezdi Buyurun siz yiyin derdi Kendisine keler yemesi teklif edildiğinde; Keler, benim hoşuma gitmiyor, siz yiyebilirsinizdemişti
Hiçbir kimseyi boş çevirmezdi Onun kendisinden talepte bulunan bir kimseye hayırdediği görülmemişti İhtiyaç sahibine vereceği bir şey yoksa sahabelerden birine gönderirdi
2) Gereksiz yere ve boş konuşmazdı
Allah Resulü şu üç şeyden; Gereksiz tartışmadan, çok konuşmaktan ve kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaktan titizlikle uzak dururdu
Efendimiz (sav)'ın, sükûtu hikmet, sözleri ise ibretti Lüzumsuz tartışmayı sevmez, haklı bile olsa tartışmayı terk eden kimsenin cennetin ortasına nail olacağı müjdesini verirdi Buyurmuştur ki; Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir
3) Kimseyi kötülemez, kınamaz ve kusur araştırmazdı
Allah Resulü, insanlarla ilgili şu üç husustan titizlikle sakınırdı: Hiç kimseyi kötülemez, kınamaz ve gizli kusurlarını araştırmazdı Sadece yararlı olacağını ümit ettiği konularda konuşurdu
Sevgili Peygamberimiz (sav), irşad ve ıslah için gönderilmişti Birisine yönelteceği tenkit de yıkıcı değil yapıcı olurdu Özel hayatı ilgilendiren kusurları deşifre etmek yerine, bu kusurların giderilmesi için gerekli manevi alt yapıyı hazırlamakla yükümlü idi Toplumda yaşanan eksikliklere genel ifadelerle temas ederdi
4) Birlikte olduğu kişilerle uyumlu idi
Allah Resulü, ashabının güldüğü şeylere güler, onların hayret ettikleri şeylerde kendisi de hayretlerini ifade ederlerdi
Efendimiz, Kur'an ifadesiyle 'içinizden, sizden bir elçi' idi Herkesin yediğini yer, herkesin içtiğini içerdi Herkes gibi giyinir, herkes gibi yaşardı Onun giyiminde sadelik ve temizlik hâkimdi O'nun insanlardan farklılığı sadece ruh, gönül ve vicdan farklılığı idi Herkesin konuştuğu konulara o da katılır onların güldükleri şeylere O da gülerdi
5) Aşırı övgüyü kabul etmezdi
Allah Resulü, ancak yapılan iyiliğe denk düşen ve dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul ederdi
Efendimiz, kendisini kuru ekmek yiyen Kureyşli bir kadının oğluolarak takdim eder, sürekli Allah'ın kulu olma şuurunu aşılardı Güzel Kur'an okuyan Ebu Musa el Eş'ari, Übeyy bi Ka'b ve Abdullah bin Mesud gibi sahabelerin güzel Kur'an tilavetini takdir ederdi Ancak hiçbir zaman aşırı övgüde bulunmaz, aşırı övgü yapanları kabul etmezdi
Aşırı övgü yapanların, övdükleri kişiyi kör testere ile kesmiş gibi olacaklarını söylemişti Sizi yüzünüze karşı aşırı derecede övenlerin yüzlerine toprak saçınbuyurmuştu
Aramızda yarın ne olacağını bilen Peygamber vardırdiye kaside okuyan kişiyi hemen uyarmış ve: Yarın ne olacağını Allah'tan başka kimse bilemezdemişti
6) Hiç kimsenin sözünü kesmezdi
Allah Resulü, haddini aşmadığı müddetçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi Eğer huzurunda haddi aşacak şekilde konuşan olursa, o zaman ya o konuşanı susturur ya da o meclisten ayrılmak suretiyle ona engel olurdu
7) Huzurunda herkesin sözü dikkatle dinlenirdi
İçlerinden birisi, Allah Resulü'nün huzurunda konuşurken, o sözünü bitirinceye kadar diğerleri can kulağıyla konuşanı dinlerlerdi Allah Resulü'nün nezdinde, onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgiyle karşılanırdı
Herkese ayrı bir değer, ayrı bir önem veren Efendimiz (sav) herkesin sözünü dikkatle dinlerdi Ashabı da birbirlerinin sözlerini kesmez, konuşmalarına müdahale etmezlerdi
Onlar, İslam medeniyetinin öncü kuşağı idiler Her konuda oldukları gibi, insani ilişkiler konusunda da model toplum oldular Tarih boyunca rahmetle anıldılar ve rahmetle anılacaklardır
Not: Bu metin, Dr Halil İbrahim Kutlay hocamızın, 'Peygamberimizin gençliğe yaklaşımı' adlı çalışmasından sadeleştirilmiştir
Milli Gazete