Suleyman Peygamberin Mucizeleri
Hz Suleyman ın Mucizesi
Kuşlardan İstifade Etmek
Kur’anı Kerim, “Suleyman, Davud’a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili oğretildi… (Neml, 2716) buyurarak, Hz Suleyman’a (as) verilen bir mucizeden bahsetmekte ve bu vesileyle bizlere, kendi dar dunyamızın dışında yeni acılım ufukları gostermektedir
Bu ayeti kerimeden ilk anladığımız şey bir mucize olarak Hz Suleyman’a kuşların dilinin oğretildiği gerceğidir Kur’an, bu hakikati ifade ettiği donemde kuşların kendilerine gore konuşup anlaştıkları bir dilleri ve anlaşma yollarının olduğu bilinmiyordu İnsan dışındaki canlıların konuşmadıkları zannedildiği icin de eski mantıkcılar, insanı “insan, hayvanı natıktır (konuşan hayvandır) şeklinde tarif ediyor ve konuşmayı, onu diğer canlılardan ayıran temel vasıf olarak goruyorlardı Onları kendi anlayışları icinde bırakalım, meseleyi cok iyi anlayan “Mantıku’ttayr isimli eserin yazarı Feriduddin Attar, Lafonten’den asırlarca once kuşları konuşturuyor ve hayvanların dili konusunda bize bir kapı aralıyordu
Ayeti kerimedeki “kuş dili ifadesinden kuşların kendilerine gore bir dillerinin olduğu ve hemcinsleriyle bu yolla konuştukları anlaşılabilirse de burada esas vurgulanmak istenen şey bunun daha otesinde bir şeydir O da, beşerin kuşların dillerini oğrenebileceği ve ceşitli aletlerden de istifade ederek kuşların yaşayışlarına vakıf olup onlar vasıtasıyla pek cok şey başarabilecekleridir
Metafizik Varlıklardan İstifade Etmek
Bu konuya temas sadedinde Kur’an, “Şeytanlar arasından da, onun (Hz Suleyman) icin dalgıclık yapan (ve inciler cıkaran) ve bundan başka işler gorenler vardı (Enbiya, 2182) ayetiyle, şeytanlar arasından Hz Suleyman’a hizmet edenlerin bulunduğu bildirilmektedir ki, bundan insanların cin, şeytan ve ruhaniler gibi fizik otesi varlıklarla muhabere yapabilecekleri ve onlarla, değişik yollarla diyalog kuracakları ve anlaşma tesis edilebileceklerini anlamak mumkundur Gunumuzde bu varlıklarla irtibat kurmak ve onlardan değişik sahalarda istifade etmek adına pek cok calışmalar yapılmaktadır
Aynı zamanda bu ayeti kerimede, kendisine hem peygamberlik, hem de saltanat lutfedilen bir nebinin durumu arz edilerek, manevi yonu itibariyle dort başı mamur olduğu gibi, maddi yonuyle de muasırları uzerinde hukumran olan ustun bir toplumun durumu anlatılmakta ve boyle bir durumu ihraz edebilmek icin takip edilmesi gereken yol gosterilmektedir Aslında bununla, insanların ihtiyaclarını karşılamak icin sadece teknik sahadaki gelişmeler yeterli olmadığı, olamayacağı ve maddenin sınırlılığı icinde halledilemeyen daha pek cok mesele bulunduğubulunacağı hatırlatılmaktadır Bu meselelerin cozumu ise ancak metafizik varlıklardan istifade etmekle mumkun olacaktır İhtimal gelecekte, devletlerarası bir kısım muhaberelerde cinlerden istifade etme de gundeme gelebilir Hz Suleyman’ın (as), hicbir alet ve edevata ihtiyac hissetmeden şeytanlardan bazılarını değişik işlerde kullanması, bu sahada beşerin ulaşabileceği işte bu son sınırı gostermektedir
Eşyanın Suretinin veya Kendisinin Nakli
Cenabı Hak, Hz Suleyman’ın mucizelerinde eşyanın naklini ifade eden bir başka ayeti kerimede de şoyle buyurur: “Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan bir zat (Hz Suleyman’a ): “Gozunu acıp kapamadan ben onu sana getiririm dedi (Neml, 2740)
Bu ayette, Hz Suleyman’ın kendisinin bir mucizesi veya yine O’nun bir mucizesi olarak İbni Mesud’a gore Hızır’ın, İbni Abbas’a gore ise Hz Suleyman’ın veziri Asaf bin Berhıya’nın kerameti olarak Sebe melikesi Belkıs’ın tahtını goz acıp kapama gibi cok kısa bir zaman dilimi icinde ta Sebe’den Hz Suleyman’ın getirmesi anlatılmaktadır İşte bu ayet burada anlattığı gercek mahfuz gelecekte eşyanın sUretinin veya kendisinin nakledilebileceği mevzuunda bir kısım ipucları vermekte ve insanları bu mevzuda duşunup araştırmaya sevk etmektedir Eşyanın ayniyle ve suretiyle nakledilmesinin yanında, suretleri sadece iki buuduyla nakleden televizyonların, halihazırdaki durumları itibariyle cok geri sayıldıklarını soyleyebiliriz Gelecekte belki daha cok buudlarda suret nakleden aletler icat edilecektir Hatta bu ayeti kerimeden teknik ve teknolojinin gunumuzdeki seviyesi itibariyle imkansız gibi gorulse de bir alıcı cihaz bulunmadan nakil meselesinin gercekleştirilebileceği uzerinde de durulabilir
Hz Suleyman ın Mucizesi
Kuşlardan İstifade Etmek
Kur’anı Kerim, “Suleyman, Davud’a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili oğretildi… (Neml, 2716) buyurarak, Hz Suleyman’a (as) verilen bir mucizeden bahsetmekte ve bu vesileyle bizlere, kendi dar dunyamızın dışında yeni acılım ufukları gostermektedir
Bu ayeti kerimeden ilk anladığımız şey bir mucize olarak Hz Suleyman’a kuşların dilinin oğretildiği gerceğidir Kur’an, bu hakikati ifade ettiği donemde kuşların kendilerine gore konuşup anlaştıkları bir dilleri ve anlaşma yollarının olduğu bilinmiyordu İnsan dışındaki canlıların konuşmadıkları zannedildiği icin de eski mantıkcılar, insanı “insan, hayvanı natıktır (konuşan hayvandır) şeklinde tarif ediyor ve konuşmayı, onu diğer canlılardan ayıran temel vasıf olarak goruyorlardı Onları kendi anlayışları icinde bırakalım, meseleyi cok iyi anlayan “Mantıku’ttayr isimli eserin yazarı Feriduddin Attar, Lafonten’den asırlarca once kuşları konuşturuyor ve hayvanların dili konusunda bize bir kapı aralıyordu
Ayeti kerimedeki “kuş dili ifadesinden kuşların kendilerine gore bir dillerinin olduğu ve hemcinsleriyle bu yolla konuştukları anlaşılabilirse de burada esas vurgulanmak istenen şey bunun daha otesinde bir şeydir O da, beşerin kuşların dillerini oğrenebileceği ve ceşitli aletlerden de istifade ederek kuşların yaşayışlarına vakıf olup onlar vasıtasıyla pek cok şey başarabilecekleridir
Metafizik Varlıklardan İstifade Etmek
Bu konuya temas sadedinde Kur’an, “Şeytanlar arasından da, onun (Hz Suleyman) icin dalgıclık yapan (ve inciler cıkaran) ve bundan başka işler gorenler vardı (Enbiya, 2182) ayetiyle, şeytanlar arasından Hz Suleyman’a hizmet edenlerin bulunduğu bildirilmektedir ki, bundan insanların cin, şeytan ve ruhaniler gibi fizik otesi varlıklarla muhabere yapabilecekleri ve onlarla, değişik yollarla diyalog kuracakları ve anlaşma tesis edilebileceklerini anlamak mumkundur Gunumuzde bu varlıklarla irtibat kurmak ve onlardan değişik sahalarda istifade etmek adına pek cok calışmalar yapılmaktadır
Aynı zamanda bu ayeti kerimede, kendisine hem peygamberlik, hem de saltanat lutfedilen bir nebinin durumu arz edilerek, manevi yonu itibariyle dort başı mamur olduğu gibi, maddi yonuyle de muasırları uzerinde hukumran olan ustun bir toplumun durumu anlatılmakta ve boyle bir durumu ihraz edebilmek icin takip edilmesi gereken yol gosterilmektedir Aslında bununla, insanların ihtiyaclarını karşılamak icin sadece teknik sahadaki gelişmeler yeterli olmadığı, olamayacağı ve maddenin sınırlılığı icinde halledilemeyen daha pek cok mesele bulunduğubulunacağı hatırlatılmaktadır Bu meselelerin cozumu ise ancak metafizik varlıklardan istifade etmekle mumkun olacaktır İhtimal gelecekte, devletlerarası bir kısım muhaberelerde cinlerden istifade etme de gundeme gelebilir Hz Suleyman’ın (as), hicbir alet ve edevata ihtiyac hissetmeden şeytanlardan bazılarını değişik işlerde kullanması, bu sahada beşerin ulaşabileceği işte bu son sınırı gostermektedir
Eşyanın Suretinin veya Kendisinin Nakli
Cenabı Hak, Hz Suleyman’ın mucizelerinde eşyanın naklini ifade eden bir başka ayeti kerimede de şoyle buyurur: “Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan bir zat (Hz Suleyman’a ): “Gozunu acıp kapamadan ben onu sana getiririm dedi (Neml, 2740)
Bu ayette, Hz Suleyman’ın kendisinin bir mucizesi veya yine O’nun bir mucizesi olarak İbni Mesud’a gore Hızır’ın, İbni Abbas’a gore ise Hz Suleyman’ın veziri Asaf bin Berhıya’nın kerameti olarak Sebe melikesi Belkıs’ın tahtını goz acıp kapama gibi cok kısa bir zaman dilimi icinde ta Sebe’den Hz Suleyman’ın getirmesi anlatılmaktadır İşte bu ayet burada anlattığı gercek mahfuz gelecekte eşyanın sUretinin veya kendisinin nakledilebileceği mevzuunda bir kısım ipucları vermekte ve insanları bu mevzuda duşunup araştırmaya sevk etmektedir Eşyanın ayniyle ve suretiyle nakledilmesinin yanında, suretleri sadece iki buuduyla nakleden televizyonların, halihazırdaki durumları itibariyle cok geri sayıldıklarını soyleyebiliriz Gelecekte belki daha cok buudlarda suret nakleden aletler icat edilecektir Hatta bu ayeti kerimeden teknik ve teknolojinin gunumuzdeki seviyesi itibariyle imkansız gibi gorulse de bir alıcı cihaz bulunmadan nakil meselesinin gercekleştirilebileceği uzerinde de durulabilir