nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
ibni sina,ibn sina kimdir,ibn sina hayatı,ibn sinanın eserleri,ibn sina hakkında veri
İbn Sina Kimdir
Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi veri ve becerinin muhtelif alanlarında seçkinleşmiş olan İbn Sînâ (9801037) matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları ve gökbilim alanında ise sağduyu gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir
Astroloji ve simyaya şeref etmemiş, Değişim Kuraminın içten olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırmış ve dürüst olmadığı sonucuna ulaşmıştır İbn Sînâ'ya tarafından, her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi olası değildir
İbn Sînâ, mekanikle de ilgilenmiş ve bazı yönlerden Aristoteles'in hareket anlayışını eleştirmiştir; bilindiği gibi, Aristoteles, cismi hareket ettiren zorlama ile karoser arasındaki temas ortadan kalktığında, cismin hareketini sürdürmesini karşılayan etmenin etraf, yani hava olduğunu söylüyor ve havaya biri cisme direnme ve diğeri cismi taşıma olmak üzere birbiriyle bağdaşmayacak iki tahsis yüklüyordu İbn Sînâ bu çelişik durumu görmüş, yapmış olduğu gözlemler esnasında hava ile rüzgârın güçlerini karşılaştırmış ve Aristoteles'in haklı olabilmesi için havanın şiddetinin rüzgârın şiddetinden daha artı olması gerektiği sonucuna varmıştır; ama meselâ bir bir ağacın yakınından geçen bir ok, ağaca değmediği sürece, ağaçta ve yapraklarında en minik bir kıpırdanma yaratmazken, rüzgar ağaçları sallamakta ve hatta kökünden kopartabilmektedir; öyleyse havanın şiddeti cisimleri taşımaya tatmin edici değildir
İbn Sînâ'ya Aristoteles'in yanıldığını gösterdikten sonradan, güçlü olarak ceset aralarında herhangi bir temas bulunmadığında hareketin kesintiye uğramamasının nedenini araştırmış ve bir nesneye kuvvet uygulandıktan sonradan, kuvvetin etkisi ortadan kalksa bile nesnenin hareketini sürdürmesinin nedeninin, kasri yatkınlık (güdümlenmiş eğim), yani nesneye kazandırılan hareket etme ricası olduğunu sonucuna varmıştır Bir De İbn Sînâ bu isteğin kesintisiz olduğuna inanmaktadır; yani ona tarafından, ister öze âit olsun ister olmasın, bir kere kazanıldı mı bundan böyle kaybolmaz Bu yaklaşımıyla sonradan Newton'da son biçimine kavuşan eylemsizlik ilkesi'ne yaklaştığı görünüşe göre İbn Sînâ, bununla birlikte nesnenin özelliğine kadar kazandığı güdümlenmiş eğimin de değişik olacağını belirtmiştir Meselâ elimize bir taş, bir demir ve bir mantar parçası alsak ve bunları benzer şiddetle fırlatsak, herkes öbür uzaklıklara düşecek, ağır cismimler hafif cisimlere nispetle baskı kaynağından çok daha uzaklaşacaktır
İbn Sînâ'nın bu çalışması epeyce önemlidir; çünkü 11 yüzyılda yaşayan bir kimse olmasına rağmen, Yeniçağ Mekaniği'ne yaklaştığı görülmektedir Onun bu düşünceleri, çeviriler yoluyla Batı'ya da geçmiş ve güdümlenmiş eğim terimi Batı'da impetus terimiyle karşılanmıştır
İbn Sînâ, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır Tıpla ilgili çoğu eser kaleme almıştır; bunlar aralarında bilhassa kalpdamar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir, fakat, İbn Sînâ dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16 yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19 yüzyılın başlarına dek okunmuş ve kullanılmış olan elKânûn fî'tTıb (Tıp Kanunu) adlı eseri akla kazanç Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin Birinci Kitab'ı, vücut yapısı ve koruyucu hekimlik, İkinci Kitab'ı basit ilaçlar, Üçüncü Kitab'ı patoloji, Dördüncü Kitab'ı ilaçlarla ve cerrâhî yöntemlerle tedavi ve Beşinci Kitab'ı ise farklı alanlara yönlendirilmiş ilaç terkipleriyle ilgili detaylı bilgiler vermektedir
İslam tarihinde önemli adımların atıldığı bir dönemde bilim hususunda daha sonra gelişecek olan Avrupa biliminde de kayda değer etkileri olacak olan İbn Sina, geliştirdiği felsefeyle de daha sonraları bir fazla İslam alimi kadar da eleştirilmiştir *
İbn Sina Kimdir
Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi veri ve becerinin muhtelif alanlarında seçkinleşmiş olan İbn Sînâ (9801037) matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları ve gökbilim alanında ise sağduyu gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir
Astroloji ve simyaya şeref etmemiş, Değişim Kuraminın içten olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırmış ve dürüst olmadığı sonucuna ulaşmıştır İbn Sînâ'ya tarafından, her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi olası değildir
İbn Sînâ, mekanikle de ilgilenmiş ve bazı yönlerden Aristoteles'in hareket anlayışını eleştirmiştir; bilindiği gibi, Aristoteles, cismi hareket ettiren zorlama ile karoser arasındaki temas ortadan kalktığında, cismin hareketini sürdürmesini karşılayan etmenin etraf, yani hava olduğunu söylüyor ve havaya biri cisme direnme ve diğeri cismi taşıma olmak üzere birbiriyle bağdaşmayacak iki tahsis yüklüyordu İbn Sînâ bu çelişik durumu görmüş, yapmış olduğu gözlemler esnasında hava ile rüzgârın güçlerini karşılaştırmış ve Aristoteles'in haklı olabilmesi için havanın şiddetinin rüzgârın şiddetinden daha artı olması gerektiği sonucuna varmıştır; ama meselâ bir bir ağacın yakınından geçen bir ok, ağaca değmediği sürece, ağaçta ve yapraklarında en minik bir kıpırdanma yaratmazken, rüzgar ağaçları sallamakta ve hatta kökünden kopartabilmektedir; öyleyse havanın şiddeti cisimleri taşımaya tatmin edici değildir
İbn Sînâ'ya Aristoteles'in yanıldığını gösterdikten sonradan, güçlü olarak ceset aralarında herhangi bir temas bulunmadığında hareketin kesintiye uğramamasının nedenini araştırmış ve bir nesneye kuvvet uygulandıktan sonradan, kuvvetin etkisi ortadan kalksa bile nesnenin hareketini sürdürmesinin nedeninin, kasri yatkınlık (güdümlenmiş eğim), yani nesneye kazandırılan hareket etme ricası olduğunu sonucuna varmıştır Bir De İbn Sînâ bu isteğin kesintisiz olduğuna inanmaktadır; yani ona tarafından, ister öze âit olsun ister olmasın, bir kere kazanıldı mı bundan böyle kaybolmaz Bu yaklaşımıyla sonradan Newton'da son biçimine kavuşan eylemsizlik ilkesi'ne yaklaştığı görünüşe göre İbn Sînâ, bununla birlikte nesnenin özelliğine kadar kazandığı güdümlenmiş eğimin de değişik olacağını belirtmiştir Meselâ elimize bir taş, bir demir ve bir mantar parçası alsak ve bunları benzer şiddetle fırlatsak, herkes öbür uzaklıklara düşecek, ağır cismimler hafif cisimlere nispetle baskı kaynağından çok daha uzaklaşacaktır
İbn Sînâ'nın bu çalışması epeyce önemlidir; çünkü 11 yüzyılda yaşayan bir kimse olmasına rağmen, Yeniçağ Mekaniği'ne yaklaştığı görülmektedir Onun bu düşünceleri, çeviriler yoluyla Batı'ya da geçmiş ve güdümlenmiş eğim terimi Batı'da impetus terimiyle karşılanmıştır
İbn Sînâ, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır Tıpla ilgili çoğu eser kaleme almıştır; bunlar aralarında bilhassa kalpdamar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir, fakat, İbn Sînâ dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16 yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19 yüzyılın başlarına dek okunmuş ve kullanılmış olan elKânûn fî'tTıb (Tıp Kanunu) adlı eseri akla kazanç Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin Birinci Kitab'ı, vücut yapısı ve koruyucu hekimlik, İkinci Kitab'ı basit ilaçlar, Üçüncü Kitab'ı patoloji, Dördüncü Kitab'ı ilaçlarla ve cerrâhî yöntemlerle tedavi ve Beşinci Kitab'ı ise farklı alanlara yönlendirilmiş ilaç terkipleriyle ilgili detaylı bilgiler vermektedir
İslam tarihinde önemli adımların atıldığı bir dönemde bilim hususunda daha sonra gelişecek olan Avrupa biliminde de kayda değer etkileri olacak olan İbn Sina, geliştirdiği felsefeyle de daha sonraları bir fazla İslam alimi kadar da eleştirilmiştir *