Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İç Soğuk

İç Soğuk

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Bir gün altı insanın yolu bir yerde kesişti Birbirlerini daha önceden tanımıyorlardı İlk defa ve mecburen bir arada olmaları gerekiyordu Tehlikeli bir yolculuğun hiç beklenmedik durağında durmuşlardı Bindikleri araç arızalanmış, yolda kalmışlardı

Soğuk ve karanlıktı Hepsi bir ateşin etrafında toplanmış, ısınmaya ve gecenin karanlığını dağıtmaya çalışıyorlardı Biricik ateşleri sönmek üzereydi Alevler cılızlaştıkça karanlık derinleşti Yüzlerine çarpan sıcaklık hızla azalmaya başladı Herkesi yalnızlaştıran ve çaresizleştiren karanlığı ve soğuğu daha derinden hissetmeye başladılar

Ateşe yeni odun atmak gerekiyordu Odunları yok değildi Her birinin elinde birer odun vardı Halkanın en başında oturmakta olan kadın, elindeki odunu arkasına saklamıştı Ateşin etrafındaki adamlardan birinin zenci olduğunu fark etmişti Bir zenci için feda edecek bir şeyi yoktu

Kadının yanındaki adam tek tek herkesin yüzüne baktı Kendi milletinden kimse yoktu, ateşe atacağı odun başkalarını ısıtacak olduğuna göre soğukta kalsa daha iyiydi Elindeki odunu sıkıca kavrayıp tuttu Hemen onun yanında zengince bir adam oturuyordu Bir eli yağda bir eli balda yaşamıştı şimdiye dek

Sıradaninsanların arasına sığınmak zorunda oluşuna lanetler okuyordu Sahip olduğu malı mülkü aklına geldi; kimseyle bir şey paylaşmamıştı şimdiye dek Hep kazanan olmuştu Şimdi elindeki tek serveti odunu neden bu miskin insanlar için harcamalıydı ki? Ateşe atmadı elindekini

Onun yanındaki yoksul adam, ceketini bir hırsıza kaptırmıştı Nefretle yanındaki iyi giyimli zengine baktı, emeğini sömürüp hakkını vermeyen bencil bir zengin için neden bir odunu feda etsindi ki? Zenci olan ise nefret duygularıyla doluydu tüm beyazlara karşı Elindeki sopa kendini başkalarından koruyacak tek silahtı Onu ateşe atıp yakamazdı

Halkanın sonundaki adam ise şimdiye kadar hiç karşılıksız vermemişti Ancak bir şey aldığında vermeyi öğretmişti ona anne ve babası Oyunun kuralı böyleydi Ateşe atmadı elindeki odunu *** Ertesi gün küllenmiş bir ateşin etrafında donarak ölmüş altı insan cesedi bulundu Her birinin donmuş ellerinde sıkı sıkıya tutulmuş altı tane de ateşe atılmamış odun vardı

Kaskatıydı elleri: Bir başkası için vermeye yanaşmayan bencillikleri tutmuştu ellerini Donmuştu yürekleri: İçlerine senden eksilen aslında sana kalır!gerçeğinin sımsıcak güneşi hiç doğmamıştı Buza kesmişti gözleri: Kendilerinden başkasını görmeyi öğrenmemişlerdi hiç Sıcağını kaybetmişti yüzleri: Kabuğunu kıramayan benlikleri infakmeyvesine durmadan içine kapanıvermiş, çürümüştü

Görünüşe göre hepsi dışarıdaki soğuk yüzünden ölmüştü Oysa, insanın ellerini vermekten geri tutan cimrilik daha soğuktu İnsanı büyüklenmenin vadilerine savuran aldırışsızlık daha karanlıktı Oysa ben var ya, ben!dedirten bencilliğin giderek yuvarlanan çığı en amansız ayazdı Oysa başkalarını görmekten alıkoyan çıkarcılığın körlüğü en soğuk karanlıkları emziriyordu

Buzların hepsini eriten sımsıcak kelimeleri O asm çoktan dillendirmişti: Vermeyene vereceksin!Karanlıkları dağıtan heceler O'nun asm dudağından akıp gelmişti: Gelmeyene gideceksin!Ben'ciliğin katı duvarlarını yıkan, bencilliğin soğuk küllerini köz eyleyen sözler O'nun asm nefesinde alevlenmişti: Kötülük edene iyilik edeceksin!Dışarıdaki soğuk değil, içlerindeki soğukluk öldürmüştü onları Dirilmeye hazırlananlar asıl ateşi O'nun dudağında gördüler

ecburen bir arada olmaları gerekiyordu Tehlikeli bir yolculuğun hiç beklenmedik durağında durmuşlardı Bindikleri araç arızalanmış, yolda kalmışlardı

Soğuk ve karanlıktı Hepsi bir ateşin etrafında toplanmış, ısınmaya ve gecenin karanlığını dağıtmaya çalışıyorlardı Biricik ateşleri sönmek üzereydi Alevler cılızlaştıkça karanlık derinleşti Yüzlerine çarpan sıcaklık hızla azalmaya başladı Herkesi yalnızlaştıran ve çaresizleştiren karanlığı ve soğuğu daha derinden hissetmeye başladılar

Ateşe yeni odun atmak gerekiyordu Odunları yok değildi Her birinin elinde birer odun vardı Halkanın en başında oturmakta olan kadın, elindeki odunu arkasına saklamıştı Ateşin etrafındaki adamlardan birinin zenci olduğunu fark etmişti Bir zenci için feda edecek bir şeyi yoktu

Kadının yanındaki adam tek tek herkesin yüzüne baktı Kendi milletinden kimse yoktu, ateşe atacağı odun başkalarını ısıtacak olduğuna göre soğukta kalsa daha iyiydi Elindeki odunu sıkıca kavrayıp tuttu Hemen onun yanında zengince bir adam oturuyordu Bir eli yağda bir eli balda yaşamıştı şimdiye dek

Sıradaninsanların arasına sığınmak zorunda oluşuna lanetler okuyordu Sahip olduğu malı mülkü aklına geldi; kimseyle bir şey paylaşmamıştı şimdiye dek Hep kazanan olmuştu Şimdi elindeki tek serveti odunu neden bu miskin insanlar için harcamalıydı ki? Ateşe atmadı elindekini

Onun yanındaki yoksul adam, ceketini bir hırsıza kaptırmıştı Nefretle yanındaki iyi giyimli zengine baktı, emeğini sömürüp hakkını vermeyen bencil bir zengin için neden bir odunu feda etsindi ki? Zenci olan ise nefret duygularıyla doluydu tüm beyazlara karşı Elindeki sopa kendini başkalarından koruyacak tek silahtı Onu ateşe atıp yakamazdı

Halkanın sonundaki adam ise şimdiye kadar hiç karşılıksız vermemişti Ancak bir şey aldığında vermeyi öğretmişti ona anne ve babası Oyunun kuralı böyleydi Ateşe atmadı elindeki odunu *** Ertesi gün küllenmiş bir ateşin etrafında donarak ölmüş altı insan cesedi bulundu Her birinin donmuş ellerinde sıkı sıkıya tutulmuş altı tane de ateşe atılmamış odun vardı

Kaskatıydı elleri: Bir başkası için vermeye yanaşmayan bencillikleri tutmuştu ellerini Donmuştu yürekleri: İçlerine senden eksilen aslında sana kalır!gerçeğinin sımsıcak güneşi hiç doğmamıştı Buza kesmişti gözleri: Kendilerinden başkasını görmeyi öğrenmemişlerdi hiç Sıcağını kaybetmişti yüzleri: Kabuğunu kıramayan benlikleri infakmeyvesine durmadan içine kapanıvermiş, çürümüştü

Görünüşe göre hepsi dışarıdaki soğuk yüzünden ölmüştü Oysa, insanın ellerini vermekten geri tutan cimrilik daha soğuktu İnsanı büyüklenmenin vadilerine savuran aldırışsızlık daha karanlıktı Oysa ben var ya, ben!dedirten bencilliğin giderek yuvarlanan çığı en amansız ayazdı Oysa başkalarını görmekten alıkoyan çıkarcılığın körlüğü en soğuk karanlıkları emziriyordu

Buzların hepsini eriten sımsıcak kelimeleri O asm çoktan dillendirmişti: Vermeyene vereceksin!Karanlıkları dağıtan heceler O'nun asm dudağından akıp gelmişti: Gelmeyene gideceksin!Ben'ciliğin katı duvarlarını yıkan, bencilliğin soğuk küllerini köz eyleyen sözler O'nun asm nefesinde alevlenmişti: Kötülük edene iyilik edeceksin!Dışarıdaki soğuk değil, içlerindeki soğukluk öldürmüştü onları Dirilmeye hazırlananlar asıl ateşi O'nun dudağında gördüler

ALINTIDIR



 
858,497Konular
982,134Mesajlar
30,085Kullanıcılar
civan04Son üye
Üst Alt