Iğdır ile ilgili şiirler
En guzel Iğdır şiirleri
Iğdır hakkında şiirler
Guzel Iğdır'ım
Yemyeşil ovan cennet bahcelerin
Her adımda selam hoş sohbetlerin
Hele akşamsefaların dondurma keyfin
Hasretimsin sen guzel Iğdır’ım
Yuzlerdeki tebessumu vucut diline
Sıcak guneşin narin tenine
Sana olan hasreti gonul telime
Yansıtan toprağım guzel Iğdır’ım
Tertemiz havan eşsiz guzelliğin
Konuştuğun lehcen orf ananen
Toy seslerin o guzel oyunların
Burnumda tutuyor guzel Iğdır’ım
Iğdır’dan bakınca Ağrı Dağı’na
Bir gelin edasıyla başında tacı
Yokluğun icimde tatlı bir sancı
Goz bebeklerimde kalıyorsun guzel Iğdır’ım
Doneri lavaşı hele boz başı
Aşuredir hic değişmez tatlısı
Canımsın yureğimsin her şeyimsin
Sana hasret kaldım guzel Iğdır’ım
Cafer Akyol
Baba Ocağı (Iğdır'a Ozlem)
Saatimin zilinde her sabah
Kulluğun efendisi
Kara cilli horozumuz otuyor
Baba ocağı gozlerimde tutuyor
……
Zemheri zamanı kışın,
Cile zamanı;
Eve dolmuş,
Tezek yanan sobamızın dumanı
Bacasından değil, borusundan tutuyor
Hasret beni surukleyip
O gune goturuyor
Soğuktan ellerim mosmor
Su doluyor,
Delik cizmelerimden ayaklarıma
Kalın kunduramda şimdi
Uşuyen parmaklarım
Ters geliyor aklıma
Ufleye ufleye yaktığımız ocakta
İsli kazan kaynamakta
Bir kap yemekle yollanıyorum komşuya
Akşam olmuş, cıraları yanmakta
Karanlığın karaya boyadığı bahcelerde
Kurbağalar koro tutmuş otuyor
Geceleri gizlendiğim golgeler
Gozlerimde tutuyor
Saatimin zilinde her sabah
Kara cilli horozumuz otuyor
Yokluk yoksulluktu cocuk cağımız
Pancardan iki teker,
Bir okuz arabası
Oyuncağımız…
Taşları kaldırıp kına aramak
Yada kor keserle bir civi cakmak
Kor olasın keser!
Bilmem hala var mısın?
Demirin paslansın, coğalsın derdin!
Sen ki; civi cakmaz,
Civi tutan parmağımı ezerdin
‘’Zamanei Yokluk’’ idi
Cok ağladık, az gulduk
Ezik tırnak, kesik parmak ile
Kardeş buyuduk
Yoksulluğu tuz gibi basıp yarama
Parmağımı emerdim
Acım gecti zannederdim
Yanılmışım
Gecmemiş
O acı icimde her yere dolmuş
Yıllardır buyumuş, ‘’BEN’’ kadar olmuş
Bedenim doymuş ona
Kanmış yureğim
Artık susamıyorum
Boğazıma atıp bir parmak
Onu ordan cıkarmak
İstiyorum
Kusamıyorum
Sanki gurbet zehri
İcimde oğutuyor
Memleket burnumda tutuyor
……
Burası şehir
Her şey var Tadı yok
Alışamadım
Ben o yoksul ocağımda
Mutluluğu yaşamıştım
Meğer ne tatlıymış, orda cilemiz? !
Şimdi tatlı tasında
Zehir tadan biz…
Şehir seni sevemedim
Yuze gulen cok
Yureği gulen yok
Olsen bile kim kime
Sinmiyorsun icime
…
Oyle bildik babadan;
En buyuk devlet,
Sadık dost elbet
Dost kardeşten once gerek
Bana gore değil
Bu iklimde buyumek
Burda yaşantıdan tad alamazsın
Orda sırt ortecek yamalı bir post,
Burda sırt donecek dost bulamazsın
Nereye donersen apayrı bir dert
Burası hasret…
Bir buyuk şehir
Şehir ki; her solukta
Solunan zehir
Renkleri karışmış biribirine
Duşunceler kirli
Fikirler sispus
Duru değil niyetler
Dumanlı,
Boğuk
Buyuduğum yerde kışın ayazı,
Burda insanların yureği soğuk
Beni urkutuyor
Karacilli her sabah
Saatimin zilinde otuyor
Mustafa AKASLAN
(Terekeme Turkusu)
En guzel Iğdır şiirleri
Iğdır hakkında şiirler
Guzel Iğdır'ım
Yemyeşil ovan cennet bahcelerin
Her adımda selam hoş sohbetlerin
Hele akşamsefaların dondurma keyfin
Hasretimsin sen guzel Iğdır’ım
Yuzlerdeki tebessumu vucut diline
Sıcak guneşin narin tenine
Sana olan hasreti gonul telime
Yansıtan toprağım guzel Iğdır’ım
Tertemiz havan eşsiz guzelliğin
Konuştuğun lehcen orf ananen
Toy seslerin o guzel oyunların
Burnumda tutuyor guzel Iğdır’ım
Iğdır’dan bakınca Ağrı Dağı’na
Bir gelin edasıyla başında tacı
Yokluğun icimde tatlı bir sancı
Goz bebeklerimde kalıyorsun guzel Iğdır’ım
Doneri lavaşı hele boz başı
Aşuredir hic değişmez tatlısı
Canımsın yureğimsin her şeyimsin
Sana hasret kaldım guzel Iğdır’ım
Cafer Akyol
Baba Ocağı (Iğdır'a Ozlem)
Saatimin zilinde her sabah
Kulluğun efendisi
Kara cilli horozumuz otuyor
Baba ocağı gozlerimde tutuyor
……
Zemheri zamanı kışın,
Cile zamanı;
Eve dolmuş,
Tezek yanan sobamızın dumanı
Bacasından değil, borusundan tutuyor
Hasret beni surukleyip
O gune goturuyor
Soğuktan ellerim mosmor
Su doluyor,
Delik cizmelerimden ayaklarıma
Kalın kunduramda şimdi
Uşuyen parmaklarım
Ters geliyor aklıma
Ufleye ufleye yaktığımız ocakta
İsli kazan kaynamakta
Bir kap yemekle yollanıyorum komşuya
Akşam olmuş, cıraları yanmakta
Karanlığın karaya boyadığı bahcelerde
Kurbağalar koro tutmuş otuyor
Geceleri gizlendiğim golgeler
Gozlerimde tutuyor
Saatimin zilinde her sabah
Kara cilli horozumuz otuyor
Yokluk yoksulluktu cocuk cağımız
Pancardan iki teker,
Bir okuz arabası
Oyuncağımız…
Taşları kaldırıp kına aramak
Yada kor keserle bir civi cakmak
Kor olasın keser!
Bilmem hala var mısın?
Demirin paslansın, coğalsın derdin!
Sen ki; civi cakmaz,
Civi tutan parmağımı ezerdin
‘’Zamanei Yokluk’’ idi
Cok ağladık, az gulduk
Ezik tırnak, kesik parmak ile
Kardeş buyuduk
Yoksulluğu tuz gibi basıp yarama
Parmağımı emerdim
Acım gecti zannederdim
Yanılmışım
Gecmemiş
O acı icimde her yere dolmuş
Yıllardır buyumuş, ‘’BEN’’ kadar olmuş
Bedenim doymuş ona
Kanmış yureğim
Artık susamıyorum
Boğazıma atıp bir parmak
Onu ordan cıkarmak
İstiyorum
Kusamıyorum
Sanki gurbet zehri
İcimde oğutuyor
Memleket burnumda tutuyor
……
Burası şehir
Her şey var Tadı yok
Alışamadım
Ben o yoksul ocağımda
Mutluluğu yaşamıştım
Meğer ne tatlıymış, orda cilemiz? !
Şimdi tatlı tasında
Zehir tadan biz…
Şehir seni sevemedim
Yuze gulen cok
Yureği gulen yok
Olsen bile kim kime
Sinmiyorsun icime
…
Oyle bildik babadan;
En buyuk devlet,
Sadık dost elbet
Dost kardeşten once gerek
Bana gore değil
Bu iklimde buyumek
Burda yaşantıdan tad alamazsın
Orda sırt ortecek yamalı bir post,
Burda sırt donecek dost bulamazsın
Nereye donersen apayrı bir dert
Burası hasret…
Bir buyuk şehir
Şehir ki; her solukta
Solunan zehir
Renkleri karışmış biribirine
Duşunceler kirli
Fikirler sispus
Duru değil niyetler
Dumanlı,
Boğuk
Buyuduğum yerde kışın ayazı,
Burda insanların yureği soğuk
Beni urkutuyor
Karacilli her sabah
Saatimin zilinde otuyor
Mustafa AKASLAN
(Terekeme Turkusu)