nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
İhlas Suresinin anlamı
İhlas Suresinin meali
İhlas Suresinin açıklaması
Rahman ve Rahim olan Allah ’ın adıyla…
“Ey Resûlüm de ancak: Allah birdir Hiçbir şeye fakir değildir; fakat tüm varlıklar ona muhtaçtır Doğmamış, doğurmamıştır Ezelî ve ebedidir Hiçbir şey ona aynı, denk ve küfüv olamaz
1 “Ey Habibim de ki: Allah birdir
Kul: Bu cümle Nübüvvete delildir Zira iman ve teklif nübüvvetle sübut bulur Bu sebeple ulu Allah peygamberimize hitap ederek “İnsanlara tevhidi ders ver emreder Teklifin irsali resul ile olduğuna delil de yüce Allah ’ın “Biz peygamber göndermediğimiz kavme cefa etmeyiz (İsra, 17:15) ayetidir
Hüve: Bu kelime “Havas tabakasına “Tevhidi ifade ile Allah ’ın birliğini ispat eder “Hû kelimesi “Hava, Su, Toprak ve Nur âleminde akım eden “Tevhidi Ef ’âlin tüm mertebelerini izhar ile “Dikte ve İradenin, İlim ve Hikmetin birer arşı olan bu âlemlerdeki “Esmâi İlâhiyenin tasarrufunu görerek Allah ’ın birliğine inanmayı ve her nevi şirkten uzaktan durmayı açıklama eder
Allah: “Tevhidi Zâtı açıklama eder Tüm Esmâi İlâhiyenin membaı ve mercii, alemi zat olan müsemmayı ilâhî olan “İsmi Zâttır
Ehad: “Tevhidi Esmâ ve Sıfatı ifade eder Bütün esmai İlâhiyenin ve tecelliyâtı Rabbaniyenin Ehadiyetten kaynaklandığını açıklama ve i ’lâm eder
Tevhidin üç mertebesi vardır Birincisi, Tevhidi Zât; ikincisi, Tevhidi Sıfat; üçüncüsü ise Tevhidi Ef ’âldir Tevhidi Zât, makamı istihlâktir Bu makama gelen zat şayet sekr makamında ise “Lâ mevcûde illa hû der Açıkgöz ise “Her şey Ondandır der “Allahu hâliku külli şeyin ayetini okur Tevhidi Önad, her kudreti onun kudreti kâmilesinde, her ilmi onun ilmi kâmilinde muzmahil ve her kemâli onun kemâlinin envarından bir lem ’a olarak görmektir Tevhidi Ef ’âl ise, vücutta Allah ’tan diğer müessiri hakiki olmadığını ilme ’lyakîn, ayne ’lyakîn ve hakka ’lyakîn bilmektir
Ehadiyet: Yüce Allah ’ı cisimden, cevherden, arazdan, şerikten ve bölünmekten münezzeh, ferdi ferîdi yekta olarak bilmektir Peygamberimiz (iddia) “Ehad, Hüve ’lferdüllezî lem yezel vahdehu, ve lem yekun maahu ahiruhu yani, “birliği zail olmayan fert ve sonu olmayan bir (Garibu ’lhadis, 1:27) “Allah vardı ve onunla beraber hiçbir varlık yoktu O hemen de olduğu gibidir hadisleri ile anlatmıştır
Izah Etme:
Akıllar ulu Allah ’ı iyi anlamak ve anlamaktan acizdir Hz Ebubekir (ra) “Allah ’ın bilinemeyeceğini idrak etmek Onu tanımaktır derken Bediüzzaman da “Ulu Allah ’ı mevcudu meçhul ünvanı ile bakarsan ma ’ruf olur demiştir Bunun için yüce Allah kendisini “O hiçbir şeye ayrı, hiçbir şey onun dengi olamaz (İhlas, 112:4) ve “Onun misli gibi bir şey yoktur (Şura, 42:11) buyurmuştur
Halk Müziği Allah ’ı bilemezler ve anlayamazlar; ancak yarattıklarına bakarak Allah ’ın yaptığı, yarattığı şeylerden yola çıkarak ad ve sıfatlarını tanıyabilirler Bu sebeple peygamberimiz (sav) “Siz Allah ’ın zatını bilemezsiniz, aklınıza ne gelirse gelsin Allah onun dışındadır; bu sebeple sizler zatını düşünmeyiniz, mahlûkatında tefekkür ederek onu tanımaya çalışınız (Beyhaki, Şuâbı İman, 120; Keşfu ’lHafa, Aclûnî, 1:271) buyurmuşlardır Bu sebeple insan mahlûka bakarak Hâlıkı, sanata bakarak Sanii, rızka bakarak Râzıkı, varlık, sanat ve rızık aynasında tanımaya çalışmalıdır
Yüce Allah zatını tanıtmak için mahlûkatı yaratmış, varlık aynasında zatını, esma ve sıfatları ile tanıyarak iman etmeleri için de insanı yaratmıştır Bunun için insana akıl, hissiyat vermiştir İnsan ma ’kulatı aklı ile, mesmuatı sem ’i ile, mubsıratı basarı ile, ezvakı da kuvvei zâikası ile yani mahsusatı hissiyatı ile kavrama eder Âlemde ne varsa anahtarı insanın elindedir
Şurası muhakkaktır fakat aklın ma ’kulatı idrâki, hissiyatın mahsusatı idrakinden daha kuvvetlidir Çünkü us emri bâkîi külliyi algılama eder, hissiyat ise yanılabilir Allah “Vâcibu ’lVücûddur Çünkü aklın üç mertebesi vardır Vâcibi Mutlak: Bu Allah ’ın varlığı ve birliğidir Mümkünü ’lVücût: Bütün mümkünat âlemleridir Muhal: Aklen muhtemel olmayan ve aklın kabul etmeyeceği şeydir Bu ise Allah ’ı inkar ve şirktir Allahü Taâlâ vardır Cemî kemal sıfatlarla muttasıftır ve bütün eksik sıfatlardan münezzehtir Böyle olmaması muhaldir
Cenâbı Adalet vücûdu mutlaktır Mahlûkât ise izâfî ve nisbîdir Allah ’ın yaratması ile vardır Bu sebeple mahlûkâta manâyı harfî nazarı ile bakmalıdır fakat bir manası olsun Varlığın kendi başına bir anlamı yoktur Varlığı, tagayyürü ve tahavvülü vâcibu ’lvücûdun esmasının tecellisi iledir Allahu Teâla zatı ile kâim ve dâimdir Mahlûkat onun yaratması ile gövde bulur Her şey onun esma ve sıfatının tecellisidir
2 “Allah Sameddir
Samed, Allah ’ın samediyetinin unvanıdır Ebu Hureyre (ra) Samediyeti “Her şeyden müstağnî, her şey ona muhtaç biçiminde izah etmiştir Ali b Ebî Talha ve İbni Abbas (ra) “Samed, südedinde kâmil olan seyyid, şerefinde kâmil olan şerîf, ilminde kâmil âlim çağırmak olup şeref ve ululuk envâının hepsinde ekmel olandır demişlerdir
Samedin anlamını Câferi Sâdık, “Galibi gayrı mağlûp Husayn b Fudayl “Dilediğini yapan ve dilediği gibi hükmeden ve İbni Sina “Gınai tamme ile mebdei kül ve gâyei kül arasında zâtında hiçbir tagayyür ve tebeddülü olmayandır demişlerdir Yüce Allah Kur ’ânı Kerimde “Allah âlemlerden müstağnîdir (Âli İmran, 3:97) buyurarak bu hususa göze çarpan etmiştir Yüce Allah âlemlerden müstağnîdir Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur; fakat bütün varlıkların Allah ’a ihtiyacı vardır
Samediyete ayine elde etmek ise, Allah ’tan diğer hiçbir şeyi maksudu bana kalırsa etmemektir Bunu en güzel bir şekilde bildiren peygamberimiz (tez) namazda karşısına koymuş olduğu sütreyi bile tam karşısına almaz, sağa ya da sola meylettirirdi (Buhari, Salât, 90; Ebu Davud, Salât, 104) Bu sebeple mü ’min bilhassa kalbine Allah ’tan diğer bir şeyi koymaması gerekir “El işte gönül hazrette olmalıdır İnsan ihtiyaçlarından dolayı eli ve bedeni sebeplere sarılsa da kalbini Allah ’a vermelidir Çünkü “Kalb ayinei Sameddir Kalbin batınına diğer sevgilerin girmesine yer vermemelidir (Sözler, 2004, s 10481050) Bediüzzaman hazretleri “Hoş değil batmakla kaybolan bir mahbup Çünkü zevâle mahkûm, hakikî güzel olamaz Aşkı ebedî için yaratılan ve âyinei Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli (Sözler, 334)
3 “Allah doğmamış, doğurmamıştır
Yüce Allah bu ayeti ile tüm şirk nevilerini ret ve nefyeder Tecezzi, tagayyür ve tenasül eden ne kayyumdur, ne hâlıktır, ne ilâh (Sözler, 1134 ) buyurmaktadır İsa, Üzeyir ’in Allah ’ın oğlu olduğu iddialarını reddettiği gibi, aya, yıldıza, tabiata ve güneşe tapanların şirklerini reddeder
Yüce Allah ’ın doğmaması demek “Ezelî olması, doğurmaması da “Ebedî olması anlamına gelmektedir “Lem Yelid Tagayyür ve fenayı nefyederken “Ve lem yûled hudusu nefy ile kıdemi kanıt etmektedir
4 “Hiçbir şey O ’na benzer, küfüv ve denk değildir
Ulu Allah ’ın zatı, sıfatları, isimleri ve fiilleri benzersizdir Hiçbir fani varlık Allah ’ın işlerinin benzerini yapamadığı gibi yaptıklarını nasıl yaptığını da anlayamaz Yüce Allah Kur ’ânı Kerimde “Allah ’ın kadrini hakkı ile takdir edemediler Kıyamet günü arz kabzasında, gökler de yemininde dürülmüş olan Allah ’ı tesbih ederiz ancak o, müşriklerin her nevi şirkinden münezzehtir (En ’am, 6: 91; Zümer, 39:67) buyurarak bu hususu açıklamıştır
Yüce Allah ’ın zatını katiyen seziş edemeyiz Zira insan kendi ruhunu ve aklını anlamaktan ve bilmekten aciz ise elbette onu yaratan Allah ’ı sezgi edemez, bir şekil veremez ve mahiyetini asla bilemez Dolayısıyla Allah ’ın zâtî sıfatlarını anlayamaz; fakat iman eder Subutî sıfatlarını da göz, kulak, gibi duyguları ile bilir ama mahiyetini seziş edemez Çünkü Allah ’ın bilmesi, görmesi ve konuşması mahlûkata katiyen ayrı Fiillerinden ve şuûnâtından da isimlerine intikal eder; o fiillerin Allah ’ın esmasının tecellisi olduğunu anlar; lakin Allah ’ın işlerinin benzerini asla yapamaz Fakat Allah ’ın tüm işleri mucize olduğu için şaşkınlık ve hayranlık duyarak imanını artırır
Bütün bunlardan anlıyoruz ancak “Hiçbir şey onun fiillerinin ve şuunâtının da dengi olamaz *
İhlas Suresinin meali
İhlas Suresinin açıklaması
Rahman ve Rahim olan Allah ’ın adıyla…
“Ey Resûlüm de ancak: Allah birdir Hiçbir şeye fakir değildir; fakat tüm varlıklar ona muhtaçtır Doğmamış, doğurmamıştır Ezelî ve ebedidir Hiçbir şey ona aynı, denk ve küfüv olamaz
1 “Ey Habibim de ki: Allah birdir
Kul: Bu cümle Nübüvvete delildir Zira iman ve teklif nübüvvetle sübut bulur Bu sebeple ulu Allah peygamberimize hitap ederek “İnsanlara tevhidi ders ver emreder Teklifin irsali resul ile olduğuna delil de yüce Allah ’ın “Biz peygamber göndermediğimiz kavme cefa etmeyiz (İsra, 17:15) ayetidir
Hüve: Bu kelime “Havas tabakasına “Tevhidi ifade ile Allah ’ın birliğini ispat eder “Hû kelimesi “Hava, Su, Toprak ve Nur âleminde akım eden “Tevhidi Ef ’âlin tüm mertebelerini izhar ile “Dikte ve İradenin, İlim ve Hikmetin birer arşı olan bu âlemlerdeki “Esmâi İlâhiyenin tasarrufunu görerek Allah ’ın birliğine inanmayı ve her nevi şirkten uzaktan durmayı açıklama eder
Allah: “Tevhidi Zâtı açıklama eder Tüm Esmâi İlâhiyenin membaı ve mercii, alemi zat olan müsemmayı ilâhî olan “İsmi Zâttır
Ehad: “Tevhidi Esmâ ve Sıfatı ifade eder Bütün esmai İlâhiyenin ve tecelliyâtı Rabbaniyenin Ehadiyetten kaynaklandığını açıklama ve i ’lâm eder
Tevhidin üç mertebesi vardır Birincisi, Tevhidi Zât; ikincisi, Tevhidi Sıfat; üçüncüsü ise Tevhidi Ef ’âldir Tevhidi Zât, makamı istihlâktir Bu makama gelen zat şayet sekr makamında ise “Lâ mevcûde illa hû der Açıkgöz ise “Her şey Ondandır der “Allahu hâliku külli şeyin ayetini okur Tevhidi Önad, her kudreti onun kudreti kâmilesinde, her ilmi onun ilmi kâmilinde muzmahil ve her kemâli onun kemâlinin envarından bir lem ’a olarak görmektir Tevhidi Ef ’âl ise, vücutta Allah ’tan diğer müessiri hakiki olmadığını ilme ’lyakîn, ayne ’lyakîn ve hakka ’lyakîn bilmektir
Ehadiyet: Yüce Allah ’ı cisimden, cevherden, arazdan, şerikten ve bölünmekten münezzeh, ferdi ferîdi yekta olarak bilmektir Peygamberimiz (iddia) “Ehad, Hüve ’lferdüllezî lem yezel vahdehu, ve lem yekun maahu ahiruhu yani, “birliği zail olmayan fert ve sonu olmayan bir (Garibu ’lhadis, 1:27) “Allah vardı ve onunla beraber hiçbir varlık yoktu O hemen de olduğu gibidir hadisleri ile anlatmıştır
Izah Etme:
Akıllar ulu Allah ’ı iyi anlamak ve anlamaktan acizdir Hz Ebubekir (ra) “Allah ’ın bilinemeyeceğini idrak etmek Onu tanımaktır derken Bediüzzaman da “Ulu Allah ’ı mevcudu meçhul ünvanı ile bakarsan ma ’ruf olur demiştir Bunun için yüce Allah kendisini “O hiçbir şeye ayrı, hiçbir şey onun dengi olamaz (İhlas, 112:4) ve “Onun misli gibi bir şey yoktur (Şura, 42:11) buyurmuştur
Halk Müziği Allah ’ı bilemezler ve anlayamazlar; ancak yarattıklarına bakarak Allah ’ın yaptığı, yarattığı şeylerden yola çıkarak ad ve sıfatlarını tanıyabilirler Bu sebeple peygamberimiz (sav) “Siz Allah ’ın zatını bilemezsiniz, aklınıza ne gelirse gelsin Allah onun dışındadır; bu sebeple sizler zatını düşünmeyiniz, mahlûkatında tefekkür ederek onu tanımaya çalışınız (Beyhaki, Şuâbı İman, 120; Keşfu ’lHafa, Aclûnî, 1:271) buyurmuşlardır Bu sebeple insan mahlûka bakarak Hâlıkı, sanata bakarak Sanii, rızka bakarak Râzıkı, varlık, sanat ve rızık aynasında tanımaya çalışmalıdır
Yüce Allah zatını tanıtmak için mahlûkatı yaratmış, varlık aynasında zatını, esma ve sıfatları ile tanıyarak iman etmeleri için de insanı yaratmıştır Bunun için insana akıl, hissiyat vermiştir İnsan ma ’kulatı aklı ile, mesmuatı sem ’i ile, mubsıratı basarı ile, ezvakı da kuvvei zâikası ile yani mahsusatı hissiyatı ile kavrama eder Âlemde ne varsa anahtarı insanın elindedir
Şurası muhakkaktır fakat aklın ma ’kulatı idrâki, hissiyatın mahsusatı idrakinden daha kuvvetlidir Çünkü us emri bâkîi külliyi algılama eder, hissiyat ise yanılabilir Allah “Vâcibu ’lVücûddur Çünkü aklın üç mertebesi vardır Vâcibi Mutlak: Bu Allah ’ın varlığı ve birliğidir Mümkünü ’lVücût: Bütün mümkünat âlemleridir Muhal: Aklen muhtemel olmayan ve aklın kabul etmeyeceği şeydir Bu ise Allah ’ı inkar ve şirktir Allahü Taâlâ vardır Cemî kemal sıfatlarla muttasıftır ve bütün eksik sıfatlardan münezzehtir Böyle olmaması muhaldir
Cenâbı Adalet vücûdu mutlaktır Mahlûkât ise izâfî ve nisbîdir Allah ’ın yaratması ile vardır Bu sebeple mahlûkâta manâyı harfî nazarı ile bakmalıdır fakat bir manası olsun Varlığın kendi başına bir anlamı yoktur Varlığı, tagayyürü ve tahavvülü vâcibu ’lvücûdun esmasının tecellisi iledir Allahu Teâla zatı ile kâim ve dâimdir Mahlûkat onun yaratması ile gövde bulur Her şey onun esma ve sıfatının tecellisidir
2 “Allah Sameddir
Samed, Allah ’ın samediyetinin unvanıdır Ebu Hureyre (ra) Samediyeti “Her şeyden müstağnî, her şey ona muhtaç biçiminde izah etmiştir Ali b Ebî Talha ve İbni Abbas (ra) “Samed, südedinde kâmil olan seyyid, şerefinde kâmil olan şerîf, ilminde kâmil âlim çağırmak olup şeref ve ululuk envâının hepsinde ekmel olandır demişlerdir
Samedin anlamını Câferi Sâdık, “Galibi gayrı mağlûp Husayn b Fudayl “Dilediğini yapan ve dilediği gibi hükmeden ve İbni Sina “Gınai tamme ile mebdei kül ve gâyei kül arasında zâtında hiçbir tagayyür ve tebeddülü olmayandır demişlerdir Yüce Allah Kur ’ânı Kerimde “Allah âlemlerden müstağnîdir (Âli İmran, 3:97) buyurarak bu hususa göze çarpan etmiştir Yüce Allah âlemlerden müstağnîdir Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur; fakat bütün varlıkların Allah ’a ihtiyacı vardır
Samediyete ayine elde etmek ise, Allah ’tan diğer hiçbir şeyi maksudu bana kalırsa etmemektir Bunu en güzel bir şekilde bildiren peygamberimiz (tez) namazda karşısına koymuş olduğu sütreyi bile tam karşısına almaz, sağa ya da sola meylettirirdi (Buhari, Salât, 90; Ebu Davud, Salât, 104) Bu sebeple mü ’min bilhassa kalbine Allah ’tan diğer bir şeyi koymaması gerekir “El işte gönül hazrette olmalıdır İnsan ihtiyaçlarından dolayı eli ve bedeni sebeplere sarılsa da kalbini Allah ’a vermelidir Çünkü “Kalb ayinei Sameddir Kalbin batınına diğer sevgilerin girmesine yer vermemelidir (Sözler, 2004, s 10481050) Bediüzzaman hazretleri “Hoş değil batmakla kaybolan bir mahbup Çünkü zevâle mahkûm, hakikî güzel olamaz Aşkı ebedî için yaratılan ve âyinei Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli (Sözler, 334)
3 “Allah doğmamış, doğurmamıştır
Yüce Allah bu ayeti ile tüm şirk nevilerini ret ve nefyeder Tecezzi, tagayyür ve tenasül eden ne kayyumdur, ne hâlıktır, ne ilâh (Sözler, 1134 ) buyurmaktadır İsa, Üzeyir ’in Allah ’ın oğlu olduğu iddialarını reddettiği gibi, aya, yıldıza, tabiata ve güneşe tapanların şirklerini reddeder
Yüce Allah ’ın doğmaması demek “Ezelî olması, doğurmaması da “Ebedî olması anlamına gelmektedir “Lem Yelid Tagayyür ve fenayı nefyederken “Ve lem yûled hudusu nefy ile kıdemi kanıt etmektedir
4 “Hiçbir şey O ’na benzer, küfüv ve denk değildir
Ulu Allah ’ın zatı, sıfatları, isimleri ve fiilleri benzersizdir Hiçbir fani varlık Allah ’ın işlerinin benzerini yapamadığı gibi yaptıklarını nasıl yaptığını da anlayamaz Yüce Allah Kur ’ânı Kerimde “Allah ’ın kadrini hakkı ile takdir edemediler Kıyamet günü arz kabzasında, gökler de yemininde dürülmüş olan Allah ’ı tesbih ederiz ancak o, müşriklerin her nevi şirkinden münezzehtir (En ’am, 6: 91; Zümer, 39:67) buyurarak bu hususu açıklamıştır
Yüce Allah ’ın zatını katiyen seziş edemeyiz Zira insan kendi ruhunu ve aklını anlamaktan ve bilmekten aciz ise elbette onu yaratan Allah ’ı sezgi edemez, bir şekil veremez ve mahiyetini asla bilemez Dolayısıyla Allah ’ın zâtî sıfatlarını anlayamaz; fakat iman eder Subutî sıfatlarını da göz, kulak, gibi duyguları ile bilir ama mahiyetini seziş edemez Çünkü Allah ’ın bilmesi, görmesi ve konuşması mahlûkata katiyen ayrı Fiillerinden ve şuûnâtından da isimlerine intikal eder; o fiillerin Allah ’ın esmasının tecellisi olduğunu anlar; lakin Allah ’ın işlerinin benzerini asla yapamaz Fakat Allah ’ın tüm işleri mucize olduğu için şaşkınlık ve hayranlık duyarak imanını artırır
Bütün bunlardan anlıyoruz ancak “Hiçbir şey onun fiillerinin ve şuunâtının da dengi olamaz *