iltasyazilim
FD Üye
Kadın, Hakk’ın ışığıdır, Nûr’udur Sanki o, mahlûk değildir de Hâlık’tır Hz Mevlâna
Kadını Tanımak İnsanı Tanımak, İnsanı Tanımak Allah’ı Tanımaktır!
Bu sözün büyüklüğünü, hikmetini anlamaktan acizlerin, kaba softalığı ile kadını Hâşâ “Allah yaptınız! gibi algılayan, mânâdan habersiz insanlara sözümüz yok! Kul her zaman kuldur!
Yazımızda, mânâ yücelerinin hikmetli sözlerini anlamaya ve anladıklarımızı paylaşmak niyetiyle yola çıktık…
Kadının dişilik vasfı, onu bu mertebeye yükseltecek demek değildir Mesele, dişilik vasfından mânevi terbiye ile yetişip, er’lik olan kadınlık vasfına yükselmesidir İşte tasavvuf, mânâ ilimleri bunun yolunu öğretir Bu olgunluğa eren kadına da “Ne mutlu o kadına ki, âdeta Hâlıktır Diye Hâk katında manevi nâm verilir Bu sözün en açık mânâsı; kadının nefsinin her türlü pislik ve varlık evhamından arınması halinde, kadının gönlünün ilâhi güzellik ve sevda yansımalarında en güzel örnek olacağının veciz bir ifadesidir
Bu hikmet kadınların gönül açıklığını Hak yönde kullanması ile yol alır Cenabı Allah, kadınların gönül açıklıkları hikmetini, anne olacakları mahiyeti ile vermiştir Bu da kendi bedenleri vasıtasıyla, dünyaya gelecek olan yavrulara sevgi ve merhametle sıcak davranması içindir
Kadın, bu gönül açıklığı hikmetini öldürmeden, soldurmadan; Muhammedî (sav) sırrını ilâhi sevdasıyla, gönlünde büyütmeyi, taşımayı ve yaşamayı başardığı zaman mânâda “âdeta Hâlıktır diye adlandırılan “erlik kimliğe bürünür
Bu halleri bizler, mânâ sultanlarının gönül incileri olan, çeşitli eserlerin vasıtasıyla duymuşuzdur Yoksa gerçek mânâda, o hâl ehlini yine ancak hâl ehli anlar Bizlerin o hâl ehlini anlayışımız yine mânâda ne hâlde olduğumuza bağlıdır
Fahri Kâinat Efendimiz; “Bütün insanlar insan olmaları itibariyle bir tarağın dişleri gibi eşittir Birbirinden üstünlükleri (ırk, cinsiyet, makam) yoktur Üstünlük ancak takva ile yani Allah’a karşı sorumluluk duygusunun bilinciyledir buyurmuştur İşte Fahri Kâinat Efendimiz’in işaret buyurduğu üstünlük hikmeti “takva ehli olmalarından gelir Bu hikmetli halleri, yüce İslâm büyükleri birçok değişik anlatımlarla bizlere sunmuşlardır Bu haller tasavvuf ilimlerinde makamlandırılarak anlatılır Makamsızlığa (yokluk, hiçlik) götüren terbiye metotlarını, sınıflandırarak anlatma şeklidir tasavvuf…
Erlik tasavvufta bir makamdır Bu makamda kadın erkek, erlik dişilik ayrımı yoktur İster erkek ister kadın olsun, belli meziyetlere ve faziletlere sahip olanlar bu makama erince erolurlar
Kadın ile erkek ise, bir bütünün iki yarısı şeklinde tanımlanmıştır Bir kuşun iki kanadı gibidir! Kuş nasıl ki tek kanatla uçamazsa, kadın veya erkeğin de birbirlerine karşı ihtiyaçları, kuşun uçmak için kanada olan ihtiyacı gibidir!
İnsan gönlü, Cenâbı Allah’ın Zat tecellisinin, mekânsız mekânıdır! … Onun için bir Hadisi Kutside rabbimiz; “Ben yere göğe sığmadım! İnanan kulumun nâki ve tâki gönlüne sığdım buyuruyor
Yüce Allah, kadının gönlüne güzellik ve sevgi sırrı ile Cemâl’ini yansıtır Bu sır er kişinin gönlüne de yansır Sevda ateşi kadının gönül ocağında yanar Bu sırlı hikmetin yandığı ocaktır! Kadın…
İslâmiyet kendinden habersiz, bilinçsiz, esir tipi inanan kadın motifini kesinlikle reddeder
Ey Fahri Kâinat Efendimiz’e sevimli görünmek isteyen insanlar!!!
Kadınlara okuyup yazma ve ilim öğrenmeyi engelleyerek, üstelik Efendimiz’in kadınları özel olarak yetiştirdiğini bilerek! Efendimiz’in; Dinin yarısını Âişe’den öğrenin hadisini çarpıtarak yorumlayıp emrine kulak tıkayarak, sizler… Efendimiz’in sünnetlerine uyduğunuzu mu sanıyorsunuz?
Ey Yüceler Yücesi Allah’a imân eden insanlar!!!
“İlim kadına da erkeğe de farzdır
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız
“Kadınlarla çocukları (yetim, öksüz) size emanet ediyorum
Onların Hakkını iyi gözetin! Yarın karşınızda beni bulacaksınız!!!
Çeşitli âyet ve hadislerle her alanda kadınları eşit ve özgür kılan Allah’a; tersi olan tüm davranışlarınız hakkında nasıl hesap vereceksiniz?
İffet ve namus kavramlarıyla, hürriyet ve temel hakları birbirine karıştırarak pek hazin bir gafletin içinde olduğunuzu görmüyorsunuz Çağımızda bilinçsiz bir iffetin yaşaması mümkün müdür?
Kadınların bu ilâhi hikmetlerden uzak kalmalarına; insanlıktan nasibini almamış hayvandan aşağı mahlûkların onlar için hazırlamış oldukları ışıltılı özendirici tuzaklarına düşmüş hallerini seyrederken, inananların içleri sızlamıyor ve o kadınların kurtuluşu için dua etmiyorsa, kendi vicdansız halleri o kadınların düştüğü hallerden daha vahim bir haldir!!!
Dişilik vasfının öne çıkması için her türlü organizasyonu yapanlar! En güzel kadınlık budur diye basın ve medyada, dişiliği özendirenler…
Efendimiz’in kadınlara özel sevgisi duası ve Nûrdan Annelerimiz’in dua ve himmetleriyle, inşallah hepsi kurtulacaklardır!!!
Sevgi arayışlarının neticesinde, onların bu duygularını zalimce kullanan ve sonra da aşağılayan, namuslarını ağızlarında sakız edip bu kadınların toplumda zillete düşmeleriyle eğlenen ve zevklenenler…
Bu kadınların Vekili Resûllullah! Allah Hakîm ve Hesabı “O soracak! Ne yapacaksınız?! Nereye kaçacaksınız?!
Hamd himmetlerin neticelerinde akılları hayrete düşüren Allah'a, salât ve selâm Hz Muhammed ve O'nun ailesi üzerine olsun
Hüseyin ŞENSU 1301
Kadını Tanımak İnsanı Tanımak, İnsanı Tanımak Allah’ı Tanımaktır!
Bu sözün büyüklüğünü, hikmetini anlamaktan acizlerin, kaba softalığı ile kadını Hâşâ “Allah yaptınız! gibi algılayan, mânâdan habersiz insanlara sözümüz yok! Kul her zaman kuldur!
Yazımızda, mânâ yücelerinin hikmetli sözlerini anlamaya ve anladıklarımızı paylaşmak niyetiyle yola çıktık…
Kadının dişilik vasfı, onu bu mertebeye yükseltecek demek değildir Mesele, dişilik vasfından mânevi terbiye ile yetişip, er’lik olan kadınlık vasfına yükselmesidir İşte tasavvuf, mânâ ilimleri bunun yolunu öğretir Bu olgunluğa eren kadına da “Ne mutlu o kadına ki, âdeta Hâlıktır Diye Hâk katında manevi nâm verilir Bu sözün en açık mânâsı; kadının nefsinin her türlü pislik ve varlık evhamından arınması halinde, kadının gönlünün ilâhi güzellik ve sevda yansımalarında en güzel örnek olacağının veciz bir ifadesidir
Bu hikmet kadınların gönül açıklığını Hak yönde kullanması ile yol alır Cenabı Allah, kadınların gönül açıklıkları hikmetini, anne olacakları mahiyeti ile vermiştir Bu da kendi bedenleri vasıtasıyla, dünyaya gelecek olan yavrulara sevgi ve merhametle sıcak davranması içindir
Kadın, bu gönül açıklığı hikmetini öldürmeden, soldurmadan; Muhammedî (sav) sırrını ilâhi sevdasıyla, gönlünde büyütmeyi, taşımayı ve yaşamayı başardığı zaman mânâda “âdeta Hâlıktır diye adlandırılan “erlik kimliğe bürünür
Bu halleri bizler, mânâ sultanlarının gönül incileri olan, çeşitli eserlerin vasıtasıyla duymuşuzdur Yoksa gerçek mânâda, o hâl ehlini yine ancak hâl ehli anlar Bizlerin o hâl ehlini anlayışımız yine mânâda ne hâlde olduğumuza bağlıdır
Fahri Kâinat Efendimiz; “Bütün insanlar insan olmaları itibariyle bir tarağın dişleri gibi eşittir Birbirinden üstünlükleri (ırk, cinsiyet, makam) yoktur Üstünlük ancak takva ile yani Allah’a karşı sorumluluk duygusunun bilinciyledir buyurmuştur İşte Fahri Kâinat Efendimiz’in işaret buyurduğu üstünlük hikmeti “takva ehli olmalarından gelir Bu hikmetli halleri, yüce İslâm büyükleri birçok değişik anlatımlarla bizlere sunmuşlardır Bu haller tasavvuf ilimlerinde makamlandırılarak anlatılır Makamsızlığa (yokluk, hiçlik) götüren terbiye metotlarını, sınıflandırarak anlatma şeklidir tasavvuf…
Erlik tasavvufta bir makamdır Bu makamda kadın erkek, erlik dişilik ayrımı yoktur İster erkek ister kadın olsun, belli meziyetlere ve faziletlere sahip olanlar bu makama erince erolurlar
Kadın ile erkek ise, bir bütünün iki yarısı şeklinde tanımlanmıştır Bir kuşun iki kanadı gibidir! Kuş nasıl ki tek kanatla uçamazsa, kadın veya erkeğin de birbirlerine karşı ihtiyaçları, kuşun uçmak için kanada olan ihtiyacı gibidir!
İnsan gönlü, Cenâbı Allah’ın Zat tecellisinin, mekânsız mekânıdır! … Onun için bir Hadisi Kutside rabbimiz; “Ben yere göğe sığmadım! İnanan kulumun nâki ve tâki gönlüne sığdım buyuruyor
Yüce Allah, kadının gönlüne güzellik ve sevgi sırrı ile Cemâl’ini yansıtır Bu sır er kişinin gönlüne de yansır Sevda ateşi kadının gönül ocağında yanar Bu sırlı hikmetin yandığı ocaktır! Kadın…
İslâmiyet kendinden habersiz, bilinçsiz, esir tipi inanan kadın motifini kesinlikle reddeder
Ey Fahri Kâinat Efendimiz’e sevimli görünmek isteyen insanlar!!!
Kadınlara okuyup yazma ve ilim öğrenmeyi engelleyerek, üstelik Efendimiz’in kadınları özel olarak yetiştirdiğini bilerek! Efendimiz’in; Dinin yarısını Âişe’den öğrenin hadisini çarpıtarak yorumlayıp emrine kulak tıkayarak, sizler… Efendimiz’in sünnetlerine uyduğunuzu mu sanıyorsunuz?
Ey Yüceler Yücesi Allah’a imân eden insanlar!!!
“İlim kadına da erkeğe de farzdır
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız
“Kadınlarla çocukları (yetim, öksüz) size emanet ediyorum
Onların Hakkını iyi gözetin! Yarın karşınızda beni bulacaksınız!!!
Çeşitli âyet ve hadislerle her alanda kadınları eşit ve özgür kılan Allah’a; tersi olan tüm davranışlarınız hakkında nasıl hesap vereceksiniz?
İffet ve namus kavramlarıyla, hürriyet ve temel hakları birbirine karıştırarak pek hazin bir gafletin içinde olduğunuzu görmüyorsunuz Çağımızda bilinçsiz bir iffetin yaşaması mümkün müdür?
Kadınların bu ilâhi hikmetlerden uzak kalmalarına; insanlıktan nasibini almamış hayvandan aşağı mahlûkların onlar için hazırlamış oldukları ışıltılı özendirici tuzaklarına düşmüş hallerini seyrederken, inananların içleri sızlamıyor ve o kadınların kurtuluşu için dua etmiyorsa, kendi vicdansız halleri o kadınların düştüğü hallerden daha vahim bir haldir!!!
Dişilik vasfının öne çıkması için her türlü organizasyonu yapanlar! En güzel kadınlık budur diye basın ve medyada, dişiliği özendirenler…
Efendimiz’in kadınlara özel sevgisi duası ve Nûrdan Annelerimiz’in dua ve himmetleriyle, inşallah hepsi kurtulacaklardır!!!
Sevgi arayışlarının neticesinde, onların bu duygularını zalimce kullanan ve sonra da aşağılayan, namuslarını ağızlarında sakız edip bu kadınların toplumda zillete düşmeleriyle eğlenen ve zevklenenler…
Bu kadınların Vekili Resûllullah! Allah Hakîm ve Hesabı “O soracak! Ne yapacaksınız?! Nereye kaçacaksınız?!
Hamd himmetlerin neticelerinde akılları hayrete düşüren Allah'a, salât ve selâm Hz Muhammed ve O'nun ailesi üzerine olsun
Hüseyin ŞENSU 1301