Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İlahiyatçılar: Sünnet adına sünnetsizlik, din adına dinsizlik!

İlahiyatçılar: Sünnet adına sünnetsizlik, din adına dinsizlik!
0
138

makaleci

FD Üye
Katılım
Ocak 14, 2020
Mesajlar
87,772
Etkileşim
8
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
73
unlu_ilahiyatcilar_noktayi_koydu_gosterisli_organizasyonlar_1574252770_7377.jpg

Son günlerde içtimaî medyada tartışma çıkaran gösterişli mevlit, düğün, sünnet üzere tertipler ile ilgili Yasemin.com olarak Türkiye'nin ünlü ilahiyatçıları Prof. Dr. Faruk Beşer ve Necmettin Nursaçan'a mütedeyyin insanın bu hususlardaki duruşunun nasıl olması gerektiğini sorduk...

Yasemin.com/ Busenur Çalık'ın haberi;

Içtimaî medyada geçtiğimiz gün paylaşılan bir mevlid tertibi görüntüsü büyük reaksiyon çekti. Görüntüyü izleyen birçok kişi mütedeyyin görünümlü kişilerin bu stil gösteriş içerisinde olmasını yanlışsız bulmadığını, Müslüman insanın bu türlü yaşamaması gerektiğini savundu. Biz de Yasemin.com olarak Türkiye'nin değerli diyanet adamlarına Müslüman insanın nasıl yaşaması gerektiğini yorumlattık...

İşte Prof. Dr. Faruk Beşer ve Necmettin Nursaçan'ın açıklamarından satırbaşları:

PROF. DR. FARUK BEŞER: SONRADAN GÖRME VE CAHİLLİK...

itA7d_1574250887_1606.jpg
Evet son günlerde medyada benim çok azını görebildiğim enteresan hadiseler cereyan ediyor. Sünnet ismine sünnetsizlik, diyanet ismine dinsizlik imgelerine şahit oluyoruz. Gösterişli, israf dolu, özendirici ve pek çok beşere diyanet bu yönetici dedirten garip imajlar bunlar.
Öncelikle bunların iki temel sebebinin olduğunu düşünüyorum. Birisi görmemişlik ya da sonradan görme hali, ikincisi ise cahillik. Birincisi ile ne demek istediğimiz açık, ikincisi ile kastettiğimiz şu: bu kişiler kendilerini Müslüman olarak göstermeye çalışıyorlar lakin İslam'ın ruhunu hiç bilmedikleri anlaşılıyor.

Bir diğer problem Zenginliğin ve varlığın azdırıcı olabileceği gerçeğinin görülmesi. Bir tarafta başını sokacak yuva bulamayan, karnını doyuramayan binlerce insan varken bu türlü bir israf sergilemenin, zenginliğin azdırmasından sair bir şey olduğunu söyleyemeyiz. Zenginliğin kişisi azdırmaması için varlık arttıkça imanın, Islam'ın, yani teslimiyetin ve ibadetin de artması gerekir. Aksi takdirde zenginlik azdırır bunu birinci gelen ayetler bize haber veriyor.

Bir diğer nokta, para bulmuş ama İslam’ı içselleştirememiş müslümanların hâkim kültür önünde duydukları eziklik ve aşağılık duygusu. Güya biz dindar denilen kısımdan olsak bile sizden farkımız yok, ey müsrif sosyete. Bakın biz de oynamasını ve eğlenmesini biliriz, bir bakıma biz de sizin üzereyiz, sizdeniz denmiş oluyor. Meğer İslam'da aslolan "zenginliğin bir iftihar vesilesi bir gösteriş olarak kullanılması değil nimet olarak görülüp mekanında harcanmasıdır, komşusu açken tok yatmamaktır."

Kur'an-ı Kerim israf edenleri Allah’ın sevmediğini vurgular. Allah'ın sevmediği kişiler dindar olamazlar. İsraf, harcanması gereken noktaya gereğinden çokça harcamaktır. Bunun yanında bir de tebzir kavramımız vardır. Tebzir ise harcanmaması gereken alana harcamaktır. Biz buna saçıp savurma diyoruz Kur'an-ı Kerim tebzir edenlerin şeytanların kardeşleri olduklarını söyler. Şeytanların kardeşi olmak demek şeytanlar üzere kişileri yoldan çıkarmak, doğruyu yanlış, yanlışı yanlışsız göstermek, kulları onun yaptığı üzere Allah'tan uzaklaştırmak demektir. Demek ki bu türlü davranan "müslümanımsılar" sadece ezikliklerini, görgüsüzlüklerini tatmin etmekle kalmıyor birebir devirde kendileri üzere olabilme eğiliminde olan kişileri da yoldan çıkarıyorlar ve Daha değerlisi İslam'ın mahremiyet vasfını ayaklar altına alıyorlar. Allah akıl fikir versin deriz. Farklı ne diyebiliriz?

NECMETTİN NURŞAÇAN: ÖLÇÜ TAŞMAMAMALI

xIBzO_1574252393_6797.jpg
Rabbimiz, düğün yahut evladımız olduktan sonra mutluluktan erkekler kendi arasında, hanımlar kendi arasında eğlenmelerinin legal olduğunu buyuyor. Hadislerde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyururlar: “Nikâhta, haramla helali birbirinden ayıran şey, def çalmak ve sestir.” (Tirmizi, Nikâh 6; Nesai, Nikâh 72) "Eteynakum, eteynakum. Size geldik, size geldik." Düğünlere, safsatalara bu türlü laflarla varıldığını görüyoruz. Bir bayram günü kız evlatları def çalıyor. Hz. Ömer: "Bu şeytan mizbanları nedir bu türlü?" diye sorduğunda Efendimiz(SAV); "Ömer herkesin bir bayramı var. Bizim bayramımız da budur. Dokunma çalsınlar."diyerek cevap veriyor. Demek ki hanımların  kendi aralarında enstrüman kullanmaları, eğlenmeleri legaldir. Fakat ifrat ve tefritten kaçınmalıyız. 

İfrat, tefrit dediğim nedir? Yani ölçü taşmamalı. Yok, illaki meyyit konutu üzere ağlayalım ağlatalım, durmadan ayetler okuyalım... Elbet Allah'ın ayetlerini de okuruz evet lakin gayr-ı yasal olmayacak şekilde sefaları de düğünlerimizi de yapabiliriz. Bilhassa hanımlar kendi aralarında, erkekler de kendi aralarında...

Diyelim ki  kendi aralarında eğleniyorlar ancak bunu da içtimaî medyaya veriyorlar, güya erkeklerin arasında bu oyunu icra ediyormuş üzere.. Yani o kişilerin bunları seyredince fitnelenmelerine sebep olacak. Kutsi bir hadiste şöyle buyuruyor; “Harama bakmak, şeytanın oklarından zehirli bir oktur. Bu sebeple, Allah’tan korktuğu için harama bakmayı terk eden kimseye, mükâfat olarak Allah o denli bir iman verir ki, onun tadını kalbinde hisseder.” (Hakim, Müstedrek, 4/314; Münzirî, et-Tergib ve't-Terhîb, III, 63.) Yüzlerce oku alan bu erkeklerin gönülleri günahla kirlenmiş olacaktır. Buna da bu hanımlar sebebiyet vermiş oluyor. Yani düğün yapıyoruz, memnunluk duyuyoruz,eğleniyoruz fakat bunu niçin ifşa edelim? Bu kısım sahih değildir tabi, bu türlü olmamalı. Yani Rabbimiz buyuruyor; "Ve-iżâ en’amnâ ‘alâ-l-insâni a’rada ve neâ bicânibihi ve-iżâ messehu-şşerru feżû du’â-in ‘arîd(in)" (Fussilet Mühleti 51.) "Biz beşere nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda ise, uzun uzadıya yalvarmaya başlar." Öyle Rabbimiz nimet verdi diye ona hamd etmeli, ona şükretmeli haddi aşacak, taşkınlık seviyesine varmamalı. Hesaptan korkmalıyız.
 

Similar threads

Son günlerde sosyal medyada tartışma çıkaran gösterişli mevlit, düğün, sünnet gibi organizasyonlar ile ilgili Yasemin.com olarak Türkiye'nin ünlü ilahiyatçıları Prof. Dr. Faruk Beşer ve Necmettin Nursaçan'a mütedeyyin insanın bu konulardaki duruşunun nasıl olması gerektiğini sorduk...
Cevaplar
0
Görüntüleme
82
ABDEST Abdest, belli organları usulüne uygun olarak yıkamak ve meshetmek suretiyle yapılan bir temizliktir Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün pislik ve mikroplardan uzak kalmak için İslam'ın emrettiği önemli bir ibadettir Mikrobun en...
Cevaplar
0
Görüntüleme
218
İslâm Dini, Peygamber Efendimizin (asm) sünnetine uygun eğlenmeyi ve çalgıyı haram kılmamıştır Çünkü insanın bazen bu gibi şeylere de ihtiyacı vardır Dinî musikî ruhun gıdasıdır İlahîler bu cümledendir Halk arasında «Musikî ruhun gıdasıdır» sözü meşru ölçüler içinde düşünülürse, bir bakıma...
Cevaplar
0
Görüntüleme
181
İttika Yüce Allah'dan korkmak, haramdan ve şüpheli şeylerden sakınmaktır Böyle bir hale Takvadenir Bunun sahibine de Müttakîdenilir Müttakî olan bir zat, güvenilir ve itimat edilir bir insan demektir Ondan hiç bir kimseye zarar gelmez İslâm önünde insanlar esasen birbirine eşittirler...
Cevaplar
0
Görüntüleme
166
Deccalın Özellikleri Nelerdir? "Hz. Adem'in yaratılışından itibaren Kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (diğer bir rivayette daha büyük bir fitne) yoktur." (1) hadis-i Şerif' in de ifade ettiği gibi Deccalın fitnesi yeryüzünün en büyük fitnesidir. Korkunç bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
207
858,506Konular
982,995Mesajlar
33,104Kullanıcılar
droleSon üye
Üst Alt