1.Sözel anlatım bozukluğu (konuşma dili bozukluğu, gelişimsel ekspresif afazi)
Bu bozuklukta kullanılan sözcük sayısı çok sınırlıdır, dilbilgisi yönünden zaman seçiminde hatalar yapılır, sözcükleri anımsamakta ya da gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmada güçlük çekme gibi bulgular görülür. Genellikle çocuktaki sözel anlatım zorlukları okul başarısını, mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi bozacak düzeyde olur. Bu çocukların zekasında, işitmesinde ve sosyal-duyusal ilişkilerinde sorun yoktur. Başkalarının konuşmalarını anlama yaşlarından beklenen düzeydedir. Okul öncesi çocuklarda en sık görülen iletişim bozukluğudur.
3 yaşın altındaki çocukların %10-17’ sinde sözel anlatım gelişimi gecikir. Bu durum erkek çocuklarda daha sık görülür ve genetik yatkınlık vardır.
2.Karışık dili algılama-sözel anlatım bozukluğu
Çocuklarda sözel anlatım bozukluğu semptomlarına ek olarak sözcükleri, cümleleri ya da bazı kavramları anlamada güçlükler vardır. Seslerin ayırt edilmesi, hızlı ses değişikliklerini fark etme, seslerin ve sembollerin birleştirilmesi ve seslerin sıralamasını hatırlama gibi işitme becerilerinde de yetersizler söz konusu olabilmektedir. Çocukluk çağında %3-5 oranında görülmektedir.
Genel olarak bu iki bozukluğun birbirinin devamı olduğu düşünülmektedir. Bu görüşe göre; sözel anlatım bozukluğunun karışık dili algılama- sözel anlatım bozukluğu ile benzer temel sorunları paylaştığı fakat daha az şiddetli formu olduğu ileri sürülmektedir. Bazen bu iki bozukluk yerine ‘özgül dil bozukluğu’ terimi de kullanılmaktadır.
3.Fonolojik bozukluk (artikülasyon bozukluğu)
Çocukların yaşına ve lehçesine uygun, gelişimsel olarak çıkartmaları beklenen konuşma seslerini çıkartamamaları (ör. R sesinin çıkartılamaması), bir ses yerine başka bir sesi söylemeleri (ör. K yerine t sesinin söylenmesi), sondaki sessiz harfin söylenememesi gibi durumlar fonolojik bozukluk olarak adlandırılır. Genellikle konuşma sesleri çıkartma ile ilgili zorluklar okul başarısını, mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi bozacak düzeyde olur. Fonolojik bozuklukta en sık yanlış yapılan sesler ‘ı,r,s,z,t,ç’ dir. Fonolojik bozukluğun şiddeti 8-9 yaşına kadar giderek azabilir ya da tamamen düzelebilir.
4.Kekeleme
Kekeleme, konuşma akışında tutukluk, bir sözcük ya da sesi tekrarlama, sesi uzatma, konuşmanın ritmik akışını bozan duraksamalar, ünlemlemeler, sözcüklerin parçalanması (ör. Bir sözcük içinde ara vermeler), duyulabilir ya da sessiz bloklar (konuşma sırasında doldurulan ya da doldurulamayan ara vermeler), dolambaçlı yoldan konuşma (söylenmesi sorunlu sözcüklerden kaçınmak için bu sözcüklerin yerine başka sözcükleri kullanma), sözcükleri aşırı fiziksel gerginlikle söyleme olarak tanımlanabilir.
Genellikle 2-7 yaşlarında başlar ve erkeklerde 4-5 kat daha sık görülür. Yaşam boyu görülme oranı %5, süregenleşme oranı %0.5-1 arasındadır. Kekemelik pek çok ruhsal bozukluk gibi genetik geçişi olabilen bir bozukluktur. Erişkinlerde ortaya çıkması genellikle kafa travması, serebrovasküler olay, beyin tümörü gibi nörolojik bir sebebe bağlanmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda kekemelik başlangıç öncesi %40-70 oranlarında psikososyal stres varlığı saptanmıştır. Türkçemizdeki ‘korkudan dilini yuttu’ deyimi bu durumu oldukça iyi anlatmaktadır. Küçük yaşlarda başlayan kekemelikte tedavi süresi kısa ve sonlanım çoğunlukla yüz güldürücü olduğu, yaklaşık 4/5’inin ergenlik döneminde kendiliğinden iyileştiği bildirilmiştir.
Kekemeliğin gidişatı oldukça yüz güldürücüdür. 16 yaşına kadar %75-80’i iyileşir. Bu iyileşmenin %75’i 4 yaşına kadar, geriye kalanların %50’si 6 yaşına kadar, geriye kalanların %25’i ise 10 yaşına kadar iyileşir. İyileşme oranı kızlarda erkeklere göre daha sıktır. Ergenlikten sonra (21-22 yaşından sonra) tam iyileşme nadirdir.
Çocuklarda konuşma gecikmesinin en sık nedenleri
1.Psikososyal yoksunluk, kötü muameleye maruz kalma
2.Zihinsel yetersizlik: Bu çocuklarda hem alıcı hem de ifade edici dilde sorun vardır. Zeka düzeyi azaldıkça dil edinimi daha yavaş olmaktadır.
3.İşitme azalması/kaybı: Hem alıcı hem de ifade edici dil sorunları görülmektedir.
4.Matürasyonel (gelişimsel) dil gecikmesi
5.Sözel anlatım bozukluğu
6.Karışık dili algılama-sözel anlatım bozukluğu
7.Birden fazla konuşulan dilin bulunduğu (bilingualizm) ortamda yaşama: Bu çocuklarda konuşmada gecikme olmasına karşın genellikle 5 yaşından önce her iki dili de kullanabilmektedirler.
8.Otizm ve diğer yaygın gelişimsel bozukluklar
9.Seçiçi konuşmamazlık (selektif mutizm)
10.Serebral palsi gibi nörolojik faktörler,…
İLETİŞİM BOZUKLUKLARI İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN RUHSAL SORUNLAR
Okul döneminde bu çocuklarda başta okuma bozukluğu olmak üzere diğer öğrenme güçlükleri (yazılı anlatım bozukluğu, matematik bozukluğu) sıklıkla görülür. Bunların yanı sıra anksiyete bozuklukları, davranış bozuklukları, duygudurum bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, karşı gelme karşıt olma bozukluğu, düşük benlik saygısı, zayıf arkadaş ilişkileri görülebilir. Ruhsal eştanı en sık alıcı dil bozukluklarında görülür (%60-80).