iltasyazilim
FD Üye
Herkesçe söylenmektedir ki,ilk ödevimiz yaşamaktır Bize verilmiş bu hayat denen mucizeyi en iyi şekilde değerlendirerek kendimize ve başkalarına yararlı olarak bitirmeye gayret etmektir Elbet bunun için karşımıza bir takım engeller çıkabilir, asıl olan bunlardan yılmak değil, engelleri engelleyerek yolumuza devam edebilmektir
Çok görülmektedir ki, bir takım insanlar bu hayat sahnesinde çeşitli gailelerin olduğundan şikayet etmektedirler Şanssız olduklarını ileri sürerek sıkıntılardan kaçma yollarını tercih etmektedirler Bu, doğru bir davranış değildir Hayatta başarılı olmuş nice kişiler zorluklara göğüs germek suretiyle mevcut durumlarına gelmişlerdir
İnsan olarak, her zaman ayni minval üzere olmayabiliriz Yani her anımız bir değildir Gün olur ki, hiddetten bunalacak duruma düşebiliriz Bu anda sinirlerimiz iyice gerilmiş ve sevdiklerimiz dahi,bizi teselli edemez duruma gelmişizdir Böyle anlarda daha da ileri giderek en çok sevdiklerimizin bile adını duymak istemeyiz Böyle bir haleti ruhiye içindeyken bizim için her şey karadır Ruh bunalımından patlayacak gibi oluruz,düşünemeyiz ki, bu gibi haller geçicidir ve hemen hemen herkesin başına da gelebilecek cinstendir Önemli olan bu gibi hallerin üzerinde fazla durmayarak, yeni meşgalelerle bunu atlatma yoluna gidip yeniden ayni olayları yaşamama olgunluğuna erişmektir
Bize verilmiş bu dünya hayatında kimsenin hayatı biteviye ve ak günlerle dolu değildir Dünyada hiçbir yol başlangıcından sonuna kadar düz değildir Kimi yerler inişliyokuşlu, kimi yerler virajlı ve bazı yollar da düzdür Hayat yolu da tıpkı böyledir ve inişli,çıkışlıdır Önümüze çıkan pürüzler hayatın süsü olup adeta mutluluğa düşecek gölgeler için dezenfekte rolü oynamaktadırlar
Bir gazete sütununda rastladığım şu satırları ilk gördüğümde hayli etkilenmiştim O an nasıl bir haleti ruhiye içinde olduğumu şimdi pek hatırlamıyorum Şöyle diyordu: “Yaşadığım hayatta… zor zamanlardan güçlü, ya da yenik olarak çıkmanın benim elimde olduğunu öğrendim
Yazımıza başlık olarak “İlk Ödev koymuştuk İlk ödevin de yaşamak olduğunu belirttik Yaşamak her hayat için verilmiş bir mühlettir Ne mutlu bunu iyi yolda noktalayabilene!
İlk ödevi, Diyanet takviminden aldığımız şu hatırlatmalarla bitirelim:
“Her yürüyen geride iz bırakır Her yaşayan da bir miras, bir eser, bir nam bırakır Dünya herkesin uğrayıp geçtiği bir misafirhanedir Kimi için ömür sermayesi ile ahiret azığını satın aldığı bir Pazar, kimi için de boşuna heder olan ömründen geriye beş metre kefen almak için konakladığı bir uğrak
Herkes bir iz bırakır İyi ve ya kötü İyi çığır açanlar gelecekte işlenenlerin sevabına ortak olduğu gibi, kötü çığır açanlar da günahlarına ortaktır Bazı izleri aşındırmaya geçen zamanın gücü yetmez Bazıları da ölenle birlikte kaybolup gider Bazı izler, geleceğe ümit salar, ışık tutar Gelenler onunla yollarını tayin ederler Bazılarına da geriden gelenler lanet okur
Avazeyi bu âleme Davud gibi sal,
Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş (Baki)
Son notumuz: Gece ve gündüz ahiretin yoluna sıralanmış konaklardır Yolun hangisinde sona ereceğini Allah bilir
Çok görülmektedir ki, bir takım insanlar bu hayat sahnesinde çeşitli gailelerin olduğundan şikayet etmektedirler Şanssız olduklarını ileri sürerek sıkıntılardan kaçma yollarını tercih etmektedirler Bu, doğru bir davranış değildir Hayatta başarılı olmuş nice kişiler zorluklara göğüs germek suretiyle mevcut durumlarına gelmişlerdir
İnsan olarak, her zaman ayni minval üzere olmayabiliriz Yani her anımız bir değildir Gün olur ki, hiddetten bunalacak duruma düşebiliriz Bu anda sinirlerimiz iyice gerilmiş ve sevdiklerimiz dahi,bizi teselli edemez duruma gelmişizdir Böyle anlarda daha da ileri giderek en çok sevdiklerimizin bile adını duymak istemeyiz Böyle bir haleti ruhiye içindeyken bizim için her şey karadır Ruh bunalımından patlayacak gibi oluruz,düşünemeyiz ki, bu gibi haller geçicidir ve hemen hemen herkesin başına da gelebilecek cinstendir Önemli olan bu gibi hallerin üzerinde fazla durmayarak, yeni meşgalelerle bunu atlatma yoluna gidip yeniden ayni olayları yaşamama olgunluğuna erişmektir
Bize verilmiş bu dünya hayatında kimsenin hayatı biteviye ve ak günlerle dolu değildir Dünyada hiçbir yol başlangıcından sonuna kadar düz değildir Kimi yerler inişliyokuşlu, kimi yerler virajlı ve bazı yollar da düzdür Hayat yolu da tıpkı böyledir ve inişli,çıkışlıdır Önümüze çıkan pürüzler hayatın süsü olup adeta mutluluğa düşecek gölgeler için dezenfekte rolü oynamaktadırlar
Bir gazete sütununda rastladığım şu satırları ilk gördüğümde hayli etkilenmiştim O an nasıl bir haleti ruhiye içinde olduğumu şimdi pek hatırlamıyorum Şöyle diyordu: “Yaşadığım hayatta… zor zamanlardan güçlü, ya da yenik olarak çıkmanın benim elimde olduğunu öğrendim
Yazımıza başlık olarak “İlk Ödev koymuştuk İlk ödevin de yaşamak olduğunu belirttik Yaşamak her hayat için verilmiş bir mühlettir Ne mutlu bunu iyi yolda noktalayabilene!
İlk ödevi, Diyanet takviminden aldığımız şu hatırlatmalarla bitirelim:
“Her yürüyen geride iz bırakır Her yaşayan da bir miras, bir eser, bir nam bırakır Dünya herkesin uğrayıp geçtiği bir misafirhanedir Kimi için ömür sermayesi ile ahiret azığını satın aldığı bir Pazar, kimi için de boşuna heder olan ömründen geriye beş metre kefen almak için konakladığı bir uğrak
Herkes bir iz bırakır İyi ve ya kötü İyi çığır açanlar gelecekte işlenenlerin sevabına ortak olduğu gibi, kötü çığır açanlar da günahlarına ortaktır Bazı izleri aşındırmaya geçen zamanın gücü yetmez Bazıları da ölenle birlikte kaybolup gider Bazı izler, geleceğe ümit salar, ışık tutar Gelenler onunla yollarını tayin ederler Bazılarına da geriden gelenler lanet okur
Avazeyi bu âleme Davud gibi sal,
Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş (Baki)
Son notumuz: Gece ve gündüz ahiretin yoluna sıralanmış konaklardır Yolun hangisinde sona ereceğini Allah bilir