iltasyazilim
FD Üye
Şüphesiz ki Mü'minler, Yahudiler, Nasrânî ve Sâbiîlerden; her kim Allah'a ve âhiret gününe inanıp, sâlih âmelde bulunursa, elbette onların Rabbları katında mükâfaâtları vardır Hem onlara bir korku yoktur, mahzun da olacak değildirler(Bakara,62)
İmân Edenlerin Mükâfatı:
Allah Teâlâ emirlerine muhalefet eden, müsâade olunmayan fiillerde haddi aşıp yasakları çiğneyenlerin durumunu açıklayarak müstehak oldukları cezayı belirttikten sonra, geçmiş milletlerden iyi davranıp itaat edenlere, Allah'ın güzel mükâfaatlar vereceğini belirtiyor Kıyamete kadar da durum böyledir Kim bu ümrai peygambere tâbi olursa onun için ebedî saadet vardır Onlar için geleceklerinden endîşe olmadığı gibi yaptıklarından ve geride bıraktıklarından dolayı da hüzün ve keder yoktur
Yahudilerin imânı, Hz İsâ gelinceye kadar Tevrat'a ve Mûsâ (as) nın sünnetine tâbi olmak idi İsâ (as) gelince Tevrat'a değil Mûsâ (as) nın peşinden gidenler, onu bırakıp ta Hz İsa'ya tâbi olmadıkları için helâka düştüler
Hıristiyanların îmanı da İncil'e ve Hz îsâ'nın şeriatına bağlanmak idi Hz Muhammed gelinceye kadar bu imân makbul idi Muhammed (as) geldikten sonra Hz îsâ'nın izini bırakıp İncil'den dönerek HzPeygambere tâbi olmayanlar helak oldular
Çünkü «Bundan sonra kim İslâm'dan başka bir din ararsa, ondan asla kabul olunmaz ve o, âhirette hüsrana uğrayanlardandır» âyeti nazil olmuştur
Burada sözkonusu olan, geçmişlerin davranışlarından ve hareketlerinden ancak Hz Peygamber gönderilmezden evvel kendi zamanındaki peygambere tâbi olan kişinin doğru yolda, kurtuluş tarî kinde oluşudur Fakat Hz Peygamber gönderildikten sonra onun şeriatına uyanlar kurtuluşa erenlerdir
Öyleyse yahûdîler kendi zamanında Hz Musa'nın hükmüne göre amel eden mûsevîlerdir
Hz îsâ gönderilince İsrâiloğullarının ona tâbi olup bağlanmaları gerekirdi Hz İsa'nın ashabı ve dininin mensubları hıristiyanlardır
Allah, Hz Peygamberi, peygamberlerin sonuncusu ve bütün insanlığa peygamber olarak gönderince, onların da bu peygamberi tasdik etmesi ve onun emrettiğine itaat edip yasakladığından sakınmaları gerekirdi
İşte mü'minler bu saydığımız niteliklerin sahipleridir
Muhammed (sa) in ümmetine «mü'minler» adı verilmesi îmanlarının çokluğundan, yakînlerinin fazlalığındandır Ayrıca onlar geçmiş peygamberlere ve gayba inanırlar
Sâbiîlere gelince, bunlar hakkında ihtilâf vardır
Sözlerin en açığı —Allah en iyisini bilir— sâbiîler ne yahûdî, ne hıristiyan, ne mecûsî ne de müşrik olan bir kavimdir Onlar kendi fıtratları üzere oldukları gibi kalmışlardır Tâbi olup uyguladıkları bir dinleri yoktur Bunun için Araplar, müslüman olanlara sâbüler ismini veriyorlardı Yani o gün yeryüzünde mevcûd olan dinlerden dışarı çıkmışlar, diyorlardı Bazı ilim adamları da dediler ki; peygamberin çağrısının kendisine ulaşmadığı kimselerdir
Doğruyu en iyi Allah bilir
İbni Kesir
İmân Edenlerin Mükâfatı:
Allah Teâlâ emirlerine muhalefet eden, müsâade olunmayan fiillerde haddi aşıp yasakları çiğneyenlerin durumunu açıklayarak müstehak oldukları cezayı belirttikten sonra, geçmiş milletlerden iyi davranıp itaat edenlere, Allah'ın güzel mükâfaatlar vereceğini belirtiyor Kıyamete kadar da durum böyledir Kim bu ümrai peygambere tâbi olursa onun için ebedî saadet vardır Onlar için geleceklerinden endîşe olmadığı gibi yaptıklarından ve geride bıraktıklarından dolayı da hüzün ve keder yoktur
Yahudilerin imânı, Hz İsâ gelinceye kadar Tevrat'a ve Mûsâ (as) nın sünnetine tâbi olmak idi İsâ (as) gelince Tevrat'a değil Mûsâ (as) nın peşinden gidenler, onu bırakıp ta Hz İsa'ya tâbi olmadıkları için helâka düştüler
Hıristiyanların îmanı da İncil'e ve Hz îsâ'nın şeriatına bağlanmak idi Hz Muhammed gelinceye kadar bu imân makbul idi Muhammed (as) geldikten sonra Hz îsâ'nın izini bırakıp İncil'den dönerek HzPeygambere tâbi olmayanlar helak oldular
Çünkü «Bundan sonra kim İslâm'dan başka bir din ararsa, ondan asla kabul olunmaz ve o, âhirette hüsrana uğrayanlardandır» âyeti nazil olmuştur
Burada sözkonusu olan, geçmişlerin davranışlarından ve hareketlerinden ancak Hz Peygamber gönderilmezden evvel kendi zamanındaki peygambere tâbi olan kişinin doğru yolda, kurtuluş tarî kinde oluşudur Fakat Hz Peygamber gönderildikten sonra onun şeriatına uyanlar kurtuluşa erenlerdir
Öyleyse yahûdîler kendi zamanında Hz Musa'nın hükmüne göre amel eden mûsevîlerdir
Hz îsâ gönderilince İsrâiloğullarının ona tâbi olup bağlanmaları gerekirdi Hz İsa'nın ashabı ve dininin mensubları hıristiyanlardır
Allah, Hz Peygamberi, peygamberlerin sonuncusu ve bütün insanlığa peygamber olarak gönderince, onların da bu peygamberi tasdik etmesi ve onun emrettiğine itaat edip yasakladığından sakınmaları gerekirdi
İşte mü'minler bu saydığımız niteliklerin sahipleridir
Muhammed (sa) in ümmetine «mü'minler» adı verilmesi îmanlarının çokluğundan, yakînlerinin fazlalığındandır Ayrıca onlar geçmiş peygamberlere ve gayba inanırlar
Sâbiîlere gelince, bunlar hakkında ihtilâf vardır
Sözlerin en açığı —Allah en iyisini bilir— sâbiîler ne yahûdî, ne hıristiyan, ne mecûsî ne de müşrik olan bir kavimdir Onlar kendi fıtratları üzere oldukları gibi kalmışlardır Tâbi olup uyguladıkları bir dinleri yoktur Bunun için Araplar, müslüman olanlara sâbüler ismini veriyorlardı Yani o gün yeryüzünde mevcûd olan dinlerden dışarı çıkmışlar, diyorlardı Bazı ilim adamları da dediler ki; peygamberin çağrısının kendisine ulaşmadığı kimselerdir
Doğruyu en iyi Allah bilir
İbni Kesir