iltasyazilim
FD Üye
İman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir
Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü
Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum
İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği dini, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan tasdik etmek yani kabul edip, beğenip, inanmaktır Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz Tam olmayınca, iman olmaz Allahü teâlâ, (Onlar gayba görmedikleri halde Resulümün bildirdiği her şeye iman ederler) buyuruyor (Bekara 3) Resulü de, (Dini hükümleri, dinde bildirilenleri aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur) buyurdu (Taberani)
Nazara yani göz değmesine inanmayan bir kimse, (Bugün fen, gözle görülemeyen şuaların iş yaptığını açıklıyor Mesela bir kumanda ile TV’yi, radyoyu veya arabamızı açıp kapatabiliyoruz Bunun için gözlerden çıkan şuanın zarar verebileceğine artık inanıyorum) dese bunun kıymeti olmaz Çünkü bu insan dine değil, kumandadan çıkan şuaya inanıyor Yahut şua ile birlikte Peygambere inanıyor Yani fen kabul ettiği için, şuaların etkisini gözü ile gördüğü için inanıyor ki bu iman olmaz Dinde bildirilen her şeyi, fen ispat edemese de, fayda veya zararını gözü ile görmese de, yine inanmak lazımdır Hakiki iman gayba inanmaktır yani görmeden inanmaktır Gördükten sonra artık o iman olmaz Gördüğünü itiraf etmek olur Bekara suresinin 3 âyetinde, gayba inanmak, görmeden inanmak övülüyor İmanın altı şartı da gayba inanmayı gerektirmektedir Çünkü hiç birisini görmüş değiliz
Peygamber efendimiz, aşağıda bildirilen iman ile ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etti:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir) Buhari, Müslim, Nesai
Kur’anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır) Bekara 177
(Onlar gayba Allah'a, meleklere, kıyamete, cennete, cehenneme görmedikleri halde inanırlar) Bekara 3
(Onlar, sana indirilene, senden önceki kitaplara ve ahirete iman ederler) Bekara 4
Bu üç âyette, Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve gayba inanmak bildiriliyor
(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) Bekara 255
(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur) Ali İmran 145
(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır) Enam 2
Bu üç âyet, takdirin Allah tarafından olduğunu bildirmekte, kadere iman etmeyi göstermektedir
(Kendilerine bir iyilik dokununca, Bu Allah’tanderler; başlarına bir kötülük gelince de Bu senin yüzündenderler “Küllün min indillah Hepsi Allah’tandır de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar) Nisa 78
Bu âyet, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bildirmektedir
(Muhammed aleyhisselam, Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur) Ahzab 40
Bu âyet de, Resulullahın peygamber olduğunu bildirmektedir
Amentü’nün manası
Allah’a inanmak:
Allahü teâlânın varlığına, birliğine, Ondan başka ilah olmadığına, her şeyi yoktan yarattığına, Ondan başka yaratıcı olmadığına kalben inanmak, kabul etmek demektir Âlemlere rahmet olarak gönderdiği son Peygamberi Muhammed aleyhisselam vasıtasıyla bildirdiği dinin hepsini kabul etmek, beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) Araf 158
e inanmak:
nurani cisimlerdir Hiçbirinde erkeklik dişilik yoktur Hepsinin günahsız, emin olduğunu kabul etmek, tasdik etmek, yaptıkları işleri beğenmek şarttır Bir âyeti kerime meali:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır) Bekara 177
Kitaplara inanmak:
Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an ve diğer kitapların Allahü teâlâ tarafından gönderildiğine, hepsinin hak olduğuna inanmak lazımdır Ancak, Kur’anı kerimden önceki kitapların insanlar tarafından değiştirildiğini, Allah kelamı olmaktan çıktıklarını bilmek, bunu kabul ve tasdik etmek demektir Önceki kitapların hiç birisi değişmemiş bile olsa, Allahü teâlâ tarafından nesh edildiğine yani yürürlükten kaldırıldığına iman etmek gerekir Bir âyeti kerime meali:
(Onlar, sana indirilene Kur’anı kerime, senden önceki indirilen kitaplara iman ederler) Bekara 4
Peygamberlere inanmak:
Peygamberlerin hepsinin Allahü teâlâ tarafından seçilmiş olup, sadık, doğru sözlü, günahtan masum olduklarını kabul ile tasdik etmek demektir Onlardan birini bile kabul etmeyen, beğenmeyen kimse, kâfir olur Peygamberlerin ilkinin Âdem aleyhisselam ve sonuncusunun, Muhammed aleyhisselam olduğuna iman etmek, kabul ve tasdik etmek demektir Peygamber efendimizin bildirdiği dini hükümlerin hepsini, en güzel şekilde ve eksiksiz tebliğ ettiğine inanmak, bu emir ve yasakların hepsini kabul edip, hepsini beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Bütün Peygamberlere iman edip, hiçbirini diğerinden ayırmayanlar Allah’ın mükafatına kavuşacaktır) Nisa 152
Kaza ve kadere inanmak:
Allahü teâlânın insanlara cüzi irade verdiğini, insanların bu cüzi iradeye göre tercih ettikleri ve yaptıkları her şeyi Allahü teâlânın yarattığına iman etmek demektir Hayır ve şer, her şeyi kulların talep ettiklerini, Allah’ın da bunu dilediği takdirde yarattığını bilmek, bunu kabul ile tasdik etmek ve beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir) Ahzab 38
Ahirete inanmak:
İnsanların kıyamet kopunca, dirileceklerine, hesap ve mizandan sonra, Müslümanların Cennete, kâfirlerin Cehenneme gideceklerine ve orada ebedi kalacaklarına iman etmek, bunu kabul etmek ve beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Onlar Müslümanlar, ahiret gününe iman ederler) Bekara 4
Kelimei şehadete inanmak şöyle olmalı:
Ben şehadet ederim ki, yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki, Allah’tan başka ilah yoktur Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu, resulü ve son Peygamberidir İki âyeti kerime meali:
(Muhammed aleyhisselam, Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur) Ahzab 40
(Allah’a ve resulüne inananlara, rableri katında nurları ve ecirleri vardır) Hadid 19
İnanmak ne demek?
Sual: Müslüman olmak için Amentü’deki altı esasa inanmak şarttır, ama inanmak ne demektir?
CEVAP
İnanmak, görmüş gibi, kabul etmek, tasdik etmek, beğenmek demektir Bir insanın Müslüman olabilmesi için, iman sahibi olması, yani dinimizin emir ve yasaklarına inanması şarttır Yalnız inanması da kâfi değildir; bu emirleri beğenmesi ve sevmesi de şarttır Bu da bir bilgi işidir Yapıp yapmamak ayrı, bunları kabul etmek, beğenmek ve sevmek ayrı şeydir Yapıp yapmamak günah ve sevapla ilgili, kabul etmek ve beğenmek imanla ilgilidir İmanın altı esası bir bütün olup, çok önemlidir Ufak bir şüphe götürmez İnandığı halde, birini bile beğenmemek kâfirliktir
İmanın tarifi nedir?
İmanı şöyle tarif ediyorsunuz:
İman, Muhammed aleyhisselamın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın, tasdik ve itikat etmektir, inanmaktır Akla uygun olduğu için tasdik ederse, aklı tasdik etmiş olur, resulü tasdik etmiş olmaz Veya, resulü ve aklı birlikte tasdik etmiş olur ki, o zaman peygambere itimat tam olmaz İtimat tam olmayınca, iman olmaz İman, Amentü’deki 6 esasa kesin olarak inanmaktır Çünkü iyiler övülürken, (Onlar gayba inanır) buyuruluyor
Bu tarif, Kur'ana zıttır, Bekara suresinin 62 âyetine aykırıdır İman sadece Allah’a ve ahirete olması gerekir Bu tarifin Muhammedi tavırla hiç bir alakası yoktur
CEVAP
(Muhammedi) ifadesi uygun değildir Bu, Peygamber efendimizin Allah’ın Resulü olduğuna inanmayan, Kur'anın Allah’ın kelamı değil, Muhammed aleyhisselamın sözü olduğunu savunan müsteşriklerin ve misyonerlerin ifadesidir İman edilmesi gereken hususlar sadece Bekara 62 de mi bildiriliyor? Diğer âyetleri niye gizliyorsunuz? Güneş balçıkla sıvanmaz İman sadece Allah’a ve ahirete değil, Amentü’deki altı esasa inanmaktır Bekara suresinin 3 âyetinde, gayba inanmak, görmeden inanmak övülüyor İmanın altı şartı da gayba inanmaktır Çünkü hiç birisini görmüş değiliz
Peygamberlerden sonra bütün insanların en üstünü olan Hazreti Ebu Bekir bu üstünlüğe kavuşup nasıl Sıddık lakabını aldı biliyor musunuz? (Allah ne diyorsa doğrudur, Allah’ın resulü ne diyorsa doğrudur) demesi yüzünden bu dereceye yükselmiştir Kâfirler, (Muhammed, Ebu Bekir’e galiba sihir yapmış, çünkü görmeden inanıyor, bir anda onun Miraca gidip geldiğini tasdik ediyor) diye hayrette kaldılar
İslamiyet’i beğenmek
Sual: Bir kimse, Amentü’nün altı şartına inansa, fakat Allah’ın emir ve yasaklarından birini beğenmese, mesela (Cehennem lüzumsuzdur) veya (Şarabın haram edilmesi manasızdır) dese, bu kimse, imanın şartlarının hepsini kabul ettiği için imanlı sayılmaz mı?
CEVAP
Sayılmaz Amentü’nün içinde Allah’a iman vardır Allah’a iman, bütün sıfatlarıyla birlikte ona imandır, ayrıca emir ve yasaklarının yani İslamiyet'in doğru ve yerinde olduğuna da inanmak şarttır Böyle inanmayan iman etmiş sayılmaz Demek ki, Amentü’ye inanan kimsenin İslamiyet’i beğenmesi şarttır, çünkü İslamiyet, Allahü teâlânın emir ve yasaklarıdır Emir ve yasakların birini bile beğenmemek küfür olur
Bunun gibi hubbi fillah, buğdi fillah da imanın esaslarındandır Allahü teâlâyı sevmek de, emir ve yasaklarının hepsinin yerinde ve güzel bulmakla olur Allah’ı ve onun dostlarını sevmek, sevmediklerini sevmemek de lazımdır Bir hadisi şerif meali:
(Allah için seven, Allah için buğzeden, Allah için veren, Allah için yasaklayan, gerçek iman sahibidir) Ebu Davud
İman herkese lazım
Sual: İman etmek akıl icabı değil midir?
CEVAP
İmanı olmayan kimsenin sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz haber verdi Bu haber elbette doğrudur Buna inanmak, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna inanmak gibi lazımdır Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünürse, korkudan aklını kaçırması lazım gelir Bu korkunç felaketten kurtulmak çaresini arar Bunun çaresi ise, çok kolaydır (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak ve beğenmek) insanı bu sonsuz felaketten kurtarmaktadır
Bir kimse ben bu sonsuz yanmaya inanmıyorum, bunun için böyle bir felaketten korkmuyorum, bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum derse, buna, (İnanmamak için elinde senedin, vesikan var mı? Hangi ilim, hangi fen inanmana engel oluyor?) denirse ne cevap verecektir? Elbette hiçbir vesika gösteremiyecektir Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen denir mi? Buna zan ve ihtimal denir Milyonda, milyarda bir ihtimali olsa da, (sonsuz olarak ateşte yanmak) korkunç felaketinden sakınmak lazım olmaz mı? Az bir aklı olan kimse bile, böyle felaketten sakınmaz mı? Sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmak çaresini aramaz mı? Görülüyor ki, her akıl sahibinin iman etmesi lazımdır
İman etmek için vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, zevkli tatlı şeylerden kaçınmak gibi sıkıntılara katlanmak lazım değildir Yalnız kalb ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak yeterlidir Bu inancını inanmayanlara bildirmek de şart değildir İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki, (Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın, buna çok az da bir ihtimal vermesi, zannetmesi akıl icabıdır) Sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali karşısında, bunun yegane ve kesin çaresi olan iman nimetinden kaçınmak, ahmaklık, hem de çok büyük şaşkınlık olmaz mı?
İmandan mahrum olan
Sual: (İman edenin, neyi yok; imandan mahrum olanın neyi var ki?) sözü, ne demektir?
CEVAP
Hüküm, neticeye göre verilir Ebedi kâr ve zarara bakılır Ebedi nimetlere kavuşmanın veya ebedi azaplara düşmenin sebebi, insanda bir hazinenin varlığına veya yokluğuna bağlıdır Bu hazine imandır, Müslüman olmaktır Bu hazineye malik olanın her şeyi var demektir Bu hazineden mahrum kalanın da, hiçbir şeyi yok demektir Mesela dünyanın en fakir insanı salih bir Müslüman olsun Bu çok fakir Müslümana, (Dünyanın bütün servetini, her şeyin tapusunu sana vereceğiz, dünyanın lideri de, sen olacaksın, ama; imanını bırak) deseler O, çok fakir Müslüman, bunu asla kabul etmez Demek ki, iman sahibi, dünyadaki bütün servetin satın alamayacağı bir hazineye ve erişilemeyecek bir makama sahiptir
Netice olarak, Allahü teâlâya iman eden kimse, o haliyle de ölürse, ebedi Cennetliktir Başka hiç bir şeyi olmasa da, ne önemi var? İmandan mahrum olanın akıbeti ise, ebedi Cehennemdir Bütün dünya onun olsa da, neye faydası olur? Onun için bir iş yaparken, bu işten Allahü teâlâ razı mı, değil mi ona bakmak gerekir O, razı ise başka hiç kimse razı olmasa da, önemi yoktur O razı değilse, herkes razı olsa da, beğense de, hiç kıymeti olmaz O halde her işte ölçümüz, Allahü teâlânın rızası olmalıdır
Dil ile ikrar
Sual: Bir ingiliz arkadaşım var Müslüman olmuş, namaz kılıyormuş ama, hiç kimseye söylememiş İngilizler Müslüman olduğunu duyarsa, iyi gözle bakmayacaklarını söylüyor Kitaplarda okumuş, kalb ile tasdik, dil ile ikrar etmek gerekiyor, şimdi benim kaç kişinin yanında Müslümanlığımı ikrar etmem gerekir diyor İkrar etmeden veya edemeden ölsem Müslüman sayılmaz mıyım diyor
CEVAP
Evet iman etmek için kalb ile tasdik dil ile de ikrar gerekir Ancak, onun dil ile başkalarına ikrar etmesi gerekmez İslam ülkesinde ikrar etmesi gerekir ki, Müslüman olarak bilinsin ve Müslümanlara yapılan muamele ona yapılsın ve Müslüman mezarlığına defnedilsin
İnanmak ve beğenmek
Sual: Cennete, Cehenneme ve Allah’a inanan herkes mümindir ve Cennete gider deniyor Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Çok yanlış bu! Şeytan da Allah’a inanıyor, o da Cennete Cehenneme inanıyor Hatta imanın diğer şartlarına da inanıyor e inanıyor, Peygamberlere inanıyor, gönderilen kitaplara inanıyor Öldükten sonra dirilmeye inanıyor Hesaba, kitaba inanıyor yani bunları biliyor Demek ki Amentü’ye sadece inanmakla, bunları bilmekle iman olmuyor Amentü’de bildirilen altı esasa inanmakla birlikte, Allahü teâlâ tarafından bildirilen emir ve yasakların tamamını kabul etmek ve hepsini beğenmek de şarttır Birini bile beğenmeyen müslüman olamaz Bir de, Hubbi fillah, buğdi fillah ile gayba iman var Yani Allah dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek ve gayba inanmak gerekir Tersi, yani Allah dostlarını düşman, düşmanlarını da dost bilen ve gayba inanmayan kimse mümin olamaz
Demek ki Amentü’ye şeytan da inanıyor, hepsini teker teker biliyor Ancak şeytan, inandığı, teker teker bildiği bu şeyleri kabul etmiyor, beğenmiyor ve Allah dostlarını düşman, düşmanlarını da dost biliyor Şeytan gibi bilen ve inanan kimse mümin olmaz
En faziletli iman
Sual: En faziletli iman nedir?
CEVAP
İmanın altı şartına inanıp, hubbi fillah ve buğdi fillah ile gayba inandıktan sonra, hep Allahü teâlâyı hatırlamak, her işini dine uygun olarak, Allah için yapmaktır Bir hadisi şerif meali:
(En faziletli iman, nerede olursan ol, Allahü teâlânın seninle beraber olduğunu bilmendir) Taberani
İman mahlûk mudur?
Sual: İman mahlûk mudur, yani sonradan mı yaratılmıştır?
CEVAP
İslam âlimleri buyuruyor ki: İman, Allahü teâlânın hidayeti olması bakımından mahlûk değildir; fakat kulun tasdik ve ikrar etmesi bakımından mahlûktur İş sahibi, işi yaratan değil, bu işi yapandır İnsan, mahlûk olduğu gibi, insanın küfrü de, imanı da mahlûktur (Milel ve Nihal)
Müslüman olmak için
Sual: S Ebediyye’de, (Müslüman olmak için, hiçbir formaliteye, müftüye, imama gitmeye lüzum yoktur) denildikten sonra, Makamati Mazheriyye’den, (Allahü teâlâya, Resulüne ve Onun Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım Beğendim, kabul ettim Allahü teâlânın ve Resulünün dostlarını severim ve düşmanlarını sevmem demek kâfidir) diye naklediliyor Sanki buradan, (Müslüman olmak için imanın altı esasına inanmaya gerek yok) gibi anlaşılıyor İmanın altı esasına inanmayan nasıl Müslüman olur?
CEVAP
O ifade eksik değildir Orada imanın esası veciz olarak anlatılmıştır (Resulullah'ın bildirdiği her şeye, onun bildirdiği şekilde inandım, kabul ettim hepsini beğendim) denince özet olarak her şey bildirilmiş oluyor
Bir insan, imanın altı esasına inansa da, yine Müslüman olmayabilir Her maddenin şartları vardır Amentüyü okuyup hepsine inandım demek yetmez Her birine birer örnek verelim:
1 Allah'a inanmak: (Allah'a inandım) demek yetmez Bir kimse, (Allah kutuplardadır) veya (Merih gezegenindedir) yahut (Arş’tadır) dese kâfir olur Çünkü Allah mekândan münezzehtir (Allah’ın her şeye gücü yetmez) diye inansa küfür olur Demek ki, sadece (Allah'a inanıyorum) demek yetmez Bildirilen kâmil sıfatlarıyla Allah'a inanmak lazımdır
2 e inanmak: (e inandım) demek yetmez Hristiyanlar gibi, ( Allah'ın kızlarıdır) diye inansa kâfir olur Demek ki, sadece (e inanıyorum) demek yetmez Dinimizin bildirdiği sıfatlarıyla meleklere inanmak lazımdır
3 Kitaplara inanmak: (Kitaplara inandım) demek yetmez Bozuk kitaplardaki yanlış iman bilgilerine inansa kâfir olur O hâlde dinimizin bildirdiği şekilde kitapların vasıflarına da inanmak lazımdır
4 Peygamberlere inanmak: (Peygamberlere inandım) demek yetmez Peygamberlere hâşâ (Yalancı, cahil kimselerdir) diye inansa kâfir olur Demek ki, dinimizin bildirdiği şekilde peygamberlerin vasıflarına da inanmak lazımdır
5 Âhirete inanmak: (Âhirete inandım) demek yetmez (Âhirette Cennet ve Cehennem diye bir şey yok) veya (Cennet Cehennem var, ama ebedî değildir) dese kâfir olur O hâlde, âhiretle ilgili dinimizin bildirdiği her şeye inanmak lazımdır
6 Hayır şer Allah'tandır: (Hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inandım) demek yetmez Mesela bir kimse, (Şer, kötülüktür, günahtır Allah bize kötülüğü, günahı zorla işletiyor) diye inansa kâfir olur Demek ki, hayra, şerre dinimizin bildirdiği şekilde inanmak lazımdır
Bu örneklerden anlaşıldığı gibi, bu saydıklarımızı kabul etmeden (İmanın altı esasına inandım) dese Müslüman olamaz Makamatı Mazheriyye’deki husus, şahane bir bilgidir Orada, (Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım Beğendim, kabul ettim) deniyor Allahü teâlâdan getirdiklerinin içinde, imanın altı şartı da vardır Altı şarta nasıl inanılacağı da vardır Haramların, helâllerin, ibadetlerin hepsi vardır Yani tek eksik yoktur Bu şekilde inanan kimse, tam Müslüman olur
Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü
Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum
İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği dini, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan tasdik etmek yani kabul edip, beğenip, inanmaktır Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz Tam olmayınca, iman olmaz Allahü teâlâ, (Onlar gayba görmedikleri halde Resulümün bildirdiği her şeye iman ederler) buyuruyor (Bekara 3) Resulü de, (Dini hükümleri, dinde bildirilenleri aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur) buyurdu (Taberani)
Nazara yani göz değmesine inanmayan bir kimse, (Bugün fen, gözle görülemeyen şuaların iş yaptığını açıklıyor Mesela bir kumanda ile TV’yi, radyoyu veya arabamızı açıp kapatabiliyoruz Bunun için gözlerden çıkan şuanın zarar verebileceğine artık inanıyorum) dese bunun kıymeti olmaz Çünkü bu insan dine değil, kumandadan çıkan şuaya inanıyor Yahut şua ile birlikte Peygambere inanıyor Yani fen kabul ettiği için, şuaların etkisini gözü ile gördüğü için inanıyor ki bu iman olmaz Dinde bildirilen her şeyi, fen ispat edemese de, fayda veya zararını gözü ile görmese de, yine inanmak lazımdır Hakiki iman gayba inanmaktır yani görmeden inanmaktır Gördükten sonra artık o iman olmaz Gördüğünü itiraf etmek olur Bekara suresinin 3 âyetinde, gayba inanmak, görmeden inanmak övülüyor İmanın altı şartı da gayba inanmayı gerektirmektedir Çünkü hiç birisini görmüş değiliz
Peygamber efendimiz, aşağıda bildirilen iman ile ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etti:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir) Buhari, Müslim, Nesai
Kur’anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır) Bekara 177
(Onlar gayba Allah'a, meleklere, kıyamete, cennete, cehenneme görmedikleri halde inanırlar) Bekara 3
(Onlar, sana indirilene, senden önceki kitaplara ve ahirete iman ederler) Bekara 4
Bu üç âyette, Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve gayba inanmak bildiriliyor
(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) Bekara 255
(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur) Ali İmran 145
(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır) Enam 2
Bu üç âyet, takdirin Allah tarafından olduğunu bildirmekte, kadere iman etmeyi göstermektedir
(Kendilerine bir iyilik dokununca, Bu Allah’tanderler; başlarına bir kötülük gelince de Bu senin yüzündenderler “Küllün min indillah Hepsi Allah’tandır de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar) Nisa 78
Bu âyet, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bildirmektedir
(Muhammed aleyhisselam, Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur) Ahzab 40
Bu âyet de, Resulullahın peygamber olduğunu bildirmektedir
Amentü’nün manası
Allah’a inanmak:
Allahü teâlânın varlığına, birliğine, Ondan başka ilah olmadığına, her şeyi yoktan yarattığına, Ondan başka yaratıcı olmadığına kalben inanmak, kabul etmek demektir Âlemlere rahmet olarak gönderdiği son Peygamberi Muhammed aleyhisselam vasıtasıyla bildirdiği dinin hepsini kabul etmek, beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) Araf 158
e inanmak:
nurani cisimlerdir Hiçbirinde erkeklik dişilik yoktur Hepsinin günahsız, emin olduğunu kabul etmek, tasdik etmek, yaptıkları işleri beğenmek şarttır Bir âyeti kerime meali:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır) Bekara 177
Kitaplara inanmak:
Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an ve diğer kitapların Allahü teâlâ tarafından gönderildiğine, hepsinin hak olduğuna inanmak lazımdır Ancak, Kur’anı kerimden önceki kitapların insanlar tarafından değiştirildiğini, Allah kelamı olmaktan çıktıklarını bilmek, bunu kabul ve tasdik etmek demektir Önceki kitapların hiç birisi değişmemiş bile olsa, Allahü teâlâ tarafından nesh edildiğine yani yürürlükten kaldırıldığına iman etmek gerekir Bir âyeti kerime meali:
(Onlar, sana indirilene Kur’anı kerime, senden önceki indirilen kitaplara iman ederler) Bekara 4
Peygamberlere inanmak:
Peygamberlerin hepsinin Allahü teâlâ tarafından seçilmiş olup, sadık, doğru sözlü, günahtan masum olduklarını kabul ile tasdik etmek demektir Onlardan birini bile kabul etmeyen, beğenmeyen kimse, kâfir olur Peygamberlerin ilkinin Âdem aleyhisselam ve sonuncusunun, Muhammed aleyhisselam olduğuna iman etmek, kabul ve tasdik etmek demektir Peygamber efendimizin bildirdiği dini hükümlerin hepsini, en güzel şekilde ve eksiksiz tebliğ ettiğine inanmak, bu emir ve yasakların hepsini kabul edip, hepsini beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Bütün Peygamberlere iman edip, hiçbirini diğerinden ayırmayanlar Allah’ın mükafatına kavuşacaktır) Nisa 152
Kaza ve kadere inanmak:
Allahü teâlânın insanlara cüzi irade verdiğini, insanların bu cüzi iradeye göre tercih ettikleri ve yaptıkları her şeyi Allahü teâlânın yarattığına iman etmek demektir Hayır ve şer, her şeyi kulların talep ettiklerini, Allah’ın da bunu dilediği takdirde yarattığını bilmek, bunu kabul ile tasdik etmek ve beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir) Ahzab 38
Ahirete inanmak:
İnsanların kıyamet kopunca, dirileceklerine, hesap ve mizandan sonra, Müslümanların Cennete, kâfirlerin Cehenneme gideceklerine ve orada ebedi kalacaklarına iman etmek, bunu kabul etmek ve beğenmek demektir Bir âyeti kerime meali:
(Onlar Müslümanlar, ahiret gününe iman ederler) Bekara 4
Kelimei şehadete inanmak şöyle olmalı:
Ben şehadet ederim ki, yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki, Allah’tan başka ilah yoktur Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu, resulü ve son Peygamberidir İki âyeti kerime meali:
(Muhammed aleyhisselam, Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur) Ahzab 40
(Allah’a ve resulüne inananlara, rableri katında nurları ve ecirleri vardır) Hadid 19
İnanmak ne demek?
Sual: Müslüman olmak için Amentü’deki altı esasa inanmak şarttır, ama inanmak ne demektir?
CEVAP
İnanmak, görmüş gibi, kabul etmek, tasdik etmek, beğenmek demektir Bir insanın Müslüman olabilmesi için, iman sahibi olması, yani dinimizin emir ve yasaklarına inanması şarttır Yalnız inanması da kâfi değildir; bu emirleri beğenmesi ve sevmesi de şarttır Bu da bir bilgi işidir Yapıp yapmamak ayrı, bunları kabul etmek, beğenmek ve sevmek ayrı şeydir Yapıp yapmamak günah ve sevapla ilgili, kabul etmek ve beğenmek imanla ilgilidir İmanın altı esası bir bütün olup, çok önemlidir Ufak bir şüphe götürmez İnandığı halde, birini bile beğenmemek kâfirliktir
İmanın tarifi nedir?
İmanı şöyle tarif ediyorsunuz:
İman, Muhammed aleyhisselamın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın, tasdik ve itikat etmektir, inanmaktır Akla uygun olduğu için tasdik ederse, aklı tasdik etmiş olur, resulü tasdik etmiş olmaz Veya, resulü ve aklı birlikte tasdik etmiş olur ki, o zaman peygambere itimat tam olmaz İtimat tam olmayınca, iman olmaz İman, Amentü’deki 6 esasa kesin olarak inanmaktır Çünkü iyiler övülürken, (Onlar gayba inanır) buyuruluyor
Bu tarif, Kur'ana zıttır, Bekara suresinin 62 âyetine aykırıdır İman sadece Allah’a ve ahirete olması gerekir Bu tarifin Muhammedi tavırla hiç bir alakası yoktur
CEVAP
(Muhammedi) ifadesi uygun değildir Bu, Peygamber efendimizin Allah’ın Resulü olduğuna inanmayan, Kur'anın Allah’ın kelamı değil, Muhammed aleyhisselamın sözü olduğunu savunan müsteşriklerin ve misyonerlerin ifadesidir İman edilmesi gereken hususlar sadece Bekara 62 de mi bildiriliyor? Diğer âyetleri niye gizliyorsunuz? Güneş balçıkla sıvanmaz İman sadece Allah’a ve ahirete değil, Amentü’deki altı esasa inanmaktır Bekara suresinin 3 âyetinde, gayba inanmak, görmeden inanmak övülüyor İmanın altı şartı da gayba inanmaktır Çünkü hiç birisini görmüş değiliz
Peygamberlerden sonra bütün insanların en üstünü olan Hazreti Ebu Bekir bu üstünlüğe kavuşup nasıl Sıddık lakabını aldı biliyor musunuz? (Allah ne diyorsa doğrudur, Allah’ın resulü ne diyorsa doğrudur) demesi yüzünden bu dereceye yükselmiştir Kâfirler, (Muhammed, Ebu Bekir’e galiba sihir yapmış, çünkü görmeden inanıyor, bir anda onun Miraca gidip geldiğini tasdik ediyor) diye hayrette kaldılar
İslamiyet’i beğenmek
Sual: Bir kimse, Amentü’nün altı şartına inansa, fakat Allah’ın emir ve yasaklarından birini beğenmese, mesela (Cehennem lüzumsuzdur) veya (Şarabın haram edilmesi manasızdır) dese, bu kimse, imanın şartlarının hepsini kabul ettiği için imanlı sayılmaz mı?
CEVAP
Sayılmaz Amentü’nün içinde Allah’a iman vardır Allah’a iman, bütün sıfatlarıyla birlikte ona imandır, ayrıca emir ve yasaklarının yani İslamiyet'in doğru ve yerinde olduğuna da inanmak şarttır Böyle inanmayan iman etmiş sayılmaz Demek ki, Amentü’ye inanan kimsenin İslamiyet’i beğenmesi şarttır, çünkü İslamiyet, Allahü teâlânın emir ve yasaklarıdır Emir ve yasakların birini bile beğenmemek küfür olur
Bunun gibi hubbi fillah, buğdi fillah da imanın esaslarındandır Allahü teâlâyı sevmek de, emir ve yasaklarının hepsinin yerinde ve güzel bulmakla olur Allah’ı ve onun dostlarını sevmek, sevmediklerini sevmemek de lazımdır Bir hadisi şerif meali:
(Allah için seven, Allah için buğzeden, Allah için veren, Allah için yasaklayan, gerçek iman sahibidir) Ebu Davud
İman herkese lazım
Sual: İman etmek akıl icabı değil midir?
CEVAP
İmanı olmayan kimsenin sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz haber verdi Bu haber elbette doğrudur Buna inanmak, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna inanmak gibi lazımdır Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünürse, korkudan aklını kaçırması lazım gelir Bu korkunç felaketten kurtulmak çaresini arar Bunun çaresi ise, çok kolaydır (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak ve beğenmek) insanı bu sonsuz felaketten kurtarmaktadır
Bir kimse ben bu sonsuz yanmaya inanmıyorum, bunun için böyle bir felaketten korkmuyorum, bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum derse, buna, (İnanmamak için elinde senedin, vesikan var mı? Hangi ilim, hangi fen inanmana engel oluyor?) denirse ne cevap verecektir? Elbette hiçbir vesika gösteremiyecektir Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen denir mi? Buna zan ve ihtimal denir Milyonda, milyarda bir ihtimali olsa da, (sonsuz olarak ateşte yanmak) korkunç felaketinden sakınmak lazım olmaz mı? Az bir aklı olan kimse bile, böyle felaketten sakınmaz mı? Sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmak çaresini aramaz mı? Görülüyor ki, her akıl sahibinin iman etmesi lazımdır
İman etmek için vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, zevkli tatlı şeylerden kaçınmak gibi sıkıntılara katlanmak lazım değildir Yalnız kalb ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak yeterlidir Bu inancını inanmayanlara bildirmek de şart değildir İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki, (Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın, buna çok az da bir ihtimal vermesi, zannetmesi akıl icabıdır) Sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali karşısında, bunun yegane ve kesin çaresi olan iman nimetinden kaçınmak, ahmaklık, hem de çok büyük şaşkınlık olmaz mı?
İmandan mahrum olan
Sual: (İman edenin, neyi yok; imandan mahrum olanın neyi var ki?) sözü, ne demektir?
CEVAP
Hüküm, neticeye göre verilir Ebedi kâr ve zarara bakılır Ebedi nimetlere kavuşmanın veya ebedi azaplara düşmenin sebebi, insanda bir hazinenin varlığına veya yokluğuna bağlıdır Bu hazine imandır, Müslüman olmaktır Bu hazineye malik olanın her şeyi var demektir Bu hazineden mahrum kalanın da, hiçbir şeyi yok demektir Mesela dünyanın en fakir insanı salih bir Müslüman olsun Bu çok fakir Müslümana, (Dünyanın bütün servetini, her şeyin tapusunu sana vereceğiz, dünyanın lideri de, sen olacaksın, ama; imanını bırak) deseler O, çok fakir Müslüman, bunu asla kabul etmez Demek ki, iman sahibi, dünyadaki bütün servetin satın alamayacağı bir hazineye ve erişilemeyecek bir makama sahiptir
Netice olarak, Allahü teâlâya iman eden kimse, o haliyle de ölürse, ebedi Cennetliktir Başka hiç bir şeyi olmasa da, ne önemi var? İmandan mahrum olanın akıbeti ise, ebedi Cehennemdir Bütün dünya onun olsa da, neye faydası olur? Onun için bir iş yaparken, bu işten Allahü teâlâ razı mı, değil mi ona bakmak gerekir O, razı ise başka hiç kimse razı olmasa da, önemi yoktur O razı değilse, herkes razı olsa da, beğense de, hiç kıymeti olmaz O halde her işte ölçümüz, Allahü teâlânın rızası olmalıdır
Dil ile ikrar
Sual: Bir ingiliz arkadaşım var Müslüman olmuş, namaz kılıyormuş ama, hiç kimseye söylememiş İngilizler Müslüman olduğunu duyarsa, iyi gözle bakmayacaklarını söylüyor Kitaplarda okumuş, kalb ile tasdik, dil ile ikrar etmek gerekiyor, şimdi benim kaç kişinin yanında Müslümanlığımı ikrar etmem gerekir diyor İkrar etmeden veya edemeden ölsem Müslüman sayılmaz mıyım diyor
CEVAP
Evet iman etmek için kalb ile tasdik dil ile de ikrar gerekir Ancak, onun dil ile başkalarına ikrar etmesi gerekmez İslam ülkesinde ikrar etmesi gerekir ki, Müslüman olarak bilinsin ve Müslümanlara yapılan muamele ona yapılsın ve Müslüman mezarlığına defnedilsin
İnanmak ve beğenmek
Sual: Cennete, Cehenneme ve Allah’a inanan herkes mümindir ve Cennete gider deniyor Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Çok yanlış bu! Şeytan da Allah’a inanıyor, o da Cennete Cehenneme inanıyor Hatta imanın diğer şartlarına da inanıyor e inanıyor, Peygamberlere inanıyor, gönderilen kitaplara inanıyor Öldükten sonra dirilmeye inanıyor Hesaba, kitaba inanıyor yani bunları biliyor Demek ki Amentü’ye sadece inanmakla, bunları bilmekle iman olmuyor Amentü’de bildirilen altı esasa inanmakla birlikte, Allahü teâlâ tarafından bildirilen emir ve yasakların tamamını kabul etmek ve hepsini beğenmek de şarttır Birini bile beğenmeyen müslüman olamaz Bir de, Hubbi fillah, buğdi fillah ile gayba iman var Yani Allah dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek ve gayba inanmak gerekir Tersi, yani Allah dostlarını düşman, düşmanlarını da dost bilen ve gayba inanmayan kimse mümin olamaz
Demek ki Amentü’ye şeytan da inanıyor, hepsini teker teker biliyor Ancak şeytan, inandığı, teker teker bildiği bu şeyleri kabul etmiyor, beğenmiyor ve Allah dostlarını düşman, düşmanlarını da dost biliyor Şeytan gibi bilen ve inanan kimse mümin olmaz
En faziletli iman
Sual: En faziletli iman nedir?
CEVAP
İmanın altı şartına inanıp, hubbi fillah ve buğdi fillah ile gayba inandıktan sonra, hep Allahü teâlâyı hatırlamak, her işini dine uygun olarak, Allah için yapmaktır Bir hadisi şerif meali:
(En faziletli iman, nerede olursan ol, Allahü teâlânın seninle beraber olduğunu bilmendir) Taberani
İman mahlûk mudur?
Sual: İman mahlûk mudur, yani sonradan mı yaratılmıştır?
CEVAP
İslam âlimleri buyuruyor ki: İman, Allahü teâlânın hidayeti olması bakımından mahlûk değildir; fakat kulun tasdik ve ikrar etmesi bakımından mahlûktur İş sahibi, işi yaratan değil, bu işi yapandır İnsan, mahlûk olduğu gibi, insanın küfrü de, imanı da mahlûktur (Milel ve Nihal)
Müslüman olmak için
Sual: S Ebediyye’de, (Müslüman olmak için, hiçbir formaliteye, müftüye, imama gitmeye lüzum yoktur) denildikten sonra, Makamati Mazheriyye’den, (Allahü teâlâya, Resulüne ve Onun Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım Beğendim, kabul ettim Allahü teâlânın ve Resulünün dostlarını severim ve düşmanlarını sevmem demek kâfidir) diye naklediliyor Sanki buradan, (Müslüman olmak için imanın altı esasına inanmaya gerek yok) gibi anlaşılıyor İmanın altı esasına inanmayan nasıl Müslüman olur?
CEVAP
O ifade eksik değildir Orada imanın esası veciz olarak anlatılmıştır (Resulullah'ın bildirdiği her şeye, onun bildirdiği şekilde inandım, kabul ettim hepsini beğendim) denince özet olarak her şey bildirilmiş oluyor
Bir insan, imanın altı esasına inansa da, yine Müslüman olmayabilir Her maddenin şartları vardır Amentüyü okuyup hepsine inandım demek yetmez Her birine birer örnek verelim:
1 Allah'a inanmak: (Allah'a inandım) demek yetmez Bir kimse, (Allah kutuplardadır) veya (Merih gezegenindedir) yahut (Arş’tadır) dese kâfir olur Çünkü Allah mekândan münezzehtir (Allah’ın her şeye gücü yetmez) diye inansa küfür olur Demek ki, sadece (Allah'a inanıyorum) demek yetmez Bildirilen kâmil sıfatlarıyla Allah'a inanmak lazımdır
2 e inanmak: (e inandım) demek yetmez Hristiyanlar gibi, ( Allah'ın kızlarıdır) diye inansa kâfir olur Demek ki, sadece (e inanıyorum) demek yetmez Dinimizin bildirdiği sıfatlarıyla meleklere inanmak lazımdır
3 Kitaplara inanmak: (Kitaplara inandım) demek yetmez Bozuk kitaplardaki yanlış iman bilgilerine inansa kâfir olur O hâlde dinimizin bildirdiği şekilde kitapların vasıflarına da inanmak lazımdır
4 Peygamberlere inanmak: (Peygamberlere inandım) demek yetmez Peygamberlere hâşâ (Yalancı, cahil kimselerdir) diye inansa kâfir olur Demek ki, dinimizin bildirdiği şekilde peygamberlerin vasıflarına da inanmak lazımdır
5 Âhirete inanmak: (Âhirete inandım) demek yetmez (Âhirette Cennet ve Cehennem diye bir şey yok) veya (Cennet Cehennem var, ama ebedî değildir) dese kâfir olur O hâlde, âhiretle ilgili dinimizin bildirdiği her şeye inanmak lazımdır
6 Hayır şer Allah'tandır: (Hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inandım) demek yetmez Mesela bir kimse, (Şer, kötülüktür, günahtır Allah bize kötülüğü, günahı zorla işletiyor) diye inansa kâfir olur Demek ki, hayra, şerre dinimizin bildirdiği şekilde inanmak lazımdır
Bu örneklerden anlaşıldığı gibi, bu saydıklarımızı kabul etmeden (İmanın altı esasına inandım) dese Müslüman olamaz Makamatı Mazheriyye’deki husus, şahane bir bilgidir Orada, (Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım Beğendim, kabul ettim) deniyor Allahü teâlâdan getirdiklerinin içinde, imanın altı şartı da vardır Altı şarta nasıl inanılacağı da vardır Haramların, helâllerin, ibadetlerin hepsi vardır Yani tek eksik yoktur Bu şekilde inanan kimse, tam Müslüman olur