Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

İmansız İslam olur mu?

İmansız İslam olur mu?
0
118

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İmansız İslam olur mu?

Yusuf Özkan Özburun Yazara Mesaj Gönder

HEPİMİZE, İLKOKUL yıllarında, matematik derslerinden birinde, pergelle kağıt üzerine daire çizme işi öğretildi Yapılması gereken şey, ucu sivriltilmiş bir kurşunkalemi pergelin boş haznesine monte edip, pergelin diğer sivri ucunu kağıda iyice saplayıp, hiç yerinden kımıldatmadan fırdolayı çevirmekten ibaretti Fakat bu iş sanıldığı kadar kolay değildi En başta, dört başı mamur bir daire çizebilmek için, önce üstünde çizim yaptığınız zemini oraya buraya kaydırmamanız, dairenin çizilmesi için pergelin sivri ucunu zemine iyice yerleştirmeniz ve yerinden çıkmamasına özen göstermeniz, ayrıca kurşunkalemin gezindiği yerleri adamakıllı belirginleştirmeniz gerekmekteydi

Başka türlü bir yol takip ederek, doğru düzgün bir daire çizmeniz mümkün değildi Meselâ, pergelin kurşunkalem bulunan ucunu merkeze alarak bir çizim yapmaya kalkışsanız, pergelin diğer sivri ucuyla ya güzelim kağıdı yırtar ya da kulak tırmalayıcı bir kuru cızırtıdan başka bir şey elde edemezdiniz Basit bir daire çizebilmenin bile bir âdâbının, bir usulünün olduğu apaçık ortadaydı Daire, dıştan içe doğru değil, içten dışa, yani “merkezden muhite doğru çizilebilirdi; ve bu, değişmez bir kuraldı

Nasıl merkez sabitlenmeden bir daire çizmek mümkün değilse, bir tekerleği de, önce orta kısmı, sonra ortasıyla etrafını birbirine bağlayan çubuklar ve nihayet dıştaki metal kasnak olmadan döndürmek mümkün değildi Aynı şekilde, bir ağaç kök ve gövdesi olmaksızın bir anda dallarının ucundan meyveler sunamıyordu Çünkü, kök olmayınca gövdenin, dalların ve dolayısıyla meyvelerin varlığından bahsedemiyorduk Ağacın, ancak ve ancak kökü toprakta sabit olduğunda, gövde ve dalları göğe uzanabiliyor; ancak kök ile kurulan sıkı ve organik bağ kalıcı olduğunda dallar meyveye durabiliyordu Köklerin nazenin uçlarından yukarılara su, mineral ve sair gıdaların ulaşması ve böylece izni ilahî ile meyvelerin teşekkülü için, köklerin sürekli topraktan besleniyor olması gerekiyordu

Kâinattaki yaratılışa dikkatle bakıldığında, her şeyin bir merkez ve eksen etrafında döndürüldüğünün; her şeyin bir odaktan dışa doğru serpilmek suretiyle yaratıldığının daha pek çok örneklerini görmek mümkündü Gökyüzündeki gezegen ve yıldızlardan gök denizinde yüzen bir rabbanî gemi hükmündeki şu ihtiyar dünyaya varıncaya kadar, bütün cisimler bir eksen etrafında döndürülüyordu Dibi bulunmaz bir kuyu hükmündeki zerrenin kalbinde, yine aynı dönüş cereyan ediyordu Kendisine verilmiş akıl ve şuur ile tüm mahlukların ağabeyi hükmünde olan insan da, ana rahmine bir damla su olarak düşüyor, orada yumurta hücresiyle eşsiz bir buluşma yaşanıyor; bu buluşma bir odak teşkil ediyor, ceninin diğer gelişim safhaları bu odağın etrafında örülüyordu Bu, sadece insanda değil, diğer hayvan ve bitkilerin yaratılış süreçlerinde de gözlenebilen bir vâkıaydı Meselâ, bahar bahçesinde açan bir papatyanın “seviyor, sevmiyor diye koparıp yazık ettiğimiz incecik yaprakları, değirmi bir gövdenin etrafında uç verip diziliyorlardı

İman etmek ve salih amel

Yine meselâ, suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgaların yayılışı da merkezden muhite doğru olmaktaydı Taş suya ilk düşüş anında kendi miktarınca bir dalga halesi oluşturuyordu Daha sonra bu dalga halesi bir sonraki dalga halesine dahil oluyor, bu ikincisi bir sonrakine derken, bu dahil olarak halkalanmalar zinciri birbirine ekleniyordu Bu sarmal yürüyüş silsile halinde birbirine katışarak sahile kadar erişiyordu Kıyıya vuran son büyük dalga halesinin içinde, o ilk dalga halesini bulmak da mümkündü İlk ile sonun buluştuğu bir noktaydı burası

Kudret ve tasarrufuyla her şeyi her an tedbir ve iradesinde tutan Rabbimizin yarattığı âlem kitabının satırlarında, yaşadığımız hayatın ince kıvrımlarında ve iç dünyamızın ücra köşelerinde, gizlenmiş halde duran nice örnek keşfedilmeyi bekliyor Yukarıda verilen tüm örneklerde gözlenen “merkezden muhite kuralının işlediği daha nice misal bulmak; bunu insana, topluma, tefekkür usulüne, imana, İslâm’a, ibadete ve daha nice hususa tatbik etmek mümkün Zaten, bu tatbikatın nümunelerini bizzat Kur’ânı Kerîm’in beyanında, Peygamber Efendimizin tüm hal, tavır ve sözlerinde, keza imanî tefekkür geleneğinin pırıltılı halkalarında rahatlıkla bulabiliyoruz Nitekim, Kur’ânı Hakîm’in birçok yerinde değinilen bu husus, İbrahim sûresinde daha belirgin bir şekilde vurgulanır Tevhid kahramanı Hz İbrahim’in ismini taşıyan bu sûrenin 23 âyetinde şöyle denilir: “İman edip ameli salih işleyenler, altlarından ırmaklar akan cennetlere dahil olunurlar Rablerinin izniyle orada ebediyyen kalırlar Onların birbirine tahiyyeleri ‘Selâm’dır

Bu âyette, ilgili diğer tüm âyetler gibi, “iman etme, “salih amel işlemenin önünde gelmekte; böylece, amel’i salihin imanın bir neticesi ve meyvesi olduğu dersi verilmektedir Ancak hakkıyla iman edip salih amel işleyenlerin ebediyyen kalacakları cennetlere konulacağını bildirmektedir âyet

Ardından gelen âyette ise, “Allah’ın güzel bir sözü kökü sabit, dalları semaya uzanan güzel bir ağaca benzettiğini görmez misin? denilir Ehli tefsirin ittifakla söylediği gibi, âyette geçen “güzel bir söz ibaresi, dinin kalbini ve merkezini teşkil eden kelimei tevhidi karşılamaktadır “Lâilaheillallah ve “Muhammedun resulullah gibi iki cümle ve hükümden oluşan kelimei tevhidin ilk cümlesi, bir bakıma, önceki âyette geçen “iman etmeye tekabül eder İkinci cümlede ise, “ameli salihe ilişkin bir vurgu görmek de mümkündür Zira, “Allah’ın resulü olarak Muhammedi Arabî, Allah’a imana göre nasıl yaşanacağının mücessem bir timsalidir O kelimei tevhidin köklerinin, insanda, kalbi mekân tuttuğu görülmektedir Mahlukatın her daim Yaratıcılarına ettikleri şahitliği anlayan her mü’min kulun iman mahalli, yani “merkezi olan kalbinde kök salan tevhidin dalları ise, her mü’min kulun kalbinden onun tüm âzâlarına akan amelleri, hayırlı fiiller, fiilî ve kavlî duaları besler İman, her insanı, dergâhı ilahînin katına ulaşan böylesi “güzel bir ağaça mazhar eder
Yusuf Özkan ÖZBURUN
KARAKALEM DERGİSİ
 
858,496Konular
981,672Mesajlar
29,757Kullanıcılar
firat118Son üye
Üst Alt