İmplant kimlere uygulanır ve kimlere uygulanmaz ?

Dental implant pratikleri son yıllarda estetik ve fonksiyonel hedefle dişsiz boşlukların doldurulması için sıkça kullanılan bir tedavi yaklaşımıdır. Kaybolan estetiğin bölgesine getirilmesinde implantlar kıymetli bir hal almıştır.

İmplant tedavisi öncesinde hastaların tam bir sıhhat muayenesinden geçirilmeleri çok değerlidir. Her hastanın tıbbi geçmişi araştırılmalı, ağız içi muayenesi , radyolojik muayene ve çalışma modelleri elde edilmelidir. Tanıda modeller ve fotoğraflar tedavi planlamasında kıymetlidir. Bu incelemeler sonucu elde edilen olgular ve hastanın klinik olarak incelenmesi implant yerleştirilecek nahiyenin tespitini ve yerleştirilecek implant sayısını belirleyecektir. Diş implant pratiklerinde ağız hijyeni çok beğenilmeyen olan bireylere implant uygulanmaz. Ağız hijyeni sağlandıktan sonra ve hasta bunu koruyabilecekse implant uygulanabilir. İmplant önerilmeyen marazlardan biri de diyabettir. Şeker illeti denetim altına alındıktan sonra implant kolaylıkla uygulanabilir. Çok sigara kullanan bireyler , kalp damar hastaları radyoterapi kemoterapi gören bireylerin hepsinde medikal hekimi ile ortak çalışma doğrultusunda sıhhat sorunları giderilmesi ile implant uygulanabilir.

İMPLANT KİMLERE UYGULANIR;

● Tam ve kısmi dişsiz hastalar,

● Çene- yüz defektleri,

● Ölçüsüz rezorbe kretler,

● Hareketli kısımlı protez tasarrufunda güçlük çeken kısmi dişsiz hastalar,

● Hayli uzun boşluk içeren kısımlı dişsizlik olguları,

● Hareketli protez kullanmayı reddeden hastalar,

● Sabit protez için dayanak dişlerin kesitini reddeden hastalar,

● Dişsiz kesimde hareketli protezin muvaffakiyetini olumsuz etkileyen sert yahut yumuşak doku değişikliklerinde,

● Oral müsküler uyumun zayıf olduğu durumlarda,

● Doku toleransının düşük olduğu durumlarda,

● Protezin stabilizesini bozan parafonksiyonel alışkanlıkların mevcut olduğu hastalarda,

● Tam protezlerden çokça beklentisi olan hastalarda,

● Çok kusma refleksi olan hastalar,

● Destek dişlerin sayısı ve ehliyetsiz olduğu durumlarda,

● Tek diş eksikliğinde,

● Travmaya bağlı diş kaybı ve kök kırılmalarında,

● Kollayıcı metotlar ve cerrahi ile düzeltilmesi mümkün olmayan apikal periodonditis’ li devital dişlerin varlığında,

● Ekternal ve internal kök rezorbsiyonlarında.