Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Inaniyorum, Muslumanim dedigi halde ibadet etmeyen kimseler hakkinda bilgi

Inaniyorum, Muslumanim dedigi halde ibadet etmeyen kimseler hakkinda bilgi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İslam dinine inanan bir kimsenin ibadet etmesi ve inancını uygulaması gerekir Ama ibadet etmeyen bir müslüman dinden çıkmış olmaz günahkar olur Günah işleyen kimse ise dinden çıkmaz

Bir âyeti kerimede, “Eğer siz yasak edildiğiniz günahların büyüklerinden sakınırsanız, Biz de diğer günahlarınızı örter, sizi iyi bir hâle ve tavra sokarız1 buyurularak, mü’minin ebedî saâdeti kazanabilmesi için, farzları yerine getirmenin yanı sıra büyük günahlardan da sakınması gerektiğine dikkat çekilir


Cenabı Hakkın uzak durmamızı istediği büyük günahlar, gerek Kur’ânı Kerimde, gerekse hadislerde açıkça bildirilmiştir Meselâ, bir âyette büyük günahlara işaretle şöyle buyurulmuştur:

“Allah’ın hâlis kulları o kimselerdir ki, Allah ile beraber başka bir ilâha ibadet etmezler Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar Zina da etmezler Her kim bunları yaparsa günahının cezasını görür2


Hz Enes’in (ra) rivayet ettiği bir hadiste ise Peygamber Efendimiz (asm) büyük günahları şöyle haber vermiştir:
“Allah’a ortak koşmak, anne babaya eziyet etmek, adam öldürmek ve yalan söylemektir3

Başka bir hadisi şerifte de yalan söylemek ve yalancı şahitliği yapmak da büyük günahların içinde sayılmıştır4

Ayrıca büyük günahlar içerisinde ayrı bir ehemmiyeti olan ve Peygamber Efendimizin (asm) “mûbikâtı seb’a, yâni insanı mânen helâk eden yedi sebep olarak vasıflandırdığı günahlar vardır Peygamber Efendimiz bir defasında “Helâk edici yedi şeyden kaçının buyurmuş ve bunları şöyle sıralamıştır:


“Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, fâiz yemek, düşmana hücum anında harpten kaçmak, namuslu ve kendi halindeki kadınlara zina iftirası atmaktır5

Diğer taraftan, içki içmek, kumar oynamak ve dine zarar verecek bid’atlara taraftarlık da büyük günahlar içerisinde zikredilmiştir6

Günah, Allah’a isyan mânâsına gelir Bilhassa büyük günahları çekinmeden işleyen, göz kırpmadan içine dalan bir insan, açıkça Allah’ın iradesine karşı geliyor, bir an için Onun rububiyetini unutuyor demektir O halde her mü’min bu tehlikeye düşmemek için büyük günahlardan korunması gerekir Bu ise, ancak “Menhiyattan (Allah’ın yasak ettiklerinden) ve günahlardan içtinap etmek ve ameli sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmak olan takva ile mümkündür Çünkü günahlardan korunmak için iltica edilecek, sığınılacak en sağlam kale takvadır Bu kaleye sığınan kimse, az bir amelle çok sevap kazanabilir Şöyle ki, bir haramı terk etmek vaciptir Bir vacibin ise birçok sünnete denk gelen sevabı vardır O halde bu zamanda mü’minlerin en mühim vazifesi, her taraftan hücum eden günah seline karşı takvayı esas almak olmalıdır7


Büyük günah işlemenin imanla olan münasebetine gelince; bilindiği gibi iman, inanılması gereken esasları kalben tasdik edip, dil ile ikrardan ibarettir İmanın rükünlerini kalbiyle tasdik eden, diliyle de ikrar eden insan hem Allah yanında, hem de insanlar nazarında mü’mindir Bu kimse büyük günahları işlese de dinden çıkmış olmaz, imansız sayılmaz Çünkü Ehli Sünnet ulemâsına göre, amel imandan bir cüz, bir parça değildir Büyük günahlardan birisini işleyen bir Müslüman, o günaha imansızlığı sebebiyle değil, nefsine mağlup olduğu, hissiyatının sesine kulak verdiği için girmiştir


Şöyle ki: Cenabı Hakkın emirlerine itaat etmenin, yâni ibadetleri yerine getirip yasaklardan sakınmanın sevabı ve ücreti bu dünyada tam olarak verilmez Çünkü bu dünya ücret ve mükâfat yeri değil, hizmet ve ibadet mahallidir Bu itibarla Cenabı Hak ibadet ve şükrün gerçek mükâfatını ebedî bir sûrette vermek üzere âhirete tehir etmiştir
Mükâfatlar tehir edildiği gibi, dünyada tevbe ile temizlenmeyen günahların cezaları da ertelenmiş, âhirete bırakılmış olması, günah işlenir işlenmez azabın hemen arkasından verilmemesi, insanı gaflete düşürmekte, geleceği çok uzak gördüğü için de nefsine olan mağlubiyeti devam etmektedir İnsanın bu halini Bediüzzaman özetle şöyle açıklar:


İnsan nefsi, acele olarak verilen hazır bir dirhem lezzeti, geriye bırakılmış bir batman lezzete tercih eder Aynı şekilde, hazır bir tokat korkusundan, ileride bir sene azapdan daha fazla korkar, çekinir Hem insanda hissiyat galip olsa, aklın muhakemesini dinlemez Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz peşin bir lezzeti ileride verilecek olan gayet büyük bir mükâfata tercih eder Ve az bir hazır sıkıntıdan ileride verilecek büyük bir azaptan daha fazla çekinir Çünkü, tevehhüm, heves ve his ileriyi görmüyor Belki inkâr ediyorlar Nefis de yardım etse, imanın mahalli olan kalb ve akıl susarlar, mağlup olurlar Şu halde; büyük günahları işlemek imansızlıktan gelmiyor Belki his, heves ve vehmin akıl ve kalbe galibiyetinden ileri gelir8


O halde, büyük günahlardan birisini işleyen bir mü’minin iman dairesinden çıkacağını söylemek mümkün değildir

Nitekim şu hadisi şerifte de, büyük günahlardan birisini işleyen bir mü’minin kâfir olmayacağı, o günahının cezasını çektikten sonra Cennete girebileceği açıkça görülmektedir Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor:


“Bana Cebrâil (as) geldi ve ‘Ümmetinden her kim Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölürse Cennete girecektir’ diye müjdeledi Ben, zina etse de, hırsızlık yapsada mı? dedim ‘Evet, zina etse de, hırsızlık yapsa da’ buyurdu9

Bilindiği üzere kâfir Cennete giremez ve ebedi olarak Cehennemde kalır Çünkü Cenabı Hak kâfire Cennet nimetlerini haram kılmıştır Hadiste, zina eden ve hırsızlık yapan birisinin Cennete gidebileceği belirtilmekle onun kâfir olmayacağına işaret edilmiştir
Demek ki, Allah’a şirk koşmanın dışındaki büyük günahlardan birisini işleyen insan mü’mindir Günahının cezasını çektikten sonra Cennete girecektir Ancak, günah işleyen kimsenin işlediği günahın helâl olduğuna inanmaması gerekir Haram olduğu kesin delillerle sabit olan bir işin helâl olduğuna inanan bir kimsenin iman dairesinden çıkacağı zaten kesindir Meselâ faizin haram olmadığını veya bu zamanda haram olmayacağını iddia etmek gibi

Bununla birlikte, “Herbir günah içerisinde küfre gidecek bir yol olduğunu10 da hatırdan çıkarmamak gerekir Günahın mahiyetinde devamlı işlendiği takdirde küfür tohumu olduğunu söyleyen Bediüzzaman bunu şöyle izah etmektedir:

“Mâsiyetin (günahın) mahiyetinde, bilhassa devam ederse, küfür tohumu vardır Çünkü o mâsiyete devam eden, ülfet peyda eder, sonra ona âşık ve müptelâ olur Terkine imkân bulamayacak dereceye gelir Sonra o mâsiyetin ikaba mûcib olmadığını (azabı gerektirmediğini) temenniye başlar Bu hal böylece devam ettikçe, küfür tohumu yeşillenmeye başlar En nihayet, gerek ikabı, gerek dâru’likabı (azabı veya Cehennemi) inkâra sebep olur11

İnsan olmamız sebebiyle günahlardan tamamen korunmamız mümkün olmadığına göre, bu tehlike hepimiz için mevcuttur Bu tehlikeye maruz kalınca, ondan kurtulmak için—küçük olsun büyük olsun—işlediğimiz her günahın hemen arkasından, Allah’a karşı mahcubiyet duyup pişman olmalıyız Tevbe ve istiğfarla tekrar Allah’a yönelmeli ve ondan bizi affetmesini dilemeliyiz


Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 
858,475Konular
981,255Mesajlar
29,554Kullanıcılar
MiklosSon üye
Üst Alt