Uzun mu uzun yıllar bekledik şu iki hanımcağızla oynayalım diye. Pek de sevimli duruyorlardı hani. Ama ha bire erteleme haberi aldık. “Neyse” dedik, güzel olsun da geç olsun. Zamanın durmadan akmasının olumlu tarafından yararlanarak bir baktık ki Knights and Bikes oynanabilir durumda. “Hele şükür be, sonunda be” tepkileri eşliğinde ve merak duygusuyla giriştim Nessa ve Demelza’nın macerasına.
Evet Nessa ve Demela. Ana karakterlerimizin isimleri. Nessa yaş ve boy olarak daha büyük olan esmer saçlı, görece daha sakin ve olgun karakterimizken Demelza da sarışın, kıvırcık saçlı, bisikletine aşık ve macera ruhu tavan yapmış bir karakter. İkili Nessa’nın Penfurzy adasına gelmesiyle kazara tanışıyorlar. Demelza adanın yerlisi, babası ve kazlar onlara eşlik ediyor. Geçimini turizm sayesinde kazanan Demelza’nın babası turizmin durma noktasına gelmesiyle beraber geçim sıkıntısına düşmüş durumda iken Demelza bu durumu değiştirmek için adada sürekli dile getirilen bir hazine için kankası Nessa ile beraber altı günlük bir maceraya çıkıyor.
Bu hazine avı macerası oyunun tüm hikâyesini oluşturuyor ve pek de sürpriz içermiyor açıkçası. Bu yüzden asıl odaklanmamız gereken yer büyümüş bireylerin davranışlarını bir türlü anlamayan, gördüklerini çocuk aklıyla değerlendiren ana karakterlerimizin konuşmaları oluyor. Özellikle Demelza’nın fikirleri çok eğlenceli ve bazı yerlerde adada yaşamış şövalyeleri anlatırken ekranda da o anlatının da aynı da canlanması çok hoş. Ama maalesef ben Nessa’ya pek ısınamadım ve ikilinin arasındaki diyaloglar yer yer sıkıcı oluyor.
İkili birbirine çabuk ısınıyor ve Stranger Things tadındaki maceradan çeşitli güçler sayesinde başarıyla çıkabiliyorlar. Bu güçler oyun ilerledikçe açılıyor ve her iki karakterde üç tane olmak üzere toplam altı farklı özellik, ilginç kılınmak için uğraşılmış ama çok da zevk veremeyen bir oynanış sunuyor. Özellikler ilk bakışta çok farklı duruyor, mesela Demelza’nın tuvalet pompası. Hem yere istediğimiz kadar koyabiliyoruz bir süre sonra patlayan bu pompalardan hem de ok gibi fırlatıp kapılara ya da düşmanlara saplayabiliyoruz. Her özelliğin iki ayrı kullanışı var ve bunları kullanmak için tuşa basılı tutmak gerekiyor.
Knights and Bikes sadece önümüze geleni vurduğumuz bir oyun olmamak için çabalamış. Oyun güzel olsun diye gerçekten bir ekstra bir efor sarf edildiğini hissedebiliyorsunuz. Oynanış olarak da devamlı olarak gelen yeni özellikler ve yer yer aksiyon, yer yer bulmaca sekansları bir dinamik oluşturuyor. Gerek savaşlar, gerekse bulmacalar kötü değil, ama beni fazla eğlendirecek seviyede değillerdi.
Beni eğlendirememesin bir sebebi de oyunu tek başına oynadığım için olabilir. Çünkü oyun her şeyiyle iki kişi oynansın diye yapılmış. Sürekli birbirleriyle yarış yapan, konsoldan dövüş oyunu oynayan, kısacası önüne ne geldiyse kapışmak isteyen bir ortam var. Eğer tek başına oynuyorsanız bunlar çok anlamsız oluyor çünkü rekabet anında diğer karaktere de geçebiliyorsunuz ve yapay zekaya karşı bir şey kazanmak çok da mutlu edemiyor sizi.
Neyse ki her şeyi örtbas edebilecek bir güzellik var oyunda. Oyunun her bir köşesi harika bir görsel ziyafet sunuyor. Her yer cıvıl cıvıl, rengârenk. Baktıkça bakasınız geliyor oyuna. Üstelik kendine has, elişi kâğıdıyla yapılmış gibi hissettiren de bir ortam var. Binalar, karakterler, animasyonlar hepsi kâğıda çizilmiş de elle oynatılmış gibi duruyor. Bu tasarım oyunun tartışmasız en güçlü yanı ve orijinal yanı. F11’e a basmadan duramayacağınız bir yapım Knights and Bikes.
F11’e basıyoruz bol bol, güzel tamam ama aynı zamanda yer yer ses kapama tuşuna da basabilirsiniz. Çünkü bazı nesnelerin ve karakterlerin sesleri kulak tırmalayıcı olabiliyor. Mesela iki karakter koşarken ağızlarıyla motor sesi yapıyorlar. Fikir olarak güzel duruyor değil mi? Ama gelin görün ki pratikte bir sonra o sesler çok rahatsız edici hal alıyor ve ona özel bir ses ayarı yok. Ayrıca karakterlerimizin de konuşmaları metin üzerinden ilerliyor. Normalde bu durumu hiç dert etmezdim ama bu oyun için karakterlerin sesinin olmayışlarını dert ettim. Atmosferi arttıracak bir hamle olurdu ama bütçe sıkıntısı sanırım bu hale mecbur etti.
Oyunda müzik olarak çok az şarkı yer alıyor. Bu şarkılar gayet güzel ve eğlenceli. Hatta bu sahnelerde gerçekten keyif de aldığımı söylemeliyim. Ama oyunun büyük bir kısmı sessizlik içerisinde ve bu oyuna girememenize sebep olabiliyor. Keşke fazlaca şarkı ekleselermiş dedim.
Neticede Knights and Bikes potansiyelinin tamamını yansıtsa çokça dile getirilecek bir oyun olabilecekken bunu başaramayan, ama sevdiğiniz biriyle oynadığınızda gayet de eğlenebileceğiniz sevimli bir yapım.