iltasyazilim
FD Üye
İngilizce Fiillerin 3 Halleri nedir
İngilizce Fiillerin üçüncü Halleri
İngilizcede Present Perfect Tense ile cümle kurarken başlıca fiile have ve has muavin fiilleri kullanılır
Cümlenin esas fiili de 3 haliyle kullanılır (past participle)
Özne + havehas + fiil (3 Halde) + nesne
İngilizcede Present Perfect Tense önemli bir zamanlardan biridir Öğrenilmesinde bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır Bunun nedeni de bu zamanın Türkçe'de ve birçok dilde karşılığının olmamasıdır Yapısı çok basittir Kullanımıyla ilgili problem laf konusudur
'Past participle', yani ingilizce fiillerin 3 halleri ise, present perfect tense ile birlikte kullanılır
örnek:
I have cleaned the windows
123 Halleri Türkçe Anlamı
awake awoke awoken uyanmak
be was, were been almak
beat beat beaten vurmak
become became become edinmek
begin began begun başlatmak
bend bent bent bükmek
bet bet bet bahse girmek
bid bid bid emretmek
bite bit bitten ısırmak
blow blew blown esmek
break broke broken kırmak
bring brought brought getirmek
broadcast broadcast broadcast yayın yapmak
build built built inşa etmek
burst burst burst patlak vermek
burn burnedburnt burnedburnt yanmak
buy bought bought satın olmak
catch caught caught tutmak
choose chose chosen tercih etmek
come came come ulaşmak
cost cost cost değerlendirmek
creep crept crept emeklemek
cut cut cut kesmek
deal dealt dealt hemfikir olmak
dig dug dug kazmak
do did done yerine getirmek
draw drew drawn çekmek
dream dreameddreamt dreameddreamt rüya görmek
drive drove driven sürmek
drink drank drunk içmek
eat ate eaten yemek
fall fell fallen düşmek
feed fed fed doyurmak
feel felt felt hissetmek
fight fought fought dövüşmek
find found found bulmak
flee fled fled firar etmek
fly flew flown uçmak
forbid forbade forbidden menetmek
forget forgot forgotten hatırlamamak
forgive forgave forgiven bağışlamak
freeze froze frozen çok üşümek
get got gotten elde etmek
give gave given belirlemek
go went gone gitmek
grow grew grown gelişmek
hang hung hung asmak
have had had sahip olmak
hear heard heard dinlemek
hide hid hidden saklamak
hit hit hit durmak
hold held held yetişmek
hurt hurt hurt yaralanmak
keep kept kept saklamak
know knew known kavramak
lay laid laid yaymak
lead led led yönlendirmek
learn learnedlearnt learnedlearnt aydınlatmak
leave left left ayrılmak
lend lent lent ödünç belirlemek
let let let müsade saptamak
lie lay lain yalan söylemek
lose lost lost kaybetmek
make made made gerçekleştirmek
mean meant meant anlamına varmak
meet met met buluşmak
pay paid paid ödemek
put put put kurmak
read read read okumak
ride rode ridden binmek
ring rang rung araklamak
rise rose risen yükselmek
run ran run koşmak say
said said bildirmek
see saw seen bakmak
sell sold sold satmak
send sent sent göndermek
show showed showedshown göstermek
shut shut shut bloke etmek
sing sang sung şarkı anlatmak
sit sat sat oturmak
sleep slept slept uyumak
speak spoke spoken konuşmak
spend spent spent harcamak
stand stood stood ayakta durmak
swim swam swum yüzmek
take took taken almak
teach taught taught aydınlatmak
tear tore torn yırtmak
tell told told izah etmek
think thought thought dikkate almak
throw threw thrown fırlatmak
understand understood understood çakmak
wake woke woken uyanmak
wear wore worn giymek
alıntı *
İngilizce Fiillerin üçüncü Halleri
İngilizcede Present Perfect Tense ile cümle kurarken başlıca fiile have ve has muavin fiilleri kullanılır
Cümlenin esas fiili de 3 haliyle kullanılır (past participle)
Özne + havehas + fiil (3 Halde) + nesne
İngilizcede Present Perfect Tense önemli bir zamanlardan biridir Öğrenilmesinde bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır Bunun nedeni de bu zamanın Türkçe'de ve birçok dilde karşılığının olmamasıdır Yapısı çok basittir Kullanımıyla ilgili problem laf konusudur
'Past participle', yani ingilizce fiillerin 3 halleri ise, present perfect tense ile birlikte kullanılır
örnek:
I have cleaned the windows
123 Halleri Türkçe Anlamı
awake awoke awoken uyanmak
be was, were been almak
beat beat beaten vurmak
become became become edinmek
begin began begun başlatmak
bend bent bent bükmek
bet bet bet bahse girmek
bid bid bid emretmek
bite bit bitten ısırmak
blow blew blown esmek
break broke broken kırmak
bring brought brought getirmek
broadcast broadcast broadcast yayın yapmak
build built built inşa etmek
burst burst burst patlak vermek
burn burnedburnt burnedburnt yanmak
buy bought bought satın olmak
catch caught caught tutmak
choose chose chosen tercih etmek
come came come ulaşmak
cost cost cost değerlendirmek
creep crept crept emeklemek
cut cut cut kesmek
deal dealt dealt hemfikir olmak
dig dug dug kazmak
do did done yerine getirmek
draw drew drawn çekmek
dream dreameddreamt dreameddreamt rüya görmek
drive drove driven sürmek
drink drank drunk içmek
eat ate eaten yemek
fall fell fallen düşmek
feed fed fed doyurmak
feel felt felt hissetmek
fight fought fought dövüşmek
find found found bulmak
flee fled fled firar etmek
fly flew flown uçmak
forbid forbade forbidden menetmek
forget forgot forgotten hatırlamamak
forgive forgave forgiven bağışlamak
freeze froze frozen çok üşümek
get got gotten elde etmek
give gave given belirlemek
go went gone gitmek
grow grew grown gelişmek
hang hung hung asmak
have had had sahip olmak
hear heard heard dinlemek
hide hid hidden saklamak
hit hit hit durmak
hold held held yetişmek
hurt hurt hurt yaralanmak
keep kept kept saklamak
know knew known kavramak
lay laid laid yaymak
lead led led yönlendirmek
learn learnedlearnt learnedlearnt aydınlatmak
leave left left ayrılmak
lend lent lent ödünç belirlemek
let let let müsade saptamak
lie lay lain yalan söylemek
lose lost lost kaybetmek
make made made gerçekleştirmek
mean meant meant anlamına varmak
meet met met buluşmak
pay paid paid ödemek
put put put kurmak
read read read okumak
ride rode ridden binmek
ring rang rung araklamak
rise rose risen yükselmek
run ran run koşmak say
said said bildirmek
see saw seen bakmak
sell sold sold satmak
send sent sent göndermek
show showed showedshown göstermek
shut shut shut bloke etmek
sing sang sung şarkı anlatmak
sit sat sat oturmak
sleep slept slept uyumak
speak spoke spoken konuşmak
spend spent spent harcamak
stand stood stood ayakta durmak
swim swam swum yüzmek
take took taken almak
teach taught taught aydınlatmak
tear tore torn yırtmak
tell told told izah etmek
think thought thought dikkate almak
throw threw thrown fırlatmak
understand understood understood çakmak
wake woke woken uyanmak
wear wore worn giymek
alıntı *