İngilizcede kullanılan selamlaşmalar

İngilizcede kullanılan selamlaşmalar ve Türkçeleri

Hello! (Merhaba)
Hi! (Selamlama)
Hey! (Hey!)
Hi there! (Merhaba)
Hello there! (Merhaba)
Good morning! (Günaydın)
Good afternoon! (Tünaydın)
Good evening! (İyi akşamlar)
Good night! (İyi geceler)

HOW ARE YOU?

How are you? (Nasılsın?)
How are you doing? (Nasılsın?)
How is it going? (Nasıl gidiyor?)
How are things? (Durumlar nasıl?)
What's new? (Ne haber?)
What's up? (Ne var ne değil?)
What's going on? (Neler yapıyorsun?)
Where have you been? (Nerelerdesin?)
Where have you been hiding yourself? (Nerelerde gizleniyordun?)
Are you doing OK? (İyi misin?)
How are you feeling? (Kendini nasıl hissediyorsun?)
How's the world treating you? (Hayatla aran nasıl?)
How's business? (İşler nasıl?)
What's happening? (Hayatında ne olup bitiyor?)
How's everything (Vaziyet nasıl?)

I'M FINE

Thanks, I am fine (Sağol, iyiyim)
Fine (İyiyim)
Great! (Şahane)
All right (Kötü yok)
I am OK (İyiyim)
Cool! (Bomba gibiyim)
I am cool! (Harikayım)
Could be better (Daha iyi olabilirdi)
Anekdot bad (Fena yok)
So so (Eh, şöyle böyle)
Not so great (böylece da iyi yok)
Anekdot so hot (Böylece iyi sayılmaz)
I've been better (Daha iyiydim)
I've running around (Koşturup duruyoruz)
Keeping busy (Uğraşıp duruyoruz)
No complaints (Bir şikayetim değil Allaha şükür)
Same as usual (Her zamanki gibi)
I've seen better days (Daha iyi günlerimiz de oldu)
I'm snowed under (Fazla yoğunum)
Anekdot a moment to spare (Boşuna harcayacak bir dakikam yok)
No time to breathe (Nefes almaya vaktim değil)
There aren't enough hours in a day (Yirmidört saat yetmiyor)

GOODBYE

Goodbye (Allahaısmarladık)
Good day (İyi günler)
Good evening (İyi akşamlar)
Good night (İyi geceler)
Goodbye until later (Bir dahaki sefere kadar hoşçakal)
See you (Görüşürüz)
See you soon (Yakında görüşürüz)
See you later (Sonra görüşürüz)
I'll see you real soon (Çok yakında görüşürüz)
I'll catch you later (Seninle sonradan görüşürüz)
See you tomorrow (Yakın görüşürüz)
See you next time (Bir dahaki sefere görüşürüz)
Let's get in touch (Görüşelim)
It was good to see you (Seni bakmak güzeldi)
Don't forget to call (Aramayı unutma)
Let's write (Yazışalım)
I'll be in tocuh (Bağlantı halinde olacağım) *