iltasyazilim
FD Üye
İnkılaplardan önce Türkiyede yaşam nasıldı
Atatürk İnkılapları Yapılmadan Önce Türkiyemiz Nasıldı?
Osmanlı Devleti 13 yyın sonlarından 20 yyın birincil çeyreğine değin varlığını sürdürmüş, bu çerçeve içerisinde birincil iki yy bölüştürme ve genişleme yyı olmuştur
Siyasi ve kültürel açıdan hızlı bir gelişme kendisini, Osmanlının zirvesi 15 16 ve 17 yy kalsil dönem Osmanlının tüm kurum ve kuruluşlarıyla kendi içinde ve dıştan mükemmelliğe ulaştığı en aydınlık dönemdir
Alışılmış dönemde Osmanlı İmparatorluğu uçsuz bucaksız sınırlara ulaştığında yaklaşık olarak ebedi diyebileceğimiz ırklar manzumesine sahipti Hiç tereddüd değil oysa, böyle bir yapılanma fazla kültürlü idi Dil, etnisite ve din farklılıkları resmi dilin Türkçe olmasına karşın düşünüldüğünde, bir Türk haritası çizmiyordu Ve Müslümanlığı kabul etmiş bir kişinin kendi ırksa ve kültürel özelliklerinden vazgeçmesi gelenek ve göreneklerini kısacası yaşayış tarzını, terk etmek zorunluluğu yoktuFakat Osmanlı İmparatorluğunun tebaası,yaşam düzeyi ve kültürü açısından biribirine çok benzerdi Bu benzerlikte muhtelif din ve dile tabi elde etmek fazla şey açıklama etmezdi
Bu doğrultu da sosyal hayatın merkezi Osmanlı kentlerinde yaşam, özellikle ulaşım ve ekonomi gibi bazı koşullara bağlı olarak gelişmiştir Osmanlı kentleri ticaret ve siyasetin merkezi olmasının yanına bilhassa zengin kesimin mesken alanıydı
Omsalı kentlerinin 1580 dolaylarında oysa konumunu belirten bir haritada yüksek bir kentleşme düzeyine ulaşmış üç alan saptanabilir: Ege kıyısında Gediz Çayı ve Büyük Menderes arasındaki ancak alan, Kızılırmak ve Yeşilırmakın yaşadığı kısımları ve bu çalışmanın kapsadığı alan Dicle ve Fırat vadileridir Kızılırmak, Yeşilırmak bölgesinin büyük kısmı, Kastamonu sancağına, dolayısıyla Anadolu vilayetine dahil birkaç kentin varlığına karşın, Rum vilayetleri sınırları içerisinde idi B u nedenle Kızılırmak ve Yeşilırmak yakınında ancak büyük kasaba topluluğu Rum vilayeti kentleri olarak adlandırılmaktaydı Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz vadilerinde fakat kent yığılmasını, Rum vilayetlerine göre çok daha düşüktü Fakat Ege bölgesi, komşu yörelerle karşılaştırıldığında oldukça sık bir kentsel yerleşim örgüsüne sahipti
Ufak ve en ince ayrıntısına kadar ayrılmış cemaatler halinde yaşamış Osmanlıların kendi kentlerini pozitif umursamadıkları izlenimi edinmek de mümkündür Çünkü eski araştırmacılara göre tartma bahşedilen şeyler yalnızca din ve aile yaşamıydı, yani bir yandan camiler veya kiliseler, öte yandan da konutlar Bu toplumsal yapı da gerçek anlamda bir kent bilincine yer kalmamış oluyor
Fakat günümüzde yapılacak araştırmaların bu tabloyu değiştireceği kesindir Dini tahvil şüphesiz önemliydi, ama bu, daha diğer bağların yok sayılması anlamına gelmiyordu
15 ve 16 yylar da Anadolu kentlerinin maddi görüntüsü Selçuklu beylikler döneminden itibaren öyle büyük bir değiştirme göstermedi, kentler bedensel özelliklerini korudu *
Atatürk İnkılapları Yapılmadan Önce Türkiyemiz Nasıldı?
Osmanlı Devleti 13 yyın sonlarından 20 yyın birincil çeyreğine değin varlığını sürdürmüş, bu çerçeve içerisinde birincil iki yy bölüştürme ve genişleme yyı olmuştur
Siyasi ve kültürel açıdan hızlı bir gelişme kendisini, Osmanlının zirvesi 15 16 ve 17 yy kalsil dönem Osmanlının tüm kurum ve kuruluşlarıyla kendi içinde ve dıştan mükemmelliğe ulaştığı en aydınlık dönemdir
Alışılmış dönemde Osmanlı İmparatorluğu uçsuz bucaksız sınırlara ulaştığında yaklaşık olarak ebedi diyebileceğimiz ırklar manzumesine sahipti Hiç tereddüd değil oysa, böyle bir yapılanma fazla kültürlü idi Dil, etnisite ve din farklılıkları resmi dilin Türkçe olmasına karşın düşünüldüğünde, bir Türk haritası çizmiyordu Ve Müslümanlığı kabul etmiş bir kişinin kendi ırksa ve kültürel özelliklerinden vazgeçmesi gelenek ve göreneklerini kısacası yaşayış tarzını, terk etmek zorunluluğu yoktuFakat Osmanlı İmparatorluğunun tebaası,yaşam düzeyi ve kültürü açısından biribirine çok benzerdi Bu benzerlikte muhtelif din ve dile tabi elde etmek fazla şey açıklama etmezdi
Bu doğrultu da sosyal hayatın merkezi Osmanlı kentlerinde yaşam, özellikle ulaşım ve ekonomi gibi bazı koşullara bağlı olarak gelişmiştir Osmanlı kentleri ticaret ve siyasetin merkezi olmasının yanına bilhassa zengin kesimin mesken alanıydı
Omsalı kentlerinin 1580 dolaylarında oysa konumunu belirten bir haritada yüksek bir kentleşme düzeyine ulaşmış üç alan saptanabilir: Ege kıyısında Gediz Çayı ve Büyük Menderes arasındaki ancak alan, Kızılırmak ve Yeşilırmakın yaşadığı kısımları ve bu çalışmanın kapsadığı alan Dicle ve Fırat vadileridir Kızılırmak, Yeşilırmak bölgesinin büyük kısmı, Kastamonu sancağına, dolayısıyla Anadolu vilayetine dahil birkaç kentin varlığına karşın, Rum vilayetleri sınırları içerisinde idi B u nedenle Kızılırmak ve Yeşilırmak yakınında ancak büyük kasaba topluluğu Rum vilayeti kentleri olarak adlandırılmaktaydı Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz vadilerinde fakat kent yığılmasını, Rum vilayetlerine göre çok daha düşüktü Fakat Ege bölgesi, komşu yörelerle karşılaştırıldığında oldukça sık bir kentsel yerleşim örgüsüne sahipti
Ufak ve en ince ayrıntısına kadar ayrılmış cemaatler halinde yaşamış Osmanlıların kendi kentlerini pozitif umursamadıkları izlenimi edinmek de mümkündür Çünkü eski araştırmacılara göre tartma bahşedilen şeyler yalnızca din ve aile yaşamıydı, yani bir yandan camiler veya kiliseler, öte yandan da konutlar Bu toplumsal yapı da gerçek anlamda bir kent bilincine yer kalmamış oluyor
Fakat günümüzde yapılacak araştırmaların bu tabloyu değiştireceği kesindir Dini tahvil şüphesiz önemliydi, ama bu, daha diğer bağların yok sayılması anlamına gelmiyordu
15 ve 16 yylar da Anadolu kentlerinin maddi görüntüsü Selçuklu beylikler döneminden itibaren öyle büyük bir değiştirme göstermedi, kentler bedensel özelliklerini korudu *