İnsan beyni buluta bağlanabilecek!

BrainNet ismi verilen sistem ile, dimağa yerleştirilen nano robotlar sayesinde insan mütalaalarına ulaşılabilecek. Birebir devirde ulaşılan bu fikirler bulut üzerinden paylaşılabilecek. Laf konusu girişimin önümüzdeki 20-30 yıl içinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

İnsan dimağı buluta bağlanabilecek!

Bilim kişileri mülahazalarımızı bulut üzerinden gerçek devirli olarak birleştirebilmemize yalnızca 20-30 yıl kaldığını savunuyor. Yeni yapılan bir araştırmada ‘insan beyni/bulut arayüzü’ olarak isimlendirilen teknolojinin nasıl işleyebileceği detaylı bir formda anlatıldı. Araştırmacılar bu sistemin önündeki köstekleri inceleyerek, bu kösteklerin nasıl aşılabileceğini de ayrıyeten araştırıyor olduklarını açıkladı.

Araştırma ekibinin önde gelen ismi Robert Freitas'e nazaran kişilerin dimağlarına yerleştirilecek olan nöral nanorobotlar sayesinde, internet ortamına direkt bağlanmak mümkün olabilecek. İnsan saçının kalınlığından daha küçük robotların gelecekte insanlığa birçok sahada yardımcı olması bekleniyor. Bu girişim sinirsel nanorobotik çalışmaları da mümkün kılacak. Böylelikle kişilerin öğrenme kapasitelerini büyütüp zeka seviyelerini artırılabilmek mümkün olabilecek.

Araştırma önderi Freitas “Bu cihazlar insan damarlarında gezerek kan-beyin bariyerini aşabilecek ve kendilerini dimağ hücreleri arasında (hatta hücrenin içinde) konumlandırabilecek. Daha sonra dimağdan gelen ve dimağa gönderilen kodlanmış haberleri bulut tabanlı üstün bilgisayarlar ağına aktaracak ve böylelikle dimağ durumu incelmesi ve done çıkarımı yapılabilecek.” diyor.



Girişimde birinci adımlar atıldı!BrainNet ismi verilen bu sistem deneysel insan dimağları üzerinde test edildi. Yapılan testlerde ise, bulut üzerinden data aktarımı yapılması başarılı oldu. Nanoteknoloji Bilimcisi Dr. Nuno Martins ise 'üstün dimağ' olarak isimlendirilen bu durum sayesinde, birçok insan dimağının ve makinenin ortak olarak çalışabileceğini belirtti. Martins'e nazaran bu buluş ile, farklı kültürler birleştirilerek tek bir küresel topluluğun varlığından laf edilebilmek mümkün.

Freitas, ''Kulağa bilim kurgu üzere gelen bu durum aslında yalnızca bir fanteziden ibaret değil. Aslında işin yarısını tamamlamış durumdayız. Bundan 20-30 yıl evvel bugün kullandığımız formda bir internet ağı olmadığını göz önünde bulundurursak, bugün hayatımızın her yerinde sürekli bağlı olarak yaşadığımız internetin bir nevi tüm kişilerin fikirlerini bir arada barındıran bir muhabere ağı olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdilik bu ağa erişmek için telefon ya da bilgisayar üzere araçlar kullanıyoruz. Fakat bu cihazların işlevini görebilecek nanorobotlar vücudumuzda dolaşmaya başladığında artık rastgele bir malumata ulaşmak için ekstra bir cihaz kullanmamıza gerek kalmayacak.'' diyor.

Yakın devranda gerçekleşmesi mümkün değil.

Bu ileri teknolojiyi ne hengam kullanabileceğimiz konusunda şimdi net bir tarih yok, ama araştırmacılar 20-30 yıl içinde bu türlü bir teknolojinin geliştirilebileceğini öngörüyor. Bu vade içinde bu türlü bir teknolojinin kullanılabilir hale gelmesi için evvel gerekli teknolojileri hayata geçirilmesi gerekiyor.

Tahminen de en büyük mani, nanorobotları insan dimağ dokusu ile entegre etmek olacak. Bu robotlar dimağın çalışmasına yarar sağlarken ölçüsüz haber ile beyindeki data akışının tıkanmasına da sebep olabilir. Martins “Sadece global data akışı ağ genişliğini bulmak değil birebir devranda nöronlar ile dimağımıza yerleştirdiğimiz minik cihazlar arasındaki done alışverişini de mümkün kılmak gerekli.” diye konuştu.

Martins başkaca ''Bu hayali gerçekleştirmemiz için hengam var lakin bugün bu hayale geçmişte hiç olmadığı kadar yakınız ve her geçen gün de biraz daha yaklaşıyoruz. Bu hem heyecan verici hem de korkutucu bir durum'' diye kelamlarına ekledi.