Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İnsan kimdir, nereden gelip nereye gitmektedir? (ISLAM TIM)

İnsan kimdir, nereden gelip nereye gitmektedir? (ISLAM TIM)

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Akıl ve vicdan, insanın başını şu üç soruyla aralıksız döver durur: Necisin, nereden geliyorsun ve nereye gidiyorsun?

İnsanların bu sorular karşısındaki düşünce ve davranışları ise birbirine pek uymaz Bir kısmı bu sorulara şahsî yorumlar getirir Yahut, yanlış bir yorumcunun peşine takılır, onun iddialarını tekrarlayıp durur İç bükey aynanın eşyayı ters göstermesi gibi, onların da yanlış fikirlerle daima örselenen zihinleri, gerçekleri doğru olarak tespit edemez Onlar bu ters görüntüye alışa alışa, sonunda başkalarının hep yanlış düşündüğüne tam mânâsıyla inanmaya başlar

Ama bu fikirler, onların vicdanlarını tatmin etmez Kendilerini, yine bu kâinat çöllerinde kimsesiz bir zavallı gibi görmeye devam ederler Sahipsiz olmadıklarını bilmenin huzurunu tadamaz, zevkine eremezler Akıl ve vicdanları, onları daima rahatsız eder Ruhlarındaki vahşet ve ıstırap, bir türlü dinmek bilmez

Bazıları da, bu sorularla hiç ilgilenmez; aklın ve vicdanın zorlamalarına hiç aldırmazlar Onlar ne derlerse desinler, bunlar bildiklerini okurlar Sefahat ve eğlencelerle, günlük dedikodularla, neticesiz tartışmalarla ömür tüketirler Bunlar kendilerince, doymanın yolunu açlığı düşünmemekte bulmuşlardır Ama bu geçici ve geçersiz tedbir, ruhu hiç mi hiç tatmin etmez

Böyleler, ufak bir musibette hemen sarsılır, az bir sıkıntıdan hemen ezilirler Kaderden imtihan yollu gelen bir belâ karşısında, derhal isyan çığlıkları atarlar Aslında bu insanlar, düşünmekten korkmaktadırlar Sanki biraz kafa yorsalar; şu hayatı, bu âlemi, ölümü ve ötesini biraz merak etseler, bütün huzurları kaybolacak…

Kendilerini aldatmaya can atan bu adamlar, bir araya geldiklerinde âdetâ bir ekol teşkil ederler Aldırma derler, adam sende derler, sıkma canını derler Saatteki hızı yüz bin kilometreyi aşan bu dünya üzerinde, nereye gittiklerini düşünmeden yaşar ve bunu bir felsefe, bir inanç olarak benimserler Bu hayat felsefelerini birisi tenkit etmeye görsün: “Sen bu asrın adamı değil misin? Hangi devirde yaşıyorsun? yollu sözlerle, onu yaylım ateşine tutarlar Alaylı ifadelerle gerçeği bastırmaya çalışır, kendilerini böylece oyalayıp dururlar

Hiç düşünmezler ki, değişen sadece zaman ve onun içinde yüzen insanlardır Dünya, yine aynı kanunlarla faaliyetini devam ettirir Yaprak yine yeşil, kar yine beyaz, aslan yine vahşi, koyun yine uysaldır…

Fen ve sanattaki ilerlemesi, asrımız insanına, maalesef, kendini unutturdu Halbuki fen ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanı insan yapan değerler yerlerini aynen muhafaza etmeliydiler

Ahlâklı her asırda makbul, iffetsiz her devirde fena sayılmalıydı Nedense böyle değerlendirilmedi Fennî terakki ile ahlâkî çöküş arasında, doğru bir orantı olduğu sinsice telkin edildi

Ve bugünün sanayide ileri, fakat ahlâken seviyesiz batı insanını, fazilet modeli gibi benimseyen bir nesil çıktı ortaya…

Üçüncü bir grup insanımız da var ki, bunlar okur, düşünür, sorar, öğrenir ve sonunda anlarlar ki: Ne insanlar başıboş, ne bu âlem sahipsiz Her varlık bir kaderin plânı ve bir kudretin icadıyla meydana geliyor

Güneşin doğuşu ve batışı gibi, her canlının dünyaya gelişi ve göçüşü de; mükemmel bir nizam ve sonsuz bir ilim ile oluyor Güneş de bir kudrete esir, ay da, yıldızlar da İnsan da bir nizama mahkûm, bülbüller de, güller deBütün gelenleri getiren ve bütün gidenleri götüren birisi var Yıldızları durduran, gezegenleri döndüren, insanları gezdiren, balıkları yüzdüren, hep o ilim ve kudret, hep o irade ve hikmet sahibi…

İşte bunlar, Allah’ın kulu olduklarını bilen, ruhlar âleminden bu dünyaya “rıza ve cennet imtihanını kazanmak üzere gönderildiklerinin şuuruna varan ve ömürlerini istikamet üzere geçirip Saadet Yurduna doğru yol alan bahtiyar misafirlerdir

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 

Similar threads

“Şu üç soru herkesin boğazında düğümleniyordu Hiç kimse bu sorulara cevap bulamıyordu Bütün akıllar bu sorular karşısında suskun kalmıştı Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun? Gerçekten insan nasıl bir varlıktı, nereden geliyordu, nereye gidiyordu? Çağlar boyu zihinlerde çalkalanan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
131
“Şu üç soru herkesin boğazında düğümleniyordu Hiç kimse bu sorulara cevap bulamıyordu Bütün akıllar bu sorular karşısında suskun kalmıştı Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun? Gerçekten insan nasıl bir varlıktı, nereden geliyordu, nereye gidiyordu? Çağlar boyu zihinlerde çalkalanan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
109
İslam dininin uygun görmediği felsefe, mazideki felsefi görüşlerden çok, bu asrın gündemine oturan yanlış hayat telakkileridir Bunların sonu, genellikle küfre, dinsizliğe çıkmaktadır Felsefe kelimesi bu kâinatı manayı ismiyleinceleyen, yani yaratıcıyı hiç dikkate almadan sadece eserlere nazar...
Cevaplar
0
Görüntüleme
58
İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her halinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider İşte o haddi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
107
Bunlar bibirlerini göremeyen kelimelerOysaki çevresinde Hep beraber gezer ikisi de birbirleri olmadan yaşayamaz olamaz Nasıldır! Ki Bu kör gözler göremez doğa aşkı Allah nasıl yaratmıştır ki bu insani hayatını bilip bilmeden yaşayan tek varlıktır Ne kadar kolaydırYaklaşmak ve uzaklaşmakYa...
Cevaplar
0
Görüntüleme
85
858,496Konular
981,658Mesajlar
29,728Kullanıcılar
berat21321Son üye
Üst Alt