iltasyazilim
FD Üye
İNSANI DİNDEN ÇIKARAN SEBEPLER
SORU: Mürted kimdir?
CEVAP : İslam dinini kabul ettikten sonra dinden çıkan kimsedir
Şöyle ki; Hiç küfre bulaşmadan esasen müslüman olan veya küfre bulaştıktan sonra İslam dinini kabul edip onunla şereflenen şahsın, yeniden başka bir dine dönmesi veya hiç bir dinin müntesibi olmayıp inkara sapmasıdır
SORU : İslam dini ile şereflenen bir müslümanın mürted olması, (dinden çıkması) nı gerektiren sebepler nelerdir?
CEVAP: Bir müslümanın mürted olmasını gerektiren sebepler başlıca dört kısımdır:
1 Söz, 2 Fiil 3 İtikat (inanç),4 Şek (şüphe)
SORU: Bir müslümanın kafir olmasını gerektiren sözler, yani; “Elfazı küfür nelerdir?
CEVAP : Bu sözler genel olarak aşağıdaki ana başlıklarda toplanmıştır:
1 Ulûhiyet: Allahü Teala’nın ilah olmasıyla ilgili sözler:
a) Allahu Teala’nın zatı, sıfatlan ve fiilleri konusunda ilahlık makamıyla bağdaşmayan, tevhid akidesine aykırı düşen sözler Mesela; Allahu Teala’nın ortağı, oğlu, eşi olduğunu ifade etmek
b) Ayet ve Hadislerle sabit olan sıfatların inkarına götüren sözler Mesela; Allahu Teala’nın: ‘Hayat ve ilim sahibi olmadığım ifade etmek
c) Yaratıcı olan Allahu Teala’yı yaratıklara benzeten sözler Mesela; Allahu Teala’nın ay, yıldız, güneş, insan vesaire gibi yaratılmış olan şeylere benzediğini ifade eden sözler
d) Ulûhiyete ait herhangi bir hususu alaya alan sözler Mesela; zalimin: “Allahu Teala’nın takdir etmediği şeyi yaparım şeklinde ifadesi
2 Nübüvvet: Peygamberlerle ilgili sözler ;
a) Son Peygamber Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) dahil olmak üzere bütün Peygamberlerin ilahi emirleri insanlara tebliğ etmekle görevli elçiler olduklarını reddeden ifadeler
Mesela; Adem (Aleyhisselam) in Peygamber olmadığını iddia etmek (Mecmeu‘lEnhur:1700)
b) Peygamberlerle alay edip getirdikleri vahyi yalanlayan ifadeler
c) Peygamberleri kötüleyen, küçümseyen ve onlara dil uzatmayı ifade eden sözler
d) Namaz, oruç, zekat, hac, cihat gibi ibadetleri Peygamberin öğrettiği şekilde kabul etmemeyi ifade eden sözler
Mesela; Zekatın, malın kırkta birinden verileceğini, namazın beş vakit olduğunu inkara götüren sözler gibi
e) Herhangi bir kişiyi veya onun görüşlerini Peygamberlerden üstün görmeyi ifade eden sözler
O Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) in Peygamber olduğunu kabul edip son Peygamber olduğunu kabul etmemek (Mecmeu’lEnhur: 1700)
3 Kur’anla ilgili sözler;
a) Kur’an’ın tamamını veya bir kısmını inkara götüren ifadeler
b) Kur’an’daki iman, ibadet, hukuk, ahlak konularına ilişkin bilgilerin yanlışlık ve eksiklik taşıdığını öne süren ifadeler
c) Kur’an’ın haram kıldığını helal gösteren ifadeler
Mesela; Faiz, Zina, Domuz eti yemek, haksız yere adam öldürmek gibi, haramlığı kesin olarak sabit olan hareketlerin caiz olduğunu iddia etmek
d) Et ve Ekmek gibi helal olduğu kesin icma ile sabit olan şeylerin haram olduğunu ifade eden sözler
4 İslâmi ilimlerle ve İslâm alimleriyle ilgili sözler;
a) İslami (Tefsir, Fıkıh, Hadis, vb) ilimlere ve İslam alimlerine karşı tavır alıp dinin gelişmesine yönelik hizmetleri engelleyici sözler
Mesela; Hafızlık yapan (Kur’anı Kerim’i ezberleyen) kişinin bu amelini hakir görerek ona: “Cenaze imamı mı olacaksın? bu sana ne faide verir, vah zavallı çocuk beynin tahrip oluyor, bu çocuklara yazık değil mi? şeklinde ifadeler kullanmak
b) İslamiyet’i temsil ettiklerinden dolayı alimler hakkında sarfedilen alaycı ve küçümseyici ifadeler
5 Değişik konular;
Kur’an’ın sadece araplara mahsus bir kitap olduğunu ifade eden, yine Kur’an’ı Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) in kendi eseri ve felsefesi olarak gösteren, İslamiyet’in veya Şeriat’ın çağ dışı bir sistem olduğunu iddia eden sözler bu gruptandır
Not: “Elfazı Küfür hakkında yazılan bazı kitaplarda, bu lafızları (sözleri) kullanan kişilerin niyetleri dikkate alınmadan şekilci bir yaklaşımla müslümanlar hakkında tehlikeli sonuçlar doğuracak hükümler mevcuttur
Âlimler: “Elfazı Küfr’ün kişiyi küfre sokması için bazı şartlan ileri sürmüşlerdir:
Bu şartlardan birincisi; kullanılan ifadenin küfre sokacağı hususunda alimlerin ittifak etmiş olmalarının gerekli olduğudur
“Elfazı Küfür den olduğu sabit olan bir sözü, “Elfazı Küfür den olduğunu bilmeyerek söyleyen kişinin küfre girip girmeyeceği hususunda ihtilaflar vardır
Bu itibarla âlimlerin çoğunluğu bu kişilerin kafir olmayacağı hususunda birleşmişlerdir
Mesela; Allahu Teala’nın baba olduğuna inanmayarak, sırf cehaletinden “Allah baba diyen kişinin, kafir kabul edilmemesi daha münasiptir
Zira kişi bu sözüyle Allahu Teala’yı yücelttiğini zannetmektedir
SORU: Bir müslümanın Kafir olmasını gerektiren fiiller nelerdir?
CEVAP: Putlara veya Güneş ile Ay’a, Yıldızlara secde etmek gibi küfre götüren herhangi bir harekettir
Veya Kur’anı Kerim’i temiz olmayan bir yere atmak,
Ramazan ayında hiçbir mazeret olmaksızın, müslümanların arasında alenen yemek, içmek gibi işlerdir Zira bu fiiller inkârdan kaynaklanmaktadır
Kâfirlerin kutsal kabul ettiği Yılbaşı ve benzeri günlerde tebrik maksadı ile hediyeleşmek de insanı kafir eder
SORU : Bir müslümanın Kafir olmasını gerektiren inançlar nelerdir?
CEVAP: İslâm dininin hak olduğuna veya İslam dininde kesinlikle sabit olup inanılması farz olan herhangi bir hükmün aksine kalben inanmaktır
Bu kainatın kadim (evveli olmadığına), kainatın yaratıcısı olan Allahu Teala’nın hadis (sonradan yaratılmış) olduğuna inanmak gibi
SORU: Bir müslümanın Kâfir olmasını gerektiren şüphe nedir?
CEVAP: İslam dininde kesinlikle sabit olup “Zarûratı Diniyye ismini alan ve kapalı kalması tasavvur edilemeyen şeylerden herhangi birinde şüphe ederek “acaba bu öyle midir? diye tereddüt etmektir
Allahu Teala’nın varlığında, Peygamberlerin doğruluğunda, Kıyamet gününün gerçekleşmesi hususunda şüpheye düşmek gibi
Not: Yukarıda yazdığımız dört kısımdan herhangi birisiyle kişinin Allahu Teala katında Kâfir olması gerçekleşmiş olur
Fakat İslâm hukukuna göre bir kimsenin küfre girdiğine hükmedilebilmesi için, bu küfrünü; ya sözü ile veya fiili ile açığa çıkarmış olması lâzımdır
Herhangi bir kimsenin kalbî olan hallerine vakıf olunamayacağından, itikadını, şek ve şüphesini açığa çıkarmadıkça kâfir sayılamaz
Ehli Sünnet Ve’l cemaat mezhebinin muteber itikat kitaplarından: “Akaidi Nesefi aşağıdaki zikredilecek olan şeylerin kişiyi küfre sokacağını açıkça ifade etmiştir
1 Ayet ve Hadislerin zahiri manalarını bırakıp Ehli Batın’ın iddia ettikleri manalara sapmak küfürdür
Çünkü bu, Peygamber (Aleyhisselam) den geldiği kesinlikle sabit olan bir şey konusunda Nebi’yi yalanlama manasına gelmektedir
Batıniler, “Kur’an’ın zahiri manaları değil batıni manaları esastır derler Gayeleri zahiri manaları ve bedeni ibadetleri ortadan kaldırıp, şeriatı kökünden yok etmektir
Tasavvuf ehli, Hakka vakıf bir takım kişilerin: “Kur’an’ın zahiri manasına en küçük bir gölge düşürmeden onlarla sülük ehli için malûm bir takım ince manaların arasını telif etmek (birleştirmek) mümkündür demeleri, kamil iman ve saf irfanın neticesidir
2 Kitap ve Sünnetten kesin nasların delalet ettiği hükümleri inkar ile nasları reddetmek küfürdür
Mesela; cesetlerin haşrı (mahşer günü dirilmesi)
Çünkü bu nasları reddetmek, açıkça Allah ve Resulünü yalanlamaktır Binaenaleyh bir kimse Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) validemize zina iftirasında bulunursa Kâfir olur
Çünkü Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) validemizin tertemiz olduğu, nas (kesin delil, ayeti kerime) ile sabittir
3 İster büyük olsun, ister küçük olsun, günah oluşu kesin delille sabit olan herhangi bir günahı helal saymak küfürdür
4 Haram oluşu kesin delille sabit olan bir haramı önemsememek küfürdür
5 Şeriatla alay etmek küfürdür
Zira 4 ve 5 maddeler Allah ve Resulünü yalanlama alametleridir
6 Allahu Teala’dan ümit kesmek küfürdür
Çünkü Allahu Teala:
“Doğrusu Allah (u Teala) nın rahmetin den kafirlerden başkası ümit kesmez buyurmaktadır (Yusuf Suresi: 87)
7 Bir kimsenin kesin olarak cennete gireceğine inanması şeklinde Allahu Teala’dan emn (emin olmak) küfürdür
Zira Allahu Tealâ :
“Allahu Tealâ’nın azabından emin mi oldular? Fakat ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah (u Teala’n) ın mühlet vermesinden emin olamaz buyurmaktadır (Araf Suresi: 99)
8 Kahin’in gaybe dair verdiği haberi tasdik etmek küfürdür
Nitekim Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse kâhine veya Arraf (gayb ilmini bildiğini iddia eden bir kimseye, yıldız falına bakan) a gider de verdiği haberi tasdik ederse, Allah (u Tealan) ın Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e indirdiğini inkar etmiş (kafir olmuş) olur (Ahmed ibni Hanbel, Müsned 3419, Tirmizi, Taharet: 102 No:135 1242, Hakim, Müstedrek No: 15,150, Beyhaki, Sünnii Kübra No:16496, 8233)
Kâhin: Gelecek zamanda vuku bulacak hadiseleri haber veren, bir takım sırları bildiğini ve gayb alemine ait bilgilere vakıf olduğunu iddia eden kişidir
9 Hiç bir veli asla bir nebinin derecesine ulaşamaz
Çünkü Nebiler masumdurlar, kötü bir şekilde ölmek korkusundan emindirler Vahiy ve vahy meleğini görme ile ikram olunmuşlardır
Velilerin kemalâtıyla vasıflandıktan sonra şeri hükümleri tebliğ ve halkı irşat işiyle vazifelendirilmişlerdir
“Velinin Nebiden üstün olduğunu söylemek küfür ve sapıklıktır
Evet Nebinin hem nübüvvet hem de velayet rütbeleriyle vasıflandığı ve bu sıfatlarla vasıflanan nebinin veliden daha üstünlüğünün kesin olduğunu kabul ettikten sonra, “nebinin, nebilik rütbesi mi, yoksa velilik rütbesi mi daha üstündür konusunda tereddüd edilebilir
İmamı Rabbani (Kuddise Sırruhu) Mektûbatında bu konuya açıklık getirmiş ve şöyle demiştir
“Bir Nebinin nübüvvet (Peygamberlik) rütbesi, kıyas kabul etmeyecek şekilde, velayet (velilik) rütbesinden üstündür
10 Aklı başında, bulûğa ermiş olan bir insan, kendisinden emir ve yasakların düşeceği bir mertebeye ulaşamaz
Çünkü insanı mükellef kılma (sorumlu tutma) konusundaki naslar (ayet ve hadisler) umûmidir
Ayrıca müctehidler, bir mükellefin böyle bir mertebeye ulaşmasının söz konusu olamayacağı hususunda icma (söz birliği) etmişlerdir
Bazı ibahiyecilerin benimsedikleri: “Kul Allahu Teala’ya muhabbette son noktaya ulaşır, kalbi saf hale gelir ve münafıklık söz konusu olmaksızın imanı küfre tercih ederse ondan emir, nehi (dini sorumluluklar) düşer
Büyük günah işledi diye Allahu Teala onu cehenneme sokmaz şeklindeki fikirler,
Yine diğer bazı ibahiyecilerin benimsedikleri, yukarıda anlatılan mertebeye ulaşan insanlardan namaz oruç ve zekat gibi zahir ibadetlerin düşeceği ve onun ibadetinin sadece tefekkür (düşünme) olacağı şeklindeki görüşler, küfür ve da1âlet (Kâfirlik ve sapıklık) tır alıntıdır
SORU: Mürted kimdir?
CEVAP : İslam dinini kabul ettikten sonra dinden çıkan kimsedir
Şöyle ki; Hiç küfre bulaşmadan esasen müslüman olan veya küfre bulaştıktan sonra İslam dinini kabul edip onunla şereflenen şahsın, yeniden başka bir dine dönmesi veya hiç bir dinin müntesibi olmayıp inkara sapmasıdır
SORU : İslam dini ile şereflenen bir müslümanın mürted olması, (dinden çıkması) nı gerektiren sebepler nelerdir?
CEVAP: Bir müslümanın mürted olmasını gerektiren sebepler başlıca dört kısımdır:
1 Söz, 2 Fiil 3 İtikat (inanç),4 Şek (şüphe)
SORU: Bir müslümanın kafir olmasını gerektiren sözler, yani; “Elfazı küfür nelerdir?
CEVAP : Bu sözler genel olarak aşağıdaki ana başlıklarda toplanmıştır:
1 Ulûhiyet: Allahü Teala’nın ilah olmasıyla ilgili sözler:
a) Allahu Teala’nın zatı, sıfatlan ve fiilleri konusunda ilahlık makamıyla bağdaşmayan, tevhid akidesine aykırı düşen sözler Mesela; Allahu Teala’nın ortağı, oğlu, eşi olduğunu ifade etmek
b) Ayet ve Hadislerle sabit olan sıfatların inkarına götüren sözler Mesela; Allahu Teala’nın: ‘Hayat ve ilim sahibi olmadığım ifade etmek
c) Yaratıcı olan Allahu Teala’yı yaratıklara benzeten sözler Mesela; Allahu Teala’nın ay, yıldız, güneş, insan vesaire gibi yaratılmış olan şeylere benzediğini ifade eden sözler
d) Ulûhiyete ait herhangi bir hususu alaya alan sözler Mesela; zalimin: “Allahu Teala’nın takdir etmediği şeyi yaparım şeklinde ifadesi
2 Nübüvvet: Peygamberlerle ilgili sözler ;
a) Son Peygamber Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) dahil olmak üzere bütün Peygamberlerin ilahi emirleri insanlara tebliğ etmekle görevli elçiler olduklarını reddeden ifadeler
Mesela; Adem (Aleyhisselam) in Peygamber olmadığını iddia etmek (Mecmeu‘lEnhur:1700)
b) Peygamberlerle alay edip getirdikleri vahyi yalanlayan ifadeler
c) Peygamberleri kötüleyen, küçümseyen ve onlara dil uzatmayı ifade eden sözler
d) Namaz, oruç, zekat, hac, cihat gibi ibadetleri Peygamberin öğrettiği şekilde kabul etmemeyi ifade eden sözler
Mesela; Zekatın, malın kırkta birinden verileceğini, namazın beş vakit olduğunu inkara götüren sözler gibi
e) Herhangi bir kişiyi veya onun görüşlerini Peygamberlerden üstün görmeyi ifade eden sözler
O Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) in Peygamber olduğunu kabul edip son Peygamber olduğunu kabul etmemek (Mecmeu’lEnhur: 1700)
3 Kur’anla ilgili sözler;
a) Kur’an’ın tamamını veya bir kısmını inkara götüren ifadeler
b) Kur’an’daki iman, ibadet, hukuk, ahlak konularına ilişkin bilgilerin yanlışlık ve eksiklik taşıdığını öne süren ifadeler
c) Kur’an’ın haram kıldığını helal gösteren ifadeler
Mesela; Faiz, Zina, Domuz eti yemek, haksız yere adam öldürmek gibi, haramlığı kesin olarak sabit olan hareketlerin caiz olduğunu iddia etmek
d) Et ve Ekmek gibi helal olduğu kesin icma ile sabit olan şeylerin haram olduğunu ifade eden sözler
4 İslâmi ilimlerle ve İslâm alimleriyle ilgili sözler;
a) İslami (Tefsir, Fıkıh, Hadis, vb) ilimlere ve İslam alimlerine karşı tavır alıp dinin gelişmesine yönelik hizmetleri engelleyici sözler
Mesela; Hafızlık yapan (Kur’anı Kerim’i ezberleyen) kişinin bu amelini hakir görerek ona: “Cenaze imamı mı olacaksın? bu sana ne faide verir, vah zavallı çocuk beynin tahrip oluyor, bu çocuklara yazık değil mi? şeklinde ifadeler kullanmak
b) İslamiyet’i temsil ettiklerinden dolayı alimler hakkında sarfedilen alaycı ve küçümseyici ifadeler
5 Değişik konular;
Kur’an’ın sadece araplara mahsus bir kitap olduğunu ifade eden, yine Kur’an’ı Hazreti Muhammed (Aleyhisselam) in kendi eseri ve felsefesi olarak gösteren, İslamiyet’in veya Şeriat’ın çağ dışı bir sistem olduğunu iddia eden sözler bu gruptandır
Not: “Elfazı Küfür hakkında yazılan bazı kitaplarda, bu lafızları (sözleri) kullanan kişilerin niyetleri dikkate alınmadan şekilci bir yaklaşımla müslümanlar hakkında tehlikeli sonuçlar doğuracak hükümler mevcuttur
Âlimler: “Elfazı Küfr’ün kişiyi küfre sokması için bazı şartlan ileri sürmüşlerdir:
Bu şartlardan birincisi; kullanılan ifadenin küfre sokacağı hususunda alimlerin ittifak etmiş olmalarının gerekli olduğudur
“Elfazı Küfür den olduğu sabit olan bir sözü, “Elfazı Küfür den olduğunu bilmeyerek söyleyen kişinin küfre girip girmeyeceği hususunda ihtilaflar vardır
Bu itibarla âlimlerin çoğunluğu bu kişilerin kafir olmayacağı hususunda birleşmişlerdir
Mesela; Allahu Teala’nın baba olduğuna inanmayarak, sırf cehaletinden “Allah baba diyen kişinin, kafir kabul edilmemesi daha münasiptir
Zira kişi bu sözüyle Allahu Teala’yı yücelttiğini zannetmektedir
SORU: Bir müslümanın Kafir olmasını gerektiren fiiller nelerdir?
CEVAP: Putlara veya Güneş ile Ay’a, Yıldızlara secde etmek gibi küfre götüren herhangi bir harekettir
Veya Kur’anı Kerim’i temiz olmayan bir yere atmak,
Ramazan ayında hiçbir mazeret olmaksızın, müslümanların arasında alenen yemek, içmek gibi işlerdir Zira bu fiiller inkârdan kaynaklanmaktadır
Kâfirlerin kutsal kabul ettiği Yılbaşı ve benzeri günlerde tebrik maksadı ile hediyeleşmek de insanı kafir eder
SORU : Bir müslümanın Kafir olmasını gerektiren inançlar nelerdir?
CEVAP: İslâm dininin hak olduğuna veya İslam dininde kesinlikle sabit olup inanılması farz olan herhangi bir hükmün aksine kalben inanmaktır
Bu kainatın kadim (evveli olmadığına), kainatın yaratıcısı olan Allahu Teala’nın hadis (sonradan yaratılmış) olduğuna inanmak gibi
SORU: Bir müslümanın Kâfir olmasını gerektiren şüphe nedir?
CEVAP: İslam dininde kesinlikle sabit olup “Zarûratı Diniyye ismini alan ve kapalı kalması tasavvur edilemeyen şeylerden herhangi birinde şüphe ederek “acaba bu öyle midir? diye tereddüt etmektir
Allahu Teala’nın varlığında, Peygamberlerin doğruluğunda, Kıyamet gününün gerçekleşmesi hususunda şüpheye düşmek gibi
Not: Yukarıda yazdığımız dört kısımdan herhangi birisiyle kişinin Allahu Teala katında Kâfir olması gerçekleşmiş olur
Fakat İslâm hukukuna göre bir kimsenin küfre girdiğine hükmedilebilmesi için, bu küfrünü; ya sözü ile veya fiili ile açığa çıkarmış olması lâzımdır
Herhangi bir kimsenin kalbî olan hallerine vakıf olunamayacağından, itikadını, şek ve şüphesini açığa çıkarmadıkça kâfir sayılamaz
Ehli Sünnet Ve’l cemaat mezhebinin muteber itikat kitaplarından: “Akaidi Nesefi aşağıdaki zikredilecek olan şeylerin kişiyi küfre sokacağını açıkça ifade etmiştir
1 Ayet ve Hadislerin zahiri manalarını bırakıp Ehli Batın’ın iddia ettikleri manalara sapmak küfürdür
Çünkü bu, Peygamber (Aleyhisselam) den geldiği kesinlikle sabit olan bir şey konusunda Nebi’yi yalanlama manasına gelmektedir
Batıniler, “Kur’an’ın zahiri manaları değil batıni manaları esastır derler Gayeleri zahiri manaları ve bedeni ibadetleri ortadan kaldırıp, şeriatı kökünden yok etmektir
Tasavvuf ehli, Hakka vakıf bir takım kişilerin: “Kur’an’ın zahiri manasına en küçük bir gölge düşürmeden onlarla sülük ehli için malûm bir takım ince manaların arasını telif etmek (birleştirmek) mümkündür demeleri, kamil iman ve saf irfanın neticesidir
2 Kitap ve Sünnetten kesin nasların delalet ettiği hükümleri inkar ile nasları reddetmek küfürdür
Mesela; cesetlerin haşrı (mahşer günü dirilmesi)
Çünkü bu nasları reddetmek, açıkça Allah ve Resulünü yalanlamaktır Binaenaleyh bir kimse Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) validemize zina iftirasında bulunursa Kâfir olur
Çünkü Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) validemizin tertemiz olduğu, nas (kesin delil, ayeti kerime) ile sabittir
3 İster büyük olsun, ister küçük olsun, günah oluşu kesin delille sabit olan herhangi bir günahı helal saymak küfürdür
4 Haram oluşu kesin delille sabit olan bir haramı önemsememek küfürdür
5 Şeriatla alay etmek küfürdür
Zira 4 ve 5 maddeler Allah ve Resulünü yalanlama alametleridir
6 Allahu Teala’dan ümit kesmek küfürdür
Çünkü Allahu Teala:
“Doğrusu Allah (u Teala) nın rahmetin den kafirlerden başkası ümit kesmez buyurmaktadır (Yusuf Suresi: 87)
7 Bir kimsenin kesin olarak cennete gireceğine inanması şeklinde Allahu Teala’dan emn (emin olmak) küfürdür
Zira Allahu Tealâ :
“Allahu Tealâ’nın azabından emin mi oldular? Fakat ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah (u Teala’n) ın mühlet vermesinden emin olamaz buyurmaktadır (Araf Suresi: 99)
8 Kahin’in gaybe dair verdiği haberi tasdik etmek küfürdür
Nitekim Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse kâhine veya Arraf (gayb ilmini bildiğini iddia eden bir kimseye, yıldız falına bakan) a gider de verdiği haberi tasdik ederse, Allah (u Tealan) ın Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e indirdiğini inkar etmiş (kafir olmuş) olur (Ahmed ibni Hanbel, Müsned 3419, Tirmizi, Taharet: 102 No:135 1242, Hakim, Müstedrek No: 15,150, Beyhaki, Sünnii Kübra No:16496, 8233)
Kâhin: Gelecek zamanda vuku bulacak hadiseleri haber veren, bir takım sırları bildiğini ve gayb alemine ait bilgilere vakıf olduğunu iddia eden kişidir
9 Hiç bir veli asla bir nebinin derecesine ulaşamaz
Çünkü Nebiler masumdurlar, kötü bir şekilde ölmek korkusundan emindirler Vahiy ve vahy meleğini görme ile ikram olunmuşlardır
Velilerin kemalâtıyla vasıflandıktan sonra şeri hükümleri tebliğ ve halkı irşat işiyle vazifelendirilmişlerdir
“Velinin Nebiden üstün olduğunu söylemek küfür ve sapıklıktır
Evet Nebinin hem nübüvvet hem de velayet rütbeleriyle vasıflandığı ve bu sıfatlarla vasıflanan nebinin veliden daha üstünlüğünün kesin olduğunu kabul ettikten sonra, “nebinin, nebilik rütbesi mi, yoksa velilik rütbesi mi daha üstündür konusunda tereddüd edilebilir
İmamı Rabbani (Kuddise Sırruhu) Mektûbatında bu konuya açıklık getirmiş ve şöyle demiştir
“Bir Nebinin nübüvvet (Peygamberlik) rütbesi, kıyas kabul etmeyecek şekilde, velayet (velilik) rütbesinden üstündür
10 Aklı başında, bulûğa ermiş olan bir insan, kendisinden emir ve yasakların düşeceği bir mertebeye ulaşamaz
Çünkü insanı mükellef kılma (sorumlu tutma) konusundaki naslar (ayet ve hadisler) umûmidir
Ayrıca müctehidler, bir mükellefin böyle bir mertebeye ulaşmasının söz konusu olamayacağı hususunda icma (söz birliği) etmişlerdir
Bazı ibahiyecilerin benimsedikleri: “Kul Allahu Teala’ya muhabbette son noktaya ulaşır, kalbi saf hale gelir ve münafıklık söz konusu olmaksızın imanı küfre tercih ederse ondan emir, nehi (dini sorumluluklar) düşer
Büyük günah işledi diye Allahu Teala onu cehenneme sokmaz şeklindeki fikirler,
Yine diğer bazı ibahiyecilerin benimsedikleri, yukarıda anlatılan mertebeye ulaşan insanlardan namaz oruç ve zekat gibi zahir ibadetlerin düşeceği ve onun ibadetinin sadece tefekkür (düşünme) olacağı şeklindeki görüşler, küfür ve da1âlet (Kâfirlik ve sapıklık) tır alıntıdır