İnsanın Ataları Kimlerdi?

Bugünkü insana aynı özellikler bildiren birincil insansı canlıların, bundan milyonlarca sene önce nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığı sorusu, çağımızda bile hâlen açıklığa kavuşturulamamıştır
İnsanoğlunun birincil atalarından kalma kemiklerin gün ışığına çıkarılışı, XX yüzyılda, Asya, Avrupa özellikle Afrika ’da yapılan kazılarla ortaya çıkmıştır Uzun yıllar insanın maymunla uzak akraba olma teorisi, son yıllarda yer alan kemik kalıntıları ile bu soydan türemiş olamayacağını kanıtlar niteliktedir Zirâ birincil insansı* mahlukat, maymun gibi fazla özel bir gelişim göstermiş dört elli bir hayvan yok, reel iki ayaklıdır: tıpatıp bizim gibi ayakları ile yürüyebilir, yürümek için ayaklarını kullandığından kolları ve elleri serbesttir; bu hür kalan elleri ile de barbar bir şekilde yontulmuş bir takım aletler: taştan ve kemikten baltalar, kalın sopalar, hayvan boynuzlarından mızraklar vb yapabilmektedir Böyle bir yaratıcılığa sâhip olan canlının hareketlerini ise hiçbir hayvan yapamaz
Bugüne dek yapılan kazılarda, birincil insanın tüm yaşamını gözler önüne serebilmek maalesef eksik kalmaktadır Karbon yöntemi ile yaşı belirlenen kafatası ve kemik yapısı ile, ilk insansıların bizimkinden daha küçük bir beyni olduğu sonucuna varılmıştır Bu sebepten, büyük bir muhtemelen düşünme yetisi gelişmemiş ve ilkel bir dili olduğu sonucuna varılmıştır Birincil insansı yaratığın göçebe bir avcı olduğu, beslenebilmek için durmadan yer değiştirmesi gerektiği bilinmektedir Soğuktan korunabilmek için hayvan postlarından yararlanmış, yedikleri çoğu av hayvanları, çevreden toplayabildiği bitki kökleri, tomurcukları, yumruları ve böcekler şeklinde olmuş olması olasıdır Doğadan düşen bir yıldırımla kendisine sunulan ateşten yararlanabilir, lakin kendi eli ile alev yakmasını çok sonraları öğrenmiştir

Neandertal İnsanı
Neandertal İnsanı ’na gelince: prehistorik en iyi ünlü canlılardan biri olup, bu insanın sadece kemiklerine değil, başardığı farklı alanlara yönlendirilmiş etkinliklere de rastlanmıştır Basık ve geniş kafatası ile beraber yassı bir burun, geriye doğru yatık bir alın; elmacık kemikleri olmayan kocaman ve vahşi bir surat, kalın dudaklar, içeriye çökmüş gözlerinin üstüne doğru uzanan çıkıntılı kaş kemerleri … Bu size ancak Neandertal İnsanı ’nı anımsatabilir Bu mahlukat, ilkel bir gelişim gösterdiği varsayılsa da bir insan olarak nitelendirilmektedir* Nerede ise bir insanın Homo Sapiens ’in kapasitesine yakın beyni doğruca, kafasından geçen en bambaşka düşünceleri bile açığa vurabilirdi Kasları çok gelişmiş, kocaman yapılı oysa kısa boylu bu yaratığın, bir çok hayvan gibi silahları; yani pençe, boynuz, sivri diş olmadığı düşünülürse, kendisini tehdit eden bunca risk karşı yaşama umudu azken, bu değin uzun zaman tarih sahnesinde kalması şaşırtıcıdır Neandertal insanı ’nın taşı yontmayı bildiği, çekice benzer bir aletle taşları keskinleştirdiği, yonttuğu taşın sivri parçalarını koparabildiği bulgularla kanıtlanmıştır Neandertal insanı, bu işi başarabilmek için enine boyuna düşünmekte idi* Önce elverişli taş seçmekte, sonra bu taşı temizlemekte, yontup istediği biçimi verene dek en düşük altı kez yontması gerektiği bilinmektedir Neandertal insanı on veya otuz kişilik bir toplulukta yaşadığı kanıtlanmıştır Barınağı kayalar arasındaki kovuklar ya da derme çatma kulübeler olup, tükettiği hayvanları n kemiklerini kulübesinin yanına yığar, hayvanları avlamak için tuzaklar kurar, mızrağını da avcılık için kullanırdı Büyük hayvanların postu keza giyecek ayrıca de yatak olarak kullanabilmekteydi Sadece taşlarla yok, kemik, boynuz ve tahtaya da biçim vermeyi becerdiği bulgularına rastlanmış; sepet örmüş, kolyeler yapıp boynuna takmıştır Ateşin sönmesi ile korunmayı bilir, şayet de kendilerinin ateş yakabildiği düşünülmektedir Hastalıkları çare edici hayat koşullarından da haberdardır Ölülerini gömer, bu da, dinsel bir duygunun birincil uyanışı bu şekilde anlaşılmaktadır Neandertal insanı düşünce yürütmeyi bilir ve çevresindeki kaba kuvvetleri yenmesini zihin yürüterek bulabilmekte idi
Magdaleniyen Avcısı
Ilk ahali, ne tarım yapmayı, ne hayvan yetiştirmeyi bilmiyorlardı Tek besinleri avladıkları hayvanlar ve yabani meyvelerdi Bunları başarmalarının sebebinin de sihirbazlık törenlerine yan olduğuna inanmışlardı Bundan aşağı yukarı on bin sene önce, Avrupa ’nın büyük bir bölümü buzullarla dolgun idi Bu topraklarda sabit bazı avcı topluluklarından bugünün insanlarına, İspanya ve Fransa ’daki mağaraların duvarlarına tamamlanmış olağanüstü resimler çizilmişti tarih öncesi millet, avladıkları hayvanların lezzetini arttırmak için, üzerlerine tuzlu yerine, bir tutam soğuk kül serpmekteydiler Sofralarında bulunan yaşlıların anlattığı av hikâyeleri ile yemek şöleni daha da canlanmaktaydı Ocaklarının çevresinde toplanmış Magdaleniyen Avcılarına, av harici bol bol vakit kalmakta idi Kolye, bilezik yapıp, erkekleri kuvvetli tutan avlanma şartları ile, ustalıklarını konuşturuyorlardı Yaban öküzünden mızrak yapıp, mızrak uçlarını zeka yontabilmekteydiler Bunları tabanca olarak hazırlayıp kovuklarda saklıyorlardı Günümüz kazılarında bu silahlara da rastlanılmıştır
Yayımcı Notu:
Yukarıdaki bilimsel yaklaşımın yanına aslolan bir hakiki vardır fakat, o da birincil insanın Hz Adem olduğu ve hepimizin onun soyundan geldiğidir
Hz Adem ’den önce insan var mıydı? sorusunun cevabı için bu bağlantıdaki makaleyi okumanızı nasihat ederim
Kaynakça:
20Yüzyıl Kitaplığı