iltasyazilim
FD Üye
insanın ekonomideki yeri hakkında kısa yazı
insanın ekonomideki önemi hakkında yazı
EKONOMİ VE İNSAN
İnsan ve ekonomi bundan böyle birlikte düşüneceğimiz iki kavramSistemin yürümesi için kredi sisteminin rantabl çalışması gerek ama bankalar kriz endişesi içinde kredi taleplerinde nazlı davranıyor , geri çeviriyor fakat bankaların hayat kaynağıda kredi faiziSadece kamu çalışanlarına verilecek ihtiyaç kredisiyle yürümez sistem
Hasar eden şirketlere devletin el koyması içten değildir derken bütün devlet işletmelerinin kar ediyoruz deseler bilanço gösterseler de gerçek de kesintisiz hasar ettiğini unutmayalım
Çünkü devlet işletmesi batsa da asla zarar etmez patron devlettir para basma yetkisi devlettedir zararı para basarak karşılar , size enflasyon olarak döner
Enflasyon yasal emek hırsızlığıdır
Türkiye de senelerdir enflasyonist politika denen dilekçe buydu
Devletin işlettiği bütün kurumlar zarar ediyordu yani geliri giderinden azdı
Bunu reel olarak söylüyorum tekelci zihniyetle elde edilen gölge karların adı kar değildir zorunlu gasptır Bir liraya üreteceğin malı beş liraya üretir on liraya satarsın verimsizlikten kar edemezsin bir sürü arabulucu tefeci yolunu bulur stok karaborsa vesaire ile haksız sektör yaratırsın
Bunları yaşadık
Devlet hasar eden şirketleri satın alsın deniyor peki nasıl yapacaktır devlet Bir kendi bütçesinden şirketin zararını kapatmak için batan şirketi satın alacak yani içeriden borçlanacaktır kimden halktan İki: dışardan borç alacaktır yani IMF den borç talep edecek şartlarına razı olacaktır bir zamanlar olduğu gibi, Üç : para basacaktır basılan para enflasyon getirecektir eskisi gibi Biz bunları yaşadık
Her fatura yalnızca ve sadece bütçeyi verdikleriyle dolduran işçi imalatçı kesime yani halka çıkar Zenginlere yada kira ve rant yiyenlere çıkmaz
Devlet şimdilik sermayenin yani dominant sınıfın yani burjuvanın hakimiyet ve politik çaba alanıdır yöneten onlardır ve onlar yapacaklarını yaparlar buna engel olacak herhangi bir baskı hemen şimdi yoktur belki beş senede bir sahnedekiler istikrarsız öyle
Demokrasi bu arenada yalnızca bir oyundur
Cumhuriyet denilen ırk yönetimi ise demin bir kandırmacadır
Özelleştirmek seslenmek kar denilen gelirlerin özelleştirmesidir fakat devlet vergi aracılığıyla bir kısmını alır ve sosyal hizmetleri genelleştirir , ne dek yaparsa öyle, kamulaştırmak kötü işletmecilikten kaynaklanan zararların devletleştirilmesidir ama buda zararın üreten kesimin halkın sırtından çıkması demektir ancak buda sosyalleşmeyi engeller
Yani ak kara yada kara ak diye zahmetsizce gösterilir ekonomide
İnsan ve ekonomi iç içedir
Kısaca kapitalist sistemde devlet işletmeciliği felakettir
Keynesçi yaklaşımlar geçici bir köprüdür
Devlet ne değin hakim sınıfların elinde olsa da ücretli kölelik sistemini başkalaştırmak için mutlaka ekseriyet lehine uğraş gösterecektir bunun içinde yeterli zorlama unsurları oluşturmak kitlenin görevidir ve devletin etken sınıflar yerine halkın istekleri doğrultusuna yönlenmesi de her hâlükarda sosyal demokrasi dediğimiz geçiş süreçlerindeki işbirlikçi rejimlerin görevidir
Elimize verenlerin elimizden tutanlardan az olacağı bir dünya için *
insanın ekonomideki önemi hakkında yazı
EKONOMİ VE İNSAN
İnsan ve ekonomi bundan böyle birlikte düşüneceğimiz iki kavramSistemin yürümesi için kredi sisteminin rantabl çalışması gerek ama bankalar kriz endişesi içinde kredi taleplerinde nazlı davranıyor , geri çeviriyor fakat bankaların hayat kaynağıda kredi faiziSadece kamu çalışanlarına verilecek ihtiyaç kredisiyle yürümez sistem
Hasar eden şirketlere devletin el koyması içten değildir derken bütün devlet işletmelerinin kar ediyoruz deseler bilanço gösterseler de gerçek de kesintisiz hasar ettiğini unutmayalım
Çünkü devlet işletmesi batsa da asla zarar etmez patron devlettir para basma yetkisi devlettedir zararı para basarak karşılar , size enflasyon olarak döner
Enflasyon yasal emek hırsızlığıdır
Türkiye de senelerdir enflasyonist politika denen dilekçe buydu
Devletin işlettiği bütün kurumlar zarar ediyordu yani geliri giderinden azdı
Bunu reel olarak söylüyorum tekelci zihniyetle elde edilen gölge karların adı kar değildir zorunlu gasptır Bir liraya üreteceğin malı beş liraya üretir on liraya satarsın verimsizlikten kar edemezsin bir sürü arabulucu tefeci yolunu bulur stok karaborsa vesaire ile haksız sektör yaratırsın
Bunları yaşadık
Devlet hasar eden şirketleri satın alsın deniyor peki nasıl yapacaktır devlet Bir kendi bütçesinden şirketin zararını kapatmak için batan şirketi satın alacak yani içeriden borçlanacaktır kimden halktan İki: dışardan borç alacaktır yani IMF den borç talep edecek şartlarına razı olacaktır bir zamanlar olduğu gibi, Üç : para basacaktır basılan para enflasyon getirecektir eskisi gibi Biz bunları yaşadık
Her fatura yalnızca ve sadece bütçeyi verdikleriyle dolduran işçi imalatçı kesime yani halka çıkar Zenginlere yada kira ve rant yiyenlere çıkmaz
Devlet şimdilik sermayenin yani dominant sınıfın yani burjuvanın hakimiyet ve politik çaba alanıdır yöneten onlardır ve onlar yapacaklarını yaparlar buna engel olacak herhangi bir baskı hemen şimdi yoktur belki beş senede bir sahnedekiler istikrarsız öyle
Demokrasi bu arenada yalnızca bir oyundur
Cumhuriyet denilen ırk yönetimi ise demin bir kandırmacadır
Özelleştirmek seslenmek kar denilen gelirlerin özelleştirmesidir fakat devlet vergi aracılığıyla bir kısmını alır ve sosyal hizmetleri genelleştirir , ne dek yaparsa öyle, kamulaştırmak kötü işletmecilikten kaynaklanan zararların devletleştirilmesidir ama buda zararın üreten kesimin halkın sırtından çıkması demektir ancak buda sosyalleşmeyi engeller
Yani ak kara yada kara ak diye zahmetsizce gösterilir ekonomide
İnsan ve ekonomi iç içedir
Kısaca kapitalist sistemde devlet işletmeciliği felakettir
Keynesçi yaklaşımlar geçici bir köprüdür
Devlet ne değin hakim sınıfların elinde olsa da ücretli kölelik sistemini başkalaştırmak için mutlaka ekseriyet lehine uğraş gösterecektir bunun içinde yeterli zorlama unsurları oluşturmak kitlenin görevidir ve devletin etken sınıflar yerine halkın istekleri doğrultusuna yönlenmesi de her hâlükarda sosyal demokrasi dediğimiz geçiş süreçlerindeki işbirlikçi rejimlerin görevidir
Elimize verenlerin elimizden tutanlardan az olacağı bir dünya için *