insanlığa hizmet
imagesinsanligahizmet5ad2ca5e1aeba
Resulullah’ın (sas) ideali insanlığa hizmet etmekti Yoksa insanlığı kendisine hizmet ettirmek değildi O sebeple
eline geceni yemez yedirir, icmez icirir, yonettiği insanların mutluluğuyla mutlu olur, uzuntusuyle de uzulurdu
‘Muslumanların derdiyle dertlenemeyen bizden değildir!’ diyerek sızlanırdı
Bu sebeple bir muddetten beri biriktirdiği imkanını yine dağıtmak istiyordu yoksullara Cevresine de munadiler gondermiş, sesleniyorlardı Medine sokaklarında ihtiyac sahibi yoksullara:
Resulullah (sas) mescidin onunde miskin derecesindeki muhtacları bekliyor, kimse mahrum kalmasın, miskinler gelip hisselerine duşecek yardımı alsınlar! Az sonra mescidin onunde en alt derecedeki yoksullar toplanmış, kasıp kavuran ihtiyaclarını bir olcude karşılayacak imkana kavuşacak olmanın sevincini yaşıyorlardı
Nitekim duşundukleri gibi de oldu Efendimiz gelenleri şoyle bir gozden gecirdikten sonra elindeki mevcudu da hesap ederek onunden gecenlere hisselerini verirken şefkat dolu tebessumlerle mutluluğunu acıkca belli ediyordu Mutluydu Cunku en buyuk sevincini yoksula yardım ederken duyuyordu İşte o anda da ihtiyac sahiplerinin sıkıntılarını gideriyordu Nihayet elindeki imkan bitti, mevcut ihtiyac sahiplerine de yetti Demek ki hesap iyi yapılmıştı
Ne var ki cok gecmeden otelerden koşup gelen bir bedevi goruldu Adam ufkuna doğru bakarak koşuyor hem de nefes nefese soyleniyordu:
Yardım dağıttığınızı duydum, onun icin koştum, ama yine de yetişemedim Zaten ben hep boyle şanssızın biriyim Şefkat ve merhamet menbaı sordu:
İhtiyacın cok mu fazlaydı? Saymaya başladı ihtiyaclarını Hepsi de zaruri ihtiyactı Ama Resulullah’ın da imkanı bitmiş, elinde avucunda olanı tumuyle vermiş, tek dirhemi bile kalmamıştı Efendimiz dikkatle baktı yoksul adamın uzgun yuzune Sonra beklenmeyen acıklamasını yaptı:
Uzulme, dedi ihtiyaclarını yine alacaksın, hem de hicbirini eksik bırakmadan!
Nasıl olacak bu, diyerek heyecanlandı yoksul adam? Efendimiz kelimelere basarak konuştu:
Şimdi buradan şehrin icine dal, ihtiyaclarını nerede bulursan al, satıcılara da de ki:
Mal benim, borc Resulullah’ın! Odemeyi Resulullah yapacaktır! Adam once şaşırdı Sonra Efendimiz’in ısrarı karşısında toparlanarak sevincle carşının yolunu tuttu Alacaklarının hesabını yaparak gidiyordu
Olayın şahidi olan Hazreti Omer, fedakarlığın bu kadarını fazla buldu Duşuncesini dile getirmekten kendini alamayarak dedi ki:
Ya Resulullah! Sen gucunun yettiğiyle mukellefsin Elinde olanı tumuyle verdin, geriye bir şey kalmadı, neden bu sefer de yardım edemediğin yoksulun borclarını yukleniyorsun? Bu kadarı da fazla değil mi?
Bu sozlerden hic de memnun olmayan Resulullah’ın yuzundeki tebessumun kaybolduğu goruldu Halbuki o ana kadar cok mutluydu Sanki guller acmıştı mubarek yuzunde Tebessumu hic eksik olmuyordu Yoksula yardım etmenin tarif edilemez mutluluğunu yaşıyordu Bunun uzerine oradaki masum bakışlı bir sahabe soze karıştı:
Ya Resulullah, dedi, sen Omer’e bakma, ver, Arşın sahibi Allah sana yine verir, boş bırakmaz! Fedakarlığını surdurmesini isteyenden memnun olan Resulullah’ın (sas) tebessumu tekrar yuzunde belirdi Şoyle olcu veriyordu yoksula yardım konusunda: Hicbir şeyi olmayan, corbasının suyunu coğaltsın, o da bulamayanların imdadına sulu corba ile koşsun, yine cevresindeki yoksullara ilgisiz kalmasın…
imagesinsanligahizmet5ad2ca5e1aeba
Resulullah’ın (sas) ideali insanlığa hizmet etmekti Yoksa insanlığı kendisine hizmet ettirmek değildi O sebeple
eline geceni yemez yedirir, icmez icirir, yonettiği insanların mutluluğuyla mutlu olur, uzuntusuyle de uzulurdu
‘Muslumanların derdiyle dertlenemeyen bizden değildir!’ diyerek sızlanırdı
Bu sebeple bir muddetten beri biriktirdiği imkanını yine dağıtmak istiyordu yoksullara Cevresine de munadiler gondermiş, sesleniyorlardı Medine sokaklarında ihtiyac sahibi yoksullara:
Resulullah (sas) mescidin onunde miskin derecesindeki muhtacları bekliyor, kimse mahrum kalmasın, miskinler gelip hisselerine duşecek yardımı alsınlar! Az sonra mescidin onunde en alt derecedeki yoksullar toplanmış, kasıp kavuran ihtiyaclarını bir olcude karşılayacak imkana kavuşacak olmanın sevincini yaşıyorlardı
Nitekim duşundukleri gibi de oldu Efendimiz gelenleri şoyle bir gozden gecirdikten sonra elindeki mevcudu da hesap ederek onunden gecenlere hisselerini verirken şefkat dolu tebessumlerle mutluluğunu acıkca belli ediyordu Mutluydu Cunku en buyuk sevincini yoksula yardım ederken duyuyordu İşte o anda da ihtiyac sahiplerinin sıkıntılarını gideriyordu Nihayet elindeki imkan bitti, mevcut ihtiyac sahiplerine de yetti Demek ki hesap iyi yapılmıştı
Ne var ki cok gecmeden otelerden koşup gelen bir bedevi goruldu Adam ufkuna doğru bakarak koşuyor hem de nefes nefese soyleniyordu:
Yardım dağıttığınızı duydum, onun icin koştum, ama yine de yetişemedim Zaten ben hep boyle şanssızın biriyim Şefkat ve merhamet menbaı sordu:
İhtiyacın cok mu fazlaydı? Saymaya başladı ihtiyaclarını Hepsi de zaruri ihtiyactı Ama Resulullah’ın da imkanı bitmiş, elinde avucunda olanı tumuyle vermiş, tek dirhemi bile kalmamıştı Efendimiz dikkatle baktı yoksul adamın uzgun yuzune Sonra beklenmeyen acıklamasını yaptı:
Uzulme, dedi ihtiyaclarını yine alacaksın, hem de hicbirini eksik bırakmadan!
Nasıl olacak bu, diyerek heyecanlandı yoksul adam? Efendimiz kelimelere basarak konuştu:
Şimdi buradan şehrin icine dal, ihtiyaclarını nerede bulursan al, satıcılara da de ki:
Mal benim, borc Resulullah’ın! Odemeyi Resulullah yapacaktır! Adam once şaşırdı Sonra Efendimiz’in ısrarı karşısında toparlanarak sevincle carşının yolunu tuttu Alacaklarının hesabını yaparak gidiyordu
Olayın şahidi olan Hazreti Omer, fedakarlığın bu kadarını fazla buldu Duşuncesini dile getirmekten kendini alamayarak dedi ki:
Ya Resulullah! Sen gucunun yettiğiyle mukellefsin Elinde olanı tumuyle verdin, geriye bir şey kalmadı, neden bu sefer de yardım edemediğin yoksulun borclarını yukleniyorsun? Bu kadarı da fazla değil mi?
Bu sozlerden hic de memnun olmayan Resulullah’ın yuzundeki tebessumun kaybolduğu goruldu Halbuki o ana kadar cok mutluydu Sanki guller acmıştı mubarek yuzunde Tebessumu hic eksik olmuyordu Yoksula yardım etmenin tarif edilemez mutluluğunu yaşıyordu Bunun uzerine oradaki masum bakışlı bir sahabe soze karıştı:
Ya Resulullah, dedi, sen Omer’e bakma, ver, Arşın sahibi Allah sana yine verir, boş bırakmaz! Fedakarlığını surdurmesini isteyenden memnun olan Resulullah’ın (sas) tebessumu tekrar yuzunde belirdi Şoyle olcu veriyordu yoksula yardım konusunda: Hicbir şeyi olmayan, corbasının suyunu coğaltsın, o da bulamayanların imdadına sulu corba ile koşsun, yine cevresindeki yoksullara ilgisiz kalmasın…