nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
insanlığa hizmet
Resulullah ’ın (sas) ideali insanlığa hizmet etmekti Yoksa insanlığı kendisine hizmet ettirmek değildi O sebeple
eline geçeni yemez yedirir, içmez içirir, yönettiği insanların mutluluğuyla mutlu olur, üzüntüsüyle de üzülürdü
‘Müslümanların derdiyle dertlenemeyen bizden değildir! ’ diyerek sızlanırdı
Bu sebeple bir müddetten beri biriktirdiği imkânını yine yaymak istiyordu yoksullara Çevresine de münadiler göndermiş, sesleniyorlardı Medine sokaklarında gereksinim sahibi yoksullara:
Resulullah (sas) mescidin önünde miskin derecesindeki muhtaçları bekliyor, kimse yoksun kalmasın, miskinler gelip hisselerine düşecek yardımı alsınlar! Az sonradan mescidin önünde en alt derecedeki yoksullar toplanmış, kasıp kavuran ihtiyaçlarını bir ölçüde karşılayacak imkâna kavuşacak olmanın sevincini yaşıyorlardı
Nitekim düşündükleri gibi de oldu Efendimiz gelenleri şöyle bir gözden geçirdikten daha sonra elindeki mevcudu da hesap ederek önünden geçenlere hisselerini verirken şefkat batmış tebessümlerle mutluluğunu açık açık kesin ediyordu Mutluydu Çünkü en büyük sevincini yoksula destek ederken duyuyordu İşte o anda da gereklilik sahiplerinin sıkıntılarını gideriyordu Nihayet elindeki imkân bitti, mevcut gereklilik sahiplerine de yetti Demek ancak hesap iyi yapılmıştı
Ne var ki fazla geçmeden ötelerden koşup gelen bir bedevi görüldü Adam ufkuna doğru bakarak koşuyor ayrıca de soluk soluğa söyleniyordu:
Destek dağıttığınızı duydum, onun için koştum, fakat gerçi yetişemedim Zaten ben her zaman böyle şanssızın biriyim Şefkat ve merhamet menbaı sordu:
İhtiyacın fazla mu fazlaydı? Saymaya başladı ihtiyaçlarını Hepsi de ihtiyaçtı Fakat Resulullah ’ın da imkânı her tarafta, elinde avucunda olanı baştan sona vermiş, tek dirhemi bile kalmamıştı Efendimiz dikkatle baktı fakir adamın gözü yaşlı yüzüne Sonra umulmayan açıklamasını yaptı:
Üzülme, dedi ihtiyaçlarını yine alacaksın, ayrıca de hiçbirini yetersiz bırakmadan!
Nasıl olacak bu, diyerek heyecanlandı yoksul adam? Efendimiz kelimelere basarak konuştu:
Hemen buradan şehrin içine dal, ihtiyaçlarını nerede bulursan al, satıcılara da de ki:
Mal benim, borç Resulullah ’ın! Ödemeyi Resulullah yapacaktır! Adam önce şaşırdı Sonra Efendimiz ’in ısrarı karşı toparlanarak keyifle çarşının yolunu tuttu Alacaklarının hesabını yaparak gidiyordu
Olayın şahidi olan Hazreti Ömer, fedakârlığın bu kadarını pozitif buldu Düşüncesini dile getirmekten kendini alamayarak dedi fakat:
Ya Resulullah! Sen gücünün yettiğiyle mükellefsin Elinde olanı tamamen verdin, geriye bir şey kalmadı, neden bu sefer de yardım edemediğin yoksulun borçlarını yükleniyorsun? Bu kadarı da fazla değil mi?
Bu sözlerden hiç de hoşnut olmayan Resulullah ’ın yüzündeki tebessümün kaybolduğu görüldü Halbuki o belli başlı değin fazla mutluydu Sanki güller açmıştı mübarek yüzünde Tebessümü hiç yetkisiz olmuyordu Yoksula takviye etmenin betimleme edilemez mutluluğunu yaşıyordu Bunun üzerine oradaki masum bakışlı bir sahabe söze karıştı:
Ya Resulullah, dedi, sen Ömer ’e bakma, ver, Arşın sahibi Allah sana tekrar verir, boş bırakmaz! Fedakârlığını sürdürmesini isteyenden memnun olan Resulullah ’ın (sas) tebessümü tekrar yüzünde göründü Şöyle ölçü veriyordu yoksula destek konusunda: Hiçbir şeyi olmayan, çorbasının suyunu çoğaltsın, o da bulamayanların imdadına sulu çorba ile koşsun, tekrar çevresindeki yoksullara dikkatsiz kalmasın… *
Resulullah ’ın (sas) ideali insanlığa hizmet etmekti Yoksa insanlığı kendisine hizmet ettirmek değildi O sebeple
eline geçeni yemez yedirir, içmez içirir, yönettiği insanların mutluluğuyla mutlu olur, üzüntüsüyle de üzülürdü
‘Müslümanların derdiyle dertlenemeyen bizden değildir! ’ diyerek sızlanırdı
Bu sebeple bir müddetten beri biriktirdiği imkânını yine yaymak istiyordu yoksullara Çevresine de münadiler göndermiş, sesleniyorlardı Medine sokaklarında gereksinim sahibi yoksullara:
Resulullah (sas) mescidin önünde miskin derecesindeki muhtaçları bekliyor, kimse yoksun kalmasın, miskinler gelip hisselerine düşecek yardımı alsınlar! Az sonradan mescidin önünde en alt derecedeki yoksullar toplanmış, kasıp kavuran ihtiyaçlarını bir ölçüde karşılayacak imkâna kavuşacak olmanın sevincini yaşıyorlardı
Nitekim düşündükleri gibi de oldu Efendimiz gelenleri şöyle bir gözden geçirdikten daha sonra elindeki mevcudu da hesap ederek önünden geçenlere hisselerini verirken şefkat batmış tebessümlerle mutluluğunu açık açık kesin ediyordu Mutluydu Çünkü en büyük sevincini yoksula destek ederken duyuyordu İşte o anda da gereklilik sahiplerinin sıkıntılarını gideriyordu Nihayet elindeki imkân bitti, mevcut gereklilik sahiplerine de yetti Demek ancak hesap iyi yapılmıştı
Ne var ki fazla geçmeden ötelerden koşup gelen bir bedevi görüldü Adam ufkuna doğru bakarak koşuyor ayrıca de soluk soluğa söyleniyordu:
Destek dağıttığınızı duydum, onun için koştum, fakat gerçi yetişemedim Zaten ben her zaman böyle şanssızın biriyim Şefkat ve merhamet menbaı sordu:
İhtiyacın fazla mu fazlaydı? Saymaya başladı ihtiyaçlarını Hepsi de ihtiyaçtı Fakat Resulullah ’ın da imkânı her tarafta, elinde avucunda olanı baştan sona vermiş, tek dirhemi bile kalmamıştı Efendimiz dikkatle baktı fakir adamın gözü yaşlı yüzüne Sonra umulmayan açıklamasını yaptı:
Üzülme, dedi ihtiyaçlarını yine alacaksın, ayrıca de hiçbirini yetersiz bırakmadan!
Nasıl olacak bu, diyerek heyecanlandı yoksul adam? Efendimiz kelimelere basarak konuştu:
Hemen buradan şehrin içine dal, ihtiyaçlarını nerede bulursan al, satıcılara da de ki:
Mal benim, borç Resulullah ’ın! Ödemeyi Resulullah yapacaktır! Adam önce şaşırdı Sonra Efendimiz ’in ısrarı karşı toparlanarak keyifle çarşının yolunu tuttu Alacaklarının hesabını yaparak gidiyordu
Olayın şahidi olan Hazreti Ömer, fedakârlığın bu kadarını pozitif buldu Düşüncesini dile getirmekten kendini alamayarak dedi fakat:
Ya Resulullah! Sen gücünün yettiğiyle mükellefsin Elinde olanı tamamen verdin, geriye bir şey kalmadı, neden bu sefer de yardım edemediğin yoksulun borçlarını yükleniyorsun? Bu kadarı da fazla değil mi?
Bu sözlerden hiç de hoşnut olmayan Resulullah ’ın yüzündeki tebessümün kaybolduğu görüldü Halbuki o belli başlı değin fazla mutluydu Sanki güller açmıştı mübarek yüzünde Tebessümü hiç yetkisiz olmuyordu Yoksula takviye etmenin betimleme edilemez mutluluğunu yaşıyordu Bunun üzerine oradaki masum bakışlı bir sahabe söze karıştı:
Ya Resulullah, dedi, sen Ömer ’e bakma, ver, Arşın sahibi Allah sana tekrar verir, boş bırakmaz! Fedakârlığını sürdürmesini isteyenden memnun olan Resulullah ’ın (sas) tebessümü tekrar yüzünde göründü Şöyle ölçü veriyordu yoksula destek konusunda: Hiçbir şeyi olmayan, çorbasının suyunu çoğaltsın, o da bulamayanların imdadına sulu çorba ile koşsun, tekrar çevresindeki yoksullara dikkatsiz kalmasın… *