İnsülin Direnci Ve Beslenme :
İnsülin, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan ve kan şekerini düşürmeye yaran bir hormondur.Glukoz (şeker), insülin reseptörlerine bağlanarak hücre içine girer ve kan şekerini dengeler. Ancak insülin direnci olan kişilerde hücredeki insülin reseptörleri, insüline karşı duyarsızlık geliştirir ve glukoz hücre içine girmekte zorlanır. Bu durum daha çok insülin salınmasına neden olur. Aşırı salınan insülin, açlık hissine, sürekli bir şeyler yeme isteğine, özellikle tatlı isteğine neden olur.
Hareketsizlik, obezite, düzensiz beslenme, stres bu direnci tetikleyen en önemli faktörler arasındadır. İnsülin direnci, kanda, açlık insülin ve açlık glukoz bakılarak HOMA-IR değeri ile hesaplanır.
Bu değer 2,5 un üzerinde çıkarsa sizde insülin direnci olduğunu gösterir. En önemli tedavi yöntemi ise beslenme tedavisidir. Glisemik indeksi düşük besinler kan şekerini daha yavaş yükselttiğinden, tokluk hissini arttırır ve kilo verimini destekler. Bu nedenle pirinç, patates, mısır, havuç, beyaz ekmek, tatlı gibi nişasta ve glisemik indeks oranı yüksek olan karbonhidratlar yerine, tam buğday ekmek, yulaf, tam tahıllı makarna, bulgur, sebze gibi glisemik indeksi düşük, tam tahıl ağırlıklı karbonhidratlar beslenmeye eklenmelidir.
Beslenme programı kişiye özel olmalıdır ve diyetisyen kontrolünde ayrıntılı yağ, kas ölçümüne göre planlanmalıdır. Kilo vermek ve vücut yağlanmasını azaltmak insülin direncinin düşmesinde en önemli noktalardan biridir. Bu nedenle yağ ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden kaçınılması gerekir.
Uzun süreli açlıklar, kan şekerini dengesizleştirir ve karbonhidrat isteğini arttırır. Bunu engellemek için düzenli olarak günde 3 ana, 2 ya da 3 ara öğün yapılmalıdır İnsülin direncinin normale gelebilmesi için yapılması gereken en önemli şeylerden biri de her gün 30-40 dk arası orta tempoda yürüyüş yapmaktır.