Hepimizin bildiği gibi iş dünyasında yukarıya doğru tırmanabilmek için yalnızca o işte iyi olmak değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerde de iyi olmak gerekiyor. Alanında uzman olan ancak sosyal ilişkileri zayıf biri, iş hayatı boyunca yerinde sayabileceğigibi sosyal açıdan güçlü özelliklere sahip sıradan bir çalışan da bu yolda daha hızlı ilerleyebilir. Yapılan yeni bir araştırma da iş yerindeki konuşma biçiminin kariyer üzerinde direkt olarak etkisi olduğunu ortaya çıkardı.
Iowa Devlet Universitesi’nde profesör olan Melissa Chamberlain, ‘Journal of Management’ dergisinde yayınlanan yazısında ‘iş yerindeki konuşma biçiminin’, ekip çalışmalarında tercih edilme oranını etkilediğini öne sürüyor. Chamberlain, ekip çalışmalarında fikir ve öneri sunmak için ‘zorlayıcı dil’ ve ‘destekleyici dil’ olarak iki tür konuşma türü olduğunu belirtiyor. Her ne kadar bu iki türün kendilerine göre artıları olsa da içlerinden birisinden alınan sonuçlar, daha olumlu etkilere yol açıyor.
‘Verimlilik’ ve ‘tercih edilme’ oranları paralel değil:
Hızlı ve dinamik bir iş akışına sahip sektörlerdekiyöneticilerindaha çok tercih ettiği ‘zorlayıcı dil’, oluşturulan ekiplerin daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmalarını sağlayabiliyor. Öte yandan, bu konuşma tarzıyla sunulan fikirler ve değerlendirmeler sıklıkla eleştiri olarak algılanabiliyor. Bu da ekip içinde tartışmalara yol açabiliyor. ‘Destekleyici dil’ ise ekip içinde çalışan her bireyin fikirlerini rahatlıkla sunacağı için bir ortam hazırlıyor. Ekip içinde ‘destekleyici dil’ kullanan bireylerin daha güvenilir ve cana yakın olarak algılandığı tespit edildi.
Araştırma kapsamında üniversite öğrencileri üzerinde dört ay süren bir deney yapıldı. Ekip olarak bazı görevleri tamamlamaları beklenen çalışmalarda iki farklı konuşa biçimi de kullanıldı. Elde edilen sonuçlardan, öğrencilerin ‘zorlayıcı dil’ kullanılan ekiplerde verimli ve etkili şekilde performans sergiledikleri ancak çalışmak istedikleri ortamın ‘destekleyici dil’ kullanılan ekip olduğu tespit edildi. Araştırmacılar, elde edilen sonuçlardan iki tür konuşma türüne de sahip olmanın yararlı olduğunu ve yeri geldiğinde ikisini de kullanmak gerektiğini savunuyor.