Isırgan Bitkisi Hakkında Isırgan Otu (Urtica diocia urens); kökünden açmak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti Albrecht Dürer (1471 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin Tanrı katına uçusunu canlandırmıstı İsviçreli bitkibilimsel bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği baştan sona (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün şimdiden kurumuş olacağını belirtmişti Eğer kendini koruyamamış olsaydı, haşarat ve hayvanlar onu şimdiden değil etmişlerdi Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L), fazla yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu ara sıra 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli taraflı ve yakıcı tüylüdür Minik ısırgan otu (Urtica Urens L), bir takvim ve otsu bir bitkidir Boyu 60 cm dek olabilir Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli cepheli ve yakıcı tüylüdür Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünürHer iki türün de yaprakları 24 cm uzunlukta, oval veya yürek biçimindedir Taze iken cilt ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir Türkiye' de her iki nesil de yetişir Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları çoğunlukla bir arada görülürler Egzemalar genelde dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir Isırganotu, en ilk önce gelen kan arıtıcı ve bununla beraber kan yaptırıcı bir bitkidir Böylece, pankreas üstünde de fazla olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler bununla birlikte da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için bilhassa önerilir lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün baştan başa 12 bardak çayı yudumlanarak içilebilir Bu nesil nehir kürlerinden daha sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de fena değildir Lakin aklıselim kişiler, ona birazcık papatya ya da nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında ilk kez önerilir Değerli faktör maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitlerformik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, dere hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz) Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki bir yardımcıdır Açıklanmış bir yaştan sonradan bedendeki demir miktarı azalmaya başlar böylece, bitkinlik ve yorgunluk halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği artan bir şekilde azalır Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile fazla olumlu sonuçlar alınabilir Bir ısırgan otu küründen sonra, birey kendini fazla kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha gizli hisseder, enerji ve çalısma gücü geri kazanç, dış dış görünüş olarak da belirgin bir düzelme başlar Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı avantaj sağlayacaktır Ödemlerde, ısırganotu bedendeki pozitif sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar Kan yaptırıcı özelliği doğruca, anemi solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde, kansızlık de muavin olur Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur ısırgan