Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İslam dünyasının mucitleri

İslam dünyasının mucitleri

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İSLAM DÜNYASININ MUCİTLERİ

Her Zaman batıya mülk edilen hatasız keşifler, yüzyıllar önce Doğunun Leonardolarıgöre zaten biliniyordu

Bir varmış, bir yokmuş diye başlayan masallarda bahsedilirmiş ipekli, inci ve medeniyetin beşiğidoğudan Gül bahçelerinin diyarı Ortadoğu, batıya asırlarca düş ve ilimtaşımıştı

Bilim Bayrağı Elden Ele Avrupa ’ya Geçti

Bilim, tarih boyunca Mısır ve Mezopotamya'dan Yunanlılara, Yunanlılardan İslam dünyasına, İslam dünyasından da Avrupa'ya geçti Döneminin en ileri uygarlığı olan İslam dünyası ve onun yetiştirdiği dehalar, ne yazık ama bugün kendi toplumlarında bile tanınmıyor

Ulaşılan bu ileri uygarlık düzeyi, nasıl oldu da yazıldığı tarih sayfalarından silinmeye yüz tutan hatıralar haline dönüştü?

Ortaçağda Bütün Dünya Karanlıkta Mıydı?

Tarihçiler, M S 395–1453 yıllarını kapsayan Ortaçağ ’ın 4 ve 8 yüzyıllar arasındaki dönemi Karanlık Çağolarak tanımlıyor Burada, batı eğitim sisteminin getirdiği ve dünyaya Avrupa merkezli bakmaktan kaynaklanan önemli bir yanlışlık var Çünkü Avrupa'da Karanlık Devir ’ın yaşandığı dönemde, doğu en aydınlık dönemini yaşamaktaydı!

Işık Doğudan Yükselir

Ortaçağ Hıristiyan dünyası karanlık bir dönemden geçerken, Ortadoğu'da yeni bir din doğmuş, bu dinin mensupları, Hıristiyanların talip olmadığı bilim mirasını sahiplenmeye başlamışlardı Hz Muhammed'in ölümünden yalnızca iki yüzyıl sonra, Bağdat'ta, Beytülhikme adı bahşedilen üniversitede, o kadar fazla dilde yazılı bilim, tıp ve felsefe eseri Arapça'ya çevriliyordu!

813 ile 833 yılları aralarında halifelik yapan Memun zamanında, tarihin birincil devlet desteklirasathanesi yeniden Bağdat'ta kurulmuştu Sadece 30 yıl daha sonra, dünyanın ilk modernhastaneleri, Bağdat'ta hasta kabulüne başlamıştı!

11 ve 12 yüzyıllarda ise İslam dünyası, bilim adamları ve düşünürleri ve varlıklı kitaplıklarıyla, dünyanın uygarlık düzeyi en yüksek topluluğu haline gelmişti

Günümüzde bilim tarihidisiplininin kurucusu kabul edilen George Sarton, ünlü Bilim Tarihi'ne Girişkitabında, her yarım asrı, o dönemin en üstün bilim insanının adıyla adlandırıyor Kjtapta 8 yüzyılın ikinci yarısından itibaren 350 takvim insanlık tarihişu isimlerle anılıyor:

Cabir bin Hayyan, Harizmi, Razi, Mesudi, Ebu'lVefa, Biruni ve Ömer Hayyam

17 yüzyıla dek Yunanca asılları bulunamayan antik dönem filozoflarının eserleri, Arapça'dan çevrilerek okundu

Bu dünyanın bilimsel üstünlüğünün farkına varan Avrupa, bu uygarlıktan yararlanmaya karar devretmek için 12 yüzyıla kadar bekledi 12 asır, Arapça bilim, felsefe ve tıp eserlerinin Latince'ye kazandırılması için, bilhassa İspanya ve Sicilya'da yoğun, programlı çeviri çalışmalarının başlatıldığı dönem olarak tarihe geçti, pek ki, 17 yüzyıla kadar Yunanca asılları bulunamayan Aristoteles, Sokrates ve Platon gibi antik dönem filozoflarının eserleri, Arapça'dan çevrilerek okundu İşte, 12 Asır Rönesansıolarak adlandırılan bu incelemeler, çağdaş batı uygarlığının doğuşunun temellerini oluşturdu Bu bağlamda, Avrupalıların Averroeadını verdikleri İbni Rüşd'ün yazdığı Külliyat, 18 asır sonlarına kadar Vatikan'ın resmi İdeolojisi Aristoculuğun da yardım noktasıydı 1126'da Kurtuba'da (İspanya, bugünkü Cordoba) doğan İbni Rüşd'ün öğretileri, 700 sene her tarafında Avrupa filozoflarının dilekçe kaynağı oldu Aquinolu Tommaso, Bacon, Spinoza ve Leibniz, kitaplarında İbni Rüşd'e atıfta yer alan çağdaş filozofların sadece birkaçı!

Bilim Beşiği Bağdat

Öğrenim, refah ve çekicilik cenneti Bağdat! Bir dönemin ozanları Bağdat'ı şöyle anlatıyorlardı:

Yerleri gülsuyuyla yıkanmış, yollanıl tozu ise miskti Yeşillik ve çiçeklerle doluydu Bağdat ve ötüşen kuşların sesleriyle dolardı hava Lutlar cıvıldar, flütler ahenkle şakırdı ve şarkı söyleyen hurilerin gümüş sesi, yeşilliklerle öfkeli koca bahçelerin ortasındaki sarayların pencerelerinden ahenk içinde alçalıp yükselirdi

Aristoteles, Hipokrates, Galenos, Euklcides, Arkhimedes, Batlamyus (Ptolemaios) ve Plotinus'un yapıtları, Bağdat'ta Arapça'ya çevriliyordu Şairler, müzisyenler, matematikçiler, astronomlar, coğrafyacılar, hukukçular, filozoflar ve tarihçiler, medenilik eserlerini Hindistan ve Çin'den gelen katkılarla daha da öteye taşıyorlardı

Bu Dönem, Büyük DoğuNun Altın Yıllarıydı

Bilimin kalbi haline gelen Bağdat'ta o kadar fazla alim ağırlanıyordu Bu isimlerden birisi de, Ortaçağ İslam dünyasının en büyük dehalarından; Ebu Abdullah İbn Musa elHarizmi idi Özbekistan'ın Harizm kentinde dünyaya gelen Harizmi, hayatını Bağdat'ta; matematik, astronomi ve coğrafya üstüne incelemeler yaparak geçirmişti

Harizmi, cebiri bir bilim dalı haline getiren, zamanının en detaylı matematik kitabını yazar bilgindi

En manâlı eseri, Hisabü'lCebr ve'lMukabele'dir Sonraları Latince'ye çevrilen kitap, matematik bilimi tarihinde çok özel bir yer tutuyor Bu kitapla cebir, batıda egemen bir matematik disiplini olarak tanınmaya başlamış, bundan başka Arap kavramsal matematik sisteminin batı dünyası göre kabulünü sağlamıştı

Harizmi kitabını yazarken, bilinmez için şey, a ve b katsayıları için dirhemve x ile katsayı çarpımları için de kaabsözcüğünü kullanmıştı Endülüslü Müslüman matematikçilerinin metinleri ile İspanyolca'ya xayolarak çevrilen şeykelimesi, zamanla değişerek, matematikteki meşhur xkavramına dönüştü

Harizmi, Tek bilinmeyenli ikinci dereceden denklemi bulup geometri ile açıkladı

Modern matematik disiplinindeki adıyla tek bilinmeyenli ikinci dereceden denklemi bulan, çözümünü çizim yöntemi ile, yani geometrik olarak ifade eden birincil matematikçi de Harizmi oldu Bir diğer söylemle, bugün kullandığımız ve Avrupa kaynaklı sandığımız matematik terminolojisi, Avrupa'ya Harezmî ’nin bir hediyesi!

Günümüzde Harezmî ’nin kitapları, aritmetik üstüne yazılı en eski eserler olarak kabul ediliyor Batının saygıyla andığı, bizim ise matematik kitaplarında yer bile vermediğimiz Harizmi, bilim tarihine yön veren ender insanlardandı Onun matematik eserlerinden, Avrupa'nın üniversitelerinde 17 yüzyıla kadar başlıca ders olarak yararlanılmıştı

Sibernetiğin Babası: Diyarbakırlı Cezeri

Otomatik kapılar; kuyulardan su çeken aygıtlar; demir, kalay ve kurşun gibi metallerin hassas muhakkak yoğunlukları; pnömatik aletler; otomatik denetim sistemleri Bütün bunlar, 850 yıl önce Cezerikadar bulunmuştu!

Batı dünyasında adı Al Jazariolan, Bediüz Zaman Ebu'lİzz İsmail el Razzaz elCezeri, 1136 yılında Diyarbakır'da dünyaya geldi Cezeri, günümüzde İnsan müdahalesi olmadan kendi kendini idame ettirebilensistemleri inceleyen sibernetikbiliminin babası sayılıyor Kitabel Hiyaladlı ünlü eserinde, su saatleri, otomatik denetleme düzenleri, fıskiyeler, kan birleştirme kapları, şifreli anahtarlar ve robotların tasarımlarına yer vermiş ve bunların nasıl gerçekleştirileceğinianlatmıştır

Cezeri rakiplerinden tam altı asır öncesibernetiğin ilkelerini bilim dünyasına sunan birincil kişiydi!

Daha kolay bir anlatımla, sibernetik; haberleşme, denge kurma ve ayarlama bilimidir Bu disiplin, zamanla gelişerek, hayatımızın vazgeçilmezleri arasına giren bilgisayarların ortaya çıkmasına imkân tanıdı Sibernetik ve otomatik sistemlerin başlangıcı konusunda; Fransızlar Descartes ve Pascal'ı; Almanlar Leibniz'i, İngilizler Bacon'ı öne sürseler de, gerçekte Cezeri rakiplerinden bütün altı asır öncesibernetiğin ilkelerini bilim dünyasına sunan ilk kişiydi!

Regülâtörü başlangıçta J Watt'ın 1780'de keşfettiğini söylerler Bunun mucidi de yine Cezeri sözgelimi, günümüzün fizikçileri ve mekanikçileri, regülâtörü ilk olarak J Watt'ın 1780'de keşfettiğini söylerler Bunun mucidinin de yine Cezeri olduğu, meşhur eseri Kitabel Hiyal'in 171 sayfasındaki çizimde açıkça görülüyor! Bu eserde, 50 ayrı modern alet'in plan ve işleyişi hakkında bilgiler veriliyor

Cezeri'nin ünlü Kitabel Hiyal eserinin bugün dünya üstünde sadece 12 kopyası mevcut 1206 tarihli en eski kopya (kayıt numarası 3472), bugün Topkapı Sarayı III Ahmet Kütüphanesi'nde; tekrar benzer dönemden kalan bir diğer kopya ise Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunuyor

Birçok Dile Çevrilen Cezeri ’nin Kitabının Türkçe Tıpkıbasımı Değil

Kitabel Hiyal, kısmen ve birincil defa E Wiedemann ve F Hauscr göre Almanca'ya çevrildi 1974'te ise, Donald R Hill eserin tamamını İngilizce'ye çevirdi İşin en ilginci, Cezeri'nin kitabının Türkçe'ye çevrilmiş bir tıpkıbasımının henüz ülkemizde basılmamışolmasıdır!

Cezeri ’nin Bir Çizimi 1976 Da Londra Bilim Müzesi'nde Çalıştırıldı

Cezeri'nin yaptığı cihaz parçalarının bir kısmının çizimlerine, ondan 300 sene sonra yaşayan, Leonardo da Vinci'nin çizimlerinde rastlıyoruz Kitabel Hiyal'de anlatılan su saatlerinden biri, Londra Bilim Müzesi'nde, 1976'da çizimlere uygun olarak baştan yapılıp çalıştırıldığında, Cezeri'nin yetiştiği doğu toplumunun bundan haberi bile olmamıştı!

Solda Sıfır

Dilimizde değersizliğin ifadesiolarak kullanılan solda sıfırdeyimi, virgülün solunda kalan sıfır için kullanılıyor Ondalık kesrin buluş edilmediği bir dünyada, en küçük alışverişten uzay teknolojisine kadar anında her alanda korkunç bir karmaşa yaşanırdı! Bankanızın faiz hesaplarını Roma rakamları ile yaptığını bir düşünsenize!

Matematiğin Vazgeçilmezi Olan VirgülÜ Bulan Birey, 14 Ve 15 Yüzyıllarda Yaşamış Cemşid

Yazıda o kadar kayda değergörülmeyen, ama matematiğin vazgeçilmezi olan virgülü bulan birey, 14 ve 15 yüzyıllarda yaşamış Cemşid bin Mesud bin Mahmud etTabib el Kâşi'dir

Uzun zaman her tarafında ondalık kesirlerin keşfi, Simon Stefan'a atfedildi 1948 yılında, Alman bilim tarihçisi Pouluckey, araştırmaları sonunda ondalık kesirleri Cemşid'in bulduğunu kanıtladı Simon Stefan'dan bütün 160 yıl önce yaşayan Cemşid, ondalık sayılar üzerinde dört işlemi de uygulayabiliyordu! Avrupa'nın kesirli rakamların dört işlemi ile tanışması ise, 17 yüzyılda gerçekleşti Cemşid, pisayısını 9 kesirine kadar (3,141592653) kesinleştirmişti!

Broom Açılımı Kök Alma İşleminin Keşfi Şerefi De, Newton'a Verilmişti

Aynı bir şekilde, matematikte Broom açılımıolarak bilmen formülden yararlanılarak gerçekleştirilen kök alma işleminin keşfi şerefi de, Newton'a verilmişti Ancak, İngiliz matematikçi James Roy Newman, The World of Mathematicsadlı kitabında, bunu Newton'dan tam 300 yıl önce Cemşid'in bulduğunu, birincil defa binom (ikinci dereceden polinom) denklemleri çözdüğünü dünyaya açıkladı Son incelemeler, ne yazık ancak, Newman'ı bile haksız çıkartıyor! Binom denklemleri ilk çözen kişi, Cemşid'den üç asır önce yaşayan Ömer Hayyam'ın ta kendisidir!

Leonardo ’nun Mektubunda Adını Hatırlayamadığı Doğulu Alim

Doğunun Leonardolannın izlerine böylece fazla yerde rastlamak muhtemel Leonardo da Vinci'nin notlarında bile! Leonardo, akışkanlardan bahsettiği bir mektubunda,

Doğuda yaşamış, ama adını anımsayamadığı bir bilginin bu konudaki çalışmalarından yararlandığınıyazan Leonardo'nun adını anımsayamadığıbu birey İstanbul'da Cihangir sırtlarında rasathane kuran Takiyüddin'den başka biri değildir!

Ekvatorun Uzunluğunu Nasıl Buldular?

9 yüzyıl başlarında Abbasi halifesi Memun bir dünya haritası hazırlanması için dikte verdi Bu haritanın hazırlanmasında görev bölge bilginler, her şeyden önce ekvatorun 1360'ı olan bir meridyen derecesinin gerçek uzunluğunu ölçmek zorundaydılar İslam bilginleri, önce Kuzey Iraktaki Sincar Ovasında, daha sonra da Kuzey Suriye'deki Tedmür ’de usturlaplarla, çubuk ve ip kullanarak bu ölçümü yaptılar

Halife Memun'un hizmetinde çalışan İslam coğrafyacıları, çoğu kez yineledikleri ölçümler sonunda, bir boylam derecesinin uzunluğunu 56,66 aks, buradan hareketle ekvatorun uzunluğunu da “40000 kilometreden azıcık pozitifolarak belirlediler Çağdaş coğrafyanın olanakları ile belirlenen ekvator uzunluğu (40070 km), günümüzden 1200 yıl önce yürütülen bilimsel çalışmanın sonucuna çok yakın

Yerkürenin ‘Geoid ’ Bir Forma Sahip Olduğunu Da Keşfetmişlerdi

Yerkürenin 360 derecelik boylamlara bölünmesini Arap coğrafyacılara borçluyuz! Onlar Galileo Galilei'den 600 yıl önce dünyanın yuvarlak olduğunu söylemekle kalmamış, yerkürenin geoid bir forma sahip olduğunu da keşfetmişlerdi!

Açık Denizde Uzaklık Ölçme

15 yüzyılda Müslümanlar, Hint Okyanusu'nda, aynı çizgiden eğimli ve ekvatora paralel uzaklıkları ölçme yöntemleri geliştirmiş, böylece açık denizde yer alan noktayı saptama ve gerçeğe çok yakın haritalar çizme olanağı bulmuşlardı

İslam denizcilerinin kitaplarından bize ulaşan uzaklık hesapları, gerçeğe çok yakındı 1520 yılı civarında Portekizceye uyarlanan bir haritada görünen ekvator uzunluğu, günümüzde bilinen değerden hemen hemen hiç ayrı yok Bir gerçeği anarak söyleyelim ancak, o çağın Portekizli denizcileri ve tarihçileri bu haritaları Müslümanlardan aldıklarını hiç saklamıyorlardı!

Ne Amerikalı Ne De Rus Olsa Olsa Türktür!

Lagari Hasan Çelebi

Dünyada ilk insanlı roket sizce kim tarafından fırlatıldı? Şaşıracaksınız, fakat bunu yapan biziz Türkler! Dünyada ilk insanlı roket, sanıldığı gibi 1960 ’lı yıllarda Amerikalılar ya da Ruslar göre değil, 1633 yılında Türkler kadar fırlatıldı!

Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Hasan Çelebi adlı Türk'ün, barutla çalışan iki katlı roket yaptığını; ateşlenen roketin, denize düşmeden önce 2,5 km yol aldığını aktarıyor Lagari Hasan Çelebinin roketindeki asıl motorun çevresinde 6 küçük motor daha bulunduğunu ve bu küçük motorların roketi havaya yükselten ilk kademeyi oluşturdukları konusunda data veren Evliya Çelebinin bu anlatımı epey garip

Bu sistem, birincil kademedeki roketlerin yakıtı tükendiğinde, ikinci kademeyi yaratıcı ve daha büyük olan asıl motorun devreye girerek, roketin daha da yükselmesinin sağlandığı çağdaş füzeprensibi ile tıpkı aynı!

Evliya Çelebi'nin genelde abartılar ve beyaz yalanlarla süslediği seyahatnamesinde geçen bu olayın ne kadar içten ne değin düş ürünü olduğu, bugüne değin bilinmiyordu Lagari adında bir Sipahi Ocağı askerinin Kırım'a sürülmesine ilişkin padişah hükmünün bulunması, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de geçen önce ödüllendirme, daha sonra sürülmeolayını doğruluyordu!


İbni Sina'nın Öğretileri, Rönesans Döneminin Üniversitelerinin Birinci Eğitim Kitabı Oldu

İbni Sina'nın ElKanun fi'tTıbkitabı, şüphesiz ki en önemli ve en meşhur yapıtıdır Bu eser, gerçekten de o zamana değin tıp biliminde yazılı olanları geride bırakmış ve benzeri asla yazılmamıştı İbni Sina'nın öğretileri, Rönesans döneminin üniversitelerinin birinci eğitim kitabı oldu Modern tıbbın simgeleşmiş isimlerinden biri olan Sir William Osler'in deyişiyle, Bu kanun, tıpta her çağın kutsal kitabı oldu

ElKanun fi'tTıbdaki konular dikkatle incelendiğinde, İbni Sina'nın modern tıp için de geçerli olan pek çok ilkeyi belirlediği görülüyor Yaşadığı dönemde mikroskop bulunmadığı halde, hastalıkların, mikropları anımsatan yaratıklarca oluşturulduğunu öngörmüştü Bu müthiş kitap, Avrupa'nın başlıca üniversitelerinde, 700 yıl boyunca okutulan esas kullanım kaynağı oldu

Bugün, Paris Üniversitesi'ndeki tıp fakültesi öğrencileri, St Germain Bulvarı yakınlarındaki büyük konferans salonuna girdiklerinde, yalnızca iki kişinin zirve portresiyle karşılaşıyor: İbni Sina ve ErRazi


Tıp Yoktu, Onu Hipokrates Var Etti; Ölmek Üzereydi, Galenos Onu Canlandırdı; Dağınıktı, Razi Onu Bir Araya Getirdi; Eksikti, İbni Sina Da Onu Tamamladı

Bilim tarihinde adı sık sık geçen, bütün dünyada saygı ile anılan deha kimdi? Bu büyük bilim insanı, İbni Sina adıyla bilinen, Hüseyin ibn Abdullah ibn Ali ibn Sina'dır Arap kaynaklarında Aristoteles ile Farabi'den sonra Üçüncü Hoca(El Muallim el Sâlis) adıyla anılır Latinler ise ona Avicenna derlerdi

İbni Sina, 980'de, Buhara yakınlarında Afşana köyünde doğmuş, genç yaşında ailesi ile Buhara'ya göçmüş ve oraya yerleşmişti Babası kadar bilginlere emanet edilen İbni Sina, 10 yaşına geldiğinde Kuranı Kerimi ezberlemişti bile! Genç yaşında olağanüstü zekâsını kanıtlayarak hocalarının seviyesini aşmıştı Tıp kendisine çekici gelince, bulabildiği bütün kitapları hiçbir zorlukla karşılaşmaksızın zahmetsizce okudu Bu sırada, hemen şimdi 16 yaşındaydı

İbni Sina 16 Yaşında Buhara Sultanının Özel Doktoru Oldu

Erken yaşta tıp alanında yıldızı parlayan İbni Sina'nın ünü tüm dünyaya yayıldı ve Buhara sultanı Nuh ibn Mansur esSamani'nin özel doktoru olarak görevlendirildi Böylece İbni Sina, o asıl değin hiç görmediği çoğu kıymetli kitabın bulunduğu sarayın zengin kütüphanesine girmeye adalet kazandı 18'ine geldiğinde ise çağdaş tıbbın ilk kitabını zihninde kurgulayacak seviyeye ulaşmıştı

İbni Sina, başyapıtı sanılan ElKanun fi'tTıbda şöyle diyordu:

Tıp zor bilimlerden biri olmadığı için, kısa zamanda bu bilimde şan olanların bile beni dinlemeye gelecek ve benden tıp öğrenecek dek şöhrete ulaşmam hayret verici değildir Hastaları muayeneye başladım ve test sonucu elde edilmiş anlatılmayacak değin çok çare yöntemi buldum O dönemde 16 yaşındaydım Bu sıralarda bilimi özümsüyordum Bugün o bende olgunluğa erdi, bundan sonradan yeni bir şey bulamadım

Bu zeka, 20'li yaşlarında çeşitli bilim dallarında eserler vermeye başladı Felsefe, mantık, ahlak, tıp, matematik, yıldızbilim, müzik, gramer ve fıkıh, bu dalların yalnızca birkaçıydı O, bilginin tüm dallarında, büyük bilginlerle mektuplaşıyor ve tartışıyordu Hem yaşadığı dönemde ayrıca de çağlar boyu, İslam ülkelerinde olduğu değin, Hıristiyan Avrupa'da da kendisine değerinde olduğu yeri bulmuştu

Dünyada İbni Sina'nın Bir Yazması Bulunmayan Kütüphane Fazla Azdır

Eserlerinin çevirisi bakımından İslam dünyasındaki bilim adamları arasında en şanslısı İbni Sina oldu Eserleri Latince, İbranice, Farsça, Türkçe, Rusça, Süryanice ve adeta tüm batı dillerine çevrilmişti Dünyada İbni Sina'nın bir yazması bulunmayan kütüphane çok azdır Nitekim İstanbul kütüphanelerinde de bambaşka dönemlerde yazılı bütün 1500 tane İbni Sina yazmasıbulunuyor

Cabır Bin Hayyan (721805): Avrupa'da El Geber adıyla ünlenen Hayyan, çeliğin gelişimi, su geçirmez kumaşın verniklenmesi, paslanmanın önlenmesi gibi kimyasal yöntemleri geliştirmişti Söylentiye göre altını bile çözen kral suyakarışımını o bulmuştur

Fergani (798861): Batıda Alfraganus diye aşina Fergani'nin ilm ünnücüm ve'lhareket issemaviyyeadlı eseri, 13 yüzyıla dek Avrupa'da astronominin en manâlı başvuru kitabıydı, Dante'nin İlahi Komedyasında yer alan cihan görüşü Fergani ’den alınmadır!

Ebubekir ErRazi (865932): Hekim ve simyacı Ebubekir Muhammed İbn Zetceriya cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk olarak hayvan bağırsağını kullanan kişidir Razı birincil göz amelîyatı, alkolün tıpta kullanımı gibi o kadar fazla ilklere atarak tıp tarihinde sarsılmaz bir yer edindi!

Biruni (9731048): Biruni, gökbilim, matematik, coğrafya gibi birçok dalda çalıştı 28 katı maddenin özgül ağırlıklarını bugünkülere çok yakın şekilde hesapladı Büyük bir doğrulukla enlem ve boylam hesapları yaptı Dünya'nın dönüşüne ilişkin bir hipotez geliştirdi

Ömer Hayyam (10471122): Hayyam'ın geliştirdiği Celaleddin takvimi, bugün kullandığımız Gregoryen takvimden daha dakiktir Gregorius takvimi her 3330 yılda bir günlük hata yaparken, Celaleddin takviminde benzer sapma 5000 yılda bir gerçekleşir

Hazini (11001155): Aslen Yunanlı bir köle olan, ancak daha sonraları İslam dinini seçen Hazini, Ölçü ve önem sistemlerine büyük katkıda bulundu Hazini, Newton'dan 509 yıl önce, her cismin yerkürenin merkezine doğru çeken bir güçolduğunu söylemişti

Cezeri ( ?1206) : Artuklu hükümdar Mahmut, Abdest alırken ayaklarıma su döken hizmetçilerin bana haklan geçiyordiye rahatsız oldu ve başmühendisi Cezeri'den bir çare bulmasını istedi Gezeri, kısa zaman sonra abdest suyu döken bir robot yapmayı başardı

Ali Kuşcu ( ?1474): Türk gökbilim Ali Kuşçu, Semerkand Rasathanesi'nin müdürlüğünü yaptığı sırada Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan adına Fatih'ten barış istemek için geldiği İstanbul'a yerleşti ve Zici Uluğ Bey adıyla aşina yıldız katalogunu hazırladı

Harizmi (780850): Ünlü matematikçi Harizmi'nin Latince'ye çevrilen Hisab ’elCebr ve'l Mukabelekitabında geçen el cebrkelimesi, batı dillerinde algebraya dönüştü Bugün kollandığımız cebir terimi bu eserden kaynaklanır

Ebu Yusuf ElKindi (801873): Avrupalıların biricik Alkindius'u Elnstein'dan 1100 sene önce Süre cismin var olma süresidir Vakit, mekân ve hareket birbirinden bağımsız değildir Göğe içten çıkan bir insan ağacı ufak görürdiyerek görelilik kuramını ortaya atmıştı!

Farabi (870950): Avrupalıların ona taktığı ismiyle Pharabiustan 300 sene daha sonra, Hıristiyanlığın en büyük doktrincisi Aguinolu Tommaso, onun fikirlerini az daha aynen tekrarlamıştı! Hobbesun ortaya atacağı teorinin öncüsü de, yeniden Farabi idi!

İbni Sina (9801037): İbni Sina'nın başyapıtı EhKanun fit Tıb, doğu ve batı tıbbim yüzyıllarca etkiledi ve tüm zamanların en çok okunan tıp kitaplarından biri oldu 400 sene öncesine kadar Fransız üniversitelerinin kapısında, onun yani Avicennanın heykeli bulunuyordu'

İdrisi (11001165): İdrisi, 1154te, Sicilya kralı II Ruggero'nun ricası üzerine dünyanın çeşitli coğrafi bölgelerini içeren 70 haritayı ve dünyanın yuvarlak bir modelini hazırladı gümüş bir levhaya kazınan dünya haritası, 1160 ’ta isyan sırasında isyancılar kadar parçalandı

Cabir İbn Eflah (11001160): Eflah, meşhur İskenderiyeli astronomi bilgini Batlamyusun Almagest'ini eleştiren ve düzelten İslah elMecistikitabını yazdı Batlamyus'un hatalı öğretisi, Galileo Galileiden 300 sene önce Endülüslü Müslüman gökbilimciler kadar çöpe atılmıştı bile!

Uluğ Bey (13931449): Timurlenk ’in oğlu Uluğ Bey, Yeryüzünün Güneş çevresindeki tam devrini 365 gün, 6 saat, 9 dakika, 6 saniye olarak hesaplamıştı, 21 yüzyılın en modern cihazları ile yapılan hesaplarla Uluğ Bey'in hesapları aralarında sadece 58 saniye ayrım bulundu

Takiyüddîn (15261585): Optik biliminin babası olarak kabul edilen Takiyüddin, İstanbul'da dünyanın en büyük rasathanesini kurdu Rasathane, 1580 yılında Kılıç Ali Paşa göre yıktırıldı Mazeret İse, Takiyüddin'in meleklerin bacaklarını gözlediği yolundaki söylentilerdi! *
 
858,467Konular
981,167Mesajlar
29,536Kullanıcılar
uugar9990Son üye
Üst Alt