iltasyazilim
FD Üye
İslam Hukukunda Hak Kavramı
Çok uzun zamandır üzerinde durmak istediğim bir konuydu Pratik hayatın içinde hemen her gün ve hemen herkesin onlarca defa karşılaştığı bir husus bu; telif hakkı Telif hakkı üst başlık olarak benim koyduğum bir isimlendirme Aslında sorulardan hareketle gidilecek olursa, çok farklı alanlarda çok farklı sorular ve çok farklı boyutları var meselenin Dolayısıyla bunların her biri adına ayrı ayrı makaleler kaleme almak gerekir Böyle yapmak yerine ben meseleyi telif hakkıüst başlığı altında toplayıp, İslam hukuku özelinde genel bilgiler sunacağım Öyle zannediyorum ki bu genel bilgileri okurken izinsiz CD kopyalamak; bilgisayar programını kaçak olarak kullanmak; korsan kitap basmak caiz mi?türünden birçok soru cevabını kendiliğinden bulmuş olacak Cevabı bulunamayan sorulara veya önemine binaen özellikle vurgulanması gerekenlere de birkaç cümle ile değinmeye çalışacağım
Hak kavramından başlayalım; modern hukuk teorilerinde hak, irade, menfaat vb esasların merkeze alındığı teorilerle tanımlanır Mesela irade teorisine göre, bir iradenin başka bir irade üzerindeki yetkisidir hak Menfaat teorisine göre hakkın özünü menfaat oluşturur Bu menfaati belirleyen de koruyan da hukuktur Daha başka teorileri de sıralayabiliriz Bir fikir vermesi açısından sadece iki tanesini sunduğumuz bu teorilerin her birinin aklıselimin kabulleneceği kuvvetli yanları olduğu gibi zayıf yanları da vardır
Mesela irade teorisinde iradesiz anne karnındaki ceninin veya başka iradesiz varlıkların hakkı olabileceği nazara alınmamaktadır Çünkü yapılan tanıma göre bunlar kapsam dışında kalmaktadır
Bu ve buna benzer müzakereler sonucu pozitif hukukun bugün bizim karşımıza çıkardığı hak tanımı şudur: Hak, bir şeyi yapmak veya başkalarından bir şeyi yapmayı veya yapmamayı ya da belirli bir şekilde davranmayı isteme yetkisidirHak, hem maddî hem de manevî boyutu olan alan genişliğine sahiptir Sınırları hukuk tarafından belirlenir ve korunur Sınırlara riayet edilmemesi, ister kendi isterse başkalarına ait hakkın korunmaması durumunda hukukta tespit edilen müeyyideler devlet eliyle uygulanır
İslam hukukundaki hak tanımına gelince; baştan belirtelim, İslam'da hak çok geniş alana yayılan bir kavramdır Gerek sözlük gerek ıstılahi manaları, tefsir, fıkıh, hadis gibi ilmî disiplinlerdeki farklı tanımları bunu açıkça ispat eder Mesela Hak, Allah'ın isimlerinden biridir Zulüm, hakkın karşıt manasıdır Dolayısıyla hak kavramının anlam çerçevesi çoğu zaman zulümden hareketle belirlenir ve kullanılır Batıl, Kur'an' ın tabiriyle hakkın bizzat karşısında yer alan bir başka kavramdır Hak geldi, batıl zail oldu Zaten batıl, yok olmaya mahkûmdur( İsra 81) ayeti bu yaklaşımın delilidir
İslam hukukunda hak kavramı tıpkı modern hukukta olduğu gibi gerek usul gerekse furu açısından çeşitli müzakerelerin konusu olmuştur Tanım ve kategorilendirme bağlamında geçen bu müzakereler dolayısıyla herkesin kabullendiği ortak bir hak tanımı söylemek imkânsızdır Bununla beraber hakkın unsurlarını içine alan genel bir tanımı buraya kaydetmek istiyoruz İstılahi olarak hak, insanın canlı veya cansız varlıklar üzerindeki yetki ve sorumluluklarıdır Aynı manayı daha kestirmeden şöyle de ifade edebiliriz: Hak, insanın canlıcansız başka varlıklar üzerindeki tasarrufudur Bu tasarrufun çerçevesi hukuk tarafından belirlenir Yetki aşımı veya sorumluluğun yerine getirilmemesi hukuk tarafından belirlenen müeyyidelere tabidir En genel manada hak, Allah hakkı, kul hakkı ve Allah ile kul hakkının üzerinde birleştiği karma haklar şeklinde üçe ayrılır
Hak kavramı hakkında sunduğumuz bu genel bilgilerin yeterli olduğu kanaatindeyim Şimdi malkavramı üzerinde de benzer açıklamalar yapıp, telif hakkına geçeceğiz
(14 Mayıs , Perşembe)
Fıkıhta Mal Kavramı ve Telif Hakkı
Geçen hafta telif hakları meselesine başlamış ve hak kavramı üzerinde durmuştuk Bu hafta aynı üslupla mal kavramı üzerinde durup, bu bilgiler ışığında telif haklarına geçeceğizMal, fıkıhta edinilmesi ve faydalanılması mutat olan şeye denir
Fıkıhçılar malı farklı yönlerini ön plana çıkartarak değişik tasniflere ayırmışlardır Bunlardan en meşhur olanı mütekavvim ve gayri mütekavvim ayrımıdır Mütekavvim, yenilmesi, içilmesi ve kullanılması caiz ve meşru olan bir malın iktisadî değer ifade edip etmemesi anlamına gelen Arapça bir kelimedir Yalnız iktisadî değerin yanında hukukî değerinin olması veya olmaması bir şey değiştirir mi? Bu İslam hukuku açısından önemli bir soru ve buna birazdan geri döneceğiz
İkinci bir tasnif, malın piyasada benzerinin bulunup bulunmamasına göre yapılmıştır Mislî ve kıyemî mal ayrımı bunu anlatır Malın taşınabilir ve taşınamaz olması bir başka tasnif örneğidir Menkul ve gayrimenkul olarak literatürde kendine yer bulan bu ayrımın taşınamaz kısmına örnek herkesin tahmin edeceği gibi tarla, arsa ve benzeri şeylerdir
Tasnifler arasında en meşhur olanı ise Mütekavvim, yenilmesi, içilmesi ve kullanılması caiz ve meşru olan bir malın iktisadi değer ifade edip etmemesi anlamına gelen Arapça bir kelimedir Yalnız iktisadî değerin yanında hukuki değerinin olması veya olmaması bir şey değiştirir mi? Bu İslam hukuku açısından önemli bir sorudur Değer dendiği an akla gelen ilk şey hiç şüphesiz, malın iktisadi değer taşımasıdır Bir başka ifadeyle para ile ifade edilebilen bir karşılığının olmasıdır Ama her mal İslam inancı zaviyesinden bakıldığında iktisadî bir değer taşımayabilir Söz gelimi, domuz haram kılınması itibarıyla Müslüman için hiçbir ekonomik değer taşımaz; ama aynı mal gayrimüslim için iktisadi değere sahiptir Kan, leş, içki vb şeyler de bundan farklı değildir Bu farklılıktan dolayı olsa gerek, hukukçular malın değer taşımasını, sadece iktisadî karşılığının olması ile değil, hukukî değer taşıması ile de anlamlandırmışlardır Buna göre mütekavvim mal demek, ekonominin yanında hukuki değere de sahip olan mal demektir
Bu genel bilgiler ışığında gelelim telif haklarına En son söylenecek sözü isterseniz baştan ifade edelim; İslam ulemasının büyük çoğunluğu telif hakkı kapsamı içine giren şeyleri gayri maddi mal hükmünde kabul eder Şöyle açalım; telif hakkı günümüzde herhangi bir bilgi veya düşünce ürününün kullanılması ve yayılması ile ilgili hakları ifade eden bir kavramdır Kitap, makale, resim, fotoğraf, müzik eseri, mimari proje vb şeyler bu bağlamda değerlendirilir Aslında bunlar sınaî ve fikrî olmak üzere ikiye ayrılıp, fikrî mülkiyet hakları üst başlığında birleşirler Telif hakları, fikrî hakların alt kümesini oluşturur Pekala telif hakkı üzerinde farklı mütalaalara sahip olan, mesela yok diyen kişiler var mıdır? Elcevap; vardır Onların düşüncelerini dayandırdıkları delil, hakkın istilahî ifadesiyle aynyani elle tutulup, gözle görülür olmamasıdır Telif hakkı, mücerret bir şeydir ve mal değildir; dolayısıyla alışverişe konu olamazder ve bu yaklaşımlarını Karşılığı ödenerek satın alınan bir kitabın veya kasetin nasıl tasarruf edileceğine başkası karışamazdiyerek örneklendirirler Ama bu görüş çoğunluk tarafından rededilmektedir Rededenler, bu içtihattaki maddi ve gayri maddi mal ayırımı ile, zilyed ve malik arasındaki farkın gözetilmediğini nazara verirler Ayrıca belki de tarım toplumu şartlarında geçerliliği olan söz konusu düşüncelerin, bu kapsam içine girmeyen yeni ürünler için geçerli olmadığını, bu hususta dikkat edilmesi gereken ana unsurun Mecelle'nin de âdet muhakkemdirkaidesinden hareketle, örf ve âdet olduğunu belirtmektedirler Malum, dünya genelinde kabullenilen örf ve âdete göreki buna evrensel doğru da diyebiliriz telif hakkını gayri maddi bir mal ve mutlak bir hak olarak görmektedir Nitekim hemen her hukuk sistemindeki düzenleme bu esasa göre yapılmıştır
Haftaya bitirmek niyetiyle
(21 Mayıs , Perşembe)
CD, DVD ve Telif Hakkı
Geçtiğimiz iki haftada telif hakkını hak, gayri maddi mal kavramlarının izahlarına dayandırarak var olduğunu izaha çalıştık Şimdi bu mutlak hakkın izinsiz kullanımına sıra geldi
Şöyle başlayalım; neler telif hakkı kapsamı içine girer? Elektronik versiyonu olan bir malı (kitap, makale, müzik eseri vs) internet ortamından yasak olduğu belirtilmesine rağmen indirmek; CD, DVD kopyalamak, bilgisayar programını izinsiz kullanmak vb yüzlerce örnek sıralanabilir Teknolojiye aşina olduğumuz ölçüde verdiğimiz bu ve benzeri örneklerde telif kapsamı açısından her bir ürün için farklı şeyler söylenme ihtimali olsa da genel manada, malın basılmasatılmadağıtılmasını içine alan halka arz yetkisi, iktibaslarda sahibini belirtme, eserde değişiklik yapmama ve temsil gibi haklar sıralanabilir
Tercihlerini kabullendiğimiz İslam bilginlerinin görüşlerine göre telif hakkı kapsamı içine giren bilgi ve düşünce ürünü olan eşyalar, İslam hukukuna göre gayri maddi maldır ve mutlak hakkın konusudur Bunlar hem iktisadi hem de hukuki değere sahiptir Elle tutulur, gözle görülür olmaması bir şeyi değiştirmez Çünkü bunlar zihni çaba, uzun zaman, bedeni emek ve işin mahiyetine göre değişen binlercemilyonlarca liralık harcamalar sonucu elde edilen ürünlerdir Öyleyse bunların alıcısı sınırları hukuk tarafından belirlenen çerçeveye uymak zorundadır Aksi halde hak ihlal edilmiş olur Bu durumda ukbaya bakan veçhesiyle kul hakkı, dünyaya bakan veçhesiyle de fikri mülkiyet hukuku devreye girer Ceza söz konusu olan bir fiil ortada varsa Ceza Hukuku, tazminat söz konusu ise Borçlar Hukuku ilgilenir ve müeyyideler devlet eliyle uygulanır
Burada ilave şu sorulara kısa kısa cevap verebiliriz; bu mevzuda cehalet mazeret midir? Cevap; hayır, değildir Nitekim günümüzde piyasada satılan mallara bu telif haklarının korunduğunu ifade eden semboller konulmaktadır Mesela, daire içindeki c harfi yani © şekli bunu ifade eder
Hak sahibinin gayrimüslim olması bir şey değiştirir mi? Cevap; hayır Hak, haktır Hakka sahip olan kişinin dini kimliğinin ne dünyevi ne de uhrevi açıdan hiçbir önemi yoktur
Bazı bilgisayar programlarında yapımcı firmanın kopyalama ihtimalini mevcut teknolojiyi kullanarak imkansız kılma ihtimalini değerlendirmemeleri, dolaylı izin ve ruhsat sayılmaz mı? Cevap; bu konuda iki ayrı görüş var Bir; hak, haktır; küçüğünebüyüğüne bakılmaz; dolayısıyla soruda ifade edilmek istenen bidelaletil'l hal izinizin sayılmaz, caiz değildir İkinci görüş ise; Bu fiili durum eğer kanunlar tarafından yasaklanmıyorsa gizli izin sayılır Kişi ticaretini yapmamak ve sadece kendisi kullanmak için bu malı kopyalayabilir Eğer halka arz ile ticareti yapılacaksa gerekli telif ücretinin ödenip iznin alınması gerekirdeniliyor
Tüketiciler açısından baktığımız bu hadisenin bir de üretici kısmı var Bilinen bir gerçek ki bugün arka arkasına şu üç yazının yazılmasına neden olan ürünler, her ne kadar uzun çaba, gayret ve masraflar sonucu elde edilmiş de olsa, aklıselimin kabulleneceği ölçünün dışında bir kâr marjı ile satışa sunulmaktadır Tekel oluşturmalar, gereksiz yere üretici ile tüketici arasına konulan komisyoncular ürünün fiyatının suni olarak yükselmesine sebebiyet vermektedir İzinsiz kopyalamaya insanları iten faktörlerden birinin de bu olduğu unutulmamalıdır Tabii insan fıtratındaki çeşitli saikleri harekete geçirerek ihtiyaç olmayan nice şeyleri ihtiyaçmış gibi sunan aşırı faaliyetlerini de başka bir muharrik sebep olarak akılda tutmak lazım
(28 Mayıs , Perşembe)
Ahmet KURUCAN
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Çok uzun zamandır üzerinde durmak istediğim bir konuydu Pratik hayatın içinde hemen her gün ve hemen herkesin onlarca defa karşılaştığı bir husus bu; telif hakkı Telif hakkı üst başlık olarak benim koyduğum bir isimlendirme Aslında sorulardan hareketle gidilecek olursa, çok farklı alanlarda çok farklı sorular ve çok farklı boyutları var meselenin Dolayısıyla bunların her biri adına ayrı ayrı makaleler kaleme almak gerekir Böyle yapmak yerine ben meseleyi telif hakkıüst başlığı altında toplayıp, İslam hukuku özelinde genel bilgiler sunacağım Öyle zannediyorum ki bu genel bilgileri okurken izinsiz CD kopyalamak; bilgisayar programını kaçak olarak kullanmak; korsan kitap basmak caiz mi?türünden birçok soru cevabını kendiliğinden bulmuş olacak Cevabı bulunamayan sorulara veya önemine binaen özellikle vurgulanması gerekenlere de birkaç cümle ile değinmeye çalışacağım
Hak kavramından başlayalım; modern hukuk teorilerinde hak, irade, menfaat vb esasların merkeze alındığı teorilerle tanımlanır Mesela irade teorisine göre, bir iradenin başka bir irade üzerindeki yetkisidir hak Menfaat teorisine göre hakkın özünü menfaat oluşturur Bu menfaati belirleyen de koruyan da hukuktur Daha başka teorileri de sıralayabiliriz Bir fikir vermesi açısından sadece iki tanesini sunduğumuz bu teorilerin her birinin aklıselimin kabulleneceği kuvvetli yanları olduğu gibi zayıf yanları da vardır
Mesela irade teorisinde iradesiz anne karnındaki ceninin veya başka iradesiz varlıkların hakkı olabileceği nazara alınmamaktadır Çünkü yapılan tanıma göre bunlar kapsam dışında kalmaktadır
Bu ve buna benzer müzakereler sonucu pozitif hukukun bugün bizim karşımıza çıkardığı hak tanımı şudur: Hak, bir şeyi yapmak veya başkalarından bir şeyi yapmayı veya yapmamayı ya da belirli bir şekilde davranmayı isteme yetkisidirHak, hem maddî hem de manevî boyutu olan alan genişliğine sahiptir Sınırları hukuk tarafından belirlenir ve korunur Sınırlara riayet edilmemesi, ister kendi isterse başkalarına ait hakkın korunmaması durumunda hukukta tespit edilen müeyyideler devlet eliyle uygulanır
İslam hukukundaki hak tanımına gelince; baştan belirtelim, İslam'da hak çok geniş alana yayılan bir kavramdır Gerek sözlük gerek ıstılahi manaları, tefsir, fıkıh, hadis gibi ilmî disiplinlerdeki farklı tanımları bunu açıkça ispat eder Mesela Hak, Allah'ın isimlerinden biridir Zulüm, hakkın karşıt manasıdır Dolayısıyla hak kavramının anlam çerçevesi çoğu zaman zulümden hareketle belirlenir ve kullanılır Batıl, Kur'an' ın tabiriyle hakkın bizzat karşısında yer alan bir başka kavramdır Hak geldi, batıl zail oldu Zaten batıl, yok olmaya mahkûmdur( İsra 81) ayeti bu yaklaşımın delilidir
İslam hukukunda hak kavramı tıpkı modern hukukta olduğu gibi gerek usul gerekse furu açısından çeşitli müzakerelerin konusu olmuştur Tanım ve kategorilendirme bağlamında geçen bu müzakereler dolayısıyla herkesin kabullendiği ortak bir hak tanımı söylemek imkânsızdır Bununla beraber hakkın unsurlarını içine alan genel bir tanımı buraya kaydetmek istiyoruz İstılahi olarak hak, insanın canlı veya cansız varlıklar üzerindeki yetki ve sorumluluklarıdır Aynı manayı daha kestirmeden şöyle de ifade edebiliriz: Hak, insanın canlıcansız başka varlıklar üzerindeki tasarrufudur Bu tasarrufun çerçevesi hukuk tarafından belirlenir Yetki aşımı veya sorumluluğun yerine getirilmemesi hukuk tarafından belirlenen müeyyidelere tabidir En genel manada hak, Allah hakkı, kul hakkı ve Allah ile kul hakkının üzerinde birleştiği karma haklar şeklinde üçe ayrılır
Hak kavramı hakkında sunduğumuz bu genel bilgilerin yeterli olduğu kanaatindeyim Şimdi malkavramı üzerinde de benzer açıklamalar yapıp, telif hakkına geçeceğiz
(14 Mayıs , Perşembe)
Fıkıhta Mal Kavramı ve Telif Hakkı
Geçen hafta telif hakları meselesine başlamış ve hak kavramı üzerinde durmuştuk Bu hafta aynı üslupla mal kavramı üzerinde durup, bu bilgiler ışığında telif haklarına geçeceğizMal, fıkıhta edinilmesi ve faydalanılması mutat olan şeye denir
Fıkıhçılar malı farklı yönlerini ön plana çıkartarak değişik tasniflere ayırmışlardır Bunlardan en meşhur olanı mütekavvim ve gayri mütekavvim ayrımıdır Mütekavvim, yenilmesi, içilmesi ve kullanılması caiz ve meşru olan bir malın iktisadî değer ifade edip etmemesi anlamına gelen Arapça bir kelimedir Yalnız iktisadî değerin yanında hukukî değerinin olması veya olmaması bir şey değiştirir mi? Bu İslam hukuku açısından önemli bir soru ve buna birazdan geri döneceğiz
İkinci bir tasnif, malın piyasada benzerinin bulunup bulunmamasına göre yapılmıştır Mislî ve kıyemî mal ayrımı bunu anlatır Malın taşınabilir ve taşınamaz olması bir başka tasnif örneğidir Menkul ve gayrimenkul olarak literatürde kendine yer bulan bu ayrımın taşınamaz kısmına örnek herkesin tahmin edeceği gibi tarla, arsa ve benzeri şeylerdir
Tasnifler arasında en meşhur olanı ise Mütekavvim, yenilmesi, içilmesi ve kullanılması caiz ve meşru olan bir malın iktisadi değer ifade edip etmemesi anlamına gelen Arapça bir kelimedir Yalnız iktisadî değerin yanında hukuki değerinin olması veya olmaması bir şey değiştirir mi? Bu İslam hukuku açısından önemli bir sorudur Değer dendiği an akla gelen ilk şey hiç şüphesiz, malın iktisadi değer taşımasıdır Bir başka ifadeyle para ile ifade edilebilen bir karşılığının olmasıdır Ama her mal İslam inancı zaviyesinden bakıldığında iktisadî bir değer taşımayabilir Söz gelimi, domuz haram kılınması itibarıyla Müslüman için hiçbir ekonomik değer taşımaz; ama aynı mal gayrimüslim için iktisadi değere sahiptir Kan, leş, içki vb şeyler de bundan farklı değildir Bu farklılıktan dolayı olsa gerek, hukukçular malın değer taşımasını, sadece iktisadî karşılığının olması ile değil, hukukî değer taşıması ile de anlamlandırmışlardır Buna göre mütekavvim mal demek, ekonominin yanında hukuki değere de sahip olan mal demektir
Bu genel bilgiler ışığında gelelim telif haklarına En son söylenecek sözü isterseniz baştan ifade edelim; İslam ulemasının büyük çoğunluğu telif hakkı kapsamı içine giren şeyleri gayri maddi mal hükmünde kabul eder Şöyle açalım; telif hakkı günümüzde herhangi bir bilgi veya düşünce ürününün kullanılması ve yayılması ile ilgili hakları ifade eden bir kavramdır Kitap, makale, resim, fotoğraf, müzik eseri, mimari proje vb şeyler bu bağlamda değerlendirilir Aslında bunlar sınaî ve fikrî olmak üzere ikiye ayrılıp, fikrî mülkiyet hakları üst başlığında birleşirler Telif hakları, fikrî hakların alt kümesini oluşturur Pekala telif hakkı üzerinde farklı mütalaalara sahip olan, mesela yok diyen kişiler var mıdır? Elcevap; vardır Onların düşüncelerini dayandırdıkları delil, hakkın istilahî ifadesiyle aynyani elle tutulup, gözle görülür olmamasıdır Telif hakkı, mücerret bir şeydir ve mal değildir; dolayısıyla alışverişe konu olamazder ve bu yaklaşımlarını Karşılığı ödenerek satın alınan bir kitabın veya kasetin nasıl tasarruf edileceğine başkası karışamazdiyerek örneklendirirler Ama bu görüş çoğunluk tarafından rededilmektedir Rededenler, bu içtihattaki maddi ve gayri maddi mal ayırımı ile, zilyed ve malik arasındaki farkın gözetilmediğini nazara verirler Ayrıca belki de tarım toplumu şartlarında geçerliliği olan söz konusu düşüncelerin, bu kapsam içine girmeyen yeni ürünler için geçerli olmadığını, bu hususta dikkat edilmesi gereken ana unsurun Mecelle'nin de âdet muhakkemdirkaidesinden hareketle, örf ve âdet olduğunu belirtmektedirler Malum, dünya genelinde kabullenilen örf ve âdete göreki buna evrensel doğru da diyebiliriz telif hakkını gayri maddi bir mal ve mutlak bir hak olarak görmektedir Nitekim hemen her hukuk sistemindeki düzenleme bu esasa göre yapılmıştır
Haftaya bitirmek niyetiyle
(21 Mayıs , Perşembe)
CD, DVD ve Telif Hakkı
Geçtiğimiz iki haftada telif hakkını hak, gayri maddi mal kavramlarının izahlarına dayandırarak var olduğunu izaha çalıştık Şimdi bu mutlak hakkın izinsiz kullanımına sıra geldi
Şöyle başlayalım; neler telif hakkı kapsamı içine girer? Elektronik versiyonu olan bir malı (kitap, makale, müzik eseri vs) internet ortamından yasak olduğu belirtilmesine rağmen indirmek; CD, DVD kopyalamak, bilgisayar programını izinsiz kullanmak vb yüzlerce örnek sıralanabilir Teknolojiye aşina olduğumuz ölçüde verdiğimiz bu ve benzeri örneklerde telif kapsamı açısından her bir ürün için farklı şeyler söylenme ihtimali olsa da genel manada, malın basılmasatılmadağıtılmasını içine alan halka arz yetkisi, iktibaslarda sahibini belirtme, eserde değişiklik yapmama ve temsil gibi haklar sıralanabilir
Tercihlerini kabullendiğimiz İslam bilginlerinin görüşlerine göre telif hakkı kapsamı içine giren bilgi ve düşünce ürünü olan eşyalar, İslam hukukuna göre gayri maddi maldır ve mutlak hakkın konusudur Bunlar hem iktisadi hem de hukuki değere sahiptir Elle tutulur, gözle görülür olmaması bir şeyi değiştirmez Çünkü bunlar zihni çaba, uzun zaman, bedeni emek ve işin mahiyetine göre değişen binlercemilyonlarca liralık harcamalar sonucu elde edilen ürünlerdir Öyleyse bunların alıcısı sınırları hukuk tarafından belirlenen çerçeveye uymak zorundadır Aksi halde hak ihlal edilmiş olur Bu durumda ukbaya bakan veçhesiyle kul hakkı, dünyaya bakan veçhesiyle de fikri mülkiyet hukuku devreye girer Ceza söz konusu olan bir fiil ortada varsa Ceza Hukuku, tazminat söz konusu ise Borçlar Hukuku ilgilenir ve müeyyideler devlet eliyle uygulanır
Burada ilave şu sorulara kısa kısa cevap verebiliriz; bu mevzuda cehalet mazeret midir? Cevap; hayır, değildir Nitekim günümüzde piyasada satılan mallara bu telif haklarının korunduğunu ifade eden semboller konulmaktadır Mesela, daire içindeki c harfi yani © şekli bunu ifade eder
Hak sahibinin gayrimüslim olması bir şey değiştirir mi? Cevap; hayır Hak, haktır Hakka sahip olan kişinin dini kimliğinin ne dünyevi ne de uhrevi açıdan hiçbir önemi yoktur
Bazı bilgisayar programlarında yapımcı firmanın kopyalama ihtimalini mevcut teknolojiyi kullanarak imkansız kılma ihtimalini değerlendirmemeleri, dolaylı izin ve ruhsat sayılmaz mı? Cevap; bu konuda iki ayrı görüş var Bir; hak, haktır; küçüğünebüyüğüne bakılmaz; dolayısıyla soruda ifade edilmek istenen bidelaletil'l hal izinizin sayılmaz, caiz değildir İkinci görüş ise; Bu fiili durum eğer kanunlar tarafından yasaklanmıyorsa gizli izin sayılır Kişi ticaretini yapmamak ve sadece kendisi kullanmak için bu malı kopyalayabilir Eğer halka arz ile ticareti yapılacaksa gerekli telif ücretinin ödenip iznin alınması gerekirdeniliyor
Tüketiciler açısından baktığımız bu hadisenin bir de üretici kısmı var Bilinen bir gerçek ki bugün arka arkasına şu üç yazının yazılmasına neden olan ürünler, her ne kadar uzun çaba, gayret ve masraflar sonucu elde edilmiş de olsa, aklıselimin kabulleneceği ölçünün dışında bir kâr marjı ile satışa sunulmaktadır Tekel oluşturmalar, gereksiz yere üretici ile tüketici arasına konulan komisyoncular ürünün fiyatının suni olarak yükselmesine sebebiyet vermektedir İzinsiz kopyalamaya insanları iten faktörlerden birinin de bu olduğu unutulmamalıdır Tabii insan fıtratındaki çeşitli saikleri harekete geçirerek ihtiyaç olmayan nice şeyleri ihtiyaçmış gibi sunan aşırı faaliyetlerini de başka bir muharrik sebep olarak akılda tutmak lazım
(28 Mayıs , Perşembe)
Ahmet KURUCAN
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız