Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

İslam kardeşliğinin ölçüsü nedir? İslam kardeşliği nasıl olmalı? islam tim

İslam kardeşliğinin ölçüsü nedir? İslam kardeşliği nasıl olmalı? islam tim
0
132

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Değerli kardeşimiz;
İslâm dininde kardeşlik, bütünüyle akide temeline dayanmaktadır Allah (cc), Kur'ânı Kerim'de şöyle buyurmaktadır Mü'minler ancak kardeştirler Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulupdüzeltin ve Allah'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz(elHucurat 4910) Âyeti kerimeden de açıkça anlaşılacağı üzere, ancak iman bağıyla biraraya gelenler kardeş olarak kabul edilmektedirler Buna göre yeryüzünün neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşuyor olurlarsa olsunlar, hangi kavme mensup olurlarsa olsunlar veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar bütün mü'minler kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin kardeşleridirler yani birbirlerinin sadik dostlarıdırlar Bu kardeşler kendi aralarında apayrı bir topluluk oluştururlar Kendi akidelerine saldıran veya imana karşı küfrü tercih eden kimselerekendilerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar asla sevgi beslemezler; bu anlamda sadece akide kardeşliğini esas tutarlar; Rabblerinin şu mealdeki uyarılarını asla unutmazlar: Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir lopluluk bulamazsın ki onlar Allah'a ve Rasûlüne karşı başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar bunlar ister, babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri olsun Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir(elMücadele, 5822); Ey iman edenler, eğer imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınıza ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin Sizden kim onları veli edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır(etTevbe, 923)

Kuşkusuz mü'min gönülleri en sağlam ve köklü bir biçimde bağlayan bağ, iman ve takva esasından kaynaklanan kardeşlik bağıdır Bu, Cenabı Allah'ın mü'minlere bahşettiği en güzel nimetlerden biridir Âyeti kerimede bu durum şöyle ifade edilmektedir: Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapısın Dağılıp ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın Hani siz düşmanlar idiniz O kalplerinizin arasını uzlaştırıpısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz Yine siz tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size âyetlerini işte böyle açıklar(Alû İmrân, 3103) Yüce Rabbimiz bizlere, cahiliyye döneminde birbirlerine düşmanlıklarıyla ün salmış Evs ve Hazreç kabilesine mensup fertleri iman bağıyla nasıl kardeşler haline getirdiğini hatırlatmaktadır Bu hatırlatma, insanlığa kumanda edecek insanların mutlaka akide bağını esas alan, yani hep birlikte Allah'ın ipine içtenlikle sarıları insanlar olmaları gerektiğini zımnen öne çıkartmaktadır Dahası ve en önemlisi, insanlığa kumanda edecek mü'minlerin başarısını, Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp kardeşlik bağını kuvvetlendirmek şartına bağlamaktadır

İslam'da kardeşlik akide temeline oturtulduğu içindir ki, mü'minlerin arasını bozacak her türlü sunî ayrımlar ve böbürlenmeler de haram kabul edilmiştir Irk, soy, cins vs türünden cahilî değerler yerine takva kriteri getirilmek suretiyle toplumsal kardeşliğin ve ahengin bozulmaması sağlanmıştır Bu konudaki âyeti kerime her türlü tartışmayı sona erdirici niteliktedir: Hiç kuşkusuz, Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır(elHucurat, 4913)

Mü'min erkekler ile mü'min kadınların, akide ve takva temelinde birbirleriyle yardımlaşmaları kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir Bu yardımlaşma, bireysel ve toplumsal hayatta iman ve takva ilkesinin egemen olmasını sağlamak için gerekli görülmektedir Nitekim bu amaçla biraraya gelen kimselere Allah'ın rahmet edeceği belirtilmektedir: Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Rasûlüne itaat ederler İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır(etTevbe, 971)

Kardeş olmak, arkadaş ve sadık dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir; bunu fiili olarak göstermek demektir, sevmek, saymak, güvenmek, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışmak demektir Bunlar olmadan kardeşlik iddiasının bir anlamı olmaz Kur'ân'ın öngördüğü kardeşlik, bütün bunları içeren bir muhtevaya sahiptir Bir hayat biçimidir İslâm'daki kardeşlik Dinde kardeşliğin en güzel numunesini Peygamber çağında Peygamberle birlikte yaşayan seçkin sahabeler ortaya koymuşlardır MuhacirEnsar ilişkisi, kardeşliğin ne anlama geldiğini bizlere gösteren son derece mükemmel bir örnekliktir Medineli Ensar, Mekkeli Muhacir kardeşlerinin nefislerini, kendi nefislerinden daha aziz tutmuşlar, onları hiçbir konuda yalnız ve yardımsız bırakmamışlardır Bu davranışlarıyla Ensar, imanlarında ne denli ihlaslı olduklarını göstermişlerdir elbette Âyette şöyle buyurulmaktadır: Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah bulanlardır(elHaşr, 599) Peygamberimiz (sas) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için etmedikçe iman etmiş olmaz(Buhârî, imân, 7) Hz Ali (ra) şöyle demektedir: Senin hakiki kardeşin seninle beraber olan sana menfaat versin diye, kendi nefsine zarar vermeye razı olan, zamanın felaketleri kapını çaldığı vakit, senin dağınık durumunu derlemek için O, derli toplu öz durumunu dağıtır

Mü'minler kardeşlikte ve dostlukta tıpkı aksamı birbirine geçmiş mükemmel ve sapasağlam bir bina gibidirler veya bütün unsurları ve zerreleriyle birbirine bağlı bir vücud gibidirler Bir vücudun herhangi bir azası rahatsız olduğunda nasıl ki bütün bir vücud aynı rahatsızlığı, aynı acıyı duyarsa, bir tek mü'minindünyanın ta öbür ucunda ile olsa çektiği acıyı, duyduğu ızdırabı diğer mü'min kardeşleri derinden hisseder Mü'minlerin bu denli birbirlerine bağlı olduklarını Peygamber (sas) şöyle ifade etmektedir Mü'minin mü'mine bağlılığı, parçaları birbirini bütünleyen bir bina gibidirHadisi rivâyet eden Ebû Musa ElEş'arî'nin bunu tarif için parmaklarını birbirine geçirdiği zikredilmektedir (Buhârî, salat, 88, Mezalim, 5; Müslim, birr, 65; Tirmizî, birr, 18; Nesâî, zekat, 67) Mü'minleri kendi aralarındaki merhametleşmelerinde, sevişmelerinde, yardımlaşmalarında bir vücud gibi görürsün Ki vücudun bir organı ağrırsa, vücudunun kalan kısmı uykusuzluk ve humma ile o organ için birbirini çağırır

Bir mü'minin, diğer bir mü'min kardeşine her halükarda yardımcı olması gerekmektedir Peygamberimiz bir hadisinde, zalim de olsa, mazlum da olsa mü'min kardeşine yardım et!diye buyurmaktadır Zulüm konusunda nasıl yardım edileceğini ise şu çarpıcı sözlerle dile getirmektedir: Onu zulümden el çektirirsin Ona yapacağın yardım işte budur(Buhârî, Mezalim, 4; Müslim, birr, 62) Kardeşliğin bir gereği de, zulme meyleden diğer kardeşlerini uyarmak ve onları hizaya getirmek için çalışıp durmaktır Bu tür bir yardımlaşma fertlerin ve toplumların selameti için oldukça önem arzetmektedir

Allah Rasûlü Mescidi Nebevî'nin inşasından sonra Muhâcirler ile Ensâr'dan doksan sahabe arasında ikişer ikişer kardeşlik akdetti Kendisi de Hz Ali'yi kardeş edindi Bütün mü'minler birbirinin din kardeşi olmakla birlikte, bu özel kardeşleştirme, yardım, ziyaret, ihsan, nasihat ve rehberliği, hatta zevi'lerhamdan önce mirasçı olmayı kapsamına alıyordu

İbn Abbas anlatıyor: Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman aralarında akrabalık bağı olmaksızın, Rasûlüllah'ın ihdas ettiği kardeşlik dolayısıyla Ensara varis oluyorlardı

Âyette şöyle buyruluyor: O kimseler ki iman edip hicret ettiler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda mücadele ettiler O Ensar ki Muhacirleri barındırdılar ve onlara yardım ettiler Onlar birbirinin velileridirler(elinfâl, 872) Burada velayet; yardım, yardımlaşma, öğüt ve verâsetle tefsir edilmiştir Bedir savaşından sonra Muhacirlerin maddi durumlarının düzelmeye başlaması üzerine Muhacirlerin Ensara mirasçı olma hükmü şu âyetle neshedilmiştir: Hısımlar Allah'ın kitabında birbirine daha yakındırlar(elEnfâl, 875) Ensâr bazı mallarını Muhacir kardeşleriyle bölüşmüş, hurmalıklar üzerinde onlarla ziraat ortakçılığı yapmışlardır (İbn Sa'd, Tabakat, III, 396; Buhârî, II, 71, 111, 164)

Bir mü'min kendi için arzu ettiğini mü'min kardeşi için de arzu etmedikçe olgun mü'min olamaz

Kardeşliği Bozan Hususlar

Kardeşliği bozan pek çok husus vardır Kur'ânı Kerim'de ve hadisi şeriflerde bütün bu hususlar açık bir biçimde belirtilmektedir Bir âyeti kerimede, kardeşliği bozan ve dolayısıyla bireysel ve toplumsal ahengin zedelenmesine yol açan kötü hususlardan bazılarına şöyle deyinilmektedir Ey iman edenler! Zandan çok kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır Tecessüs etmeyin Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?(elHucurat, 4912) Bu âyeti celilede Yüce Rabbimiz, mü'minleri açık bir biçimde suizandan, kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan, gıybet, dedikodu ve kulis yapmaktan sakındırmaktadır Peygamberimiz (sas) ise bu konuda şöyle buyurmaktadır: (Sebepsiz) zandan sakınınız Zira zan sözlerin, yalanı çok olanıdır Birbirinizin ayıbını görmeye ve duymaya çalışmayınız Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız(elLü'lü Ve'l Mercân, Kitabu'l Birr VesSıla Ve'lAdab)

Bir başka âyeti kerimede şu hususların altı çizilmektedir: Ey iman edenler, bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin, belki alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar Kadınlar da kadınlarla alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar Kendi nefislerinizi yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık kötü lakablarla çağırmayın İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir Kim tevbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir(elHucurat, 4911) Bu âyeti kerimede de alay, kötü lakab takma ve benzeri gibi fısk kabul edilen davranışlar konusunda mü'minlerin duyarlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır

Kin, haset ve hakaret de kardeşliği bozan hususlar arasındadır Kitabı Kerim'de kendilerinden övgüyle bahsedilen mü'minlerin her türlü kinden ve hasetten tümden arındırıldıkları belirtilmektedir: Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar(elHicr, 1547) Enes b Mâlik'in rivâyet ettiği sahih bir hadiste ise Peygamberimiz (sas) şu nasihatlerde bulunmaktadır

Birbirinizle kinleşmeyiniz hasetleşmeyiniz birbirinizden yüz çevirmeyiniz Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz(Buhârî, Edeb, 57; feraiz 2; Müslim, birr, 23; Tirmizi, birr, 24), Bir kişiye, müslüman kardeşine hakaret etmesi kötülük olarak yeter(Müslim, I, 32) Mü'min kardeşinin ufaktefek kusurlarına ve eksikliklerine bakarak ona kin ve adavet besleyen kişi gerçekte insafsızca ve zalimce davranan kimsedir

Grupçuluk, inhisarı zihniyet, benmerkezcilik vb gibi kötü hasletler de kardeşliği bozan ve mü'minleri birbirine düşüren hususlar cümlesindendir Çünkü bu türden iddialar kaçınılmaz olarak beraberinde tefrikayı, çekişmeyi ve çatışmayı getirmektedir Mü'minlerin birbirine düşmesi veya düşürülmesi ancak bu yollarla mümkün olabilmektedir Nitekim bir hadisi şerifte, şeytanın bu yönde daima bir umut beslediğine işaretle şöyle buyurulmaktadır: Şeytan, Kıbleye dönen (mü'minlerin artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir;fakat onları birbirine düşürmekte (hala ümitlidir)(Tirmizi, Birr, 25; Müslim, Münafıkun, 65)

Bütün bu hususlar veya hasletler, tıpkı birer mikrop gibi, sirayet ettiği vücudları hasta düşürmekte ve tahrip etmektedir Dinde kardeşlik ruhunu yeniden canlandırmak ve mü'minlere kaybettikleri kuvveti yeniden kazandırmak, ancak bu tür hasletlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir Kitabı Kerim'in öngördüğü kardeşliğin tesis edilmesi demek, İslam ümmetinin yeniden dirim kazanması demektir

Tarihi kinleri, kabilevî ihtirasları, şahsî tamahları, taassub ile kaldırdıkları bayrakları bir kenara itip yok eden, Allah yolunda kardeşlik prensibinden başka hiçbir prensip kalpleri birleştiremez Ancak bu kardeşlik prensibiyle saflar yüce ve büyük Allah'ın sancağı altında birleşebilir

Kardeşlik Hukuku

Sıhrî kardeşlik İslâm'ın kıymet verdiği önemli akrabalık münasebetlerindendir Kardeşlerin birbirleri üzerinde hakları ve vazifeleri vardır Kardeşler, aralarında adalet ve iyilik ve dostlukla muamele etmelidirler

Kur'anı Kerim de, Hz Adem'in iki oğlu Habil ve Kabil'den şöyle bahsedilir: Ey Rasûlüm, Ehli Kitab'a, Adem'in iki oğlunun haberini hakkıyle oku Onlar Allah rızasını kazanmak için kurban kesmişlerdi de birisininki kabul edilmiş, diğerinki kabul olunmamıştı Kurbanı kabul olunmayan (Kabil) diğerine; Seni muhakkak öldüreceğim,demişti Kardeşi ona şöyle cevap vermişti: Allah, ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder Yemin ederim ki, eğer beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim Çünkü ben âlemlerin Rabbı olan Allah'tan korkarım Ben isterim ki sen kendi günahınla birlikte benim günahımı da yüklenesin; böylece cehennemliklerden olasın İşte zâlimlerin cezası budurNihayet Kâbil hevesine uyarak kardeşi (Habil)'i öldürmeğe kalkışmış ve sonra onu öldürmüştü Böylece ziyana uğrayanlardan olmuştu (elMâide, 52730)

Yûsuf sûresinde de, Hz Yûsuf'a kardeşlerinin yaptıkları kötülükler uzun uzun anlatılır Sonunda her şey ortaya çıkınca kardeşlerinin ona: Allah'a yemin ederiz, Allah seni bizden üstün kılmıştır Biz doğrusu (sana yaptıklarımızda) suçlu idikdedikleri; Hz Yusuf'un da; Size, bu gün hiç bir başa kakma ve ayıplama yok Sizi Allah yarlıgasın O merhametlilerin en merhametlisi(Yûsuf, 129192) diyerek, onları afv ve müsamaha ile karşıladığı haber verilmektedir

Hz Musa (as) kardeşinin de kendisiyle beraber hayır ve iyilikte ortak olmasını Allahu Teâlâ'dan şöyle istemiştir: Mûsa dedi ki: Ey Rabbim; benim göğsüme genişlik ver; işimi kolaylaştır; dilimden de şu düğümü çöz ki, sözümü iyi anlasınlar Bana kendi ailemden bir de vezir (yardımcı) ver; kardeşim Harun'u Onunla sırtımı kuvvetlendir Onu işimde ortak kıl Tâ ki seni çok zikredelim, çok analım(Tâhâ, 202534) Peygamberler (as)'ın kardeşlerine olan iyiliklerinin Kur'an'da anlatılması müslümanlara öğüt ve örnek olması içindir Kardeşler aralarında şu esaslara göre hareket etmelidir:

1 Kardeşler karşılıklı sevgi ve saygı beslemeli, küçükler büyüklerine karşı saygısız davranışlardan sakınarak onları anne ve babalan gibi görmeli ve kendilerine itaat etmeli, büyük kardeşler de küçüklerin kabahatlerini af ve hoşgörü ile karşılamalıdır

2 Kardeşler, anne ve babalarını üzmeyecek, onlara huzur dolu bir hayat yaşatarak davranışlarla birlik ve beraberlik içinde yaşamalı; para, servet miras gibi maddi çıkarlar düşmanlık sebebi haline getirilmemeli ve birlik ruhu bozulmamalıdır

3 Şan, şöhret, makam, servet gibi şeyler kıskançlık sebebi olmamalıdır Kardeşlerden biri ilim, servet ve makam itibariyle yükselirse bu durum diğerleri için ancak bir iftihar vesilesi sayılmalıdır Maddî ve manevî bakımdan güçlü olan da diğerlerine hor bakmamalı, onlara her konuda yardım elini uzatmalıdır

4 Aralarındaki işleri ve fikir ayrılıklarını zora baş vurmadan, birbirlerinin fikirlerine saygı duyarak ve konuşup anlaşarak tatlılıkla halletmenin yollarını aramalıdırlar

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 

Similar threads

Semerkand dergisi Yunus Kızılırmak Subat 2019158 sayı Efendimiz sav veda hutbesinde şöyle buyuruyor: Rabbiniz bir, atanız birdir İyi dinleyin! Arab'ın Acem'e, Acem'in Arab'a, kızıl ırkın siyah ırka, siyah ırkın kızıl ırka hiçbir üstünlüğü yoktur Üstünlük sadece takva iledir Şüphesiz Allah...
Cevaplar
0
Görüntüleme
70
Güzel dinimizin insana kattığı değerleri paylşmak istedim güzel bir yazı bulunca onunda etkisi oldu tabi Müslüman olarak yaşamak ve can vermek isteyen her fert, şu sualleri kendi vicdanına tevcih etmek mecburiyetindedir: İslâm bana ne kazandırdı? Müslüman olmasaydım, kaybım ne olacaktı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
181
İnsanlar ölürken yanında bulunanları güçlükle tanır ve bazan da hiç tanıyamaz Bunun sebebi, ölüm anındaki insanın aklî kuvvetinin zayıflaması olduğu sanılıyorsa da, o değildir Belki hayattakilerin katiyen anlayamadıkları ve anlayamayacakları bazı şeylerin, o durumdaki insana açılması ve onun...
Cevaplar
0
Görüntüleme
144
Değerli kardeşimiz; Şeytan evvela şüpheyi kalbe atar Eğer kalb kabul etmezse şüpheden şetme döner Hayale karşı şetme benzer bazı pis hâtıraları ve münâfii edep çirkin halleri tasvir eder Kalbe 'Eyvah!' dedirtir Ye'se düşürtür Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sûi edepte bulunuyor...
Cevaplar
0
Görüntüleme
101
Nafaka verip geçindirme, besleme, Allah yolunda harcama Bir terim olarak; gerek hısımlardan ve gerekse diğer insanlardan yoksul ve muhtaç olanlara para veya maişet yardımı yaparak, onların geçimini sağlama, demektir Zarûrî ihtiyaç ve maişet için sarfolunacak paraya ve azık çeşidine nafakadenir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
109
858,460Konular
981,106Mesajlar
29,529Kullanıcılar
peaceSon üye
Üst Alt