Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İslam'a Davet Metodu

İslam'a Davet Metodu

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İslamda cihadın bir cephesi de, dini tebliğ etmektir, dinin kutsi mesajını bütün aleme duyurmaktır Bunun da metodunu Kuranı Kerim çizmiş, Hz Muhammed (asm) de fiilen uygulamıştır İslamda davet terim olarak, insanları İslama çağrı, İslam esaslarının uygulamasına çağrı anlamına gelir

Peygamberlerin gönderilmesinden asıl maksat, Kuranı Kerimde büyük mücahade (Cihadı Kebir) olarak ifade edilen tebliğ görevidir Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik) O halde asla kafirlere boyun eğme ve Kurana dayanarak onlarla büyük mücahedeyi (cihadı kebir) gerçekleştirFurkan Sûresi, 52) Bu ayet, Cihadı Kebirin önemini açık bir biçimde ortaya koymaktadır

İslam dini, bütün beşere en son ilahi bir çağrıdır Bu çağrı, Kuranı Kerimde islama çağrı (Saff Sûuresi, 7), Allah yoluna çağrı (Nahl Sûresi, 125), imana çağrıHadid Sûresi, 8), Allahın kitabına çağrı (Ali İmran Sûresi, 23), Hakka çağrıRad Sûresi,14), hayra çağrıAli İmran Sûresi,104), kurtuluşa çağrıMümin Sûresi, 41), hayat kaynağına çağrıEnfal Sûresi, 24), esenliğe çağrı(Muhammed Sûresi,35) gibi ifadelerle beyan edilmektedir

Kuranı Kerim incelendiğinde Hz Peygamberin misyonunun davet esası üzerine bina edildiği görülmektedir Kuran, Hz Peygamberin ve müslümanların vet ile ilgili çalışmalarında uymaları gereken yöntemleri de açık bir şekilde ortaya koymuştur Bu yöntemlerden birincisi : Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et onlarla tartışmanı en güzel bir şekilde sürdür (Nahl Sûresi, 25) ayeti kerimesidir Bu ayet ile, cihadın en kalıcı, en etkin yönteminin, insanlara hikmetle yaklaşmak ve güzel öğüt ile tebliğ görevini sürdürmek olduğu ortaya çıkmaktadır

İslamı tebliğde ikinci bir yöntem, yumuşak konuşmaktır İncitmeden, kırmadan, insan şahsiyetine itibar ederek muhatabına yumuşak bir üslup ile yaklaşmaktır Kuranı Kerimde, Hz Musa (as)nın Firavuna dini tebliğ etme tarzı Git onunla yumuşak konuş, umulur ki belki döner (Taha Sûresi,44 )ayeti ile beyan edilirken, kıyamete kadar geçerli bir tebliğ yöntemi de müminlere öğretilmektedir: Muhatap Firavun derecesinde azgın ve yoldan çıkmış biri de olsa, ona hakkı tebliğ etmede yumuşak konuşmak gerekmektedir

Üçüncü bir tebliğ yöntemi ise, Hz Peygamberin insanlara akıllarına göre konuşunBkz Suyuti, edDürer, s: 12)emridir Bu emir ile, muhatabın yaş, idrak ve intikal kabiliyeti ve kültür seviyesini dikkate alarak konuşmak gerektiği vurgulanmaktadır Özellikle bu asrın mizacı dikkate alındığında insanların ilk önce aklını doyurmak gerekmektedir Dolayısıyla tebliğ yöntemi, muhataplara ilim ve fikirle, delil ve hüccetle konuşmayı zorunlu kılmaktadır Gerçekten tebliğ görevine bu açıdan bakıldığında, İslamiyetin bu konuda da fevkalade doyurucu olduğu görülmektedir

İslamda davetin can alıcı noktası, ilim ve fikir derinliğinin yanında bir de, İslamın güzelliğini hayatında fiilen sergilemektir, lisanı hal ile dinin güzelliğini kendi dünyasında yansıtarak, fiilen yaşamak ve bu güzelliği sevdikleriyle ve diğer insanlarla paylaşmaktır Davetin tadı ve kıvamı, müminin söylediğini yaşaması, yaşadığını da konuşmasıdır Böylece, Yaşayan bir hakikat olarak, gerçek insaniyeti, şefkat ve merhameti, adalet ve hakkaniyeti hayatında fiilen teşhir etmesidir

İslamda tebliğ, hem müslümanlara hem de gayri müslimlere yönelik bir faaliyettir; Müslümanlara Kuranın hakikatlerini ders ve talim ettirmek, vaaz ve nasihatte bulunmak, gayri müslimlere de dini tebliğ etmek, ilahi mesajı ulaştırmak ve irşad faaliyetlerinde bulunmak demektir

Kuran, İslam dininin yayılmasının yegane yolunun bu davet ve tebliğ olduğunu göstermektedir Nitekim, Kuranı Kerim de, Hz Muhammed (sav) Allahın davetçisi olarak nitelendirilmiş (Ahkaf Sûresi,31) ve görevinin ancak tebliğ olduğu zikredilmiştir(Ali İmran 20; maide Sûresi,92 ; Rad Sûresi,40)

Hz Peygamber, tebliğ görevini yürütürken, insanların Hak dine yönelmeleri ve tek bir Allaha iman etmeleri konusunda azim gayret göstermiş, adeta kendisini helak edercesine çalışmıştırOnun bu saffet ve samimiyetini Kuran şu ifadeler ile dile getirmektedir:

(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın (Şuara Sûresi,3),
Bu yeni kitaba İnanmazlarsa(ve bu yüzden helak olurlarsa), arkalarından üzüntü ile neredeyse kendini harap edeceksinKehf Sûresi,6)
Hz Peygamberin daveti ile ilgili incelikleri açıklayan ayetleri tetkik ettiğimizde şu temel mesajlar ortaya çıkmaktadır:
Hz Peygamber insanlar üzerinde bir zorba değildir (Gaşiye Sûresi,22; Kaf Sûresi,45)
Hz Muhammedin görevi insanları irşad, tebliğ ve davetten ibarettir (Ali imran Sûresi,20; Maide Sûresi,92; Şura Sûresi,48)
Bu din, Rabbin dosdoğru yoludur Öğüt alacaklar için Allahın ayetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır(Enam Sûresi,26)
Dinde zorlama yoktur Doğru yol, sapıklıktan hak batıldan ayrılıp belli olmuştur Artık kim tağutu (putları, batıl mabutları) reddedip Allaha iman ederse, işte o kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa yapışmıştır (Bakara Sûresi,256)
Hz Muhammed insanlığa bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiştir(Sebe Sûresi,28)
Onun yolu aydınlıktır Ona uyanlar aydınlık bir yol üzerindedir(Yusuf Sûresi,108)
Onlara yumuşak, yatıştırıcı söz söylemesi beyan buyrulmuştur (İsra Sûresi,28)
Müslümanlar sadece en güzel şekilde tebliğ yapmakla mükelleftirler (Maide5 67 ; Nahl 16125; Ankebut Sûresi, 46)
Birine dini kabul ettirmek için baskı yapılamaz ve baskı altında gerçekleşen iman geçersizdir(Bakara Sûresi,256 ; Yunus Sûresi,99 ; Kehf Sûresi,29 ; Hucurat Sûresi,14)
Bundan sonra artık iman edip etmemenin insanların kendi istemelerine bağlı bulunduğu ifade edilmiştir (Kehf Sûresi,29)

Hz Peygamberin davet ile ilgili uygulamasına bakıldığında, onun davet metodunun son derece mantıki, gerçekçi, tutarlı, makul, sistemli, olayların gelişimine muvafık ve insan fıtratına uygun olduğu görülmektedir O, davetini en yakınlarından başlayarak kademe kademe diğer insanlara ulaştırma metodunu benimsemiştir

Hz Peygamberin 23 yıl gibi kısa bir zamanda bu derece başarılı olması katiyen tesadüfi değildir Bu çalışmaların arkasında şu gerçekler yatmaktadır:
a) Hz Peygamber tebliğ ettiği dininde samimidir Çünkü getirdiği ahkama herkesten ziyade riayet etmiş, İslamı bizzat nefsinde en ileri derecede bilfiil yaşamıştır
b) Cenabı Hak Onu en güzel bir ahlak üzerine yaratmıştır (Kalem Sûresi, 4)
c) Hz Peygamber, emindir, bütün tarihçei hayatının şahadetiyle hiçbir yalanı işitilmemiş, hiçbir hilesi görülmemiştir Onun en azılı düşmanları bile Onun sıdk ve doğruluğunu kabul etmiştir Hatta risalet görevinden evvel kavim ve kabilesi, dost ve düşmanın ittifakı ile Ona Muhammedül Emin sıfatını vermişlerdir
d) Hz Peygamber, bütün insanlara değer vermiş, siyah, beyaz, kavim ve kabile gözetmeksizin bütün insanları aynı samimiyet ve içtenlikle kucaklamıştır, insan şahsiyetine itibar etmiştir
e) Hz Peygamber, af, müsamaha, hilm, şefikat ve merhameti kin, öfke, zorbalık ve düşmanlığa tercih etmiş, katiyen kaba ve sert davranmamıştır(Ali imran Sûresi,159)
f) Çevresini ümitsizlik ve karamsarlığa götürmemiş ( Feth Sûresi,1; Nasr Sûresi,12) çalışmalarını daima azim, sabır, inanç ve karalılıkla sürdürmüştür (Ali İmran Sûresi,159)
g) Hz Peygamber tebliğ ve davet faaliyetlerini sürdürürken insanlardan hiçbir maddi menfaat ve şahsi çıkar düşünmemiş, onlardan hiçbir ecir ve ücret talebinde de bulunmamıştır ( Sebe Sûresi,47 ;Yunus Sûresi,72; Hud Sûresi,29 ;Yasin Sûresi,21 )
h) İnsanlarla olan sosyal münasebetlerini kesmemiş, müslüman olan veya olmayan akraba ve çevresiyle ilgisini ısrarla devam ettirmiştir(Duha Sûresi,910 ; Şuara Sûresi,214)
i) İnsanların toplu bulunduğu her yerde (evde, çarşı ve pazarda, panayırlarda) tebliğ faaliyetini hikmetle ve ısrarla sürdürmüştür (Maide Sûresi,67) O davet mesajını komşu devlet reislerine de ulaştırmış ve onları İslama ve selamete davet etmiştir
 
858,497Konular
982,007Mesajlar
29,990Kullanıcılar
aydınıSon üye
Üst Alt