iltasyazilim
FD Üye
İslam dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yaşamalarına) büyük bir önem vermiştir
Müslümanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır
İslamda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardır Bunların bir kısmı şunlardır:
1) Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Şüphe yok ki, Allah yumuşak huylu, açık yüzlü kimseyi sever
2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçınmak
Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Müslüman odur ki, dilinden ve elinden müslümanlar selamette bulunur
3) İnsanların eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilik yapmak
Bir hadîisi şerifde buyurulmuştur:
Sıddîkların (özüsözü dosdoğru olanların) derecelerine geçmek istersen, senden ilgiyi kesene bağlan, senden esirgeyene sen ver, sana zulmedeni de bağışla
4) Dargınlığa hemen son vermek Müslümanlar arasında bir dargınlık olursa hemen barışırlar, birbirlerinden üç günden ziyade ayrı kalmazlar Müslümanların gönüllerinde düşmanlık ve kin duyguları yaşamaz Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Üç günden ziyade kardeşine dargın kalmak bir müslümana helal olmaz
5) Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak Bir müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık olduğunu görünce aralarını bulmaya ve küskünlüğü gidermeye çalışır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Sadakanın en faziletlisi, dargınların aralarını bulup düzeltmektir
6) İnsanların kusurlarım araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak Müslümanlar kimsenin kusurlarını araştırmazlar Kimsenin ayıbını ve kusurunu araştırıp ortaya çıkarmaya ve göstermeye çalışmazlar Buna aykırı hareket dinde yasaktır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Bir kul bir kulun kusurunu örterse, Allahü Teala Hazretleri de onu kıyamette örter (günahlarını açığa vurmaz)
7) Dostları arkalarından savunma Bir müslüman gerektiğinde dostlarını, din kardeşlerini arkalarından savunur Onlar hakkındaki yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Bir kul kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de Allah daima yardım eder
8) İnsanların kalblerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak durmak Buna aykırı davranmak birçok kimselerin günaha girmesine sebeb olur, insanlar arasında dedikoduya ve nefrete yol açar Bir hadisi şerifde şöyle buyurulmuştur:
Töhmet yerlerinden kaçınız
9) Değişik halk sınıfları ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitab etmeli Bir alimden, bir zahidden, bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıkdan, bir fakirden beklememelidir
10) Yaşlılara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek İslamda büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır Bu esas, aileler arasında bir kat daha önemlidir Anayababaya pek ziyade hürmet etmek bunun bir örneğidir Bunları adları ile çağırmak terbiyeye aykırıdır Bir kadının kocasını adı ile çağırması da edebe aykırı olduğundan mekruhtur Bir hadisi şerifin anlamı şöyledir: Bir genç bir yaşlıya sadece yaşından dolayı hürmet etti mi, Allah da ona bir mükafat olmak üzere, ihtiyarlığı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır
Bu mübarek hadis, yaşlılara saygı gösteren gençlerin sevab kazanacaklarını ve çok yaşayacaklarını müjdelemektedir Artık ihtiyarları bir yük kabul eden gençler, bunu biraz düşünmelidirler
11) Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak Şöyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar Müslümanların din ölçüleri içinde birbirlerine yardım etmesi ve şefaatta bulunması, aralarındaki kardeşliğin bir gereğidir Kendisi için hayırlı görüp istediği bir şeyi, başkaları için de islemeyen kimse, İslam muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi kardeşi (veya komşusu) için de sevip istemedikçe, gerçek mü'min olamaz
12) Selam vermek Şöyle ki: Müslümanlar arasında selam vermek bir sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlik alametidir Selam almak da bir farzdır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız Size bir şey göstereyim mi ki, onu yaptığınız zaman birbirinizi sevmiş olursunuz: Aranızda selamı yayınız
Selam vermenin bazı edebleri vardır Bunlardan bir kısmı: Bir topluluğun yanma girilirken konuşulmadan önce Esselâmu aleykümdiye selam verilir
İçinde insan olmayan bir yere girildiği zaman Esselâmu aleyna ve alâ ibadillahissalihîndenir
Gençler yaşlılara, süvariler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selam verirler Bir topluma verilen selama: Ve aleykümüsselâmdiye içlerinden birisi karşılık verirse, diğerlerinden selam alma görevi düşmüş olur Fakat o topluluk içinden hiç biri karşılık vermezse, hepsi de günahkar olur
Bir toplantıdan ayrılırken de selam vermek iyidir
Kendisine selam verilen kimse, daha güzel bir karşılıkta bulunarak şöyle der: Ve aleykümüsselâmu ve rahmetullahi ve berekâtüh
Bunu söylemek yerine göre pek güzeldir
Bir kimsenin selamım getirip tebliği edene Aleyke ve aleyhisselâmdiye karşılık verilir Bir mektubla selam yazılmış olursa, ya dil ile veya yazı ile; Ve aleykesselâmdenilir
Selama karşılık veremeyecek durumda olanlara selam vermek mekruhtur Onun için yemek yiyene, Kur'an okuyana, hutbe dinleyene, namaz kılana selam vermemelidir Verilirse, cevablanması mutlaka gerekmez İşlediği günahı açıkça söylemekten çekinmeyen kimselere (fasıklara) selam vermek mekruhtur
Sonuç: Selam verip almak, bir dostluk belirtisidir, sevgi alametidir Fakat selam verirken aşağı doğru bükülmek mekruhtur Öyle ki, bazı alimlere göre, selam verirken rükü haline yakın eğilmek, secde etmek gibidir Yaratıklara saygı için yapılacak bir secde ise imana aykırıdır
13) Musafa (el sıkışmak) Şöyle ki: İki müslüman bir araya gelince birbirinin elini tutarlar Salatselam getirerek birbirinin hatırını sorarlar Bu da sevgi ve dostluk nişanıdır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Birbirine rasgelen iki müslüman musafahada bulundu mu, onlar daha birbirinden ayrılmadan bağışlanırlar
14) Teşmitte bulunmak (aksırana hayır ve bereket istemek) Şöyle ki: Bir müslüman aksırınca: Elhamdülillâhder Yanındaki müslüman kardeşi de: Yerhamükallah Allah sana rahmet etsindiye dua eder Aksıran adam da: Yehdina ve yehdikümullah Allah, bizleri de sizleri de hidayet üzere bulundursundiyerek karşılık verir
15) Toplantılarda temiz bulunmak ve edebe uygun davranmak Şöyle ki: Müslümanlar, toplantılarda yıkanmış olarak temiz bir halde bulunurlar, içleri ve dışları temiz olur Toplantılarda ilim sahipteri ve yaşlılar baş tarafa geçirilir Gerek olmadıkça söze karışmazlar, söylenilen yararlı şeyleri dinlerler Toplantıya sonradan gelenlere yer verir ve birbirlerine karşı güleryüzlü bulunurlar
Müslümanlar toplantılarda kendiliklerinden başka tarafa geçip oturmazlar Kendilerine saygı için kalkarak yer vermek isteyenlerin hemen yerlerine oturmazlar İki kişinin arasına rızaları olmadıkça girip oturmazlar Bir toplantıda üç müslümandan ikisi başbaşa verip gizlice konuşmazlar Böylece üçüncü kimsenin üzülmesine ve yanlış fikre kapılmasına meydan vermezler
Müslümanlar bulundukları bir toplantıdan, arkadaşlarından izin alarak ayrılırlar Geçici olarak toplantıdan ayrılanların yerine de hemen oturmazlar
16) Dostları ziyaret: Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler Bu ziyaret de, bir sevgi ve bağlılık nişanıdır Ancak bu ziyaret, usandırıcı ve pek sık olmamalıdır Ziyarete gelen misafirlere mümkün olduğu kadar ikram edilmesi gerekir
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Sizi ziyarete gelenlere ikram ediniz
17) Ziyafetlere (davetlere) icabet etmek Bir müslüman, din kardeşinin davetine uyar, ziyafetinde bulunur Böylece aralarındaki sevgi ve yakınlık artmış olur Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Sizden birinizi, kardeşi düğün yemeğine veya başka bir şeye çağırsa, ona icabet etsin (uysun)
Yeter ki, ziyafet yerinde haram bir şey bulunmasın Çünkü bir müslüman, haramların işleneceğini bildiği bir yere gidemez Ancak o haramları engelleyebilecekse veya kendisine saygı için işlenmeyecekse, gidebilir
Ziyafetlerde, misafirlere ağırlık verecek kimseleri bulundurmamalıdır Misafirler gitmek isteyince, ev sahibi ısrar etmeksizin biraz daha oturmalarını istemelidir Toplantılar sade ve külfetsiz olmalıdır
18) Saygı için ayağa kalkmak Müslümanlar, yanlarına gelen din kardeşlerine karşı ayağa kalkabilirler Bu bir hürmet belirtisidir Mescidde bulunan veya Kur'an okuyan bir kimsenin, hürmet edilmeğe hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir Bir toplantıya gelenler için ayağa kalkılması adet olan yerlerde, ayağa kalkılması müstahabdır Böyle yapılmazsa, kin ve nefrete yol açılmış olabilir
19) Değerli zatların ellerini öpmek Müslümanlar, alimlerin, takva sahibi kimselerin ve adaletli hakimlerin ellerini sevgi ve saygı göstermek niyetiyle öperler, onlarla musafahada bulunurlar; bunda bir sakınca yoktur Bunlardan başka büyüklerin ellerini dindarlıklanna saygı ve ikram için öpmek de caizdir Fakat dünyaya ait bir maksad için öpmek mekruhtur
Bir de, bir müslümanın, başkası ile karşılaştığı zaman kendi elini öpmesi tahrimen mekruhtur Alimlerin ve diğer büyüklerin huzurunda yerleri öpmek de haramdır Bunu yapanlar ve yapılmasına razı olanlar günaha girmiş olurlar Bu, bir nevi putlara yapılan ibadeti andırır Bir müslüman için asla caiz değildir
20) Komşuluk haklarını gözetmek Şöyle ki: İslamda komşuluğun büyük önemi vardır Bir hadîsi şerifde buyurulmuştur:
Ev satın almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de yoldaş arayınız
Komşulara ikram bir sünnettir Bir müslüman komşusunun hakkını fazla gözetir, ona güleryüz gösterir, gerektiğinde ödünç verir, bir kaderi olunca onu tesilli etmeye çalışır, taziyede (baş sağlığı dileğinde) bulunur Komşusuna eziyet verecek şeyleri yapmaktan sakınır Evin akıntı suları ile ve çöplerle komşularını rahatsız etmez Yüksek sesle devam eden çalgı ve radyo sesleri ile komşularını rahatsız edenler, hasta ve okuryazarlarını düşünmeyenler komşuluk haklarını gözetmemiş olur ve topluma karşı görevlerini çiğnemiş sayılırlar
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Kötülüklerinden komşusu emin olmayan kimse, gereği üzere Allah'a iman etmiş olmaz
Sonuç: İnsan, komşularının sevgi ve övgülerini kazanmalıdır Hazreti Ömer (radıyallahu anh) buyurmuştur: Komşusu, yakını ve yol arkadaşı tarafindan övülen kimsenin güzel hal ve ahlak sahibi olduğundan şübhe etmeyiniz
21) Hastaları ziyaret etmek Müslümanlar hasta olan dostlarını ve komşularını uygun zamanlarda yanlarına giderek ziyaret ederler Sağlıklarına duada bulunurlar Bu da sevgiyi kuvvetlendirmeye ve kalbleri hoşlandırmaya yardım eden bir görevdir Bunun da bir takım edebleri vardır Şöyle ki: Bu ziyaretler pek sık yapılmamalıdır, hastanın yanında çok oturmamalı, hastanın canını sıkacak sözler söylememelidir
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Beş şey vardır ki, bunlar kardeşine karşı müslümana vacib olur; Verilen selamı almak, aksırana teşmit (hayır dua) etmek, davete gitmek (icabet etmek), hastayı ziyaret etmek, cenazelerin arkasından gitmek
22) Cenazeleri teşyî etmek (uğurlamak) Bu da önemli ve sevabı çok olan bir kardeşlik görevidir Müslümanlar, ölen din kardeşlerinin cenazelerini mezarlarına kadar üzgün ve düşünceli olarak götürürler Rahmet toprağına bırakırlar Haklarında rahmet isteyerek duada bulunurlar Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Bir cenaze üzerine namaz kılana bir kırat, gömülmesinde bulunana da iki kırat (sevab) vardır Bir kırat ise, Uhud dağı kadardır
23) Müslümanların mezarlıklarını ziyaret etmek Müslümanlar kendi aralarında, ahirete göçmüş olanların, özellikle yüksek alimlerin ve salih kimselerin, mezarlarını zaman zaman ziyaret ederler, onları rahmetle anarlar Bu da bir vefakarlıktır, değer bilmedir Bir hadîsi şerîfde beyan olunduğu üzere, mezarları ziyaret etmek ölümü hatırlatır, uyanmaya sebeb olur Onun için kabirleri saygı ve ibretle ziyaret etmeli, insanlığın acıklı sonucunu düşünerek gaflet içinde yaşamaktan kaçınmalıdır
KAYNAK: Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali, Ahlak Kitabı, Akit Yayını
Müslümanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır
İslamda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardır Bunların bir kısmı şunlardır:
1) Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Şüphe yok ki, Allah yumuşak huylu, açık yüzlü kimseyi sever
2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçınmak
Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Müslüman odur ki, dilinden ve elinden müslümanlar selamette bulunur
3) İnsanların eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilik yapmak
Bir hadîisi şerifde buyurulmuştur:
Sıddîkların (özüsözü dosdoğru olanların) derecelerine geçmek istersen, senden ilgiyi kesene bağlan, senden esirgeyene sen ver, sana zulmedeni de bağışla
4) Dargınlığa hemen son vermek Müslümanlar arasında bir dargınlık olursa hemen barışırlar, birbirlerinden üç günden ziyade ayrı kalmazlar Müslümanların gönüllerinde düşmanlık ve kin duyguları yaşamaz Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Üç günden ziyade kardeşine dargın kalmak bir müslümana helal olmaz
5) Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak Bir müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık olduğunu görünce aralarını bulmaya ve küskünlüğü gidermeye çalışır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Sadakanın en faziletlisi, dargınların aralarını bulup düzeltmektir
6) İnsanların kusurlarım araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak Müslümanlar kimsenin kusurlarını araştırmazlar Kimsenin ayıbını ve kusurunu araştırıp ortaya çıkarmaya ve göstermeye çalışmazlar Buna aykırı hareket dinde yasaktır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Bir kul bir kulun kusurunu örterse, Allahü Teala Hazretleri de onu kıyamette örter (günahlarını açığa vurmaz)
7) Dostları arkalarından savunma Bir müslüman gerektiğinde dostlarını, din kardeşlerini arkalarından savunur Onlar hakkındaki yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Bir kul kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de Allah daima yardım eder
8) İnsanların kalblerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak durmak Buna aykırı davranmak birçok kimselerin günaha girmesine sebeb olur, insanlar arasında dedikoduya ve nefrete yol açar Bir hadisi şerifde şöyle buyurulmuştur:
Töhmet yerlerinden kaçınız
9) Değişik halk sınıfları ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitab etmeli Bir alimden, bir zahidden, bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıkdan, bir fakirden beklememelidir
10) Yaşlılara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek İslamda büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır Bu esas, aileler arasında bir kat daha önemlidir Anayababaya pek ziyade hürmet etmek bunun bir örneğidir Bunları adları ile çağırmak terbiyeye aykırıdır Bir kadının kocasını adı ile çağırması da edebe aykırı olduğundan mekruhtur Bir hadisi şerifin anlamı şöyledir: Bir genç bir yaşlıya sadece yaşından dolayı hürmet etti mi, Allah da ona bir mükafat olmak üzere, ihtiyarlığı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır
Bu mübarek hadis, yaşlılara saygı gösteren gençlerin sevab kazanacaklarını ve çok yaşayacaklarını müjdelemektedir Artık ihtiyarları bir yük kabul eden gençler, bunu biraz düşünmelidirler
11) Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak Şöyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar Müslümanların din ölçüleri içinde birbirlerine yardım etmesi ve şefaatta bulunması, aralarındaki kardeşliğin bir gereğidir Kendisi için hayırlı görüp istediği bir şeyi, başkaları için de islemeyen kimse, İslam muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi kardeşi (veya komşusu) için de sevip istemedikçe, gerçek mü'min olamaz
12) Selam vermek Şöyle ki: Müslümanlar arasında selam vermek bir sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlik alametidir Selam almak da bir farzdır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız Size bir şey göstereyim mi ki, onu yaptığınız zaman birbirinizi sevmiş olursunuz: Aranızda selamı yayınız
Selam vermenin bazı edebleri vardır Bunlardan bir kısmı: Bir topluluğun yanma girilirken konuşulmadan önce Esselâmu aleykümdiye selam verilir
İçinde insan olmayan bir yere girildiği zaman Esselâmu aleyna ve alâ ibadillahissalihîndenir
Gençler yaşlılara, süvariler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selam verirler Bir topluma verilen selama: Ve aleykümüsselâmdiye içlerinden birisi karşılık verirse, diğerlerinden selam alma görevi düşmüş olur Fakat o topluluk içinden hiç biri karşılık vermezse, hepsi de günahkar olur
Bir toplantıdan ayrılırken de selam vermek iyidir
Kendisine selam verilen kimse, daha güzel bir karşılıkta bulunarak şöyle der: Ve aleykümüsselâmu ve rahmetullahi ve berekâtüh
Bunu söylemek yerine göre pek güzeldir
Bir kimsenin selamım getirip tebliği edene Aleyke ve aleyhisselâmdiye karşılık verilir Bir mektubla selam yazılmış olursa, ya dil ile veya yazı ile; Ve aleykesselâmdenilir
Selama karşılık veremeyecek durumda olanlara selam vermek mekruhtur Onun için yemek yiyene, Kur'an okuyana, hutbe dinleyene, namaz kılana selam vermemelidir Verilirse, cevablanması mutlaka gerekmez İşlediği günahı açıkça söylemekten çekinmeyen kimselere (fasıklara) selam vermek mekruhtur
Sonuç: Selam verip almak, bir dostluk belirtisidir, sevgi alametidir Fakat selam verirken aşağı doğru bükülmek mekruhtur Öyle ki, bazı alimlere göre, selam verirken rükü haline yakın eğilmek, secde etmek gibidir Yaratıklara saygı için yapılacak bir secde ise imana aykırıdır
13) Musafa (el sıkışmak) Şöyle ki: İki müslüman bir araya gelince birbirinin elini tutarlar Salatselam getirerek birbirinin hatırını sorarlar Bu da sevgi ve dostluk nişanıdır Bir hadisi şerifde buyurulmuştur:
Birbirine rasgelen iki müslüman musafahada bulundu mu, onlar daha birbirinden ayrılmadan bağışlanırlar
14) Teşmitte bulunmak (aksırana hayır ve bereket istemek) Şöyle ki: Bir müslüman aksırınca: Elhamdülillâhder Yanındaki müslüman kardeşi de: Yerhamükallah Allah sana rahmet etsindiye dua eder Aksıran adam da: Yehdina ve yehdikümullah Allah, bizleri de sizleri de hidayet üzere bulundursundiyerek karşılık verir
15) Toplantılarda temiz bulunmak ve edebe uygun davranmak Şöyle ki: Müslümanlar, toplantılarda yıkanmış olarak temiz bir halde bulunurlar, içleri ve dışları temiz olur Toplantılarda ilim sahipteri ve yaşlılar baş tarafa geçirilir Gerek olmadıkça söze karışmazlar, söylenilen yararlı şeyleri dinlerler Toplantıya sonradan gelenlere yer verir ve birbirlerine karşı güleryüzlü bulunurlar
Müslümanlar toplantılarda kendiliklerinden başka tarafa geçip oturmazlar Kendilerine saygı için kalkarak yer vermek isteyenlerin hemen yerlerine oturmazlar İki kişinin arasına rızaları olmadıkça girip oturmazlar Bir toplantıda üç müslümandan ikisi başbaşa verip gizlice konuşmazlar Böylece üçüncü kimsenin üzülmesine ve yanlış fikre kapılmasına meydan vermezler
Müslümanlar bulundukları bir toplantıdan, arkadaşlarından izin alarak ayrılırlar Geçici olarak toplantıdan ayrılanların yerine de hemen oturmazlar
16) Dostları ziyaret: Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler Bu ziyaret de, bir sevgi ve bağlılık nişanıdır Ancak bu ziyaret, usandırıcı ve pek sık olmamalıdır Ziyarete gelen misafirlere mümkün olduğu kadar ikram edilmesi gerekir
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Sizi ziyarete gelenlere ikram ediniz
17) Ziyafetlere (davetlere) icabet etmek Bir müslüman, din kardeşinin davetine uyar, ziyafetinde bulunur Böylece aralarındaki sevgi ve yakınlık artmış olur Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Sizden birinizi, kardeşi düğün yemeğine veya başka bir şeye çağırsa, ona icabet etsin (uysun)
Yeter ki, ziyafet yerinde haram bir şey bulunmasın Çünkü bir müslüman, haramların işleneceğini bildiği bir yere gidemez Ancak o haramları engelleyebilecekse veya kendisine saygı için işlenmeyecekse, gidebilir
Ziyafetlerde, misafirlere ağırlık verecek kimseleri bulundurmamalıdır Misafirler gitmek isteyince, ev sahibi ısrar etmeksizin biraz daha oturmalarını istemelidir Toplantılar sade ve külfetsiz olmalıdır
18) Saygı için ayağa kalkmak Müslümanlar, yanlarına gelen din kardeşlerine karşı ayağa kalkabilirler Bu bir hürmet belirtisidir Mescidde bulunan veya Kur'an okuyan bir kimsenin, hürmet edilmeğe hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir Bir toplantıya gelenler için ayağa kalkılması adet olan yerlerde, ayağa kalkılması müstahabdır Böyle yapılmazsa, kin ve nefrete yol açılmış olabilir
19) Değerli zatların ellerini öpmek Müslümanlar, alimlerin, takva sahibi kimselerin ve adaletli hakimlerin ellerini sevgi ve saygı göstermek niyetiyle öperler, onlarla musafahada bulunurlar; bunda bir sakınca yoktur Bunlardan başka büyüklerin ellerini dindarlıklanna saygı ve ikram için öpmek de caizdir Fakat dünyaya ait bir maksad için öpmek mekruhtur
Bir de, bir müslümanın, başkası ile karşılaştığı zaman kendi elini öpmesi tahrimen mekruhtur Alimlerin ve diğer büyüklerin huzurunda yerleri öpmek de haramdır Bunu yapanlar ve yapılmasına razı olanlar günaha girmiş olurlar Bu, bir nevi putlara yapılan ibadeti andırır Bir müslüman için asla caiz değildir
20) Komşuluk haklarını gözetmek Şöyle ki: İslamda komşuluğun büyük önemi vardır Bir hadîsi şerifde buyurulmuştur:
Ev satın almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de yoldaş arayınız
Komşulara ikram bir sünnettir Bir müslüman komşusunun hakkını fazla gözetir, ona güleryüz gösterir, gerektiğinde ödünç verir, bir kaderi olunca onu tesilli etmeye çalışır, taziyede (baş sağlığı dileğinde) bulunur Komşusuna eziyet verecek şeyleri yapmaktan sakınır Evin akıntı suları ile ve çöplerle komşularını rahatsız etmez Yüksek sesle devam eden çalgı ve radyo sesleri ile komşularını rahatsız edenler, hasta ve okuryazarlarını düşünmeyenler komşuluk haklarını gözetmemiş olur ve topluma karşı görevlerini çiğnemiş sayılırlar
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Kötülüklerinden komşusu emin olmayan kimse, gereği üzere Allah'a iman etmiş olmaz
Sonuç: İnsan, komşularının sevgi ve övgülerini kazanmalıdır Hazreti Ömer (radıyallahu anh) buyurmuştur: Komşusu, yakını ve yol arkadaşı tarafindan övülen kimsenin güzel hal ve ahlak sahibi olduğundan şübhe etmeyiniz
21) Hastaları ziyaret etmek Müslümanlar hasta olan dostlarını ve komşularını uygun zamanlarda yanlarına giderek ziyaret ederler Sağlıklarına duada bulunurlar Bu da sevgiyi kuvvetlendirmeye ve kalbleri hoşlandırmaya yardım eden bir görevdir Bunun da bir takım edebleri vardır Şöyle ki: Bu ziyaretler pek sık yapılmamalıdır, hastanın yanında çok oturmamalı, hastanın canını sıkacak sözler söylememelidir
Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Beş şey vardır ki, bunlar kardeşine karşı müslümana vacib olur; Verilen selamı almak, aksırana teşmit (hayır dua) etmek, davete gitmek (icabet etmek), hastayı ziyaret etmek, cenazelerin arkasından gitmek
22) Cenazeleri teşyî etmek (uğurlamak) Bu da önemli ve sevabı çok olan bir kardeşlik görevidir Müslümanlar, ölen din kardeşlerinin cenazelerini mezarlarına kadar üzgün ve düşünceli olarak götürürler Rahmet toprağına bırakırlar Haklarında rahmet isteyerek duada bulunurlar Bir hadîsi şerîfde buyurulmuştur:
Bir cenaze üzerine namaz kılana bir kırat, gömülmesinde bulunana da iki kırat (sevab) vardır Bir kırat ise, Uhud dağı kadardır
23) Müslümanların mezarlıklarını ziyaret etmek Müslümanlar kendi aralarında, ahirete göçmüş olanların, özellikle yüksek alimlerin ve salih kimselerin, mezarlarını zaman zaman ziyaret ederler, onları rahmetle anarlar Bu da bir vefakarlıktır, değer bilmedir Bir hadîsi şerîfde beyan olunduğu üzere, mezarları ziyaret etmek ölümü hatırlatır, uyanmaya sebeb olur Onun için kabirleri saygı ve ibretle ziyaret etmeli, insanlığın acıklı sonucunu düşünerek gaflet içinde yaşamaktan kaçınmalıdır
KAYNAK: Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali, Ahlak Kitabı, Akit Yayını