Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Islamda tesettür

Islamda tesettür
0
41

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Islamda tesettür islamiyette tesettür cilbab modelleri cilbab çeşitleri giyim cilbap modelleri Güçlünün güçsüzü ezdiği, kanun nizam diye hiçbir şeyin bilinmediği, çöl kanunu adı verilen kaba kuvvetin hüküm sürdüğü, insanların canavarlardan daha da ileri gitgide artarak kendi cinslerini parçaladığı bir zamanda, bundan tam 1400 küsur yıl önce, insanlığın yaratıcısı Allah (cc) göre bir peygamber, bir kitap ve bir din gönderildi Daha önce de daima uyarılmasına rağmen unutuyordu ademoğlu Bunu pek iyi haberdar olan ulu Yaratıcı son kere bir daha uyardı, koruyup yasattığı kulunu Hem de en büyük bir peygamberle ve korumayı garanti altına aldığı muhteşem bir kitapla Herşey bundan daha sonra oluverdi Yarı bu yeni din sihirli bir değnekti Gelişinden elli yıl dahi geçmeden, büyük peygamberin toprağı demin kurumadan, en büyük, en medeni, en güçlü bir ahali oluşuverdi Bundan Böyle insan yaratanının emrine girmiş, elinde onun verdiği reçete, her işi yerli uygun, rızasına yerinde bir şekilde yapıyordu Bu işten memnun olmayan tek kişi vardi Zaten o insanın birincil yaratıldığı gün memnuniyetsizliğini isyanıyla açığa vurmuştu Evet iblis bu işten hoşnut olmamış hemen harekete geçerek başarısının bir tek sebebi olarak keşfettiği müslümanları dinlerinden uzaklastirmaya çalışmış ve Nefs'in de yardımıyla başarmıştır bu vesileyle insan unsurunun ikinci ve temel varlığı olan bayan epeyce kullanılmış ve istismar edilmiştir islam nasıl olur da kadina bedel vermez, islâm'da kadın, ya anadır, ya bacıdır, ya hanımdır Namusu ve dini için yasayan müslümanın bu değerler yegâne varlık sebebidir BENIM BACIM Şurası unutulmamalıdır ama, benim bacım, paha biçilmez değerdeki varlığını, şeytani gözlerin iğrenç bakışlarından gözetmek için giyindiği simsiyah çarsafıyla, imanla atan kalbiyle, irfanla çalışan aklıyla ve tavizsiz vakur karakteriyle özgün bir âbidedir Arkasına sığındığı örtü onun tutsaklık zinciri değil, hürriyet belgesidir Evinde oturup sokaklara çıkmaması, açılıp saçılmaması onun kokuşmuşluğuna değil, korunmuşluğuna, asaletine ve temizliğine delalettir Kocasının getirdiği parayı yemesi, onun kapıdan karşılayıp güleryüzle içeri alması ekonomik bir zillet değil bilakis, ideal işbölümünün gereklerini yerine getirmesidir O, alacağı bir kaç kuruş için, yolda, otobüste perişan olan; işyerinde ezilen, bazan da süflîlesen çağdaş kadından çok daha farklıdır Onun oturuşu miskince bir bekleyiş değil büyük bir istikbale hazırlanıştır Geleceğin mücahid erlerine başlıca olma istikbaline O, Rabb'inin kendisine verdiği haklardan hoşnut ve fazlasıyla razıdır Kafirlerin daha büyük değerlerini elinden çekip elde etmek için yem olarak önüne sürdükleri sahte hürriyetlere, haklara ihtiyacı yoktur Çünkü o, hiç bir sistemin yapamiyacaği kadar bağımsızlık, hiç bir mükafatin edemiyeceği değin mutludur O benim bacımdır Onun namusunu gözetmek ve islâm'ın koyduğu ölçüler kapsamında muhafaza etmek benim görevimdir O, benim bacımdır Onun namusunun dokunulmazlığı vardır Namusunun ve namusuna gelinceye kadar en ufağından en büyüğüne bütün değerlerinin Onun dokunulmazlığının garantisi kalbimizdeki sönmez inancımızdır Örtünme, kitab, sünnet ve icmâi ümmetle değişmez kati bir emirdir Bu katiyyeti anladiktan daha sonra müslüman kadinin Allah'in emrettiği sınırlar kapsamında örtünmekten diğer oluşturacağı bir şey yoktur Ne cahiliyye liderlerinin horlamalari ne de müslüman görünen münafikların islâm'da örtünme yoktur diye bağırıp çağırmaları onu ilgilendirir Bu dikte Allah'in emridir Onu beğenmeyen, islâm'i beğenmiyor, onun sâri olan Allah'ı reddedip ona savaş açıyor demektir Örtü hakkında Kur'ân'daki nas, iddiaların aksine epeyce açıktır Derhal biz bu naslardan örtünmenin farziyetini ve mahiyetini en açik bir biçimde izah eden iki tanesini bir takım meal ve tefsirlere istinaden açıklayacağız Bu açıklamamızı da herkesin tahkikine açık olması için muhtemel olduğu kadar yüzeysel tutmaya çalışacağız Bu satırları okuduktan daha sonra tesettür hakkında hala bir tereddüde kalan olursa, hemen kaynaklara müracaatla hakikati öğrenebilir Ondan daha sonra da memnuniyet olamazsa, ona düsen tek şey kendisini sorguya çekerek imanını kontrol etmesidirIlk zikredeceğimiz delil Ahzab sûresinin 59 âyetidir Ömer Nasuhi Bilmen bu âyeti kerimenin mealini şöyle yapmaktadır — Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına de ancak: Üzerlerine feracelerini sıkı sıkı örtsünler Bu onların tanınmamaları ve cefa edılmemelerine en yakın en muvafik bir sebepdir Ve Allah çok magfiret edendir, çok yufka yürekli olandırBurada, Ömer Nasuhi metinde geçen cilbabkelimesini feraceolarak terceme etmiştir Bilindiği gibi ferace çarşafın bütün karsılığıdır Tekrar istanbul eski müftü vekillerinden, umumen şeref görebilen bir meal sahibi A Fikri Yavuz da bu ayetin mealini söyle yapmıştır:—Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, (kendilerini bitmiş aşağı örten) elbiselerini giyinip örtünsünler, işte böyle giyinmeleri (iffetli) tanınıp da ahlaksızlar tarafindan) eziyet edilmemelerine daha elverişlidir Allah gafurdur, rahimdirBu meale kadar de cilbab, kadının vücudunu her yerde aşağıda örten, onları kim oldukları tanınmayacak kadar kapatan elbiseler olarak tarif edilmiştir Meshur Celaleyn Tefsirinde ise cilbabkelimesi şöyle açıklanmıştır:Cilbab, kadının vücudunu kaplayan bir çeşit çarşaftır Kadınlar bir ihtiyaçları için dışarıda çıktıklarında, onun (çarsafın) bir kısmını da yüzlerine çekerler Böylece gözlerinden baska hiçbir uzuvlari gözükmezTefsir ve meâllerdeki: cilbab, mülâa, ferace, ve bürük malum çarsafın karsılığıdır Peçe ve yaşmak ise yaklaşık manada yüzü örtmeye yarayan örtü anlamında kullanılır Işte, müslümanları dinlerinden bozmak isteyen sahte din adamları bu ayeti saptırarak örtünün farziyetini gizlemek istemişlerdir Lakin ayet hakikati arayan bir kişi için hiç bir açıklama kabul etmeyecek kadar açıktır Kafirler istese de istemese de Allah emirlerini insanlara iletecek, dinini ebedi kılacaktır Meseleye bir şekilde tarafsızlık getiren ikinci delil de Nur Suresi, 31 âyeti kerimesidir Ömer Nasuhi Bilmen bu âyeti kerimenin mealini şöyle yapmıştır:— Ve mü'min kadınlara da söyle: —Gözlerini sakınsınlar ve avretlerini muhafaza etsinler ve zinetlerini açmasınlar, onlardan her zahir (açık) olan müstesna Ve baş örtülerini yakalarının üzerine sarkıtsınlar ve zinetlerini açmasınlar Oysa (mahrem olanlar) müstesna Ve zinetlerinden gizledikleri bilinsin diye ayaklarını da birbirine vurmasınlar ve cümleten Allah'a pişmanlık ediniz, ey müminler? Ta oysa felah eresinizBurada örtünmenin sınırları zinetleri kendiliğinden gözükenler müstesna örtünün yakalar üzerinden sarkıtılmasıibaresiyle çizilmiştir Bu sınırları daha iyi kavrayabilmek için gözlerimizi yeniden Celaleyn ibarelerine çevirelim:— Gözlerini, (bakmalari helal olmayan seylerden) sakınsınlar, avret mahallerini (yapmaları haram olan seylerden) muhafaza etsinler Zinetlerini de kendiliğinden gözüken azalar, (eller ve yüz) hariç göstermesinler (açığa vurmasınlar) (Çünkü her hangi bir fitne korkusu olmadığında yabanci erkeklerin bu iki uzva bakmasi haram degildir Lakin, fitne kapısını en ince ayrıntısına kadar kapama açısından bakılmamasi gerekir) Baş örtülerini yakalarinin üzerine sarkıtsınlar (yani başlarını, boyunlarını ve gögüslerini peçe veya bürük denilen örtüyle kapasınlar (Ellerle yüzün haricindeki bakımlı) zinetlerini de açığa vurmasınlarCelaleyn tefsirinden anlaşıldığına göre, mahrem olan uzuvlar eller ve yüz hariç tüm vücuttur Fitne korkusu oldugunda ama sokakta behemahal vardır bu iki uzvun da açık kalmasi caiz olmaz Fakat Fikri Yavuz hoca da mealinde, örtülmesi gereken zinet kelimesini: Süslerin takılı olduğu boğaz, baş, gerdan, kol, but ve kulaklar gibi yerlerolarak tefsir etmiştir Ayrıca ilk türkçe tefsir sahibi meshur Elmalin Hamdi Yazır da tefsirinde cilbabkelimesini Her Tarafta altında örten çarşaf, ferace ya da çarolarak tefsir etmiştir Bu iki ayetin terceme ve tefsirlerinden anlaşılacağı üzere örtünme kesin olarak farzdır, islâm'ı kabul ettiğini bahis eden bir kişinin bu kati farzı red etmesi asla muhtemel değildir Diğer çoğu ayeti kerime de aracısız olarak veya dolayli olarak tesettüre göze çarpan edilmiştir Onlardan, tesettürün ana mesnedine, bir nevi tarihçesine ve tesettüre riayet etmemenin tehlikelerine sinyâl eden Araf suresi 27 âyeti de epeyce mühimdir: Ey Adem ogulları! Size, çirkin (avret) yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs elbisesi indirdik Lakin takva elbisesi, işte o, hepsinden daha hayırlıdır Bu giyim eşyasını yollamak Allah'ın ihsanına kötüye işaret eden alametlerdendir Gerektir ama düşüne ve anlayalar Ey Adem ogulları! Çirkin yerlerini kendilerine göstermek için başlıca ve babalarinizin elbiselerini soyarak seytan onlari nasil cennetten çikardiysa ağırbaşlı size de bir bela yapmasin Çünkü seytan ve onun dostlari sizi, kendilerini göremiyeceginiz yerlerden görürler Biz seytanlari iman etmeyeceklere arkadaş yaptıkIslâm hukukunun ikinci kaynağı olan sünnete baktığımızda bu meselenin hiçbir şüpheye mahal kalmayacak şekilde açıklandığını ve kanımca yaşandığını görürüz Bu hususu isbat etmek için sadece şu, Hadisi şerif bile hiçbir yoruma gereksinim bırakmaksızın kafidir: Hz Aişe söylenti ediyor: Ebubekir'in kizi Esma birgün uzun ve ince bir elbise üzerinde oldugu halde Rasûlullah'ın huzuruna girdi Bu hali gören Resûlullah kutsal yüzlerini baska tarafa çevirdiler ve Ey Esma, bir kadin buluğa erince şundan ve bundan (yüzüne ve ellerine dikkat çekici ederek) diğer yerlerinin görünmesi caiz degildir diye buyurdularIste Islâm'in örtü hakkindaki nihai hükmü budur, Islâm peygamberinin baldızına hitaben söyledigi bu sözler bütün Islâm ümmeti için örtü hakkindaki hükmü koymuştur Medine'ye hicret edilip tesettür ayetleri indikten sonra islâm'a inanan bütün kadinlar tereddütsüz tesettüre uymuş, eski sakat adetlerini hiç hemen bir kenara bırakmışlardır Onlar örtülerine büründüklerinde ne toplumda aşağılanmış ne de hürriyetlerinden bir şey kaybetmişlerdir Üstelik örtünürken en minik bir sıkılganlık duymamışlar, çölün o cehennemi sıçağında katiyen, terlediklerinden rahatsız olduklarından söz etmemişlerdir Iste şu aşağıdaki hadisi şerif bu hali tanımlama etmektedir: Hz Aişe validemiz örtünme âyetinin nazil oldugu andaki genel havayi şöyle anlatiyor: — Vallahi ben Allah'in kitabını tasdik, onun indirdiğine iman bakımından Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim Nur Süresindeki örtünme âyeti nazil olunca erkekleri kendilerine varip Allah'in indirdiği âyetleri okumaya başladılar Herkes bu emirleri zevcesine, kızına, hemşiresine ve tüm yakınlarına okuyordu Kadınlardan hiçbiri istisna edilmemek kaydıyla yünden ve pamuktan yapılmış örtülerine büründüler ve sabahtan namazında Resûlullah'ın ardındaki örtülerine bürünmüş olarak bulundular, güya baslarında kargalar vardi neticede, Islamiyet kadına örtünmesini emretmiş, ona ve sadece kocası için açılma izni vermiştir Onu güzel görünmesini ve yalnız onun için süslenmesini emretmiştir Hz Aişe Resululah (sav)den rivayet ediyor: — Bir kadın, kocasının evinden başka bir yerde elbisesini üzerinden çıkarırsa, o bayan Rabbi ile kendi arasını helak etmiştirTekrar giyimde hile yaparak, ayrıca hevalarına uyup hem de kendilerini Allah'in emrine uyuyor gösterenler de harikulade bir şekilde korkutma edilmişlerdir, islâm'ın örtünme sınırları taviz kabul etmez Bundan kolay bir kaçamak yapmaya kalkan bir kimse onun tümüne aniden ayaklanma etmiş islâm'ın sınırları dışına çıkmış, Allah'ın lanetine uğramış olur Ebû Hüreyre (ra)'dan rivayetle Resulü Ekrem şöyle buyurmuştur: — Ümmetimden hemen şimdi görmediğim cehennemlik olan iki derslik vardır Bunlardan bir sınıfı kadınlardır ancak, giyinik oldukları halde elbisleri örtülmesi gereken yerlerini örtecek derecede kalin sık ve geniş olmadığı için onlar çıplak gibidirler Başları da deve hörgüçleri gibidir Onlar namus sınırının dışına çıkıcı ve çıkarıcılardır Onlar cezalarını çekmeden cennete giremezlerIste bunlar, müslüman kadının el ve ayakları müstesna bütün vücutlarını örtmesini gerektiren ayet ve hadislerdir Müslüman olan bir kişinin örtünmekten baska seçeneği yoktur Buna rağmen tesettürü reddedenin ise islâm'la herhangi bir ilisigi yoktur Emrin katiyyeti ve tesettürün farziyeti böylece anlaşıldıktan sonradan, halaIslâm'da tesettürün olmadığını, çarşafın kadınlarının güzelliklerini saklamak isteyen eski bir toplumdan kaldığını iddia edenlere sorarız Onlar bu iddialarını acaba hangi delile ve hangi yetkiye dayanarak ileri sürüyorlar Yahut oların islâm'ın hükümlerini öğrendikleri Kur'ân'dan ve sünnetten diğer bir kanıt kaynakları mı var? Ya Da peygamberin vefatından sonradan Allah bu dinin kanun koyucusu olma hakkını onlara mı verdi de bizim haberimiz olmadı? Hayır, islâm dininin Kur'ân'dan ve Sünnetten baska hiç bir kaynağı yoktur Müslümanlar hangi toplum ve hangi çağda olurlarsa olsunlar onlara bakarak yollarını bulur takip etmeleri gereken istikameti çizerler Güçleri ve yetkileri ne olursa olsun insanlardan hiçbirisinin kendi aklina ve arzularina dayanarak islâm'in hükümleri hakkında laf söyleme, Allah'ın sınırlarıyla uğraşma hakkı yoktur Islâm dininin kanun koyucusu yalnızca Allah'tır Onu tanımlama hakkı yalnızca ve sadece Hz Resule aittir Kur'ân'da varid olan bir emri değil iddia eden bir kişi ve o emri kaâle almayarak kendi bildiğince amel eden veya onu hafife bölge küçümseyen bir sahsın islâm'la tüm bağları kopmuş, bundan böyle o kendi arzusu doğrultusunda kurduğu yeni dine inanmış sayılır Kur'ân âyetleri hakkında, toplum vicdanında kurduğu nefret edilen şey ağlarına güvenerek sorumsuzca tasarrufta bulunmaya kalkışan kişi müslümanlar nazarında suçludur Cezasının verilmesine kudreti mani oluyorsa, o tüm kuvvetlerin değil olup yalnızca Allah'ın sınırsız kuvvetinin baki kaldığı bir güne havale edilir Allah'ın hesaba çekmesi şüphesiz fazla çetin ve tavizsizdirTekrarlıyoruz; Kur'ân'da örtünme kesin olarak zikredilmiştir Zikrettiğimiz ve zikretmediğimiz âyetler örtüyü bütün boyutlarıyla anlatmıslardır Tekrar Hz Peygamber efendimizin sünneti bu olguyu anlasılmayan hiç bir noktasi kalmayacak bir şekilde geniş geniş açıklamıştır Peygamberimizin hayatında hiç bir müslüman kadını açılmaya tevessül etmemiştir Peygamberimizden sonradan da gerek ashabında gerekse öteki Islam ümmetinde bu emirden sapma katiyetle görünmemiştir Bütün bunlar bundan böyle tesettür mevzûunun üzerindeki tüm şüpheleri silip atmaktadır Müslüman kadını örtünmek zorundadır Allah'a inandığı ve emirlerine teslim oldugu için Kafir toplumları, eninde sonunda tesettüre sığınmak zorundadırlar Toplumsal mutluluğu ve huzuru temin etmek için  
 
858,497Konular
982,565Mesajlar
30,309Kullanıcılar
khanjarSon üye
Üst Alt