iltasyazilim
FD Üye
İslamiyetten önce Türklerde aile yapısı
Türk ailesinin, İslamiyetten önceki yapısını inceleyecek olursak; Türklerde birkaç örnek dışarıya belli başlı ailesi''ne rastlanmadığı görülür Çin kaynakları, Türklerin esas hakimiyetine dayalı bazı boyları olsa da, baba hakimiyetine dayalı aile tipinin ağırlıkta olduğunu söylemektedir
Fransız sosyologlarından Gaston Richard; Yakut, Kırgız ve Altay Türklerinin ataerkil aileye sahip olduklarını bahis etmiştir
Türk ailesi hakkında çalışmalar yapan birincil batılı araştırmacı Grenarda göre; Türk kızı hayat arkadaşını seçmekte serbesttir Benzer seçme geleneğinin fazla kuvvetli bir kurum olduğunu ve günümüze dek devam ettiğini görmekteyiz Kaşgarlı Mahmut'un Divan ı Lügati't Türk adlı eserinde de eşlerin birbirlerini serbestçe seçtiklerini söylemektedir
Evlenme ve aile Türklerde toplumun ve devletin temeli olarak kabul edilmektedir Aileden görünüşe göre esasbaba ve çocuklardırEvlilik ev'' ile sembolize edilmektedir Evlenme bununla birlikte ''duman kurma'' olarak kabul edilmiştir Ocak, Türklerde tekrar tekrar kutlu sayılmıştır Kazak Türklerinde ocağın önemi büyüktür Ocağa büyük hürmet göstermişlerdir Kazak kadınlarının yeni evlerine geldiklerinde ve birincil çocukları doğduğunda ateş önünde eğilmeleri ve yağ parçaları atmaları adettir Altaylılarda ise kadın yeni evine geldiğinde ocağın önünde yere kadar eğilmektedir, kayınbaba veya akrabalardan biri de geline öğütler vermektedir Ocağa büyük saygı göstermişlerdir Kazak kadınlarının yeni evlerine geldiklerinde ve i1k çocukları doğduğu zaman ateş önünde eğilmeleri ve yağ parçaları atmaları adettir Altaylılarda ise bayan yeni evine geldiğinde ocağın önünde yere dek eğilmektedir Kayınbaba ya da akrabalardan biri de geline öğütler vermektedir ''Ocak'' Türklerde ailenin en kayda değer sembolüdür Yabancılarla etkileşimi eksik olan Yakut Türklerinde evlilik ''sönmez bir ateş yakmadır'' Eve gelen gelin ise ''evi aydınlatan bir ateştir'' Anadolu'da ''ocağın sönmesi, aile ocağı'' ve genç erkek çocuklara ''0cak umudu'' denmesi eski Türk geleneklerinin izleridir
Evlenme olayının safhaları ve unsurları varıdır Kız ve erkek önceden anlaşmış olsalar bile ailelerinin bir araya gelmesi lazımdır Bunun için aracılar tezgâhtar olur ''Arkacı'', ''Dünürcü'' denilen kişiler evlenme zamanında dünürler aralarında gidip gelirler Arabuluculuk, sosyal gelişmenin bir görüntüsü şeklindedir Aracılar, saygılı ve tecrübeli, ak sakallılar ya da Anadolu'daki ifadesiyle köyün uslularıdır Bu kişiler bununla beraber tanık mahiyetindedirler Büyükbaba Korkut'taki Bay Biçen, kızına beşik kertmesi ile nişanlarken bile, ''siz tanık olun'' deme gereğini duyarak ileride vaki olacak evliliği kanun ve töre temellerine oturtmuştur Evlenme için ''kalın'' ya da ''başlık'' adıyla kız ailesine bahşedilen bir aile malı veya gelinin çeyizinin bir kısmını oluşturan eşyaların verilmesi oturmuş adetlerdendir Bugün bu terim Türkiye'nin farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde kullanılmaktadır Kalın veya başlık Türk aile hukukunun temelini teşkil etmektedir Çeyiz ise kız çocuğunun baba malından aldığı paydır Gelin kız kocasının evine giderken ''sep'' adı bahşedilen çeyiz eşyasını da götürmektedir Gelin kızın çeyizi bir takım durumlarda varlıklı birinin desteğiyle de hazırlanabilmektedir Evlenecek kızın çeyizini düzenlemek yalnız asılbaba ya değil, bütün akrabalara düşen bir görevdir
Evlenme sürecini söz kesme, nişan, düğün ve eve gelin getirme oluşturmaktadır Evliliğin başlangıcı kabul edilen laf kesmeye ; Türklerde büyük ağırlık verilmiştir Geleneklerine çok ast Türk kesimlerinde, söz kesme antlaşması at üstünde yapılmaktadır Göktürklerde antlaşmalar ile elçi kabulü gibi resmi törenler defalarca at üzerinde yapılmıştır Bundan da anlaşılmaktadır fakat, evlilik Türklerde çok değerli kabul edilerek tartma verilmiştir
Erkek nişanlandığı kızın parmağına kendi yüzüğünü takar, kız da nişanlısına gerdekte giymesi için kendi diktiği kırmızı renkli kaftanı gönderir Nişan Batı Türklerinde daha çok görülmektedir Kalın antlaşması ve söz kesimi hediyeleri ile nişan gerçekleşmektedir Tanıklar, antlaşma ve dua ile yapılan beşik kertmesi ise tüm Türklerde görülmektedir Kaşgarlı Mahmut Divanı'nda, Türklerde nikahın çok eskilerde de bulunduğu ifade edilmektedir Anadolu'da ve Orta Asya'da düğün kızın evinde kalın anlaşmasından sonradan kıyılır Kalın ve çeyizlerin miktarı düğün kıyılmadan önce saptama edilir
Evlenme esnasında düğün yapma zorunludur Düğünde yerine getirilmesi durum olan adetlerin başın da ise nikah yemeği gelmektedir Düğün için gelinlere ipekli kumaşlarla süslenen özel odalar hazırlanmaktadır Düğüne çağırma işine okuma'' denmektedir Bu açıklama bugün de kullanılmaktadır Gelin eve atla gelmektedir Gerdek gecesi geline yol gösterici birisi (eget,mamu) bulunduğu gibi, güveye de yol gösterici bir sağdıç vardır
Orhun Abidelerinden Türklerde tek kadınla evlenmenin esas olduğu anlaşılmaktadır Çok kadın alma adeti kadının kısır olduğu takdirde söz konusudur Eski Türklerde babaya ''kang'' denmektedir Öz kardeşlere ''kangdaş'', üvey kardeşlere ise ''kangsık'' denilirdi 11 yüzyıldan sonradan babaya ''ata'' denmiştir Türklerde ister kız ister erkek olsun evlada ''oğul'' denmektedir Erkek çocuğu baba, kız çocuğu anne yetiştirir Babanın yeri, onuru, şerefi erkek çocuğa kalır
Kız çocuk evlendikten daha sonra koca evinin üyesi olmaktadır Büyük erkek çocuk babadan daha sonra ailenin reisliğini üstlenir Küçük oğlan ise baba ocağının devamından sorumludur Öteki erkek çocuklar evlendikten daha sonra farklı eve çıkarlar Aynı anneden meydana gelen çocuklara ''karındaşdenir
Türklerdeki aile yapısı, aynı zamanda köklü bir toplum yapısına da sahip olduğunu göstermektedir Oğuz Türklerinde zina hadisesinin kabul edilemez bir kabahat sayılması, istisnai de olsa zina edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları, Yakut ve Altay Türklerinde kız kaçırma ile kurulan evliliklere yasal olmayan izaç gözüyle bakılması Türklerin sahip oldukları aile yapısını göstermesi açısından önemlidir Aile yapısının sağlam tutulmasıyla kuvvetli bir toplumun temeli atılmış olmaktadır Çekirdek bir öğe olarak aile ordu ve devletin de temel taşıdır Bundan iki bin yıl önce Türkler aileyi sosyal yapının esası olarak korumuşlar ve ailenin devamlılığını ve bölünmezliğini karşılamak için bazı tedbirler almışlardır Levirat adı bahşedilen aile düzeninde babaları ölen ailelerde büyük çocuklar annelerini ve küçük kardeşlerini himaye etmek mecburiyetindedirler Eğer kardeşlerden biri ölürse en büyük kardeş ölenin ailesini kendi ailesine katar Ölen kardeşin çocuklarının diğer ailelere katılıp soyadlarını değiştirmelerine muhakkak izin verilmezdi Aile içinde imtiyaz verilmeyen hususlardan biri de aile bireylerinin Türk adlarını kullanmalarıdır Bu Nedenle hem ferdin, ayrıca ailenin, hem de toplumun kimlik arama problemi ortadan kalkmaktadır Türk ailesinin öteki bir özelliği de devlet ve orduyla en üstteki seviyede bütünlük sağlamış olmasıdır *
Türk ailesinin, İslamiyetten önceki yapısını inceleyecek olursak; Türklerde birkaç örnek dışarıya belli başlı ailesi''ne rastlanmadığı görülür Çin kaynakları, Türklerin esas hakimiyetine dayalı bazı boyları olsa da, baba hakimiyetine dayalı aile tipinin ağırlıkta olduğunu söylemektedir
Fransız sosyologlarından Gaston Richard; Yakut, Kırgız ve Altay Türklerinin ataerkil aileye sahip olduklarını bahis etmiştir
Türk ailesi hakkında çalışmalar yapan birincil batılı araştırmacı Grenarda göre; Türk kızı hayat arkadaşını seçmekte serbesttir Benzer seçme geleneğinin fazla kuvvetli bir kurum olduğunu ve günümüze dek devam ettiğini görmekteyiz Kaşgarlı Mahmut'un Divan ı Lügati't Türk adlı eserinde de eşlerin birbirlerini serbestçe seçtiklerini söylemektedir
Evlenme ve aile Türklerde toplumun ve devletin temeli olarak kabul edilmektedir Aileden görünüşe göre esasbaba ve çocuklardırEvlilik ev'' ile sembolize edilmektedir Evlenme bununla birlikte ''duman kurma'' olarak kabul edilmiştir Ocak, Türklerde tekrar tekrar kutlu sayılmıştır Kazak Türklerinde ocağın önemi büyüktür Ocağa büyük hürmet göstermişlerdir Kazak kadınlarının yeni evlerine geldiklerinde ve birincil çocukları doğduğunda ateş önünde eğilmeleri ve yağ parçaları atmaları adettir Altaylılarda ise kadın yeni evine geldiğinde ocağın önünde yere kadar eğilmektedir, kayınbaba veya akrabalardan biri de geline öğütler vermektedir Ocağa büyük saygı göstermişlerdir Kazak kadınlarının yeni evlerine geldiklerinde ve i1k çocukları doğduğu zaman ateş önünde eğilmeleri ve yağ parçaları atmaları adettir Altaylılarda ise bayan yeni evine geldiğinde ocağın önünde yere dek eğilmektedir Kayınbaba ya da akrabalardan biri de geline öğütler vermektedir ''Ocak'' Türklerde ailenin en kayda değer sembolüdür Yabancılarla etkileşimi eksik olan Yakut Türklerinde evlilik ''sönmez bir ateş yakmadır'' Eve gelen gelin ise ''evi aydınlatan bir ateştir'' Anadolu'da ''ocağın sönmesi, aile ocağı'' ve genç erkek çocuklara ''0cak umudu'' denmesi eski Türk geleneklerinin izleridir
Evlenme olayının safhaları ve unsurları varıdır Kız ve erkek önceden anlaşmış olsalar bile ailelerinin bir araya gelmesi lazımdır Bunun için aracılar tezgâhtar olur ''Arkacı'', ''Dünürcü'' denilen kişiler evlenme zamanında dünürler aralarında gidip gelirler Arabuluculuk, sosyal gelişmenin bir görüntüsü şeklindedir Aracılar, saygılı ve tecrübeli, ak sakallılar ya da Anadolu'daki ifadesiyle köyün uslularıdır Bu kişiler bununla beraber tanık mahiyetindedirler Büyükbaba Korkut'taki Bay Biçen, kızına beşik kertmesi ile nişanlarken bile, ''siz tanık olun'' deme gereğini duyarak ileride vaki olacak evliliği kanun ve töre temellerine oturtmuştur Evlenme için ''kalın'' ya da ''başlık'' adıyla kız ailesine bahşedilen bir aile malı veya gelinin çeyizinin bir kısmını oluşturan eşyaların verilmesi oturmuş adetlerdendir Bugün bu terim Türkiye'nin farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde kullanılmaktadır Kalın veya başlık Türk aile hukukunun temelini teşkil etmektedir Çeyiz ise kız çocuğunun baba malından aldığı paydır Gelin kız kocasının evine giderken ''sep'' adı bahşedilen çeyiz eşyasını da götürmektedir Gelin kızın çeyizi bir takım durumlarda varlıklı birinin desteğiyle de hazırlanabilmektedir Evlenecek kızın çeyizini düzenlemek yalnız asılbaba ya değil, bütün akrabalara düşen bir görevdir
Evlenme sürecini söz kesme, nişan, düğün ve eve gelin getirme oluşturmaktadır Evliliğin başlangıcı kabul edilen laf kesmeye ; Türklerde büyük ağırlık verilmiştir Geleneklerine çok ast Türk kesimlerinde, söz kesme antlaşması at üstünde yapılmaktadır Göktürklerde antlaşmalar ile elçi kabulü gibi resmi törenler defalarca at üzerinde yapılmıştır Bundan da anlaşılmaktadır fakat, evlilik Türklerde çok değerli kabul edilerek tartma verilmiştir
Erkek nişanlandığı kızın parmağına kendi yüzüğünü takar, kız da nişanlısına gerdekte giymesi için kendi diktiği kırmızı renkli kaftanı gönderir Nişan Batı Türklerinde daha çok görülmektedir Kalın antlaşması ve söz kesimi hediyeleri ile nişan gerçekleşmektedir Tanıklar, antlaşma ve dua ile yapılan beşik kertmesi ise tüm Türklerde görülmektedir Kaşgarlı Mahmut Divanı'nda, Türklerde nikahın çok eskilerde de bulunduğu ifade edilmektedir Anadolu'da ve Orta Asya'da düğün kızın evinde kalın anlaşmasından sonradan kıyılır Kalın ve çeyizlerin miktarı düğün kıyılmadan önce saptama edilir
Evlenme esnasında düğün yapma zorunludur Düğünde yerine getirilmesi durum olan adetlerin başın da ise nikah yemeği gelmektedir Düğün için gelinlere ipekli kumaşlarla süslenen özel odalar hazırlanmaktadır Düğüne çağırma işine okuma'' denmektedir Bu açıklama bugün de kullanılmaktadır Gelin eve atla gelmektedir Gerdek gecesi geline yol gösterici birisi (eget,mamu) bulunduğu gibi, güveye de yol gösterici bir sağdıç vardır
Orhun Abidelerinden Türklerde tek kadınla evlenmenin esas olduğu anlaşılmaktadır Çok kadın alma adeti kadının kısır olduğu takdirde söz konusudur Eski Türklerde babaya ''kang'' denmektedir Öz kardeşlere ''kangdaş'', üvey kardeşlere ise ''kangsık'' denilirdi 11 yüzyıldan sonradan babaya ''ata'' denmiştir Türklerde ister kız ister erkek olsun evlada ''oğul'' denmektedir Erkek çocuğu baba, kız çocuğu anne yetiştirir Babanın yeri, onuru, şerefi erkek çocuğa kalır
Kız çocuk evlendikten daha sonra koca evinin üyesi olmaktadır Büyük erkek çocuk babadan daha sonra ailenin reisliğini üstlenir Küçük oğlan ise baba ocağının devamından sorumludur Öteki erkek çocuklar evlendikten daha sonra farklı eve çıkarlar Aynı anneden meydana gelen çocuklara ''karındaşdenir
Türklerdeki aile yapısı, aynı zamanda köklü bir toplum yapısına da sahip olduğunu göstermektedir Oğuz Türklerinde zina hadisesinin kabul edilemez bir kabahat sayılması, istisnai de olsa zina edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları, Yakut ve Altay Türklerinde kız kaçırma ile kurulan evliliklere yasal olmayan izaç gözüyle bakılması Türklerin sahip oldukları aile yapısını göstermesi açısından önemlidir Aile yapısının sağlam tutulmasıyla kuvvetli bir toplumun temeli atılmış olmaktadır Çekirdek bir öğe olarak aile ordu ve devletin de temel taşıdır Bundan iki bin yıl önce Türkler aileyi sosyal yapının esası olarak korumuşlar ve ailenin devamlılığını ve bölünmezliğini karşılamak için bazı tedbirler almışlardır Levirat adı bahşedilen aile düzeninde babaları ölen ailelerde büyük çocuklar annelerini ve küçük kardeşlerini himaye etmek mecburiyetindedirler Eğer kardeşlerden biri ölürse en büyük kardeş ölenin ailesini kendi ailesine katar Ölen kardeşin çocuklarının diğer ailelere katılıp soyadlarını değiştirmelerine muhakkak izin verilmezdi Aile içinde imtiyaz verilmeyen hususlardan biri de aile bireylerinin Türk adlarını kullanmalarıdır Bu Nedenle hem ferdin, ayrıca ailenin, hem de toplumun kimlik arama problemi ortadan kalkmaktadır Türk ailesinin öteki bir özelliği de devlet ve orduyla en üstteki seviyede bütünlük sağlamış olmasıdır *