İslamiyetten Yaygın Olan Din
İslamiyetten Once En Yaygın Din Hangisidir
Turklerin ilk dini inancları MO 1000 yıllarından itibaren gelişmekte olan gok ve yer tanrıları ile atalar dini idi Daha sonraki Cin uygarlığının gelişmesinde de esas rolu oynayacak bu kozmolojik goruşlere universalizmdenmiştir Universalist kozmolojiye gore, evranin başlıca iki ilkesi gok ve yer idi Bu diktomik (iki ilkeli) kozmolojiye gore, iki unsur değişik oranlarda kaynaşarak ateş, ağac, su, toprak ve madenden ibaret olan beş unsuru; bu unsurlar da değişik oranlarda kaynaşarak evrendeki butun varlıkları meydana getiriyorlardı Turkler, gokkubbenin tam altında ve evrenin merkezinde oturuyodu Hakan, gok tanrısından ve atalardan kutalmış, onların yeryuzundeki temsilcisi kişiydi
Universalizm denen bu dunya goruşu, Cin'de bir yandan Taoizmi ote yandan Konfucyus felsefesini geliştirdi Turklerde ise, ozellikle Kağan, bu inanclara dayanarak kendisini kutsallaştırıyor, halk kitlelerinini (kara budun) kendisine bağlanmasını sağlıyordu
Gok tanrıya onem veren bu inanclar Turkler arasında yıldızlara dayalı inancların gelişmesine de yardım etti Bunlardan birisi, yakın doğudaki gok dinlerinden Hermetizm mensupları olan Şamanlar, diğeri gene goksel tapınmaların ağırlıkta olduğu Mani dini idi Yıldızlara ve guneşe tapma, yeryuzundeki hayatı buna gore duzenleme Orta Asya Turk toplumları arasında oldukca yaygın idi
Ancak İslamiyet oncesi donemde Orta Asya Turk topluluklarının dinini Şamanizmolarak nitelemek yanlıştır Ancak atalarının ruhlarına saygı gostermek isteyen toplulukların torenleri, genellikle kamadı verilen kişiler tarafından, ozel bir takım aletler ve hareketlerle halk heyecanlandırılarak ve psikolojik yonden etkilenerek yonetilmekte idi
İslamiyetten once, Turk topluluklarını yazılı medeniyete doğru ceken iki buyuk dini akım vardı Bunlar Maniheizm ve Budizm idi
İran kokenli olan Mani dini inancı, evrende birbirine duşman olan ışık ve ateşle (iyilik) karanlık ve maddenin (kotuluk) surekli savaş ettiğini savunuyordu Bu savaşta insan da maddi varlığından, maddi şahsiyetinden vazgecmelidir Karanlık ve kotuluğe neden olacağı icin cocukların da olmaması gerekir Mani inancları Bogu Kağan ve sulalesi tarafından benimsenmiş; bir saray dini olarak kalmasına rağmen, resmi ve yazılı kaynaklar alanında zengin bir kultur mirası bırakmıştır
Orta Asyadaki Turk boylarından bir kısmı yarı gocebe bir hayatı devam ettirirken; Kagınılı, Kokturk, Tarduş, Kengeres gibi boylar, Kuzey Cin ve Kansu'daki Hun merkezlerinde, Turkistan'da, Kuşan etkileri altında bircok Turk grupları yerleşik medeniyete iyice alışıyorlar ve Budizm buralardaki topluluklar arasında hızla yayılıyordu
Budizm, Uluğkolungu mezhebi yoluyla ve bir Turk Budizmişeklinde, Orta Asya'da İslamiyet oncesinde en cok yayılan din oldu Gerek Mani inancları gerek Budizm, Turk hakanlarını gene yuksek bir mevkiye cıkardığı icin, hukumdarlar tarafından resmi din olarak kabul ediliyordu Bu arada Budist ilkeleri anlatan Sutralar Turkceye cevirtiliyor, Burkan heykelleri ve dini yazmalar icin yuksek tapınaklar yaptırılıyordu
Nepal'dan yayılan Budizm, İran'dan gelen inancların nedeniyle Batı Turkistan'da fazla yayılamamış, ama Doğu Turkistan'da hızla yayılmış ve buradaki kulturlere damgasını vurmuştur Hotan, Miran, Tumuşk ve Kuca'daki viharalarda (Budist manastırları) yetişen rahipler, eski Turk universalizminden de izler taşıyan Uluğkolungu (Ulu Kağnı) mezhebini geliştirmişlerdir Bu mezhebin inancları Doğu Turkistan sanat ve edebiyatına berrak bir şekilde yansımıştır
Burada dikkat edilmesi gereken, Hun ve Tabgac toplumlarında Budizmi etkileyecek, yonlendirecek kadar aydındin adamlarının yetişmesidir
Orta Asya Turk toplumları arasında orgun eğitim denilebilecek ilk calışmalar, Budist kultur merkezlerindeki manastırlarda (vihara) ortaya cıkmış; buralarda gencler teorik ve pratik olarak Budizm ilkelerine gore yetiştirilmiş ve daha sonra propagandacı olarak ceşitli yerlere gonderilmiştir Bu dine giren Turk hukumdarları da geniş kutuphanelere sahip olmakla, sanatı korumakla tanınmış alimkişiler idi
Bu bize, İslamiyet oncesi donemde Orta Asya Turk toplumları arasında yaygın bir bilim, sanat ve kultur faaliyetinin olduğunu, orgun ve yaygın esasta yoğun bir eğitim calışmasının surdurulduğunu gostermektedir
Budist kultur merkezleri Gokturklerden once Hunlar zamanında Orta Asyanın onemli yerleşim yerlerine dağılmışlardı Tabgaclar da Kansu'da Hunları mağlup ettiklerinde, onların hizmetindeki sanatcı rahipleri (toyın) kendi illerine goturmuşlerdi
Gokturkler ve Kangılı boyları 5 Yuzyıldan itibaren Budizme girmeye başladılar Budizmin buradaki yayılması da saraylar vasıtasıyla oldu Uygurlarda ise Budizm, sosyal hayatın hemen her alanına damgasını vurmuştu
Budizm sadece savunduğu dunya ve veren goruşu acısından değil, siyasi acıdan da Turk hakanları tarafından benimsenen bir goruş oluyordu Turkler, Konfucyuscu ve Taocu goruşleri benimsemekten cekiniyorlardı; cunku bu, Cin yayılmacığının bir vasıtası haline gelebilirdi Zerduşt dinini ve Hıristiyanlığı da İran ve Bizans yayılmacılığının vasıtası olabileceğinden dolayı benimsemiyorlardı Hazar Turklerinin Museviliği kabul etmesi, aynı şekilde din vasıtasıyla siyasi yayılmaya karşı cıkma duşuncelerinden dolayı idi Bunun gibi, Hindistan'dan gelen Budizmde herhangi bir siyasi amac gormemiş olabilirlerdi
Ancak tarihi buluntular ve metinler, İslamiyet oluşmadan once Orta Asya Turk toplumları arasında Hıristiyanlığın da Kokturklerden itibaren saraylarda ve şehirlerde yayıldığını gosteriyor Ancak muslumanlığın gelmesi, Turk toplumları icindeki din propagandalarını ve yayılma hesaplarını altust etmiştir
İslamiyetten Once En Yaygın Din Hangisidir
Turklerin ilk dini inancları MO 1000 yıllarından itibaren gelişmekte olan gok ve yer tanrıları ile atalar dini idi Daha sonraki Cin uygarlığının gelişmesinde de esas rolu oynayacak bu kozmolojik goruşlere universalizmdenmiştir Universalist kozmolojiye gore, evranin başlıca iki ilkesi gok ve yer idi Bu diktomik (iki ilkeli) kozmolojiye gore, iki unsur değişik oranlarda kaynaşarak ateş, ağac, su, toprak ve madenden ibaret olan beş unsuru; bu unsurlar da değişik oranlarda kaynaşarak evrendeki butun varlıkları meydana getiriyorlardı Turkler, gokkubbenin tam altında ve evrenin merkezinde oturuyodu Hakan, gok tanrısından ve atalardan kutalmış, onların yeryuzundeki temsilcisi kişiydi
Universalizm denen bu dunya goruşu, Cin'de bir yandan Taoizmi ote yandan Konfucyus felsefesini geliştirdi Turklerde ise, ozellikle Kağan, bu inanclara dayanarak kendisini kutsallaştırıyor, halk kitlelerinini (kara budun) kendisine bağlanmasını sağlıyordu
Gok tanrıya onem veren bu inanclar Turkler arasında yıldızlara dayalı inancların gelişmesine de yardım etti Bunlardan birisi, yakın doğudaki gok dinlerinden Hermetizm mensupları olan Şamanlar, diğeri gene goksel tapınmaların ağırlıkta olduğu Mani dini idi Yıldızlara ve guneşe tapma, yeryuzundeki hayatı buna gore duzenleme Orta Asya Turk toplumları arasında oldukca yaygın idi
Ancak İslamiyet oncesi donemde Orta Asya Turk topluluklarının dinini Şamanizmolarak nitelemek yanlıştır Ancak atalarının ruhlarına saygı gostermek isteyen toplulukların torenleri, genellikle kamadı verilen kişiler tarafından, ozel bir takım aletler ve hareketlerle halk heyecanlandırılarak ve psikolojik yonden etkilenerek yonetilmekte idi
İslamiyetten once, Turk topluluklarını yazılı medeniyete doğru ceken iki buyuk dini akım vardı Bunlar Maniheizm ve Budizm idi
İran kokenli olan Mani dini inancı, evrende birbirine duşman olan ışık ve ateşle (iyilik) karanlık ve maddenin (kotuluk) surekli savaş ettiğini savunuyordu Bu savaşta insan da maddi varlığından, maddi şahsiyetinden vazgecmelidir Karanlık ve kotuluğe neden olacağı icin cocukların da olmaması gerekir Mani inancları Bogu Kağan ve sulalesi tarafından benimsenmiş; bir saray dini olarak kalmasına rağmen, resmi ve yazılı kaynaklar alanında zengin bir kultur mirası bırakmıştır
Orta Asyadaki Turk boylarından bir kısmı yarı gocebe bir hayatı devam ettirirken; Kagınılı, Kokturk, Tarduş, Kengeres gibi boylar, Kuzey Cin ve Kansu'daki Hun merkezlerinde, Turkistan'da, Kuşan etkileri altında bircok Turk grupları yerleşik medeniyete iyice alışıyorlar ve Budizm buralardaki topluluklar arasında hızla yayılıyordu
Budizm, Uluğkolungu mezhebi yoluyla ve bir Turk Budizmişeklinde, Orta Asya'da İslamiyet oncesinde en cok yayılan din oldu Gerek Mani inancları gerek Budizm, Turk hakanlarını gene yuksek bir mevkiye cıkardığı icin, hukumdarlar tarafından resmi din olarak kabul ediliyordu Bu arada Budist ilkeleri anlatan Sutralar Turkceye cevirtiliyor, Burkan heykelleri ve dini yazmalar icin yuksek tapınaklar yaptırılıyordu
Nepal'dan yayılan Budizm, İran'dan gelen inancların nedeniyle Batı Turkistan'da fazla yayılamamış, ama Doğu Turkistan'da hızla yayılmış ve buradaki kulturlere damgasını vurmuştur Hotan, Miran, Tumuşk ve Kuca'daki viharalarda (Budist manastırları) yetişen rahipler, eski Turk universalizminden de izler taşıyan Uluğkolungu (Ulu Kağnı) mezhebini geliştirmişlerdir Bu mezhebin inancları Doğu Turkistan sanat ve edebiyatına berrak bir şekilde yansımıştır
Burada dikkat edilmesi gereken, Hun ve Tabgac toplumlarında Budizmi etkileyecek, yonlendirecek kadar aydındin adamlarının yetişmesidir
Orta Asya Turk toplumları arasında orgun eğitim denilebilecek ilk calışmalar, Budist kultur merkezlerindeki manastırlarda (vihara) ortaya cıkmış; buralarda gencler teorik ve pratik olarak Budizm ilkelerine gore yetiştirilmiş ve daha sonra propagandacı olarak ceşitli yerlere gonderilmiştir Bu dine giren Turk hukumdarları da geniş kutuphanelere sahip olmakla, sanatı korumakla tanınmış alimkişiler idi
Bu bize, İslamiyet oncesi donemde Orta Asya Turk toplumları arasında yaygın bir bilim, sanat ve kultur faaliyetinin olduğunu, orgun ve yaygın esasta yoğun bir eğitim calışmasının surdurulduğunu gostermektedir
Budist kultur merkezleri Gokturklerden once Hunlar zamanında Orta Asyanın onemli yerleşim yerlerine dağılmışlardı Tabgaclar da Kansu'da Hunları mağlup ettiklerinde, onların hizmetindeki sanatcı rahipleri (toyın) kendi illerine goturmuşlerdi
Gokturkler ve Kangılı boyları 5 Yuzyıldan itibaren Budizme girmeye başladılar Budizmin buradaki yayılması da saraylar vasıtasıyla oldu Uygurlarda ise Budizm, sosyal hayatın hemen her alanına damgasını vurmuştu
Budizm sadece savunduğu dunya ve veren goruşu acısından değil, siyasi acıdan da Turk hakanları tarafından benimsenen bir goruş oluyordu Turkler, Konfucyuscu ve Taocu goruşleri benimsemekten cekiniyorlardı; cunku bu, Cin yayılmacığının bir vasıtası haline gelebilirdi Zerduşt dinini ve Hıristiyanlığı da İran ve Bizans yayılmacılığının vasıtası olabileceğinden dolayı benimsemiyorlardı Hazar Turklerinin Museviliği kabul etmesi, aynı şekilde din vasıtasıyla siyasi yayılmaya karşı cıkma duşuncelerinden dolayı idi Bunun gibi, Hindistan'dan gelen Budizmde herhangi bir siyasi amac gormemiş olabilirlerdi
Ancak tarihi buluntular ve metinler, İslamiyet oluşmadan once Orta Asya Turk toplumları arasında Hıristiyanlığın da Kokturklerden itibaren saraylarda ve şehirlerde yayıldığını gosteriyor Ancak muslumanlığın gelmesi, Turk toplumları icindeki din propagandalarını ve yayılma hesaplarını altust etmiştir