iltasyazilim
FD Üye
'Çocukluğunuzda dinî duygularınız nasıldı?
Annem İsveçli bir Babtist, babam Kıbrıslı bir Rum Ortodokstu Evde az veya çok az bir Hıristiyanlık havası vardı Londra'nın merkezinde eve en yakın bir Roma Katoliklerinin okuluna gönderildim Orada Allah'a inanmamızı öğrettiler Ama, Allah'a giden tek yolun İsa aracılığıyla olduğunu söylediler Allah île direkt bir ilişkimiz yoktu Bu inancı kabul etmiştim Çünkü anababamın inancı böyleydi Onların benden daha iyi bildiklerini farzederdim
''11 yaşında iken karışık dinlerden öğrencilerin bulunduğu bir okula gittigimde az veya çok kiliseden ayrılmıştım Ama, İsa'nın üzerimdeki etkisi, Teslis'in ne manaya geldiğini düşünmeden devam ediyordu
İslamla şereflenmeden önce yine dindar mıydınız? Değildiyseniz, önceki inancınızı niçin değiştirdiniz? Sizi İslama çeken özellik neydi?
Dış dünya benim için çok çekici idi Çok eğlenceli ve heyecanlıydı Müziğe başladığım sırada, dini daha ciddiye almam gerektiğine dair duygularım olmasına rağmen, sözde bir Hıristiyan haline geldim
Kilisenin akılcı yönü, pazar günleri günah işleyenlerin affedilmesi bana iki yüzlülük gibi geldi Bu düşünce kiliseden ayrılmama sebep oldu
1516 yaşlarımda şarkı yazmaya başladım 19'una ayak bastığımda ilk büyük başarımı almıştım Aşırı derecede içki ve sigara içiyordum 20 yaşımda da tüberküloz yüzünden hasta düşmüştüm Hastalık, san'atımda bir duraklama göstermişti Hayatımı yeniden gözden geçirmem gerekti
Doğunun dinî felsefeleri île ilgilenmeye başladım Hippilik dönemimde bu bende tutkulaştı Budizm hakkında kitaplar okumaya başladım Budizmi, katı ve dogmatik kilise öğretilerinden çok çok doyurucu buldum Budistler gibi kendimi bu dünyadan koparmak için et yemez oldum Yoga yapmaya, tefekküre dalmaya başladım Bu, Hıristiyan din anlayışına karşı hoşlandığım ilginç bir alternatifti Ancak pratiği göçtü
Aslında inceleme merakı da sarmıştı beni Ailemin Rum (Yunan) kökenine doğru gittim Pisagoras'ı ve her şeyin matematik formülle sonuçlanabileceği ve kainatın matematik kaideler altında işleyebileceği teorisini öğrendim
Bunun da pratiği hala mümkün değildi Bana nasıl yaşanabileceğini söyleyemiyordu Sonunda elime Kur'an verilene kadar bana hiçbir dinin yardımcı olamayacağını sandım İslam hakkında az bir şeyler biliyordum îslamı, millî, yabancı bir kültür olarak değerlendiriyordum Yani dinden çok, bir inanç olarak değil de, bu asra ait olmayan bir medeniyet olarak düşünüyordum Tabii ki bu düşüncem, kitaplarda yazılan îslam ile şekillenmişti
Kur'anı Kerîmi okuduğumda, yalnız bir Allah'ın ve dinin de yalnız bir din olduğunu farkettim Yine Kur'an'ın insanlara rehberlikte, hidayette ve imanda en son olduğunu anladım Kur'an'ı okuyuşumdan bir yıl sonra, Kur'an'ın gösterdiği şekilde yaşamaya çalıştım
İslam, insanoğlunu sınıflara ayırmıyor Tevhidi, nereye giderseniz gidin, her konuda aynı kaideleri göreceğiniz kainatın gayesi olarak gördüm
îslamı her çağa uygulanabilecek buldum Bu arada bir başka şey daha var Kur'anı Kerim kendisi bir mucizedir îslamın önemi, insan ve ruhu ile direkt olarak konuşmasıdır
Kur'anı Kerîmi okuduğumda, îslamın belli bir devir dini olmayıp, her çağda ve mekanda uygulanabilir bir din olduğunu, diğer dinler gibi yetersiz olmadığını gördüm Kur'anı Kerîm, değişik seviyedeki insanları muhatap alarak, ruhlarına gerçeği anlatan tek kitaptır Bu sırrı keşfettiğimde kendi kişiliğimi bulduğumu anladım
Bir gün birine rastladım Londra'da yeni bir cami açıldığını söyledi bana Dinimi kabul etme zamanı gelmişti 1977 kışında bir Cuma günü camiye gitmek üzere evden ayrıldım Cuma namazından sonra imama varıp Müslüman olmak istedigimi söyledim Müslümanlarla ilk temasım böyle oldu
ARKADAŞLAR BU KONU HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRİRSENİZ SEVİNİRİMÇÜNKÜ YORUMLARA GÖRE KONU AÇACAĞIMYANİ SİZLER TARAFINDAN BEĞENİLİP BEĞENİLMEDİĞİNE BAKACAĞIM
Annem İsveçli bir Babtist, babam Kıbrıslı bir Rum Ortodokstu Evde az veya çok az bir Hıristiyanlık havası vardı Londra'nın merkezinde eve en yakın bir Roma Katoliklerinin okuluna gönderildim Orada Allah'a inanmamızı öğrettiler Ama, Allah'a giden tek yolun İsa aracılığıyla olduğunu söylediler Allah île direkt bir ilişkimiz yoktu Bu inancı kabul etmiştim Çünkü anababamın inancı böyleydi Onların benden daha iyi bildiklerini farzederdim
''11 yaşında iken karışık dinlerden öğrencilerin bulunduğu bir okula gittigimde az veya çok kiliseden ayrılmıştım Ama, İsa'nın üzerimdeki etkisi, Teslis'in ne manaya geldiğini düşünmeden devam ediyordu
İslamla şereflenmeden önce yine dindar mıydınız? Değildiyseniz, önceki inancınızı niçin değiştirdiniz? Sizi İslama çeken özellik neydi?
Dış dünya benim için çok çekici idi Çok eğlenceli ve heyecanlıydı Müziğe başladığım sırada, dini daha ciddiye almam gerektiğine dair duygularım olmasına rağmen, sözde bir Hıristiyan haline geldim
Kilisenin akılcı yönü, pazar günleri günah işleyenlerin affedilmesi bana iki yüzlülük gibi geldi Bu düşünce kiliseden ayrılmama sebep oldu
1516 yaşlarımda şarkı yazmaya başladım 19'una ayak bastığımda ilk büyük başarımı almıştım Aşırı derecede içki ve sigara içiyordum 20 yaşımda da tüberküloz yüzünden hasta düşmüştüm Hastalık, san'atımda bir duraklama göstermişti Hayatımı yeniden gözden geçirmem gerekti
Doğunun dinî felsefeleri île ilgilenmeye başladım Hippilik dönemimde bu bende tutkulaştı Budizm hakkında kitaplar okumaya başladım Budizmi, katı ve dogmatik kilise öğretilerinden çok çok doyurucu buldum Budistler gibi kendimi bu dünyadan koparmak için et yemez oldum Yoga yapmaya, tefekküre dalmaya başladım Bu, Hıristiyan din anlayışına karşı hoşlandığım ilginç bir alternatifti Ancak pratiği göçtü
Aslında inceleme merakı da sarmıştı beni Ailemin Rum (Yunan) kökenine doğru gittim Pisagoras'ı ve her şeyin matematik formülle sonuçlanabileceği ve kainatın matematik kaideler altında işleyebileceği teorisini öğrendim
Bunun da pratiği hala mümkün değildi Bana nasıl yaşanabileceğini söyleyemiyordu Sonunda elime Kur'an verilene kadar bana hiçbir dinin yardımcı olamayacağını sandım İslam hakkında az bir şeyler biliyordum îslamı, millî, yabancı bir kültür olarak değerlendiriyordum Yani dinden çok, bir inanç olarak değil de, bu asra ait olmayan bir medeniyet olarak düşünüyordum Tabii ki bu düşüncem, kitaplarda yazılan îslam ile şekillenmişti
Kur'anı Kerîmi okuduğumda, yalnız bir Allah'ın ve dinin de yalnız bir din olduğunu farkettim Yine Kur'an'ın insanlara rehberlikte, hidayette ve imanda en son olduğunu anladım Kur'an'ı okuyuşumdan bir yıl sonra, Kur'an'ın gösterdiği şekilde yaşamaya çalıştım
İslam, insanoğlunu sınıflara ayırmıyor Tevhidi, nereye giderseniz gidin, her konuda aynı kaideleri göreceğiniz kainatın gayesi olarak gördüm
îslamı her çağa uygulanabilecek buldum Bu arada bir başka şey daha var Kur'anı Kerim kendisi bir mucizedir îslamın önemi, insan ve ruhu ile direkt olarak konuşmasıdır
Kur'anı Kerîmi okuduğumda, îslamın belli bir devir dini olmayıp, her çağda ve mekanda uygulanabilir bir din olduğunu, diğer dinler gibi yetersiz olmadığını gördüm Kur'anı Kerîm, değişik seviyedeki insanları muhatap alarak, ruhlarına gerçeği anlatan tek kitaptır Bu sırrı keşfettiğimde kendi kişiliğimi bulduğumu anladım
Bir gün birine rastladım Londra'da yeni bir cami açıldığını söyledi bana Dinimi kabul etme zamanı gelmişti 1977 kışında bir Cuma günü camiye gitmek üzere evden ayrıldım Cuma namazından sonra imama varıp Müslüman olmak istedigimi söyledim Müslümanlarla ilk temasım böyle oldu
ARKADAŞLAR BU KONU HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRİRSENİZ SEVİNİRİMÇÜNKÜ YORUMLARA GÖRE KONU AÇACAĞIMYANİ SİZLER TARAFINDAN BEĞENİLİP BEĞENİLMEDİĞİNE BAKACAĞIM