iltasyazilim
FD Üye
: Her merhamet ve şefkat sahibi ve her âlîcenab olan zât, başkalarını memnun ve mesrur etmekten, sevindirip mes'ud etmekten lezzet alması; ve her âdil zât, ihkakı hak etmekten keyflenmesi; ve her hüner sahibi san'atkâr, yaptığı san'atını teşhir etmekten ve san'atının istediği tarzda işleyerek arzu ettiği neticeleri vermesiyle iftihar etmesi kaidelerine binaen, bu kâinatın Sâni'i Hakîm'i binbir esmai hüsnasının hadd ü nihayeti olmayan güzelliklerine bu mevcudatı mazhar etmek için bu kâinatı böyle acib bir hallakıyeti daime ve hayretengiz bir faaliyeti Sermediye içinde sırrı Kayyumiyet ile mütemadiyen tazelendirip tecdid ettiğini pek garib, pek şirin, pek latif, gayet hoş bir ifade ile izah ediyor Ve bir kısım ehli dalaletin, Kâinatı böyle tağyir ve tebdil eden zâtın, kendisinin de mütegayyir ve mütehavvil olması lâzım gelmez mi?diye sordukları suale; bilakis Zâtı Zülcelal'in mütegayyir ve mütehavvil olmaması lâzım geldiğini gayet kat'î bir surette beyan eden bir cevabla mukabele edilmiştir
Kayyumiyetin, vâhidiyet ve celal noktasında kâinatta tecellisi olduğu gibi, ehadiyet ve cemal noktasında insanda dahi cilvesinin tezahüratı olduğunu; ve bu tecelli ile Zâtı Zülcemal'in, beşere, melaikelerin fevkinde ettiği ihsanatını ve o ihsanatın câmiiyetini ve yüksekliğini ve genişliğini izah eder Ve kâinatı bir sofrai nimet edip, insana teshir etmesinin; ve kâinatın, insanla mazhar olduğu sırrı Kayyumiyetle bir cihette kaim olduğunun hikmeti, insanın üç mühim vazifesinden ileri geldiğini ta'dad eder Ve insanın o üç mühim vazifesinden üçüncü vazifesinde, üç vecihle Zâtı Hayyı Kayyum'a âyinedarlık ettiğini anlatır Ve bu âyinedarlık ettiği vecihlerden üçüncü vecihteki âyinedarlığının da iki yüzü olduğunu; birinci yüzüyle esmai İlahiyeye, ikinci yüzüyle de şuunatı İlahiyeye âyinedarlık ettiğini emsali nâmesbuk bir talâkatı lisan ile ifade ediyor ki, beşerin dâhîlerini dahi bu hakikatlara meftun edip hayran eder
Kayyumiyetin, vâhidiyet ve celal noktasında kâinatta tecellisi olduğu gibi, ehadiyet ve cemal noktasında insanda dahi cilvesinin tezahüratı olduğunu; ve bu tecelli ile Zâtı Zülcemal'in, beşere, melaikelerin fevkinde ettiği ihsanatını ve o ihsanatın câmiiyetini ve yüksekliğini ve genişliğini izah eder Ve kâinatı bir sofrai nimet edip, insana teshir etmesinin; ve kâinatın, insanla mazhar olduğu sırrı Kayyumiyetle bir cihette kaim olduğunun hikmeti, insanın üç mühim vazifesinden ileri geldiğini ta'dad eder Ve insanın o üç mühim vazifesinden üçüncü vazifesinde, üç vecihle Zâtı Hayyı Kayyum'a âyinedarlık ettiğini anlatır Ve bu âyinedarlık ettiği vecihlerden üçüncü vecihteki âyinedarlığının da iki yüzü olduğunu; birinci yüzüyle esmai İlahiyeye, ikinci yüzüyle de şuunatı İlahiyeye âyinedarlık ettiğini emsali nâmesbuk bir talâkatı lisan ile ifade ediyor ki, beşerin dâhîlerini dahi bu hakikatlara meftun edip hayran eder