iltasyazilim
FD Üye
İSRA VE Mİ’RAC GECESİ
Bu yazı dizisi otuz iki sayfalık bir broşür olarak 11092003 tarihinde yedi bin adet basıldı parasız dağıtıldı
22092003PzrtsMillig
İsra’nın gece yürütme manasına geldiğini, Mirac’ın ise yükseklere doğru yükselme aleti olduğunu biliyoruz
Biz, gece manasına gelen “Leyl sûresini severiz Ömrümüzün yarısının geçtiği geceleri severiz Kur’an’ın ifadesiyle Allah’ın varlığına, birliğine, ortağı olmadığına bir ayet, delil, şahit olan geceleri severiz, (İsra 12) Dinlenme yerimiz (Enam 96), gece ibadetimizin daha etkili (Müzzemmil 16), Mevla’mız ve Leyla’mızla birlikte iken bize elbise olan ve bizi bürüyen (Nebe 10) geceleri severiz
Gecelerimizin adı Kadir gecesidir, Mi’raç gecesidir, Mevlit gecesidir, Bayram gecesidir Gerdek gecesidir
Bütün geceler Allah’ın yarattığı geceler olması nedeniyle bizim için sevimli ve değerlidir Ancak bazı gecelerde meydana gelen güzel olaylar nedeniyle diğer gecelerden özel ve güzel gecelerdir
Bütün günler ve geceler güzeldir ama, doğum gününüz, evlilik gününüz diğer günlerden daha anlamlıdır
İşte Mi’rac gecesi de Hicretten on sekiz ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi, Allah’ın Rasülü, Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selem efendimizin halkın arasından Hakkın huzuruna yükseliş gecesidir
Allah (cc) kulu ve Rasülüne bazı ayetlerini göstermek ve Onu teselli etmek için bir gece Mescidi Haram’dan , Mescidi Aksa’ya götürür Bu bölümüne İsra denir
İsra süresinde:
1 Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldı¬ğımız Mescidi Aksa'ya âyetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik¬lerden) münezzehtir Şüphesiz O, işitendir, görendir Diye haber verilerek İsra’nın ayetle sabit olduğunu görüyoruz
Necm süresinde:
Ayet 1 And olsun batan yıldıza ki,
2 Arkadaşınız (Muhammed) ne saptı, ne de azıttı
3 O, hevadan konuşmaz
4 O, kendisine vahyolunan, vahiyden başka bir şey değildir
5 Onu çok kuvvetli (Cebrail) öğretti
6 Kâmil akıl sahibi (Cebrail) hemen doğruldu (kendi sûretinde göründü)
7 O en yüksek ufukta idi
8 Sonra (Cebrail) yaklaştı ve sarktı (daha da yaklaştı)
9 İki yay kadar veya daha da yakın oldu
10 (Allah'ın) kuluna vahy ettiğini vahy etti
14 Sidret'ül – Müntehanın yanında
15 Cennetül Me'va, onun (Sidre’nin) yanındadır
16 Sidre'yi bürüyen bürüyordu
17 Göz ne kaydı nede saptı
18 And olsun O, Rabbinin büyük âyetlerini gördü
Ayetler böyle haber vermek suretiyle Mescidi Haramdan mescidi Aksa’ya kadar olan bölüme ayette doğrudan delalet vardır
Necm süresindeki ayetlerde ise yücelere yükseldiği konusunda işaret vardır O işareti de tevatür derecesine varan hadisler açıklamakta ve kuvvetlendirmektedirler
Mescidi Aksa dan yedi kat semaya ve ötelere götürülmesine de Mirac denir İsra ayetle sabittir İnkar eden kafir olur Yirmi yedi sahabenin ayrı ayrı rivayet ettiği İsra Mirac hadisinin özeti şöyle:
Bir gece efendimiz, Mescidi Haram’da iken Cebrail gelir, Efendimizin göğsünü yarar, kalbini çıkarır, kalbi zemzemle yıkadıktan sonra, iman ve hikmetle doldurur, eski yerine kor Bir Burak getirir, onunla Mescidi Aksa’ya götürür Orada bütün peygamberlere namaz kıldırır Sonra göğe çıkarılır
Birinci kat semada Adem (as) la selam ve merhabalaşır
İkinci kat semada Yahya ve İsa (as) larla selam ve merhabalaşır
Üçüncü kat semada Yusuf (as)
Dördüncü kat semada İdris (as)
Beşinci kat semada Harun (as)
Altıncı kat semada Musa (as)
Yedinci kat semada İbrahim (as) la karşılaşır, selamlaşır ve merhabalaşır
Oradan Sidre i münteha’ya götürülür Orada zahiri ve batıni ırmaklar görür Oradan Beyti Ma’mur’a geçer ve daima ibadet eden melekleri görür Elli vakit namaz farz edilir Hz Musa ile istişare sonunda Rabbinin huzuruna yükselir ve isteği üzerine beş vakit namaza iner
EnNecm suresinde de değinilen bu İsra ve Mi’rac olayı konusunda yirmi yedi sahabenin rivayeti olduğunu Celaleddin Süyuti “Kıtafül Ezharil Mütenasira fil Ahbar –il Mütevatira “ isimli eserinde İsra ve Mi’rac hadisinin Mütevatir hadislerden olduğunu haber verir
Hadisten alacağımız dersler:
Biz de kalbimizi, şirkten, yalandan, haramdan, iftiradan, gıybetten, kinden, karamsarlıktan, ümitsizlikten arındıralım
Efendimizin, peygamberlerle karşılaşırken önce selam verip sonra ismini söyleyerek izin aldığı gibi biz de yeni tanıştığımız insanlara selam verelim, kendimizi ismimizle tanıtalım ve merhabalaşalımTelefonda karşımızdakinin işini kolaylaştırmak için önce kendimizi tanıtalım
Efendimiz, namazın beş vakite inmesi konusunda Musa aleyhisselamla yaptığı istişareler bize örnek olsun ve makamımız ne kadar yüksek olursa olsun, bilgi ve tecrübe sahibi insanlarla istişareye devam edelim
İsra süresinde ki birinci ayette Rabbimiz, “Kulunu demişte “Rasülünü dememiş Onun için Mü’minler, kıyamete kadar Namazlarıyla miraca çıkmaya devam ederler Çünkü Efendimiz “Namaz mü’minin miracıdır buyurmuş
Rabbimiz huzuruna bin defa gitsek, milyon defa gitsek, triyon defa gitsek ve Rabbimizden bir suçumuzun afvını veya işlerimizi kolaylaştırmasını istesek, bu isteğimiz Rabbimiz tarafından olumsuz karşılanmaz “Rabbimiz duada israrlı olanları sever
Mekke putperestlerinin, Müslümanlara işkence, ekonomik ve sosyal ambargo uyguladığı bir dönemde Allah rasülünün Mirac’a yükseltilmesi, ona bir teselli olduğu gibi, Müslümanlara da bir moral olmuştur
En zor zamanda insanlık ailesinin aklına gelmeyeceği, yirmi birinci asırda yaşayanların aklının bile alamayacağı ve Ebucehille aynı aklı paylaştıklarını ortaya koyacağı bir mucize gerçekleşir
Ebucehil: “Olmaz öyle şey derken, Hz Ebubekir razıyallahu anhü: “O söylemişse doğrudur demiş Biz, bu gün Hz Ebubekir razıyallahu anhü’nün yolunda yürümeye çalışıyoruz İnkar edenler de kimin yanında olduklarına dikkat etsinler
En zor zamanlarda Allah’a güvenen peygamber efendimizi, yedi kat semanın üstüne çıkarmış, Cenneti, Cehennemi, Cennetlikleri ve azap görenleri göstermiş O Cenneti gören gözler, bütün insanlığın yolunun cehenneme gitmemesi, bu adımların cennete doğru gitmesi için gece gündüz çalışmış
Hz İbarhim, hanımı, Hacer validemizi Mekke vadisinde susuz, ekmeksiz ve de kimsesiz bıraktığında Hacer validemiz “Beni kime bırakıyorsun? diye sorduğunda “Allah’a diye cevabı alınca yüreğinde zerre kadar burukluk hissetmeden ve gönül hoşluğuyla Mekke’de kaldığından Rabbimiz, o günden beri kesintisiz akan Zemzem suyunu fışkırtıvermiş
O günden beri Müslümanlar Safa tepesi ile Merve arasında O Hacer anamızın anısını yaşatmak için Sa’ykoşmaya devam etmiştir
Müşrikler,peygamberimizin ve arkadaşlarının canına kastettiği bir zamanda Allahın yardımından hiç şüphe etmeyen Efendimiz, Miracla mükafatlandırılır ve o günden bu güne kadar o gecenin bereketiyle bizler azmimizi, ümidimizi ve tevekkülümüzü bileriz
Doldurulmuş bir akü arabayı hareket ettiriyor Aküye doldurulan enerjiyi biz görmüyoruz, ama yaptığı iş nedeniyle inanıyoruz
Binlerce ton suyun buhar olup gökyüzüne yükseldiğini , ülkelerden ülkelere rüzgar atıyla geçtiğini ve takdir edilen yere yağdığını görüyoruz İçine gaz doldurulan balonun havada uçtuğunu , içi hava doldurulan varilin deniz üzerinde yüzdüğünü biliyoruz
Kalbi, iman ve hikmetle dolu Allah Rasulü, Rabbinin istemesi üzerine yaptığı bu İsra ve Miraç ‘ın gerçekten meydana geldiğine yürekten inanıyoruz
O Allah (cc), bize bizden daha yakın iken kulunu ve Rasulünü taltif etmek için İsra ve Mir’ac ‘ı gerçekleştirmiştir
Ayette “Abdihi kelimesiyle efendimizin bu İsra ve Mi’rac’ı ruhu ve cesediyle yaptığına işaret eder
“Ruhuyla çıkmıştır diyenler olmuş ama ayetin işaret ettiği mana ruh ve bedenle gittiğidir ve ulemamızın çoğunluğu bu görüştedir
Ayette ifade edildiği gibi Rabbinin ayetlerini görecektir Bu görüşe gönül gözü ile başındaki gözde katılırsa ikram tam olur Rüyada tatlı yiyenle , uyanıkken yiyen aynı tadı almaz ve rüyadakinin karnı doymaz
Günümüzde batıya olan imanı, Kur’anın önüne geçen bir kısım müsteşrik tipi bilginlerimiz “Rüyada olmuştur diyerek batının ayıplamasına karşı kendini savunma tarafına gider ama İstanbul’da bir özel lisede öğretmenlik yapan İtalyan papaza öğrenciler sorarlar: “Muhammed bu göğe çıkmış sen inanırmısın ? denildiğinde : “Bizim gibi insanlar aya çıkıyor Allah’ın Rasulü daha ötelere niçin çıkmasın? diye cevap verir Bizimkiler papaza da yaranamazlar
Hayatında hiç kuş görmemiş bir adama kuşu tarif etseniz ve “Havada uçar deseniz, bizim bu miracı inkar edenler gibi direnecektir Mülk suresinde “O kuşları havada tutan Rahman dır diyor Kuşları havada uçuran Rabbim, Rasulünü yedi kat semanın ötesine götürür
Ten, topraktan gediğinden yer çekimine tabidir Can, Allah’dan geldiğinden Onun çekimine tabiidir Tenin etkisinden kurtulan can, buharlaşan su gibi, Rabbin koyduğu mucize veya keramet kanunları içinde yüzer durur
BU GECE NE YAPALIM?
1 İsra ayetinin hemen arkasından gelen ayetlerde Musa aleyhisselamın, İsraioğullarına kılavuz kılındığını, devam eden ayetlerde, İsrailoğullarının kibirlendiği, bozgunculuk yaptıklarını ve sonunda bu dünyada büyük bir cezaya çarptırıldığını heber verirken Rabbimiz bizi uyarıyor: Kılavuzumuz Allah rasülü olsun, bu yürüyüş esnesında kibirlenmeyelim Bozgunculuk yapmayalım
2Kılavuz kitabımız Kur’ani Kerim olsun Rabbimiz: 3
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
1 Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldı¬ğımız Mescidi Aksa'ya âyetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik¬lerden) münezzehtir Şüphesiz O, işitendir, görendir
2 Biz Musa'ya kitabı verdik ve onu Benden başka vekil edin¬meyindiye İsrail oğullarına kılavuz kıldık
3 Nuh'la beraber gemiye yüklediklerimizin ço¬cukları! (Ey in¬sanlık ailesi) Şüphesiz O (Nuh) çok şükreden bir kuldu (Siz de çok şükrediniz)
4 Kitabta(Tevrat'ta) İsrail oğullarına şu hükmü verdik: Elbette siz yer¬yüzünde iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kabarışla kibirle¬neceksi¬niz
5 O ikiden (iki bozgunculuktan) birincisinin za¬manı geldiğinde üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik, onlar evlerinizin aralarına kadar girip araştırdılar, va'dde gerçekleşmiş oldu
6 Sonra onları yenme imkanı verdik Mallar ve oğullarla size yardım et¬tik Sizi savaşçılar olarak en çok kıldık
7 Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz Eğer kötülük yapar¬sanız, kendinize (kö¬tülük yapmış olursunuz) (O iki bozgunculuktan) so¬nuncusunun zamanı geldiğinde (öyle kullarımızı göndeririz ki) yüzlerinizi kara etsinler, ilk kez girdik¬leri gibi yine mescide (Kudüs'e) girsinler ve yen¬dik¬lerini mahvetsinler
8 Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder Eğer siz, (bozgun¬culuğa) dönerseniz, biz de (cezalandır¬maya) döneriz Biz cehen¬nemin kâfirlere hisar (ha¬pishane) yaptık
9Şüphesiz bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amel işleyen mü¬minlere bü¬yük bir mükâfat ol¬duğunu müjdeler
10 Ahirete iman etmeyenlere de acıklı bir azab hazırladık(Bunu da kâfirlere müjdele)
11 İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua et¬mekte İnsan pek aceleci oldu
12 Geceyle gündüzü iki âyet yaptık Gece âyetini(Ay'ı) sildik, gündüz âyetini(Güneşi) gösterici kıldık ki; Rabbinizden bir nimet arayasınız, sene¬lerin ve hesabın sayısını bilesiniz Biz her şeyi açık seçik anlattık
13 Her insanın (amel) kuşunu kendi boynuna taktık (Herkes kendi yaptığından sorumludur) Kı¬yamet günü onun için bir kitap çıkarırız ki; onu açıl¬mış olarak bu¬lur
14 Oku kitabını Bugün hesaba çekici olarak nefsin sana ye¬ter
15 Kim doğru yolu bulursa, kendisi için bulmuş olur Kim de sa¬pıtırsa kendi za¬rarına sapıtmış olur Günah yükü taşıyan hiçbir kimse başkasının günah yükünü taşımaz Biz, bir peygamber göndermedikçe (hiçbir kim¬seye) azab etmeyiz
16 Biz, bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde şı¬marık zenginle¬rine(itaatı)emre¬deriz, orada boz¬gunculuk çıkarırlar, oraya (azab) sözü hak olur, biz de orayı yerle bir ederiz
17 Nuh'dan sonra nice nesilleri helâk ettik Kul¬larının günahla¬rına, Rabbinin ha¬berdar ve görücü olması yeter
18 Kim bu çabucak geçici (dünya)yı isterse, biz ona dünyada dilediğimiz kadar, istediğimize çabucak veririz Sonra da ona ce¬hennemi (yatak) kılarız Oraya kı¬nanmış ve kavrulmuş olarak yaslanır
19 Kim iman ederek âhireti ister ve ona yaraşır şekilde çalı¬şırsa, işte onların çalışmaları meşkur (makbul)dür
20 Her birine, onlara da (dünyayı isteyenlere de) bunlara da (âhireti is¬teyenle¬re de) Rabbinin bağı¬şından veririz Rabbinin ba¬ğışı (hiç kimseden) en¬gellenmiş de¬ğildir
21 Bak, nasıl onların bir kısmını bir kısmından üstün kıldık El¬bette âhiret derece¬ler yönünden daha büyük ve üstünlük bakı¬mından da daha bü¬yüktür
Kola kul olma Yalnız ve yalnız Allaha kul ol ve özgürlük bildirisi gibi şu ayeti oku:
22 Allah ile beraber, başka bir ilâh edinme, sonra kınanmış ve kendi başına bıra¬kılmış olarak otura kalırsın
Gelin Ankara’yı düzeltmek yerine biz önce kendimizi düzeltelim Eşimiz, çocuklarımız, ana ve babalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız ve dostlarımızla nasılız? Bir gözden geçirelim
Alın terini toprakla yoğurup buğdaya dönüştüren, alın teriyle çeliğe su verip, karşılığını yiyecek giyecek ve içeceğe dönüştüren babalarımız
Ciğerinin kanını bembeyaz süte dönüştürüp bir şelale gibi yavrusunun ağzına akıtan analarımız, Allah ve Onun Rasulünden sonra sevilmeye en layık insanlardır
Kış gününde aynaya üfleseniz kendinizi aynada göremezsiniz Rabbimizde : “Anne ve babanıza öff bile demeyiniz buyurur (İsra 1723)
Denizlerin söndüremediği anne ve baba yüreğinin ateşini öff demekle söndürenler kendisinin cehennemdeki ateşinin alevlenmesi için üfürmüş olurlar
Bakınız Rabbimiz ne buyurmuş:
23 Rabbin, kendinden başkasına ibadet etme¬menizi ve anne babaya iyiliği em¬retti Eğer onlardan biri veya her ikisi senin ya¬nında ihtiyarlık ça¬ğına ulaşırsa onlara öffdeme, onları azar¬lama, onlara güzel söz söyle
24 Her ikisine de rahmetten tevazu kanadını in¬dir, (kucak aç) ve Ey Rabbim, bunlar beni küçük¬ken nasıl terbiye ettilerse sen de bunlara mer¬hamet etde
25 Rabbiniz içlerinizdekini daha iyi bilir Eğer siz salihler olur¬sanız, şüphesiz o kendine dönenleri ba¬ğışlayandır
Yakınlarınızı gözetiniz Çevrenizdeki fakirlere yardım ediniz ve Rabbin sözüne kulak veriniz:
26 Yakınlara hakkını ver Fakirlere, yolda kal¬mışa da ver, sa¬çıp sa¬vurma
Saçıp savurmak, kişinin gücüyle orantılıdır Ben israf yapmıyorum demeyiniz Herkes kendi imkanları oranında iktisadlı davransın ve saçıp savuranları da uyarsın
27 Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeş¬leri oldular Şeytan ise Rabbine karşı çok nankör¬dür
28 Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti isteye¬rek (elin dar olduğu için yardım edememek sebe¬biyle) onlardan yüz çevirirsen onlara yumuşak söz söyle
29 Elini boynuna bağlanmış kılma (cimri olma), büsbütün de yayma (is¬raf etme), yoksa kınanmış ve pişman vaziyette oturakalırsın
30 Şüphesiz Rabbin, rızkı dilediğine genişletir, dilediğine da¬raltır Çünkü O, kulla¬rından haberdardır, görendir
Kara toprağın doğurduğu buğday, elma, nar mı daha değerli ve sevimli yoksa seven iki canın canlarından, tenlerinden, genlerinden bedenleşen ve Rahman olan Rabbimiz tarafından ruh verilen cennet kokulu yavrularımız mı daha değerli?
İslama göre bir damla kanı dünyalara bedel olan bir insanı ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister Budist, ister ateist olsun hangi mantıkla haksız yere öldürülebilir?
Firavunun mantığıyla öldürebilir Firavun Beni İsrailin erkek çocuklarını öldürüyordu Kıptilere karşı beni İsrail güçlenmesin diye öldürüyordu
Mekkeli müşrikler soframıza ortak olmasın diye öldürüyorlardı
Günümüzde Filistin de, Bosna da, Kosova da, Keşmir de, Çeçenistan da, Eritre de, Müslüman nüfusu azaltmak için Firavun mantığıyla öldürüyorlar Mekke müşrikinin hedefi olan ekonomik dengeyi sağlıyorlar
31 Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz Onları da sizi de biz rızklandırırız Onları öldürmek gerçekten büyük günahtır
Kur’an “zinaya yaklaşmayın diyor “Zina yapmayın demiyor Yani bizi zinaya götürecek her türlü eğitimden, haram gıdadan, kötü mekandan, kötü arkadaştan, kötü sözden, Kötü davranıştan uzak duralım ve rejimin kurbanlarını kurtarmak için önce yanan bir yürekle yaklaşıp çareler arayalım
32 Zinaya yaklaşmayınız Çünkü o bir fuhuştur ve kötü bir yol¬dur
Rabbimiz,Maide süresinin 32 inci ayetinde “Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir buyurur Sevgili peygamberimiz de “Müslüman bir insanın öldürülmesinden, insansız bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir buyurmuş(Tirmizi,Diyat 5,İbni Mace,Diyat,1) Bu imanla büyüyen İmamı Gazalinin hocası, İmamül Harameynel Cüveyni (H419478) “Bir damla kanla bir dünya tartılsa kan ağır gelirder (elĞıyasi s:256) Aynı ma’nayı İmam Gazali de elMüstasfa 1314 de tekrarlamış Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif Merhumda:
“Bütün dünya için bir damla kan çoktur diyorlar, sen,
Şu ma’sum ümmetin seller akıttın hûni pâkinden deyivermiş
Kendisini hep Osmanlı’ya benzetmeye çalışan ve bunu açıklamaktan da kendini alamayan Amerika şunu bilsin ki, Osmanlı’nın altı yüz yılda öldürdüğü insan sayısı, Hıristiyan Hitlerin beş yılda öldürdüğüne denk değildir
Amerikalı kovboyların yirmi milyon yerli halkı nasıl yok ettiklerini öğrenmek için bu katliamın canlı şahidi olan ve gördüklerini yazan İspanyol asıllı papaz Bartolome’de las Casas’ın “Kızıl derililer nasıl yok edildi adı altında Türkçe’ye çevrilen eserini bir okuyuverin (Şule yayınları)
33 Haksız yere Allah'ın haram kıldığı canı öl¬dürmeyin Kim haksız yere öldü¬rürse, onun velisine yetki vermişizdir O da öl¬dürmede aşırı gitmesin (kan davası haline getirip, katilin yakınla¬rını öldür¬meye kalkmasın) Çünkü o, (veli Şeriat tara¬fından) yar¬dım edilmiştir
Atalarımız: “Yetim malı yiyenler ateşten gömlek giyerler demişler ama Kur’anı Kerim Nisa suresinin onuncu ayetinde “Haksız yere yetim malını yiyenler, karınlarına ateş yemiş olurlar buyurur
Yetim malı yiyenler, etrafına benzin döküp yakmak isteyen insandan daha fazla çılgındır ama kendini yakanın acısını bu dünyada gördüğümüzden, yetim malı yiyenlerin cezasının bu dünyada görülmediğinden kendini yakanı kurtarmaya çalışıyoruz ama karnına ateş dolduranı kurtarmaya çalışmıyoruz
34 Yetim, ergenlik çağına gelinceye kadar, ye¬timin malına en iyi şekilde yakla¬şın Sözü yerine getirin Çünkü sözde sorumluluk vardır
Gözümüzü uzağa veya yakına bakarken farkına varmadan ayar yaparız Bu yaptığımız ayarın hızına hiçbir bilgisayar ulaşmamıştır ve ulaşmayacaktır
Kulağımız duyduğumuz sesin sahibi insanmı, arabamı , koyunmu olduğunu, yönünü ve uzaklığını bilir Buda bize doğuştan verilen ölçülerdir
Ağzımızdan çıkan sesleri ölçülü çıkardığımızda anlamlı kelimeler çıkar
Rastgele kalemle karalarken belli bir ölçüyle çizmeye başlarsak belli bir şekil ortaya çıkar
Seslerin ölçülü çıkışından müzik meydana gelir
Dünya çocukları birbirinin dilinden anlarken bizim ölçüsüz davranışlarımızla onların masumiyetini giderip kendi kalıbımıza döktüğümüzden onlarıda anlaşamaz hale getiriyoruz
Bir yaşındaki bir milyar çocuk anlaşabilir ama 70 yaşına gelmiş iki siyasi anlaşamıyor
Buda Rabbimizin fıtratımıza koyduğu ölçüyü çevreden algıladığımız ölçüsüz ölçülerle fıtratımızı bozup her kalıba uygun bir ölçü benimseyip herkesi kendi ölçümüze zorlamadan kaynaklanır
Bazı insanlar bir kiloluk tartı demirlerinin içini oydurarak sattığını eksik verirlermiş Zaman zaman belediye, tartı aletlerini kontrol ediyor
Nereye gitsen kilo , bin gram Herkes kendine göre ayarlarsa düzen bozulur Onun için Rabbimiz “Doğru teraziyle tartındiyor
Komünizm: “benim ölçülerim doğru dedi milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu
Kapitalizm: “Benim ölçülerim doğru dedi milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu Uyuşturucu bağımlıları , fuhuş tacirleri , adam öldürme çeteleri üretti ve demokrasi adına ülkeleri mafya ile medya yönetmeye başladı
Rabbimiz, sevgili peygamberimize ve onun şahsında bize : “Sana ilim geldikten sonra eğer onların hevalarına (şahsi ölçülerine) uyarsan sende zalim olursun buyuruyor (Bakara120)
Dünyanın en dürüst adamını yanlış terazinin başına oturtsanız o’da eksik tartar
Adalet terazisi yanlış olunca tartan kişinin doğruluğu bir şey değiştirmez
Onun için Rabbimiz hem ölçenin tam ölçmesini , hemde terazinin doğrusunu almamızı emrediyor
O ilahi terazi olan Kur’an ise bizim konuşmamızı , yürüyüşümüzü, bakışımızı, kaş göz hareketlerimizi, komşuluk ilişkilerimizi, yöneten ve yönetilen ilişkilerini en güzel şekilde ayarlamaktadır
35 Ölçtüğünüz zaman, tam ölçün ve doğru te¬razi ile tartın Bu daha ha¬yırlı ve sonuç itibariyle daha güzeldir
Büyük insan olmak için yaşın büyüklüğü veya malın çokluğu değil olgun insan olmakladır Elektriği olmayan billûr avize ne kadar çalım atarsa atsın gece karanlığında yüzüne bakan olmaz Billûr avizenin güzelliği ışığıyladır
İlim, insanın süsü olur ama süksesi olmaz Çünkü ilim arttıkça alimin tevazuu artar Dalların meyvesi arttıkça dik başlılığı gider ve toprağa doğru eğilir
Aynı anda iki yere kulak vermemiz mümkin değil Rabbimiz kendi kelamını dinlememizi ve de dinlediğimize uymamızı ister Bizlerde her gün yatsı namazından sonra “semi’na ve eta’naişittik ve itaat ettik diyoruz (Bakara 286)
Birileri çıkarda “Kur’ana kulak verme beni veya bizi dinle diyecek olursa biz bu dediğini bile duymayız Biz kulağı yaratanın kelamına kulak veririz O da bizi uyarıyor: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ardına düştüğünden sorumludur buyurmuş (İsra 36)
Güneş olmadığı zamanlarda elektrik lâmbaları işimize yarar Gün doğunca lâmbalar söner Sönmese de onları gören olmaz Göz güneşin ışığıyla doyunca lambadan haberi olmaz Olunca da “püf der
Allah kelamı yanında insanların sözleri güneş yanında yanan mum gibidir Ya söner veya yanmaya devam eder ve yok olur gider Kulaklarımız, gözlerimiz ve kalbimiz en değerli varlıklarımız
Onlara en değerli sözleri dinletelim, okutalım ve ezberletelim
Kulağımız sivri sineğin sazını da anlar ama gül gibi yerlerde bülbül dinlemeyi tercih eder
36 Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan, (yaptığından) sorumludur
Kur’an bizim hayat kitabımız Yürümenin kurallarını ondan öğreniriz Çünkü yeri yaratan O Yeryüzünde yürüyen ayağı yaratan O Onun için bu ayak bu yeryüzünde kibirlenerek, çalım satarak, insanlara hava atarak yürümemeli “İsra suresinin 37 inci ayetinde “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme buyuruyor
Kim kime böbürlenecek? İşverenin ayağında on parmak olduğu gibi, işçinin ayağında da on parmak var Gören göz, gülen yüz, veren ve seven el, bal gibi dil ikisinde de var Buna rağmen biri böbürlenerek yürüyecek olursa aklından zoru var demektir
Saltanat sahibi biri yolda yürürken herkes ona saygı duruşuna geçiyormuş Adamın biri oturduğu yerden kıpırdamamış Kibirli adam:
Beni tanımadın mı? Adam:
Tanımazmıyım Evvelin bir damla su, sonun bir avuç toprak
Sen şimdiki halime bak
Neyine bakayım şiş karnına bıçak atsam gübre dökülür Sırtındaki kürke gelince onu hayvanın biri on sene giydi, hayvanlıktan kurtulamadı demiş
Es’at Muhlis paşa da:
“Ne Sal iledir ne mal iledir
Beyim ululuk kemal iledir diyor
Bizi Rabbimizin ayetine uyalım:
37 Yeryüzünde böbürlenerek yürüme Çünkü sen ne yeri yarabilirsin, nede boyca dağlara yetişe¬bilirsin
38 Bütün bunlar, Rabbin katında kötü olan ve sevilmeyen şeylerdir
39 Bunlar, sana Rabbinin vahy ettiği hikmetten¬dir Allah'la be¬raber başka ilâh edinme Yoksa kınanmış ve kovulmuş olarak cehen¬neme atılırsın
Bu geceye ait bir ibadet nakledilmemiş ama değerli büyüğümüz Ömer Nasuhi Bilmen efendi (merhum) “Büyük İslam İlmihali isimli eserinde
“Mi'raç Gecesi Namazı, Receb ayının yirmi yedinci gecesine raslayan mübarek Mi'raç Gecesinde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görülmüştür Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak iki rekâtte bir selâm vermeli, sonra yüz defa Sübhanallahi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekberdemeli Bundan sonra, yüz defa istiğfar ederek yüz defa da Salât ve Selâm okumalıdır
Gündüzün de oruçlu bulunmalıdır Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü, Allah'dan umulur (Büyükİsİl s:208)
ArkadaşLar biraz uzun geLebiLir ama çok mükemmeL bir yazı okumanızı isterim
Bu yazı dizisi otuz iki sayfalık bir broşür olarak 11092003 tarihinde yedi bin adet basıldı parasız dağıtıldı
22092003PzrtsMillig
İsra’nın gece yürütme manasına geldiğini, Mirac’ın ise yükseklere doğru yükselme aleti olduğunu biliyoruz
Biz, gece manasına gelen “Leyl sûresini severiz Ömrümüzün yarısının geçtiği geceleri severiz Kur’an’ın ifadesiyle Allah’ın varlığına, birliğine, ortağı olmadığına bir ayet, delil, şahit olan geceleri severiz, (İsra 12) Dinlenme yerimiz (Enam 96), gece ibadetimizin daha etkili (Müzzemmil 16), Mevla’mız ve Leyla’mızla birlikte iken bize elbise olan ve bizi bürüyen (Nebe 10) geceleri severiz
Gecelerimizin adı Kadir gecesidir, Mi’raç gecesidir, Mevlit gecesidir, Bayram gecesidir Gerdek gecesidir
Bütün geceler Allah’ın yarattığı geceler olması nedeniyle bizim için sevimli ve değerlidir Ancak bazı gecelerde meydana gelen güzel olaylar nedeniyle diğer gecelerden özel ve güzel gecelerdir
Bütün günler ve geceler güzeldir ama, doğum gününüz, evlilik gününüz diğer günlerden daha anlamlıdır
İşte Mi’rac gecesi de Hicretten on sekiz ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi, Allah’ın Rasülü, Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selem efendimizin halkın arasından Hakkın huzuruna yükseliş gecesidir
Allah (cc) kulu ve Rasülüne bazı ayetlerini göstermek ve Onu teselli etmek için bir gece Mescidi Haram’dan , Mescidi Aksa’ya götürür Bu bölümüne İsra denir
İsra süresinde:
1 Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldı¬ğımız Mescidi Aksa'ya âyetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik¬lerden) münezzehtir Şüphesiz O, işitendir, görendir Diye haber verilerek İsra’nın ayetle sabit olduğunu görüyoruz
Necm süresinde:
Ayet 1 And olsun batan yıldıza ki,
2 Arkadaşınız (Muhammed) ne saptı, ne de azıttı
3 O, hevadan konuşmaz
4 O, kendisine vahyolunan, vahiyden başka bir şey değildir
5 Onu çok kuvvetli (Cebrail) öğretti
6 Kâmil akıl sahibi (Cebrail) hemen doğruldu (kendi sûretinde göründü)
7 O en yüksek ufukta idi
8 Sonra (Cebrail) yaklaştı ve sarktı (daha da yaklaştı)
9 İki yay kadar veya daha da yakın oldu
10 (Allah'ın) kuluna vahy ettiğini vahy etti
14 Sidret'ül – Müntehanın yanında
15 Cennetül Me'va, onun (Sidre’nin) yanındadır
16 Sidre'yi bürüyen bürüyordu
17 Göz ne kaydı nede saptı
18 And olsun O, Rabbinin büyük âyetlerini gördü
Ayetler böyle haber vermek suretiyle Mescidi Haramdan mescidi Aksa’ya kadar olan bölüme ayette doğrudan delalet vardır
Necm süresindeki ayetlerde ise yücelere yükseldiği konusunda işaret vardır O işareti de tevatür derecesine varan hadisler açıklamakta ve kuvvetlendirmektedirler
Mescidi Aksa dan yedi kat semaya ve ötelere götürülmesine de Mirac denir İsra ayetle sabittir İnkar eden kafir olur Yirmi yedi sahabenin ayrı ayrı rivayet ettiği İsra Mirac hadisinin özeti şöyle:
Bir gece efendimiz, Mescidi Haram’da iken Cebrail gelir, Efendimizin göğsünü yarar, kalbini çıkarır, kalbi zemzemle yıkadıktan sonra, iman ve hikmetle doldurur, eski yerine kor Bir Burak getirir, onunla Mescidi Aksa’ya götürür Orada bütün peygamberlere namaz kıldırır Sonra göğe çıkarılır
Birinci kat semada Adem (as) la selam ve merhabalaşır
İkinci kat semada Yahya ve İsa (as) larla selam ve merhabalaşır
Üçüncü kat semada Yusuf (as)
Dördüncü kat semada İdris (as)
Beşinci kat semada Harun (as)
Altıncı kat semada Musa (as)
Yedinci kat semada İbrahim (as) la karşılaşır, selamlaşır ve merhabalaşır
Oradan Sidre i münteha’ya götürülür Orada zahiri ve batıni ırmaklar görür Oradan Beyti Ma’mur’a geçer ve daima ibadet eden melekleri görür Elli vakit namaz farz edilir Hz Musa ile istişare sonunda Rabbinin huzuruna yükselir ve isteği üzerine beş vakit namaza iner
EnNecm suresinde de değinilen bu İsra ve Mi’rac olayı konusunda yirmi yedi sahabenin rivayeti olduğunu Celaleddin Süyuti “Kıtafül Ezharil Mütenasira fil Ahbar –il Mütevatira “ isimli eserinde İsra ve Mi’rac hadisinin Mütevatir hadislerden olduğunu haber verir
Hadisten alacağımız dersler:
Biz de kalbimizi, şirkten, yalandan, haramdan, iftiradan, gıybetten, kinden, karamsarlıktan, ümitsizlikten arındıralım
Efendimizin, peygamberlerle karşılaşırken önce selam verip sonra ismini söyleyerek izin aldığı gibi biz de yeni tanıştığımız insanlara selam verelim, kendimizi ismimizle tanıtalım ve merhabalaşalımTelefonda karşımızdakinin işini kolaylaştırmak için önce kendimizi tanıtalım
Efendimiz, namazın beş vakite inmesi konusunda Musa aleyhisselamla yaptığı istişareler bize örnek olsun ve makamımız ne kadar yüksek olursa olsun, bilgi ve tecrübe sahibi insanlarla istişareye devam edelim
İsra süresinde ki birinci ayette Rabbimiz, “Kulunu demişte “Rasülünü dememiş Onun için Mü’minler, kıyamete kadar Namazlarıyla miraca çıkmaya devam ederler Çünkü Efendimiz “Namaz mü’minin miracıdır buyurmuş
Rabbimiz huzuruna bin defa gitsek, milyon defa gitsek, triyon defa gitsek ve Rabbimizden bir suçumuzun afvını veya işlerimizi kolaylaştırmasını istesek, bu isteğimiz Rabbimiz tarafından olumsuz karşılanmaz “Rabbimiz duada israrlı olanları sever
Mekke putperestlerinin, Müslümanlara işkence, ekonomik ve sosyal ambargo uyguladığı bir dönemde Allah rasülünün Mirac’a yükseltilmesi, ona bir teselli olduğu gibi, Müslümanlara da bir moral olmuştur
En zor zamanda insanlık ailesinin aklına gelmeyeceği, yirmi birinci asırda yaşayanların aklının bile alamayacağı ve Ebucehille aynı aklı paylaştıklarını ortaya koyacağı bir mucize gerçekleşir
Ebucehil: “Olmaz öyle şey derken, Hz Ebubekir razıyallahu anhü: “O söylemişse doğrudur demiş Biz, bu gün Hz Ebubekir razıyallahu anhü’nün yolunda yürümeye çalışıyoruz İnkar edenler de kimin yanında olduklarına dikkat etsinler
En zor zamanlarda Allah’a güvenen peygamber efendimizi, yedi kat semanın üstüne çıkarmış, Cenneti, Cehennemi, Cennetlikleri ve azap görenleri göstermiş O Cenneti gören gözler, bütün insanlığın yolunun cehenneme gitmemesi, bu adımların cennete doğru gitmesi için gece gündüz çalışmış
Hz İbarhim, hanımı, Hacer validemizi Mekke vadisinde susuz, ekmeksiz ve de kimsesiz bıraktığında Hacer validemiz “Beni kime bırakıyorsun? diye sorduğunda “Allah’a diye cevabı alınca yüreğinde zerre kadar burukluk hissetmeden ve gönül hoşluğuyla Mekke’de kaldığından Rabbimiz, o günden beri kesintisiz akan Zemzem suyunu fışkırtıvermiş
O günden beri Müslümanlar Safa tepesi ile Merve arasında O Hacer anamızın anısını yaşatmak için Sa’ykoşmaya devam etmiştir
Müşrikler,peygamberimizin ve arkadaşlarının canına kastettiği bir zamanda Allahın yardımından hiç şüphe etmeyen Efendimiz, Miracla mükafatlandırılır ve o günden bu güne kadar o gecenin bereketiyle bizler azmimizi, ümidimizi ve tevekkülümüzü bileriz
Doldurulmuş bir akü arabayı hareket ettiriyor Aküye doldurulan enerjiyi biz görmüyoruz, ama yaptığı iş nedeniyle inanıyoruz
Binlerce ton suyun buhar olup gökyüzüne yükseldiğini , ülkelerden ülkelere rüzgar atıyla geçtiğini ve takdir edilen yere yağdığını görüyoruz İçine gaz doldurulan balonun havada uçtuğunu , içi hava doldurulan varilin deniz üzerinde yüzdüğünü biliyoruz
Kalbi, iman ve hikmetle dolu Allah Rasulü, Rabbinin istemesi üzerine yaptığı bu İsra ve Miraç ‘ın gerçekten meydana geldiğine yürekten inanıyoruz
O Allah (cc), bize bizden daha yakın iken kulunu ve Rasulünü taltif etmek için İsra ve Mir’ac ‘ı gerçekleştirmiştir
Ayette “Abdihi kelimesiyle efendimizin bu İsra ve Mi’rac’ı ruhu ve cesediyle yaptığına işaret eder
“Ruhuyla çıkmıştır diyenler olmuş ama ayetin işaret ettiği mana ruh ve bedenle gittiğidir ve ulemamızın çoğunluğu bu görüştedir
Ayette ifade edildiği gibi Rabbinin ayetlerini görecektir Bu görüşe gönül gözü ile başındaki gözde katılırsa ikram tam olur Rüyada tatlı yiyenle , uyanıkken yiyen aynı tadı almaz ve rüyadakinin karnı doymaz
Günümüzde batıya olan imanı, Kur’anın önüne geçen bir kısım müsteşrik tipi bilginlerimiz “Rüyada olmuştur diyerek batının ayıplamasına karşı kendini savunma tarafına gider ama İstanbul’da bir özel lisede öğretmenlik yapan İtalyan papaza öğrenciler sorarlar: “Muhammed bu göğe çıkmış sen inanırmısın ? denildiğinde : “Bizim gibi insanlar aya çıkıyor Allah’ın Rasulü daha ötelere niçin çıkmasın? diye cevap verir Bizimkiler papaza da yaranamazlar
Hayatında hiç kuş görmemiş bir adama kuşu tarif etseniz ve “Havada uçar deseniz, bizim bu miracı inkar edenler gibi direnecektir Mülk suresinde “O kuşları havada tutan Rahman dır diyor Kuşları havada uçuran Rabbim, Rasulünü yedi kat semanın ötesine götürür
Ten, topraktan gediğinden yer çekimine tabidir Can, Allah’dan geldiğinden Onun çekimine tabiidir Tenin etkisinden kurtulan can, buharlaşan su gibi, Rabbin koyduğu mucize veya keramet kanunları içinde yüzer durur
BU GECE NE YAPALIM?
1 İsra ayetinin hemen arkasından gelen ayetlerde Musa aleyhisselamın, İsraioğullarına kılavuz kılındığını, devam eden ayetlerde, İsrailoğullarının kibirlendiği, bozgunculuk yaptıklarını ve sonunda bu dünyada büyük bir cezaya çarptırıldığını heber verirken Rabbimiz bizi uyarıyor: Kılavuzumuz Allah rasülü olsun, bu yürüyüş esnesında kibirlenmeyelim Bozgunculuk yapmayalım
2Kılavuz kitabımız Kur’ani Kerim olsun Rabbimiz: 3
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
1 Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldı¬ğımız Mescidi Aksa'ya âyetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik¬lerden) münezzehtir Şüphesiz O, işitendir, görendir
2 Biz Musa'ya kitabı verdik ve onu Benden başka vekil edin¬meyindiye İsrail oğullarına kılavuz kıldık
3 Nuh'la beraber gemiye yüklediklerimizin ço¬cukları! (Ey in¬sanlık ailesi) Şüphesiz O (Nuh) çok şükreden bir kuldu (Siz de çok şükrediniz)
4 Kitabta(Tevrat'ta) İsrail oğullarına şu hükmü verdik: Elbette siz yer¬yüzünde iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kabarışla kibirle¬neceksi¬niz
5 O ikiden (iki bozgunculuktan) birincisinin za¬manı geldiğinde üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik, onlar evlerinizin aralarına kadar girip araştırdılar, va'dde gerçekleşmiş oldu
6 Sonra onları yenme imkanı verdik Mallar ve oğullarla size yardım et¬tik Sizi savaşçılar olarak en çok kıldık
7 Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz Eğer kötülük yapar¬sanız, kendinize (kö¬tülük yapmış olursunuz) (O iki bozgunculuktan) so¬nuncusunun zamanı geldiğinde (öyle kullarımızı göndeririz ki) yüzlerinizi kara etsinler, ilk kez girdik¬leri gibi yine mescide (Kudüs'e) girsinler ve yen¬dik¬lerini mahvetsinler
8 Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder Eğer siz, (bozgun¬culuğa) dönerseniz, biz de (cezalandır¬maya) döneriz Biz cehen¬nemin kâfirlere hisar (ha¬pishane) yaptık
9Şüphesiz bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amel işleyen mü¬minlere bü¬yük bir mükâfat ol¬duğunu müjdeler
10 Ahirete iman etmeyenlere de acıklı bir azab hazırladık(Bunu da kâfirlere müjdele)
11 İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua et¬mekte İnsan pek aceleci oldu
12 Geceyle gündüzü iki âyet yaptık Gece âyetini(Ay'ı) sildik, gündüz âyetini(Güneşi) gösterici kıldık ki; Rabbinizden bir nimet arayasınız, sene¬lerin ve hesabın sayısını bilesiniz Biz her şeyi açık seçik anlattık
13 Her insanın (amel) kuşunu kendi boynuna taktık (Herkes kendi yaptığından sorumludur) Kı¬yamet günü onun için bir kitap çıkarırız ki; onu açıl¬mış olarak bu¬lur
14 Oku kitabını Bugün hesaba çekici olarak nefsin sana ye¬ter
15 Kim doğru yolu bulursa, kendisi için bulmuş olur Kim de sa¬pıtırsa kendi za¬rarına sapıtmış olur Günah yükü taşıyan hiçbir kimse başkasının günah yükünü taşımaz Biz, bir peygamber göndermedikçe (hiçbir kim¬seye) azab etmeyiz
16 Biz, bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde şı¬marık zenginle¬rine(itaatı)emre¬deriz, orada boz¬gunculuk çıkarırlar, oraya (azab) sözü hak olur, biz de orayı yerle bir ederiz
17 Nuh'dan sonra nice nesilleri helâk ettik Kul¬larının günahla¬rına, Rabbinin ha¬berdar ve görücü olması yeter
18 Kim bu çabucak geçici (dünya)yı isterse, biz ona dünyada dilediğimiz kadar, istediğimize çabucak veririz Sonra da ona ce¬hennemi (yatak) kılarız Oraya kı¬nanmış ve kavrulmuş olarak yaslanır
19 Kim iman ederek âhireti ister ve ona yaraşır şekilde çalı¬şırsa, işte onların çalışmaları meşkur (makbul)dür
20 Her birine, onlara da (dünyayı isteyenlere de) bunlara da (âhireti is¬teyenle¬re de) Rabbinin bağı¬şından veririz Rabbinin ba¬ğışı (hiç kimseden) en¬gellenmiş de¬ğildir
21 Bak, nasıl onların bir kısmını bir kısmından üstün kıldık El¬bette âhiret derece¬ler yönünden daha büyük ve üstünlük bakı¬mından da daha bü¬yüktür
Kola kul olma Yalnız ve yalnız Allaha kul ol ve özgürlük bildirisi gibi şu ayeti oku:
22 Allah ile beraber, başka bir ilâh edinme, sonra kınanmış ve kendi başına bıra¬kılmış olarak otura kalırsın
Gelin Ankara’yı düzeltmek yerine biz önce kendimizi düzeltelim Eşimiz, çocuklarımız, ana ve babalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız ve dostlarımızla nasılız? Bir gözden geçirelim
Alın terini toprakla yoğurup buğdaya dönüştüren, alın teriyle çeliğe su verip, karşılığını yiyecek giyecek ve içeceğe dönüştüren babalarımız
Ciğerinin kanını bembeyaz süte dönüştürüp bir şelale gibi yavrusunun ağzına akıtan analarımız, Allah ve Onun Rasulünden sonra sevilmeye en layık insanlardır
Kış gününde aynaya üfleseniz kendinizi aynada göremezsiniz Rabbimizde : “Anne ve babanıza öff bile demeyiniz buyurur (İsra 1723)
Denizlerin söndüremediği anne ve baba yüreğinin ateşini öff demekle söndürenler kendisinin cehennemdeki ateşinin alevlenmesi için üfürmüş olurlar
Bakınız Rabbimiz ne buyurmuş:
23 Rabbin, kendinden başkasına ibadet etme¬menizi ve anne babaya iyiliği em¬retti Eğer onlardan biri veya her ikisi senin ya¬nında ihtiyarlık ça¬ğına ulaşırsa onlara öffdeme, onları azar¬lama, onlara güzel söz söyle
24 Her ikisine de rahmetten tevazu kanadını in¬dir, (kucak aç) ve Ey Rabbim, bunlar beni küçük¬ken nasıl terbiye ettilerse sen de bunlara mer¬hamet etde
25 Rabbiniz içlerinizdekini daha iyi bilir Eğer siz salihler olur¬sanız, şüphesiz o kendine dönenleri ba¬ğışlayandır
Yakınlarınızı gözetiniz Çevrenizdeki fakirlere yardım ediniz ve Rabbin sözüne kulak veriniz:
26 Yakınlara hakkını ver Fakirlere, yolda kal¬mışa da ver, sa¬çıp sa¬vurma
Saçıp savurmak, kişinin gücüyle orantılıdır Ben israf yapmıyorum demeyiniz Herkes kendi imkanları oranında iktisadlı davransın ve saçıp savuranları da uyarsın
27 Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeş¬leri oldular Şeytan ise Rabbine karşı çok nankör¬dür
28 Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti isteye¬rek (elin dar olduğu için yardım edememek sebe¬biyle) onlardan yüz çevirirsen onlara yumuşak söz söyle
29 Elini boynuna bağlanmış kılma (cimri olma), büsbütün de yayma (is¬raf etme), yoksa kınanmış ve pişman vaziyette oturakalırsın
30 Şüphesiz Rabbin, rızkı dilediğine genişletir, dilediğine da¬raltır Çünkü O, kulla¬rından haberdardır, görendir
Kara toprağın doğurduğu buğday, elma, nar mı daha değerli ve sevimli yoksa seven iki canın canlarından, tenlerinden, genlerinden bedenleşen ve Rahman olan Rabbimiz tarafından ruh verilen cennet kokulu yavrularımız mı daha değerli?
İslama göre bir damla kanı dünyalara bedel olan bir insanı ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister Budist, ister ateist olsun hangi mantıkla haksız yere öldürülebilir?
Firavunun mantığıyla öldürebilir Firavun Beni İsrailin erkek çocuklarını öldürüyordu Kıptilere karşı beni İsrail güçlenmesin diye öldürüyordu
Mekkeli müşrikler soframıza ortak olmasın diye öldürüyorlardı
Günümüzde Filistin de, Bosna da, Kosova da, Keşmir de, Çeçenistan da, Eritre de, Müslüman nüfusu azaltmak için Firavun mantığıyla öldürüyorlar Mekke müşrikinin hedefi olan ekonomik dengeyi sağlıyorlar
31 Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz Onları da sizi de biz rızklandırırız Onları öldürmek gerçekten büyük günahtır
Kur’an “zinaya yaklaşmayın diyor “Zina yapmayın demiyor Yani bizi zinaya götürecek her türlü eğitimden, haram gıdadan, kötü mekandan, kötü arkadaştan, kötü sözden, Kötü davranıştan uzak duralım ve rejimin kurbanlarını kurtarmak için önce yanan bir yürekle yaklaşıp çareler arayalım
32 Zinaya yaklaşmayınız Çünkü o bir fuhuştur ve kötü bir yol¬dur
Rabbimiz,Maide süresinin 32 inci ayetinde “Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir buyurur Sevgili peygamberimiz de “Müslüman bir insanın öldürülmesinden, insansız bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir buyurmuş(Tirmizi,Diyat 5,İbni Mace,Diyat,1) Bu imanla büyüyen İmamı Gazalinin hocası, İmamül Harameynel Cüveyni (H419478) “Bir damla kanla bir dünya tartılsa kan ağır gelirder (elĞıyasi s:256) Aynı ma’nayı İmam Gazali de elMüstasfa 1314 de tekrarlamış Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif Merhumda:
“Bütün dünya için bir damla kan çoktur diyorlar, sen,
Şu ma’sum ümmetin seller akıttın hûni pâkinden deyivermiş
Kendisini hep Osmanlı’ya benzetmeye çalışan ve bunu açıklamaktan da kendini alamayan Amerika şunu bilsin ki, Osmanlı’nın altı yüz yılda öldürdüğü insan sayısı, Hıristiyan Hitlerin beş yılda öldürdüğüne denk değildir
Amerikalı kovboyların yirmi milyon yerli halkı nasıl yok ettiklerini öğrenmek için bu katliamın canlı şahidi olan ve gördüklerini yazan İspanyol asıllı papaz Bartolome’de las Casas’ın “Kızıl derililer nasıl yok edildi adı altında Türkçe’ye çevrilen eserini bir okuyuverin (Şule yayınları)
33 Haksız yere Allah'ın haram kıldığı canı öl¬dürmeyin Kim haksız yere öldü¬rürse, onun velisine yetki vermişizdir O da öl¬dürmede aşırı gitmesin (kan davası haline getirip, katilin yakınla¬rını öldür¬meye kalkmasın) Çünkü o, (veli Şeriat tara¬fından) yar¬dım edilmiştir
Atalarımız: “Yetim malı yiyenler ateşten gömlek giyerler demişler ama Kur’anı Kerim Nisa suresinin onuncu ayetinde “Haksız yere yetim malını yiyenler, karınlarına ateş yemiş olurlar buyurur
Yetim malı yiyenler, etrafına benzin döküp yakmak isteyen insandan daha fazla çılgındır ama kendini yakanın acısını bu dünyada gördüğümüzden, yetim malı yiyenlerin cezasının bu dünyada görülmediğinden kendini yakanı kurtarmaya çalışıyoruz ama karnına ateş dolduranı kurtarmaya çalışmıyoruz
34 Yetim, ergenlik çağına gelinceye kadar, ye¬timin malına en iyi şekilde yakla¬şın Sözü yerine getirin Çünkü sözde sorumluluk vardır
Gözümüzü uzağa veya yakına bakarken farkına varmadan ayar yaparız Bu yaptığımız ayarın hızına hiçbir bilgisayar ulaşmamıştır ve ulaşmayacaktır
Kulağımız duyduğumuz sesin sahibi insanmı, arabamı , koyunmu olduğunu, yönünü ve uzaklığını bilir Buda bize doğuştan verilen ölçülerdir
Ağzımızdan çıkan sesleri ölçülü çıkardığımızda anlamlı kelimeler çıkar
Rastgele kalemle karalarken belli bir ölçüyle çizmeye başlarsak belli bir şekil ortaya çıkar
Seslerin ölçülü çıkışından müzik meydana gelir
Dünya çocukları birbirinin dilinden anlarken bizim ölçüsüz davranışlarımızla onların masumiyetini giderip kendi kalıbımıza döktüğümüzden onlarıda anlaşamaz hale getiriyoruz
Bir yaşındaki bir milyar çocuk anlaşabilir ama 70 yaşına gelmiş iki siyasi anlaşamıyor
Buda Rabbimizin fıtratımıza koyduğu ölçüyü çevreden algıladığımız ölçüsüz ölçülerle fıtratımızı bozup her kalıba uygun bir ölçü benimseyip herkesi kendi ölçümüze zorlamadan kaynaklanır
Bazı insanlar bir kiloluk tartı demirlerinin içini oydurarak sattığını eksik verirlermiş Zaman zaman belediye, tartı aletlerini kontrol ediyor
Nereye gitsen kilo , bin gram Herkes kendine göre ayarlarsa düzen bozulur Onun için Rabbimiz “Doğru teraziyle tartındiyor
Komünizm: “benim ölçülerim doğru dedi milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu
Kapitalizm: “Benim ölçülerim doğru dedi milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu Uyuşturucu bağımlıları , fuhuş tacirleri , adam öldürme çeteleri üretti ve demokrasi adına ülkeleri mafya ile medya yönetmeye başladı
Rabbimiz, sevgili peygamberimize ve onun şahsında bize : “Sana ilim geldikten sonra eğer onların hevalarına (şahsi ölçülerine) uyarsan sende zalim olursun buyuruyor (Bakara120)
Dünyanın en dürüst adamını yanlış terazinin başına oturtsanız o’da eksik tartar
Adalet terazisi yanlış olunca tartan kişinin doğruluğu bir şey değiştirmez
Onun için Rabbimiz hem ölçenin tam ölçmesini , hemde terazinin doğrusunu almamızı emrediyor
O ilahi terazi olan Kur’an ise bizim konuşmamızı , yürüyüşümüzü, bakışımızı, kaş göz hareketlerimizi, komşuluk ilişkilerimizi, yöneten ve yönetilen ilişkilerini en güzel şekilde ayarlamaktadır
35 Ölçtüğünüz zaman, tam ölçün ve doğru te¬razi ile tartın Bu daha ha¬yırlı ve sonuç itibariyle daha güzeldir
Büyük insan olmak için yaşın büyüklüğü veya malın çokluğu değil olgun insan olmakladır Elektriği olmayan billûr avize ne kadar çalım atarsa atsın gece karanlığında yüzüne bakan olmaz Billûr avizenin güzelliği ışığıyladır
İlim, insanın süsü olur ama süksesi olmaz Çünkü ilim arttıkça alimin tevazuu artar Dalların meyvesi arttıkça dik başlılığı gider ve toprağa doğru eğilir
Aynı anda iki yere kulak vermemiz mümkin değil Rabbimiz kendi kelamını dinlememizi ve de dinlediğimize uymamızı ister Bizlerde her gün yatsı namazından sonra “semi’na ve eta’naişittik ve itaat ettik diyoruz (Bakara 286)
Birileri çıkarda “Kur’ana kulak verme beni veya bizi dinle diyecek olursa biz bu dediğini bile duymayız Biz kulağı yaratanın kelamına kulak veririz O da bizi uyarıyor: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ardına düştüğünden sorumludur buyurmuş (İsra 36)
Güneş olmadığı zamanlarda elektrik lâmbaları işimize yarar Gün doğunca lâmbalar söner Sönmese de onları gören olmaz Göz güneşin ışığıyla doyunca lambadan haberi olmaz Olunca da “püf der
Allah kelamı yanında insanların sözleri güneş yanında yanan mum gibidir Ya söner veya yanmaya devam eder ve yok olur gider Kulaklarımız, gözlerimiz ve kalbimiz en değerli varlıklarımız
Onlara en değerli sözleri dinletelim, okutalım ve ezberletelim
Kulağımız sivri sineğin sazını da anlar ama gül gibi yerlerde bülbül dinlemeyi tercih eder
36 Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan, (yaptığından) sorumludur
Kur’an bizim hayat kitabımız Yürümenin kurallarını ondan öğreniriz Çünkü yeri yaratan O Yeryüzünde yürüyen ayağı yaratan O Onun için bu ayak bu yeryüzünde kibirlenerek, çalım satarak, insanlara hava atarak yürümemeli “İsra suresinin 37 inci ayetinde “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme buyuruyor
Kim kime böbürlenecek? İşverenin ayağında on parmak olduğu gibi, işçinin ayağında da on parmak var Gören göz, gülen yüz, veren ve seven el, bal gibi dil ikisinde de var Buna rağmen biri böbürlenerek yürüyecek olursa aklından zoru var demektir
Saltanat sahibi biri yolda yürürken herkes ona saygı duruşuna geçiyormuş Adamın biri oturduğu yerden kıpırdamamış Kibirli adam:
Beni tanımadın mı? Adam:
Tanımazmıyım Evvelin bir damla su, sonun bir avuç toprak
Sen şimdiki halime bak
Neyine bakayım şiş karnına bıçak atsam gübre dökülür Sırtındaki kürke gelince onu hayvanın biri on sene giydi, hayvanlıktan kurtulamadı demiş
Es’at Muhlis paşa da:
“Ne Sal iledir ne mal iledir
Beyim ululuk kemal iledir diyor
Bizi Rabbimizin ayetine uyalım:
37 Yeryüzünde böbürlenerek yürüme Çünkü sen ne yeri yarabilirsin, nede boyca dağlara yetişe¬bilirsin
38 Bütün bunlar, Rabbin katında kötü olan ve sevilmeyen şeylerdir
39 Bunlar, sana Rabbinin vahy ettiği hikmetten¬dir Allah'la be¬raber başka ilâh edinme Yoksa kınanmış ve kovulmuş olarak cehen¬neme atılırsın
Bu geceye ait bir ibadet nakledilmemiş ama değerli büyüğümüz Ömer Nasuhi Bilmen efendi (merhum) “Büyük İslam İlmihali isimli eserinde
“Mi'raç Gecesi Namazı, Receb ayının yirmi yedinci gecesine raslayan mübarek Mi'raç Gecesinde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görülmüştür Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak iki rekâtte bir selâm vermeli, sonra yüz defa Sübhanallahi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekberdemeli Bundan sonra, yüz defa istiğfar ederek yüz defa da Salât ve Selâm okumalıdır
Gündüzün de oruçlu bulunmalıdır Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü, Allah'dan umulur (Büyükİsİl s:208)
ArkadaşLar biraz uzun geLebiLir ama çok mükemmeL bir yazı okumanızı isterim