Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İstanbul Semt Adlarının Kökenleri

İstanbul Semt Adlarının Kökenleri
0
116

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
36
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
90
Aksaray – Aksaray ’dan gelenler buraya yerleştirilmiştir Bu mahalle adını bu günkü Aksaray Şehrinden gelenler vermiştir

Ahırkapı Padişah sarayının sonunda ki has ahırın (Padişahın atlarının barındığı ağıl) yanında olduğu için Ağıl Kapısı diye anılmıştır

Akaretler Sultan Abdulaziz Taşlıkta Aziziye camiinin giderlerini yerine getirmek üzere bir vakıf kurmuştur Bu vakfa kazanç karşılamak için de gelir getiren anlamında Akaretler yaptırmayı planlamıştır Bu planı son vermek ise IIAbdulhamit ’e nasip olmuştur Bu yüzden semtede Akaretler denmiştir

Altunizade Altunizade İsmail Zühtü Paşa ’nın yaptırdığı cami, semtinde bu adla anılmasına sebep olmuşştur Zühtü Paşa ’nın babası altın alım satımı ile iştigal ettiğinden Zühtü Paşa ’ya da Altunizade denmiştir

Arnavutköy – Önceleri, Boğaziçi ’nin bu şirin semtinde Arnavutlar oturduğu için buraya bu isim takılmıştı

Ataköy Ataköy ’ün eski adı Baruthane dir IIMahmut göre buraya baruthane yapılmıştır O zamanlar Ataköy (İstanbul ’un dışı sayıldığından baruthane yapımı için uygun bir alan olarak görülmüştür) Daha sonraları Emlak ve Kredi Bankası bu bölgeye 50 60 bin nüfuslu bir ikâmetgâh yeri kurmuştur(1950) Yeni mesken yerinin adı da Ataköy olur

Ayazağa İsmini yeni çeri kethudası Ayaz Ağa ’nın çiftliğinden almıştır Abdulaziz döneminde buraya yaptırılan saray bugün binicilik okulu olarak kullanılmaktadır

Ayrılık Çeşmesi (Haydarpaşa ’da) – Vaktiyle hac alayı bu çeşme çevresinde toplanır, oradan yola çıkardı Hacca gidenler eşlerine, dostlarına orada veda ederek ayrılırlardı

Bağlarbaşı çok eskiden bir Ermeni manastırına ait bağların başladığı yermiş Zamanla oraya Bağlarbaşı denmiştir

Balat Rumca saray anlamına gelen palation sözcüğünden geldiği söylenir Önceleri İstanbul ’un kapılarından birine verilin bu isim, sonraları semtin adı olmuştur

Bebek Fatih Sultan Mehmet Han buranın muhafazası için gönderdiği komutanın lakabından gelmektedir (Bebek Çelebi Bebek Çavuş)

Bedesten Arapça bir laf olan Bezzaz dan türetilmiştir Kumaş, kumaş taciri, Manifaturacı anlamına geliyor Bez tacirlerinin bulunduğu yere de bezzazistan denildiğinden zamanla insanlar aralarında ağza kolay gelmesinden nedeniyle bedestan ’a dönüşmüştür

Beylerbeyi – III Murat devri beylerbeylerinden Mehmet Paşa ’nın yalısını bulunduğu için köye bu ad verilmiştir

Cihangir – Kanuni Sultan Süleyman o kadar sevdiği oğlu Cihangir için burada bir cami yaptırmıştı Mahalle adını bu Cihangir Camisi ’ nden almıştır

Çarşamba – Samsun Çarşamba ovasından gelenler yerleştirildiği için buraya da Çarşamba denilmiştir

Çengelköy – XIX Yüzyılda Kaptanı deryalıklarda, valiliklerde bulunmuş, yiğitliğiyle meşhur Çengeloğlu Tahir Paşa burada bir mescit yaptırmıştı

Harem – Üsküdar Sarayı ’ nın harem dairesine gidecekler bu iskeleye çıkarlardı

Haydarpaşa – III Selim vezirlerinden Haydar Paşa oradaki kışlayı yaptırmıştı

İhsaniye – Selimiye kışlası ile Karacaahmet arasındaki bu mahallenin bulunduğu yerde vaktiyle bir saray vardı Padişah yıkılmaya yüz tutan bu sarayın arsasını halka “ihsan ettiği (bağışlandığı) için semtin adı “İhsaniye kalmıştır

Kabataş – İskelenin bulunduğu yerde bir zamanlar büyük bir taş vardı Osmanlı devri ileri gelenlerinden “Köse Kahya diye tanınmış Mustafa Necip çelebi bu taşı yontturup iskele haline getirdi

Kadıköy – Bugün Osmanağa Camisi diye anılan caminin uygun bir zamanlar Kadı Mehmet Efendi ’nin yaptırdığı bir mescit vardı Semtin adı bundan nedeniyle “Kadıköy kalmıştır Bugünkü camiyi I Ahmet devrinde Babüssaade Ağası Osman Ağa yaptırmıştır Öteki bir takım kaynaklara kadar Bizans ’ın fethinden sonradan burası İstanbul ’un birincil kadısı Hızır Bey ’e bağışlanmış, bundan ötürüde mahalle “Kadıköy adını almıştır

Kanlıca Bu bölgeye Kanuni Sultan Süleyman tarafından Anadoludan Türkmen ve göcebe bir takım türk kabileleri getirtilip yerleştirilmiştir Bu göçebelerin buraya yerleşmeleri kağnılarla olduğu ve fazla uzun bir zaman içinde fakat yerleşebildikleri için millet arasında bu bölgeye Kağnıca, sonralarıda Kanlıca denmiştir

Kuzguncuk – Fatih Sultan Mehmet devrinde, Kuzgun Baba diye anılan bir derviş burada oturmuştu

Taksim İstanbul sularının bir bölümünün buradan taksimi yapıldığı için burasıda suların taksimi (ayrımı) yapılan yer olarak kalmıştır

Üsküdar – Farsça “Konak anlamına gelir Bir Zamanlar Anadolu ’ya İran ’a, Arabistan ’a aralıklı kervanlar burada konaklardı

Vaniköy – Eski adı Papazbahçesi ’ydi IV Mehmet, Şeyhi Sultani Esseyit Mehmet Vani (Vanlı) ye bu yerleri armağan etti, o da kendisine burada bir yalı, bir iki ev yaptırdı

Okmeydanı:
Bildiğim kadarıyla Fatih sultan Mehmet İstanbulu fethetmeden önce yeni çerileri ( Asker ) Okmeydanın,da adı üzerinde Ok atarak pratik yaparlarmış
Sonralarıda adı Okmeydanı olarak kalmış

Bi 2 metre uzunluğunda mermerden oluşan Hedefler varmış bunların sayısıda 250 nin üzerindeymiş
Ama malesef zamanla ya kırılmış yada kaldırılmışdır
Bir kaç tanesinin evlerin bahçe içerisinde kaldığı söylenir

Eyüp Sultan:
Peygamberimize ev sahipliği yapıp Makamı cennet adı ile; anılan
Emeviler vaktinde İstanbul kuşatmasına (671) katılan ve burada şehit olan
Ordusuyla gelip İstanbulu fet etmek için yola meydana çıkan ama hastalanıp güçden kesildiğinde
Ordusuna beni en son gittiğiniz yerde defnedin diyip Ruhunu teslim eden
Eyüp el ensari Hazretlerinin Türbesinin olduğu yerdir
Esas hakiki ismi Halid bin Zeyd ebu Eyyüb elEnsari'dir

1453'de Fatih Sultan Mehmed istanbul'u fethederken Akşemseddin hazretleri rüyasında gördü ve orayı kazdırınca bir dört köşe yeşil somaki misket belirdi Üstünde kabri Eba Eyyubi Ensari, bu Eba Eyyüb'ün mezarıdır, yazılıydı Taşı kaldırdılar İçinde Eba Eyyüb'ün vücudu safran ile boyanmış kefen içinde terü taze ve sağ ellerinde tunç mühür vardı Burada nurlu türbesini yaptılar Bu çevrede 33 sahabi yatmaktadır ( AnaLiiZ )

Yenikapı:
4 Murat devri Padişah kadar, mey (şarap), afyon ve fal bakmak yasak İstanbul'da tüm meyhaneler ve keşhaneler undergroundtakılmaya başlamış 4 Murat bi gece, tebdili giysi İstanbul'a indiğinde, karşıya geçmeye karar verip bi filika kiralamış
Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyomuş natürel Bi ara, sandalın yanından sarkan bi ipi çekmiş İpin ucunda bi testi! Sultan, Ne var o testinin içinde?diye sormuş Sandalcı Ne olacak, mey iştediye gülerek müşterisine ikram etmiş Her ne dek yasaklamış olsa da, 4 Murat'ın alkolle arasının iyi olduğu bilinir İkramı kabul etmiş ama gerçi, Mey yasaklanmış Hünkarımız görse kafanı vurdurtur diye korkmuyo musun?diye sormaktan da geri kalmamış Sandalcı da haliyle, Yahu hünkar ner'den görecek bizi denizin ortasındademiş
Aradan birazcık vakit geçmiş Sandalcı bu kere de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış Gönlü zengin adam, derhal müşterisine de ikram etmiş Sultan yine kabul etmiş fakat yasağı yine hatırlatmış Sandalcı aynı şekilde, Kim görecek fakat bizi denizin ortasındademiş Birazcık daha vakit geçmiş Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış Hünkara, Ver 5 akçe de falına bakayımdemiş Fal 4 Murat'ın en kızdığı şeymiş, fakat Hadi biraz daha sabredeyimdiye düşünüp, Bak baridemiş
Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, Efendi, sorunu sor bakalımdemiş Padişah, Hünkar derhal nerededir?diye sormuş Sandalcı taşlara bakıp Hünkar şu lahza denizdedirdemiş 4 Murat güya endişelenmiş havalarına girip, Sakın yakınımızda bi yerde olmasındiye sormuş sandalcıya ve bitmiş iyice bakmasını söylemiş Sandalcı taşlara baştan bakmış ve aniden, 4 Murat'ın ayaklarına kapanıp, Affet beni hünkarım diye yalvarmaya başlamış Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş Padişah dayanamayıp, Sana bi soru sorucam Eğer bilirsen seni affederim Bilemezsen boynunu hemencecik vurduracamdemiş Sandalcı sevinçle, Padişahım fazla yaşademiş ve ilgiyle soruyu beklemye başlamış
4 Murat, sandalcıya, Dönüşte İstanbul'a hangi kapıdan giricem?diye sormuş Natürel sandalcı anında itiraz etmiş, Hünkarım, derhal ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz Affinıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bi kağıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonradan okusanız olur mu?demiş Hünkar başını Oluranlamında sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiş
Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yandaki fedaisine, Anında boynunu vur şu kafirinemrini vermiş Daha Sonra da, Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul'a oradan giricemdemiş çevresindekilere Kapı 510 dakikada açılıp, padişah ve erkanı şehre girmiş 4 Murat bi ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş Kendinden çok eminmiş, söz olsun diye cebindeki kağıda bakmış Lakin okuyunca hayretler içinde kalmış Sandalcı kağıda şunları yazmışmış: Hünkarım, yeni kapınız vatana millete uğurlu uğurlu olsun
O gün bugündür de işte o kapı, Yenikapıolarak anılıyormuş

''Beşiktaş'' ismiyle ilgili anlatılan 2 rivayetten biri, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerini bağlamak için diktirdiği 5 taştan aldığı, diğeri de burada yaptırılan kiliseye Kudüs'ten getirtilen beşik taşından geldiği yönünde

Alıntıdır *
 
858,498Konular
982,052Mesajlar
30,037Kullanıcılar
hermaousSon üye
Üst Alt